İyi Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener, "Hazırladığım projeler çılgın mılgın değil ama insanımıza dokunan, gençlerimize istihdam sağlayan, fakirlerimizin elinden tutan, emeklilerimizi ayağa kaldıran projeler. Biz bunları söyledik, şöyle bir hava basıldı 'kaynağı nerede?' Kaynak çok. Ceplerinden alacağım" dedi.
24 Haziran'da yapılacak olan Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi kapsamında Malatya'da Emeksiz Üst Kavşağı'ndaki meydanda düzenlenen mitingde konuşan Akşener, "24 Haziran'da bir seçim var. O seçimde hem milletvekilleri hem de cumhurbaşkanını seçeceksiniz. 24 Haziran'daki seçimin alelacele öne alınması, süper erken seçim halinde bulunmasının sebebi bu kardeşiniz. 'Hızlı bir şekilde halledip şu işi de bu kadını seçim dışı bırakabilir miyiz?' tedbiriydi. Ama tuzakları Allah'ın yardımıyla boşa çıkarttık. Akıl devreye girdi şimdi hem cumhurbaşkanı adayı olarak hem de İYİ Parti milletvekili adayları ve teşkilatları olarak çalışıyoruz çalışıyoruz. Bir şey gördüm; kimse bizim kadar hazırlanmamış. Kardeşim biz meydanda ne söylersek bir bakıyorum herkes onu kullanıyor. Azıcık çalışaydınız be kardeşim" diye konuştu.
"HERKES ÇAR ÇAR KONUŞTU, PROBLEMİN ÇÖZÜLDÜĞÜNÜ GÖRMEDİM"
Akşener, kayısı için projelerinin olduğunu belirterek, "Tabi Malatya özelinden başlamak isterim, Malatya’nın ayrıca özelliği bir üniversitelerinin olması ve kaysısı. Şimdi Malatya’da yaşayan bir üniversite hocası arkadaşımdan aldığım bilgisi söylüyorum, kayısı ile ilgili bir arkadaşımdan aldığım bilgiyi söylüyorum; bir profesör arkadaşımdan aldığım bilgiyi söylüyorum, 2 milyona yakın kayısı ağacının kesildiği, yerine başka ürünler ekildiği ve genellikle ceviz olduğu şeklinde bir bilgi var. Bu bilgi çok vahim bir bilgi. Malatya eşittir kayısı dediğimiz ve ta Evliya Çelebi zamanında kayısı kokulu kadınlar denilen, yani Malatya için kayısı ta yüzyıllar öncesinden bilinen bir şehrin kayısı ürününü 2 milyon ağacın kesilmesi başlı başına vahim bir iştir. Dolayısıyla niçin bu, çünkü kayısınız para etmiyor. Vallahi ben 8 sene meclis yönettim, herkes çar çar konuştu, ortaya hiçbir problem çözüldüğünü öyle hiç görmedim. Ben size bu meydanda şu sözü veriyorum; kayısı elde kalmayacak. Fındık gibi, çay gibi onlarda da çok büyük sorunlar var, ama en azından devletin fiyat artı satın alma, depolama, daha sonra satışa sunma yöntemini yeniden devreye sokacağım. Ve siz kayısınızda çok zahmetli bir ürün olduğunu biliyorum, zarar etmeyeceksiniz. Malatya’nın kayısın dışında en büyük problemi genç işsizliği. Evet, genç ve işsiz. Bu iktidar döneminde Şırnak’taki problem ile Malatya’nın problemi, Edirne’nin problemi, Artvin’in problemi eşitlenmiş arkadaşlar. Şırnak’taki annenin de sorunu çocuğunun işsizliği, Malatya’daki annenin de sorunu çocuğunun işsizliği" dedi.
"2,5 TRİLYON DOLAR NEREYE GİTTİ?"
16 yılda 453 milyar dolar borç alındığını ileri süren Akşener, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Peki, 70 milyar dolarlık fabrikalar satıldı. 2 milyon dolar bugüne kadar hepinizi cebinden vergi toplandı. Bu vergileri, borçları üst üste koyduğumda 16 yılda 2,5 trilyon dolar para girdi Türkiye'nin kasasına. Soru şu 2,5 trilyon dolar nereye gitti? Sizin cebinize giren bir şey var mı? Kayısınızın kesilmesini önleyen bir tedbir var mı? Gençlerimize istihdam sağlayan fabrikalar kuruldu mu? Rahmetli Özal dönemin dünyanın hastalarının Malatya'ya gelip tedavi olacağı bir sağlık üssü düşünülen Malatya'da bu başarıldı mı? Malatya'ya dünyanın her tarafından insanlar iyileşmek için geliyorlar mı, hayır. Fabrikalar kapatıldı, kayısı ağaçları kesiliyor, gençler işsiz. Hem milletvekilliği hem de cumhurbaşkanlığı seçimine çok ciddi hazırlandık. Çok önemli, bilgili bir kadroyla çalışıyorum. Çok iyi bir dış politika kadrom var. Sosyal haklar konusunda konusunun en iyisi arkadaşlarım var. Hazırladığım projeler çılgın mılgın değil ama insanımıza dokunan, gençlerimize istihdam sağlayan, fakirlerimizin elinden tutan, emeklilerimizi ayağa kaldıran projeler. Biz bunları söyledik, şöyle bir hava basıldı 'kaynağı nerede?' Kaynak çok. Ceplerinden alacağım."
