"HIZLI TREN DEMİYOR, 'KILIÇDAROĞLU' DİYOR!.." CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “Bu kent ne çektiyse AKP vizyonsuzluğunda çekti, hala da çekmeye devam ediyor. Ya susun ya da Malatyalılara tutamayacağınız sözleri vermeyi bırakın artık” dedi.
Milletvekili Ağbaba, CHP İl Başkanı Enver Kiraz ve partililerin katılımıyla Malatya İl Teşkilatı’nda basın toplantısı düzenledi.
Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiğini ve herkesin büyük bir sorumluluk içerisinde hareket etmesi gerektiğini belirten Ağbaba, “Türkiye’de siyaset yapan, Türkiye’yi yönetenlerin büyük bir sorumluluk içerisinde hareket etmesi gerektiğini söylemek istiyorum. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ‘Yurt içinde kitlesel harekete yol açacak bir araya gelmeleri ve toplanmaları sağlayacak her türlü düzenlemeden kaçınmak zorundayız’ diyor. Kime diyor, bize demediği kesin. Kongre yapıyorlar ne sosyal mesafe ne de bir tedbir var. AKP dışında hiç kimse genel kurul, toplantı yapamıyor. Pandemi nedeniyle baroların genel kurulları ertelendi. Sendikaların, meslek örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının tamamının kongreleri ertelendi. Bu virüs, baro genel kurullarından bulaşıyor ama AKP kongrelerinde bulaşmıyor. 30 Ağustos törenlerinde, Anıtkabir’de Atatürk’ü anmada, 29 Ekim’de bulaşıyor ama AKP kongrelerinde bulaşmıyor” dedi.
Ağbaba, ‘Anayasa Mahkemesi'nin eski CHP milletvekili Enis Berberoğlu hakkında verdiği hak ihlali kararının gerekçesi’ne ilişkin şunları söyledi:
“Anayasa Mahkemesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) bir yazı yazdı ve Enis Berberoğlu kararının uygulanmasını istedi. Enis Berberoğlu’nun tutuklanması, cezaevine atılması, hakkında mahkeme kararının verilmesinin tamamı hukuksuzdur. Hak ihlalinin ortadan kaldırılması Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin en büyük vazifesidir, görevidir. Anaysa Mahkemesi bu gerekçelerle kararı TBMM’ye göndermiştir. TBMM Başkanı Mustafa Şentop diyor ki ’14.Ağır Ceza Mahkemesi bu kararı okusun’ diyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin en yüksek yargı organı Anayasa Mahkemesi’dir. Anayasa Mahkemesi üyeleri de tamamı bunların atadıklarından oluşuyor. Buna direnmek, Türkiye’de anayasa sisteminin işleyişini yok saymak, ortadan kaldırmaktır. Bunun sonuçları hepimiz için ağır olur. TBMM’nin görevi bu kararı uygulamaktır.”
Milletvekili Ağbaba, Boğaziçi Üniversitesi olayları ile ilgili ise şunları kaydetti:
“Boğaziçi’ni herkes izliyor. Boğaziçi’ndeki öğrencilere ‘terörist’ diyorlar. Boğaziçi Üniversitesi, hiç kuşkusuz Türkiye’nin en seçkin ve en yüksek puanla girilen üniversitedir. Herkesin görevi Türkiye’nin en seçkin üniversitesini gözü gibi korumaktır. O üniversitede okuyan öğrencilerimizi siyasi görüşümüz ne olursa olsun gözümüz gibi korumalıyız. Boğaziçi Üniversitesi, Türkiye’nin en önemli kurumlarından biridir, hepimizin sahip çıkması gerekiyor. Mesele nereden kaynaklanıyor; Boğaziçi’nde öğretim üyeliği yapmamış, liyakati olmayan birinin rektör olarak atanmasıyla başlıyor. Üniversite içerisinde her gün eylemler oluyor, kimse duymuyor, kamuoyunun haberi yok ama bir gece polis araçları üniversiteye gönderiliyor ve hiç olay olmayan üniversitede olaylar yaşanıyor. Polis, üniversitenin içerisine girerek öğrencileri tutuklamaya çalışıyor. Ben polislere bir şey demiyorum ama bu emirleri verenler, hukuksuz olarak bunu vermişlerdir ve bunun bedelini bir gün hiç kuşkusuz ödeyeceklerdir. Bir ay önce Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri tutuklanmıştı, o öğrencilere Sayın Erdoğan ve Soylu, ‘Bunlar terörist, DHKP-C üyesi’ demişti. O zaman bir tane tutuklu insan var mıydı? Hepsi serbest bırakıldı. Polis, insanların üzerine araba sürüyor onu gören yok, polise iki tekme atan öğrenciyi göstermeye çalışıyorlar. Biz, hükümetin bilerek tahrik ve provoke ettiği olaylara karşı herkesi dikkatli olmaya çağırıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Boğaziçi Üniversitesi’nde hakkını arayan herkesin yanındayız, herkesle dayanışma içerisindeyiz.
