Bitkilerden elde edilen kök boyası kullanılarak orijinal tezgahlarda üretilen el halılarıyla ünlü Antalya'nın Döşemealtı ilçesindeki yüzlerce dönümlük tarım arazileri ve boş arazilerde, yaz aylarının başlamasıyla farklı bir hareketlilik başlıyor.
Hasadı bitiren köylüler, boşalan tarlalarını bu kez halı işletmelerine açıyor.
Dokuyanın anılarını, acılarını, sevinçlerini ilmek ilmek işlediği, motifleriyle gücü, kudreti, sevgiyi, aile birliğini simgeleyen dünyaca ünlü Türk halı ve kilimleri, ülkenin çeşitli bölgelerinden Döşemealtı'na getiriliyor. Halıların, temizlik işlemlerinin ardından önce uzun tüyleri kısaltılıyor.
Film, klip çekiliyor
Kış aylarında tarımsal hasat için tarlalarda günlerce alın teri döken işçiler yine aynı tarlalara bu sefer renklerinin solarak pastele dönüşmesi ve mikroplarından arınması için halıları sermeye başlıyor.
Birbirinden değerli halıların tarlalarda yerini almasıyla görsel bir şölen oluşuyor. Fotoğraf meraklılarının da önemli bir adresi haline gelen "halı tarlaları"nda sanatçıların klipleri ile film sahneleri de çekiliyor.
24 saat nöbet
Tarlalara serili milyonluk halıların yağmurdan etkilenmemesi ve çalınmaması için de görevliler 24 saat nöbet tutuyor.
Zaman zaman rüzgar nedeniyle ters dönen, kıvrılan halılar hemen düzeltiliyor, belli aralıklarla da tozlarından arındırılıyor.
Bütün yazı tarlada Antalya'nın sıcağı ve nemi altında geçiren halılar, eylül ayından itibaren toplanıyor ve tozlarından arındırılarak, satış bölgelerine gönderiliyor.
En çok Amerikalılar ve Avustralyalılar ilgi gösteriyor
Karataş Mahallesi'nde halı ticareti ile uğraşan Halil Börekci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu sistemi 1970 yılından bu yana uyguladıklarını söyledi.
Yurt dışındaki dekorasyonlarda pastel renkli, eskitilmiş halıların ilgi gördüğünü belirten Börekci, şöyle konuştu:
"Köylerden, özellikle yaşlılardan eski halıları topluyoruz. Bu halılar bazen çöpe atılan halılar bile olabiliyor. Bu halıları işliyoruz. Tamirat gerekiyorsa tamiratlarını yapıyoruz. Tıraşlanması ya da boyanması gerekiyorsa tıraşlıyor, boyuyoruz. Bazen halıları kesip minder yapıyoruz. Güneşte bunları bekleterek organik olan kök boyası ve yünü dışında her şeyden kurtulmasını sağlıyoruz. Geceleri nem, gündüzleri de etkili güneşin altında halılar yumuşuyor ve bütün kirler ile halıya sonradan eklenmiş boyaları çıkıyor. Organik kök boyası kalıyor. Turistler de sadece yün ve organik boyası kalan halıyı tercih ediyor. Bizim işletmemizde yaklaşık 10 bin halıyı eskitiyoruz."
Börekci, halıların en çok Amerika ve Avustralya'dan ilgi gördüğünü, son yıllarda da başta İsveç ve Norveç olmak üzere Avrupa ülkelerinden de talep aldıklarını kaydetti.
"Tarihi nitelik taşıyan halılar da bu tarlalarda yer alıyor"
İşletmecilerden Zeynep Börekci de halı tarlalarında hareketliliğin mayıs ayında başladığını ve eylül sonuna kadar sürdüğünü anlattı.
Halıları Antalya'nın yanı sıra Muğla, Van, Kayseri, Malatya, Balıkesir gibi Türkiye'nin farklı illerinden topladıklarını anlatan Börekci, "Tarihi nitelik taşıyan halılar da bu tarlalarda yer alıyor. El dokumasıyla yapılan halıların kaybolmaması için elimizden geleni yapıyoruz. Türkiye'de maalesef bu halıların değeri yeteri kadar bilinmiyor. Yabancı müşteriler bu halıların değerini çok iyi biliyor." dedi.
Fotoğraf meraklılarının ve turistlerin de halı tarlalarına ilgi gösterdiğini aktaran Börekci, yurt içi ve yurt dışında birçok ünlü isme de halı gönderdiklerini vurguladı.
İşçilerden Yüksel Aytar ise her gün halıların yönünü değiştirdiklerini ve iki tarafının da aynı oranda solması gerektiğini kaydetti.
Aytar, halılara çok özenle baktıklarını dile getirdi.
Antalya, AA