PROJELERİNİ ANLATTI
Akşener, projeleriyle ilgili şunları anlattı:
"Genç işsize bir devlet iş vermek mecburiyetindir. Bizim devlet anlayışımız var. Dünyanın en büyük işsizliğine sahip ülkelerinden birisiyiz, yüzde 11 insanlarımız işsiz, bunların yüzde 26 gençler, yüzde 36'sı kadınlar. 5 yıl içerisinde her yıl 50 milyar dolar yatırım yapıp fabrika açacağız. Bu 50 milyar dolar yatırım neticesinde 5 yıl sonra 5,6'ya işsizlik oranını düşüreceğiz. Her gencimize 500 lira vatandaşlık maaşı bağlayacağız dedik. Kredi kartları meselesi var 4,5 milyon insan takipte. Bunlar kredi çekip kumar oynamamışlar bazıları gibi. Bunlar çocuğunun okul masrafları, gıda, kirasını ödemek için çekmiş ama o insanları takibe aldıran, tacizle karşı karşıya bırakan bir borç tipi. 4,5 milyon insanın içinde çiftçi, öğrenci, esnaf, emekli, işsiz, şehit ve gazi aileleri var ama hep dar gelirli insanlar. Bunu bir defalık kaldıracağız dedik, hepsi hopladı 'kaynak nerede?' Çalışan kadınlarımızın 5 yıllık sigorta primlerini bu devlet ödeyecek dedik, gene sordular 'kaynak nerede?' İnsana dokunan her projeye 'kaynak nerede?' diye soruluyor ve cumhurbaşkanı adayları içerisinde 'kaynak nerede?' sadece bana soruluyor. Çünkü ciddiye alınan kişi de, yok farz edilmeye çalışan kişi de benim ve benim partim. Allah'ın izniyle birlikte başaracağız. Emeklilere her bayram bin 500 Türk Lirası iyi bayramlar ikramiyesi vereceğiz dedik. Bin lira bu bayramda yatıracaklarını söylediler, onu da beceremediler. Kiminize 500, kiminize 750, kiminizin hesabına bin lira yattı. Emeklilerin ilaç ve muayene katkı payını kaldıracağız dedik, kaynak nerede? Bizim projelerimiz çok, hepsi insana dokunan projeler. Birinci kaynak bugüne kadar çalıp cebinizi doldurduklarınızı geri alacağım. İkinci kaynak 8 milyar Türk Lirası tutuyor yıllık, lüks arabalara biniyorlar ya bakanı, oğlu, kızı, gelini, damadı veriyor. Sizin cebinizden tam 8 milyar Türk Lirası çıkıyor, ben onlara 'inin arabalardan aşağıya' diyeceğim. Vatan çocukları aç gezerken bakan çocuklarının trilyonlarla oynadığı bir ülkedeyiz. Ben her gittiğim yerde cebinde kaç lira var diyorum en fazla 10 lira çıktı. Beyler çok rahatsız oldular. 'Milletin parasını niye merak ediyorsun, kendi cebine bak' dediler. Derviş'in fikri neyse zikri oymuş. Kendi cebini düşünenler, elbette ki milletin cebiyle uğraşmazlar. Sadece milletin cebinden para almaya uğraşırlar. İkinci kaynak, devlet satın almaları kafaya göre yapıyor. Herkes bir yerden bir şeyler satın alıyor. Onları bir araya topluyor ve yüzde 10 tasarruf yapıyoruz alın size bir kaynak daha."
"GEL TUTUKLA"
'TİKA'yı, AFAD'ı kapatacağını' söylemediğini ifade eden Akşener, "Sayın Binali Yıldırım durup dururken beni TİKA'YI kapatmakla suçladı. Sayın Erdoğan'da 'TİKA'yı, AFAD'ı kapatacağımı' söyledi. Bu ikisini kapatacağım demedim. Sadece bütün devlet kurumlarını inceleyeceğiz dedik. Niye bunlar hopladı, anlayamamıştım ama iki tane sebebi var. Birisi ben milliyetçiyim, milliyetçilerin gözünde beni zor durumda bırakmak ikincisi TİKA ve AFAD'ın yapığı harcamaların üzerini örtmek. Sayın Binali Yıldırım'a sesleniyorum; kardeşim sen Başbakansın, birde bana 'FETÖ terör örgütü başı talimat vermiş, onun için kapatıyormuşum.' Sayın Binali Yıldırım beyefendi milletimin dışında bugüne kadar bana talimat vermeye kalkışan şahıs anasının karnından doğmadı. Tankların karşısında 28 Şubat'ta durmuş birisi olarak, kardeşim sizin çöp kamyonlarınız mı beni durduracak? Muhterem kardeşim sen Başbakansın, bu ülkenin ciddiyetini iki paralık ettiniz. Sana İçişleri, Adalet Bakanlığı bağlı, yerinden iftira, dedikodu edeceğine, yalan konuşacağına bunu Erdoğan içinde söylüyorum, eğer FETÖ bana terör örgütü talimat vermişse gerekeni yapmalısın. Bu memleketin Başbakanı boş boş konuşmaz, iftira etmez, yalan söylemez. Yalan ve iftira bir meslek haline getirdiniz. Ahan da Malatya'dayım. Şurada duruyorum, dokunulmazlığım yok, gereğini yap, gel tutukla varsa bir iltisağım. Ama yapmıyorsan, yapamıyorsan iftira ediyorsun demektir" diye konuştu.
