Saadet Partisi İl Başkanı Mehmet Asiltürk, AKP'nin Malatya çiftçisi ile ilgili bazı sözlerini yerine getirmediğini ve insanları birbirine düşürmek üzere olduğunu, Kuluncak'ta yaşanan bazı olayların doğacak husumetlerin habercisi olarak yorumlanması gerektiğini savundu.
Asiltürk, düzenlediği basın toplantısında şu iddiaları dile getirdi:
"Malatyaya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın kente verdiği tek müjde, dondan zarar gören kayısı üreticilerine 35 milyon YTL ödeneceği olmuştu. Başbakan, bu paranın yarısının ziyaretinden bir hafta sonra, diğer yarısının ise gelecek seneye ödeneceğini belirtmişti.
Başbakanın bu söylemi, tabi afet mağduru çiftçileri sevince boğarken, süreç içerisindeki birbiri ardına yaşanan gelişmeler, bu sevinci maalesef kabusa dönüştürdü.
Öncelikle şunu üzülerek vurgulamak istiyoruz ki, koskoca bir Başbakanının verdiği söz tutulmadı. Bir hafta sonra geleceği belirtilen 17,5 milyon YTL kente gelmedi, çiftçilerin sevinci kursağında bırakıldı. Bize göre bir ülkenin iktidar partisinin başında, başbakan olarak görevli bulunan bir kişi, ağzından çıkan sözün arkasında durmalı ve ne pahasına olursa olsun o parayı bir hafta sonra kente göndertmeliydi. Ancak ne yazık ki, AKP ve başındaki kişi bu noktada sözünün eri olamadı.
Başbakanın Malatyaya verdiği sözü tutmamasını bir kenara bırakıp gün gittikçe büyüyen asıl tehlikeye işaret etmek istiyoruz.
Çiftçilere verdiği sözü tutmayan AKP Hükümeti, bazı prosedürleri dayatarak halkı birbirine düşürmek üzere
Bu tehlikenin oluşmasına kapı aralayan gelişme ise, dondan zarar gören kişilere ödenecek paraların hesaplanması için çiftçiler ve mal varlıkları üzerinde yapılan incelemelerdeki adaletsizlik ve belirsizlikler olarak göze çarpıyor.
Dondan zarar gören kişilere para ödemek için kırk dereden kırk su getiriliyor, doğal afet mağduru çiftçilerin birikimleri üzerinde çok kötü sonuçlar doğuracak gereksiz bir takım incelemelere gidiliyor.
Bu çalışma kapsamında çiftçilerin evindeki ineklerinden traktörlerine, maaşlarından sosyal güvencelerine kadar uzanan yelpazede gereksiz bir sürü tahkikatlar yapılıyor.
Maaş gelirleri araştırılacakmış, yıllık maaş toplamları tarımsal varlığa ilave edilecekmiş, oranlamadan sonra yüzde 40 ve üzeri zarar görenlere nakdi yardım yapılacakmış!
Bu uyulamaların yasal gerekçeleri olduğu öne sürülebilir. Ancak biz asıl uygulamada çiftçiler arasında adaletin nasıl sağlanacağını merak ediyoruz. Çiftçinin traktörü eski ise fiyatı nedir? Belirli ince kıstaslar nasıl göz önünde tutulacaktır ? İnsanların gelirleri adaletli bir şekilde nasıl hesaplanıp belli oranlarla düşülecektir ?
Ortada çok büyük bir inceleme ve tespit kargaşası bulunmaktadır.
Tüm bu söylemler çerçevesinde Saadet Partisi olarak uyarıyoruz!
Malatyada dondan zarar gören noktalarda, insanlar birbirine düşmek üzere.
İlk olarak Kuluncakta 40 çiftçi yapılan hesaplamalardaki adaletsizlik ve düzensizlikler nedeniyle eylem yaparak Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu.
Tarım il müdürlüğüne konuyla ilgili rahatsızlıklarını ileten, şikayet dilekçesi veren çiftçilerin sayısı her geçen gün daha da artıyor.
Bunlardan daha da önemlisi çiftçiler birbirlerini şikayet ediyor. Birbirleriyle düşman olma aşamasına gelmiş durumda.
Bazı köylerde zarar gören çiftçilerin yüzde 70i hasar karşılığını alırken, buraya komşu diğer köylerde bu oran yüzde 30lara kadar geriliyor.
Köyler ve halk arasında düşmanlıklar oluşuyor.
Önemle belirtiyoruz ki, para dağıtımına başlandığında istemediğimiz şekilde husumetlikler, olaylar çıkma konusunda büyük endişeler duyuluyor.
Saadet Partisi olarak gerek Malatyanın itibar kaybının ortadan kaldırılması, gerek vatandaşlar arasında çekişme ve düşmanlıklara mahal verilmemesi için tavsiyemiz, bir defaya mahsus olmak üzere hiçbir kriter göz önüne alınmayarak zarar gören tüm vatandaşlara ödemelerin kayısı bahçesi dönüm üzerinden yapılması gerekmektedir.
Bunun en güzel örneği daha önce Karadenizde, Orduda yaşandı. Orada yapılan bizim ilimizde neden yapılmasın?
Zaten aklın ve mantığın gerektirdiği de budur. Sosyal güvenliği olan, başka gelirleri olan kişi de bu zararı aynı şekilde gördü. Bu zarar, kişinin maaşından veya diğer birikimlerinden gelen bir zarar değil ki, onlar işin içine katılsın. Zarar tamamıyla meyveden doğan bir zarar. Sosyal güvenliği olan kişi de bu kayısıya bakım için gübre atıp, toprağı sürüp ilaçlama yapmıyor mu? Diğer birikimlerin bu zarar ile ne alakası var?
Bu şekilde bir tespit yapılmasının zaruri olduğunu düşünüyoruz. Eğer böyle yapılmazsa, köylerde, ilçelerde büyük huzursuzlukların gündeme geleceği konusunda uyarıyoruz. Köylüler arasında çıkacak tüm sıkıntıların ortadan kaldırılması, halkın barışı için, bir defaya mahsus olarak hiçbir kriteri göz önünde bulundurmadan ödemeleri yapmaya davet ediyoruz.
Kuluncakta çiftçilerin eylem yaparak Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunması, Tarım İl Müdürlüğüne yapılan müracaatlar, çiftçilerin birbirlerini şikayet etmesi, yakın bir zamanda doğacak büyük husumetlerin habercisi olarak gözüküyor.
Başta 35 milyon YTLyi büyük bir müjde olarak veren Başbakanı, Hükümeti ve yetkilileri önemle uyarıyoruz.."