Türkiye’de son günlerde ‘Anayasa değişikliği’ tartışmalarının olduğuna dikkat çeken Ağbaba, “Anayasa değişikliği tartışması var, ‘Anayasa yapacağız’ diyor. Nereden çıktı, eniştem beni niye öptü? Biz, ‘Bu bir darbe anayasasıdır ve değiştirilmesi lazım’ diyorduk. Bunlar ne zaman anayasa değiştirdiyse, Türkiye’nin başına iş açtılar. 12 Eylül 2010’da anayasayı değiştirdiler, 15 Temmuz darbesi oldu. 15 Temmuz darbesinin en önemli sebebi 12 Eylül 2010 anayasa değişikliği ve referandumudur. 16 Nisan 2017’de referanduma gidildi ve anayasa değişikliği oldu, şimdi ‘tekrar değiştireceğiz’ diyor. Herkesi davet ediyor, ‘herkes olsun’ diyor. Birde, ‘Cumhur İttifakı’yla yapacağız’ diyor. Cumhur İttifakı ile yapacaksan işin gücün rast gelsin, yolun açık olsun. Anayasa, toplumsal uzlaşma metinleridir. Anayasa, ben yaptım’ demekle olmaz. Anayasa, 1980’de yüzde 92 oy ile kabul edildi, ne oldu anayasayı yapanların tabutunu omuzlayacak dördüncü kişiyi bulamadılar. Cumhuriyet Halk Partisi’ne her gün hakaret edip, ‘terörist’ diyor. Anayasa yapacaksan sadece mecliste bulunan partiler değil, mecliste bulunmayan siyasi partilerde dahil toplumun bütün kesimlerini bir araya getirerek anayasa yapabilirsin. Şimdi yapabilir misin, yapamazsın çünkü en az yüzde 50’yi ‘düşman’, ‘terörist olarak gören birisin sen” ifadelerini kullandı.
Ankara’da saat 15.00’da yola çıktığını, Malatya’ya 22.00’da gelebildiğini kaydeden Ağbaba, “Arabayla değil uçakla geldim. ‘Uçak niye yavaş geliyor?’ diye sorarsanız, aktarmalı geliyor. Ankara’dan uçağa biniyoruz, İstanbul’a gidiyoruz ve bekliyoruz, sonra İstanbul’dan binip Malatya’ya geliyoruz. Buradan milletvekillerine açık çağrım; Türk Hava Yollarına ne zaman istiyorsanız hep birlikte gidelim ve Malatya’ya uçak konmasını sağlayalım” dedi.
Milletvekili Ağbaba, Kızılay’ın eski vagon onarım fabrikası alanına yapılan fabrikalara işçi alımına ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Kızılay bir merkez yapıyor ve oraya eleman alınacağı duyuruldu. Öznur Çalık ‘2 bin’, Selahattin Gürkan ‘3 bin’, bir başkası ‘bin 500’ dedi. Halkın duygularıyla oynadılar. Burada açık çağrımdır; oraya eleman alınırken yapacağınız şey kura çekmektir. Bunu da takip edeceğiz. Eğer böyle bir şey yapmazsanız, sizi Malatya kamuoyuna rezil etmek boynumuzun borcudur.”