"TRT'Yİ SATACAĞIM"
Akşener, TRT'y satacağını kaydettiği konuşmasında şunları söyledi:
"TRT yılda 2,5 milyar Türk Lirası para harcıyor. Bu TRT'yi satacağım, özelleştireceğim. 2,5 Türk Lirası cebinizde kalacak. Çıktı mı kaynak? İsrafın önünü keseceğiz. Devlet malıyla, kibirle gelip propaganda yapma işlemini sona erdireceğim. Hem siyasi hem de bürokrasi için Ahlak Yasası'nı çıkaracağım. Rüşvet almaya, yolsuzluk yapmaya herkesin ödü patlayacak. 'Bunları söylüyorsun Tayyip bey kızar' diyorlar. Kızsın, kızıyor ama ne yapacaksın birilerinin doğruyu söylemesi lazım. Bıktık bu ülkedeki tahterevalli oyunundan. O tahterevalli oyununu başta kadınlarla sonra gençlerle sonrada diğer arkadaşlarımızla sona erdireceğiz. 65 milyar dolarlık bir yatırım var, meşhur 'çılgın proje' Kanal İstanbul. Şimdi ben hepinize sormak istiyorum; 65 milyar dolar nereden bulunacak? Gence kaynak yok, 65 milyar dolara kaynak var. Bunu nereden bulacak? İki, bu 65 milyar dolar cebinizden çıkacak, bir yandan müteahhide peşkeş çekilecek ve ondan sonrada siz bunu sittinsene ödeyeceksiniz. Türkiye'ye hangi faydayı sağlayacak? İstanbul'a köprü yapıldı. İstanbul'a tüp geçit yapıldı. Sahibi siz değilsiniz, yandan müteahhitler. Ama müşteri garantisi verildiği için ödemeyi Malatyalıda yapıyor. Şehir hastaneleri var. Şehir hastanesinin sahibi devlet değil, bir yandan müteahhit. Oraya da müşteri garantisi verildi. Hasta eşittir müşteri. Geçen gün sayın Erdoğan televizyonda diyor ki 'Şehir hastanesinin müşterisi artacak.' Günahtır be milleti hasta olmaya mı çağırıyorsun sen? Bir baktın daha başka çılgın bir proje var, kahve açıyor. Yandan müteahhitlerin herhalde durumu sıkışık, kahve sahiplerini de yandaş müteahhitlerin cebine koyuyorlar. Ya kardeşim sen emeklinin cebine para koy, canının istediği yerde gitsin çayını, kahvesini içsin. Koskoca AK Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı diyor ki, 'Millet Kıraathanesi' kahve. Bir çay, bir orta bedavaymış. Kekte var hakkını yemeyelim. Aşçılığa da soyundular. Bütün bunlar sizle alay etme, sizleri küçümsemektir. Sizleri adam yerine koymamaktır. Nitekim böyle olduğunu birebir biliyorsunuz. Ben eski İçişleri Bakanı olarak resmi olarak 4 polis beni koruyor. Başka polisim yok, istemedim de. Yahu 300 polisle geziyorsun. Hani milletin adamıydın? Milletten kaçıyorsun kardeşim. Muğla'da cumhurbaşkanlığı konutunu yıkıp, 50 bin ağaç kesildiği söyleniyor. O koyun içine tükürdün. 400 odalı saray yaptırıyorsun günahtır. İsraf, kul hakkı günahtır. Bu kadar ah almayın. Ahı olanlarla, ah alanlar arasında o sandıkta bir hesaplaşma olacak. Ben inanıyorum ki milletimiz bu gidişe 'dur' diyecek. Malatya bu konuda dersini verecek. Milletvekillerime ve ben cumhurbaşkanı adayıyım kendime oy istiyorum. Milletvekili aday arkadaşlarımı ve kendimi sizlere emanet ediyorum. 24 Haziran günü sandığa gidip bir soru soracaksınız, 'Tayyip Erdoğan ikinci turda karşısında kimi görmek istemez?' O zaman ona göre oylarınızı vereceksiniz."
Burhan KARADUMAN, Ferdi DURDU- Yeni Malatya Gazetesi, malatyahaber.com