Sancaktar Mezarlığı'ndaki "uçak" şeklinde 63 yıllık mezar geçtiğimiz günlerde "Hep dikkat çeker bu mezar.." başlığıyla haber konusu olmuştu.. 1942 yılında vefat eden 15 yaşında bir gence aitti ve mezarın "uçak" şekli nedeniyle çeşitli öyküler anlatılıyordu.. Haber, Malatyahaber.com'da yayınlandıktan sonra arayan bir okurumuz, "O mezardaki benim dayım.. Hikayesini annem anlatsın size.." diye telefonu annesine uzatıyor, 68 yaşındaki anne "Bu mezardaki benim abim.." diye anlatmaya başlıyordu.
HEP DİKKAT ÇEKERDİ O MEZAR..
Sancaktar Mezarlığı'ndaki "yekpare" taştan oyulmuş uçak şeklindeki bir mezar, Malatya'nın bu en eski mezarlığına giden herkesin dikkatini çekmekteydi.
Üzerinde, "İzullu paşa oğlu Nevzat Ruhuna Fatiha. 1927 - 1942" yazılı olan bu mezarın, uçak kazasında ölen birine ait olduğu iddia ediliyordu.
Bakımlı olan bu mezar, İHA ve TV Malatya Muhabiri Burhan Karaduman'ın da dikkatini çekmiş, Tarih Araştırmacısı- Yazar Celal Yalvaç ve Muhtar Abdulhadi Çekirdek'ten mezarın halk arasında bilinen öyküsünü de eklediği bir haber yapmıştı. Bu iki kaynak, "sadece uçak kazasında ölen biri" diye halk arasında konuşulanı anlatmışlardı.
"BU MEZARDAKİ BENİM DAYIM.."
Bu haber Malatyahaber.com'da da yeraldı. Kısa bir süre sonra arayan Malatyahaber.com okuru 45 yaşındaki Şazi Baştemur, siteyi sürekli takip ettiğini, haber konusu olan mezarın 15 yaşında vefat etmiş olan dayısına ait olduğunu belirttikten sonra, öyküsünü anlatması için annesi Fatma Baştemur'u telefona veriyordu.
"O MEZARDAKİ BENİM ABİMDİ.."
68 yaşında olan Fatma Hanım, söze "O mezardaki benim abim. Uçak kazasında filan ölmedi. Uçakları, pilotluğu çok severdi. Ailenin büyük çocuğuydu ve babam ona çok düşkündü.." diye başlıyor, sonra devam ediyordu:
"Baba tarafından soyadımız Çetinkaya.. Ağabeyim Nevzat, pilotluğu ve uçakları çok severmiş. Sürekli pilot olacağım, uçacağım dermiş. Sonra o acı olay olmuş.. Ben yaşım çok küçük olduğu, o dönem 5 yaşında olduğum için pek hatırlayamıyorum. O zaman evimiz, Saray Mahallesi'nde Saray Camii'nin karşısında biryerde. Evler, damlı.. Rahmetli ağabeyim, yan yana olan iki damdan dama, 'Ben böyle uçacağım, pilot olacağım, siz beni böyle göreceksiniz' diyerek atlıyor. Ancak atlarken apandisiti patlıyor, kimse anlamıyor, sancılandığı için hastaneye kaldırılıyor. 2 gün sonra, Kurban Bayramı'nın arefesinde ölüyor. Sene 1942. O dönem 15 yaşında olan ağabeyim Malatya Lisesi öğrencisiymiş."
"BABAM, OĞLUMUN MEZARINI UÇAK YAPTIRACAĞIM DEDİ.."
Fatma Hanımın babası Paşa Çetinkaya, ideali pilotluk olan 15 yaşındaki oğlu Nevzat'ın ölümüne çok üzülmüş, çok yanmış.. Sonra, "Oğlumun gözünde kaldı ama, mezarını uçak gibi yaptıracağım.. Oğlumun uçağı hep yanında olacak.." demiş.
Fatma Hanımın anlattığına göre, çiftçi olan baba, biricik oğlunun idealini "anıtlaştırmak" için, Gaziantep'teki taş ustalarına "uçak" mezarı sipariş etmiş. Yapılan mezar, o dönem ulaşım koşullarında Malatya'ya getirilirken yolda kırılmış.. Paşa Çetinkaya, ikincisinin yapımı için bir sipariş daha vermiş. O "taş uçak"ın da akıbeti ilki gibi olmuş.. Yolda kırılmış..
Oğlunun idealini "anıtlaştırmakta" ısrarlı olan baba yılmamış, üçüncüsünü sipariş etmiş. Ve o taş sağlam getirilebilmiş ve Nevzat'a mezar üstü olmuş.. Çok sevdiği oğlunu kaybeden, ama o'nu öldükten sonra da idealine, uçağına kavuşturmayı amaç edinen baba, 15 yaşında kaybettiği oğlunun mezarının üstüne "uçağını" yerleştirdikten sonra, kimbilir ne duygular yaşamıştır?..
Yaşanan dram, Fatma hanımı derinden etkilemiş. Şimdi Kurmay Albay olduğunu belirttiği oğlu Abdulvahap Baştemur, pilot olmak istemiş. Rıza göstermemiş. O nedenle oğlu, karacılığı seçmiş. "Askerlerimize, pilotlarımıza hep dua ederim.. Ama oğlumun pilot olmasını istemedim.." diyor.
Fatma Hanım, ağabeyinin mezarını sürekli ziyaret ettiklerini, bakımını yaptırdıklarını belirtti ve mezarda, kendisi 5 yaşında iken vefat eden ağabeyine dua okudu.
FOTOĞRAF: Fatma Hanım, ağabeyi Nevzat'ın mezarının başında.. Küçük fotoğraf, 15 yaşında iken vefat eden Nevzat (Çetinkaya).. (FOTO: İHA-Burhan KARADUMAN)