Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, "Türkiye'nin bu eğitim sistemiyle devam edebilmesi mümkün değil. Bu sistemle devam ettiği sürece bu kafaların yetişmesi normaldir" dedi.
CHP Malatya İl Teşkilatı'nda basın toplantısı yapan Ağbaba, Türkiye'nin gündeminin yoğun olduğunu belirterek, Türkiye'de yeni şeylerle karşılaştıklarını, daha önce hiç karşılaşmadıkları olayları yaşadıklarını ileri sürdü.
"O STADIN İSMİ BEŞİKTAŞ İNÖNÜ STADI'DIR"
Ağbaba, Beşiktaş Vodafone Arena'nın açılışıyla ilgili bir değerlendirmede bulunarak, "Türkiye'nin köklü kulüplerinden, Türkiye'nin belki de dünyanın en önemli taraftar grubuna sahip Beşiktaş'ın stadı açıldı. Öncelikle o stadın ismi İnönü Stadı'dır. Beşiktaş İnönü Stadı demeye devam edeceğiz. Maalesef isimleri değiştirerek, Türkiye'nin her yanında hafızayı yok etmeye çalışıyorlar. Ama altı çizilmesi gereken, üstünde durulması gereken konu dünyanın en önemli taraftar grubu Çarşı'ya sahip olan bir takımın açılışına taraftar alınmadı. Çarşı grubu ve Beşiktaş taraftarları, dünyanın en yaratıcı taraftarları stada alınmadı. Olası bir ıslıklanma ve tepkiden korktuğu için Cumhurbaşkanı stada, kendi belirlediği insanlar dışında kimseyi almadı. Bunu Cumhurbaşkanlığı'nın bir ayıbı olarak gördüğümüzü söylemek istiyoruz. Beşiktaş kulübü başkanı maalesef kendi kulübünü satarak, kendi taraftarlarını yok sayarak teslim olmuştur. Bunu da buradan kınadığımızı söylemek istiyoruz. Artık kini nerede maç izleyeceğine, nasıl izleyeceğine de o insan karar vermektedir. Boş koltuklarda bir açılış yapıldı" dedi.
"CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMINA YAKIŞMAYAN ELEŞTİRİLER YÖNELTİYOR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da eleştiren Ağbaba, şunları söyledi:
"Her gittiği yerde Cumhuriyet Halk Partisi'ne, genel başkanımıza bir Cumhurbaşkanlığı makamına yakışmayan eleştiriler yöneltiyor. Geçtiğimiz günde bir hastane açılışında 20 önce genel başkanımızın genel müdürlük yaptığı dönemi dile getirdi. Tabi söylediği her şey yalan. SSK'nın nasıl yönetildiğini, ne kadar didik didik edildiğini ve hiçbir açık bulunmadığını herkes biliyor. Her gün geçmişe saydırıyor ve hep kendi döneminde yapıldığını iddia ediyor. Herhalde bu tıpta yeni gelişen ilaçları, makineleri herhalde kendi döneminde yaptı. Neredeyse genel başkanımıza 'senin döneminde röntgen makineleri eski modeldi, biz yenileştirdik' diyecek. Ya da 'yeni geliştirilen ilaçlar senin döneminde yoktu, biz yaptık' diyecek. Hatta belki 'sizin zamanınızda boğazdan karşıdan karşıya kayıkla, sandalla geçiyorduk, şimdi bak köprüyle geçiyoruz' diyecek. Belki diyecek ki 'eskiden Türkiye'de tarlaları öküzle sürüyorduk, şimdi traktörle sürüyoruz.' Bu kadar komik olmaya devam ediyor."
"ENSAR VAKFI'NIN SORGULANMAMASI DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR"
Ensar Vakfı'na bağlı evlerde çocuklara tecavüz edildiğini ileri süren Ağbaba, "Geçtiğimiz günlerde bir olay yaşandı. Aslında bir olay açığa çıktı. Türkiye'de vicdan sahibi herkesi yaralayan, etkileyen bir olayla karşı karşıya kaldık. Ensar Vakfı'nın işletmiş olduğu bir yurtta, onlarca çocuğa, yaşı 8 ila 10 arasında değişen, anneleri-babaları ekmek bulmakta zorlanan yoksul köylü çocuklarına vakıfta görevli bir öğretmenin tecavüz ettiği ortaya çıktı. Ondan sonra Türkiye'nin her bir yanına bu kirli pislikler akmaya başladı. Önce AKP, Bakan, Vali 'biz bu Ensar Vakfı'nda çalışan öğretmeni tanımıyoruz' dedi. Ardından birlikte fotoğrafları ortaya çıktı. Ardından kendi yandaş medyalarında yazı yazdığı ortaya çıktı. Biz baştan beri söylüyoruz; bu zihniyet, karanlık bir zihniyettir. Ve bu zihniyet sorgulanırken Ensar Vakfı'nın sorgulanmaması düşündürücüdür. Utanmasalar, tecavüze uğrayan çocukları suçlayacaklar" görüşünü savundu.
"İRİN GİBİ PİSLİK AKMAYA DEVAM EDİYOR"
Ağbaba, yaşanan olayların eğitim sisteminden kaynaklandığını savunarak, "Her gün yeni bir olayla karşı karşıyayız. 13 yaşındaki çocuklara tecavüzler oluyor, 3 yaşlındaki çocuklar tecavüzden öldürülüyor. Her gün yeni bir pislikle karşı karşıyayız. Bu pisliklerin sebebi, sadece Cumhuriyet Halk Partisi'nin karşı çıktığı HDP, MHP, AKP ittifakıyla çıkan 4+4+4 yasasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Maalesef Türkiye'nin her yanından irin gibi pislik akmaya devam ediyor" dedi.
"BAKANLIK PSİKOLOG VE ÇOCUK GELİŞİM UZMANI DEĞİL, DİN GÖREVLİSİ ALIYOR"
Ağbaba, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın psikolog ve çocuk gelişim uzmanı yerine din görevlisi aldığını ifade ederek, "Geçtiğimiz günlerde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bir önerge verdik. Sorduğumuz soru önergesini cevaplayan sayın bakan, 37 kişiden oluşan psikolog ve çocuk gelişme kadrosuna 'ihtiyaç yok' diyerek iptal ediyor. '37'şer kişiden oluşan psikolog ve çocuk gelişimci kadrosuna ihtiyaç yok' diyerek iptal ediyor. Bakanlık bunun yerine ihtiyaç duyulan din görevlisi alıyor. Sayın bakan, sen Diyanet İşleri Başkanı mısın? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı '37 tane psikologa, çocuk gelişim uzmanına ihtiyacım yok' diyor. Yerine din görevlisi alıyor. Bu anlayış, işte oradaki yuvalardaki, evlerdeki tecavüzü, tacizi örtmek için ve çocuklara eğitim vermemek için, çocukların bu olayları yaşamasını sağlayan anlayıştır" iddiasında bulundu.
Ferdi DURDU, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com