2004 yılında uygulamaya konulan 5084 sayılı yatırım ve istihdamı teşvik kanunu ile belirlenen Sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksi düşük olan illerde üretim ve istihdamı artırmak amacıyla, sigorta primi, gelir vergisi teşviki ve enerji desteği uygulaması getirildiğini anımsatan Ağbaba, “Bu destekler farklı tarihlerde uzatılarak 1 Ocak 2021’e kadar geldi. Sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi düşük 51 il ve Bozcaada Gökçeada ilçelerinde de uygulanmakta olan 6 Puanlık Sigorta Primi işveren hissesi desteği 2021 yılında uygulanan 3 Bin 577,50 TL’lik brüt asgari ücrete göre özel sektör işyerlerinde 1 işçi için 214,65 liraya Tekabül ediyor. 31.12.2020 tarihinde sona eren olan bu SGK sigorta prim desteği ile ilgili Cumhurbaşkanlığınca bir uzatma yapılmaması halinde 01 Ocak 2021 tarihinden itibaren özel sektör işyerlerinde istihdam edilen işçiler için 6 puanlık sigorta primi işveren desteği hazinece karşılanmayacaktır. Korona salgınının ekonomide oluşturduğu olumsuzluklar kapsamında 6 puanlık prim desteğinin de en az üç yıl süre ile uzatılması artık zorunluluk halini almıştır. Bugün yaşan süreçte bu tür teşviklere her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Teşvik uygulama süresinin uzatılmasına yönelik yeni yasal düzenleme yapılmaması halinde işletmelerin zor durumda kalacağı kaçınılmaz olacağı gibi olumsuz ekonomik koşullar altında bulunan işyerleri için önemli ilave maddi yük getirecektir. Malatya’dan bir kez daha çağrı yapıyor, işverenler için büyük önem taşıyan sigorta teşvik prim süresinin uzatılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
Yoncalı Barajı’nın 25 yıldır bitirilmeyi beklediğini ifade eden Ağbaba, “Meşhur bir yatırımları var biliyorsunuz, 25 yıldır bitirilmeyi bekliyor. Bunun 19 yılı AK Parti iktidarı yılları. En son ‘31 Aralık 2017’de bitecek’ dediler, bitmezse müteahhide okul yapma sözü verdirdiler. Müteahhit kaçtı.
Arguvan düğün bayram edecek dedikleri Yoncalı Barajı’ndan söz ediyorum. 2021 yılındayız bırakın işi bitirmeyi tünellerin daha yüzde 29’unu ancak bitirdiler. İtibarın tasarrufu olmaz diyenler, yazlık kışlık saray yaptıranlar Arguvan’ın çilesini bilmezler. Bu gerçekleri bizden daha iyi bilen Malatya milletvekilleri de çıkıp Yoncalı Barajı’na bu yıl için 60 milyon lira ödenek ayrıldığını müjdeliyorlar.
Müjde mi kalmış? Tüm ödeneğin yüzde 5’i kadar pay ayrılmayı bile övünerek söylemiyorlar mı insan şaşırıp kalıyor. Günde 3 metre tünel delinip kazılsaydı bugün sulama tüneli bitirilmiş olacaktı.
Günde 3 metre bile tünel açamamışlar, 60 milyon diyorlar. Bu bakış açısıyla en az 3 yıl daha Arguvan toprakları çoraklığa mahkum edilecek. Bu kent ne çektiyse AKP vizyonsuzluğunda çekti, hala da çekmeye devam ediyor. Ya susun ya da Malatyalılara tutamayacağınız sözleri vermeyi bırakın artık” dedi.
AKP MKYK Üyesi ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık’ı da eleştiren Ağbaba, “AKP’de yeni trend CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na laf söylemek. Öznur hanım ağzını her açtığında ‘CHP’, ‘Kemal Kılıçdaroğlu’ diyor. Esnafın karşısına gidiyor, ‘Kılıçdaroğlu’ diyor. Yoncalı Barajı ne oldu? ‘Kılıçdaroğlu.’ Kuzey Çevreyolu ne oldu? ‘Kılıçdaroğlu.’ Malatya’da şehir içi trafiği tıkanmış, ‘Kılıçdaroğlu’ diyor. Çiftçiler icralık olmuş ‘Kılıçdaroğlu’ diyor. ‘Hızlı tren’ demiyor, ne diyor ‘Kılıçdaroğlu.’ Gel Malatya’nın sorunlarıyla ilgilen. Deprem, Arapgir yolunu söylüyoruz ‘Kılıçdaroğlu’ diyor. Kuluncak ile Darende arasındaki yol yapılmamış ‘Kılıçdaroğlu’ diyor” ifadelerini kullandı.
Ferdi DURDU, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com