Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir, ABD'nin Japonya'ya atom bombası atmasının 61. yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, bugün de aynı tehdidin devam ettiğini savundu.
Tunçdemir, şunları söyledi:
"6 Ağustos 1945de ABD, Japonyanın Hiroşima kentine 10 000 metre yükseklikten atılan bomba Japonyanın güzel şehri Hiroşimanın 580 metre üzerinde patladı. İlk anda 70 000 insan buharlaştı. Yüksek sıcaklıktan dolayı asfalta yapışan insanlar insanın içini ürpertmekteydi. Bir hafta boyunca şehre asit yağdı. İki ay içerisinde radyasyon sebebiyle 70 000 insan daha hayatını kaybetti. 60 000 kişi de beş yıllık süre içerisinde ölünce Hiroşimanın bilançosu ilk beş yılda 200 000 insanın ölümü, on binlerce insanın da sakat kalması oldu. Bombanın atıldığı anda ölen insanların sayısı 50 bine yakındı.
Çok geçmeden ölümün yanık kokusu bütün Japonyaya yayıldı. 9 Ağustos 1945, bu kez hedef Nagazaki. sıra plütonyum bombasına gelmişti. Bu bomba için hedef Japonyanın Fukuoka şehri idi. Fakat hava kapalı olduğu için hedef Nagazakiye çevrildi. 21 ton patlayıcının gücüne sahip bomba Nagazakiyi cehenneme çevirdi. 75 000 kişi anında kavruldu. Bir o kadar kişi de beş yıllık süre içerisinde can verdi. Ölümün kokusu aynı, akan kanın rengi, inlemeler ve haykırışlar, tiz çığlıklar, katliamın faili aynı! Hiroşima ve Nagazakideki saldırıların ardından hayatta kalmayı başaranların belleklerinde iz bırakan görüntüler aynı...Hayatta kalanlara Japonyada Hibakusha dendi. Hibakushalar ve çocukları ülkede yıllarca insanlar tarafından dışlandı. Radyasyondan etkilenme korkusu ile hiç kimse onlara yaklaşmak istemedi
Bombanın atılması ile Hiroşima ve Nagasaki anında yok oldu. Atom bombasının yarattığı muazzam şok dalgaları çok geniş bir alanda binlerce kişinin o anda ölmesine sebep oldu. Dalgaların doğrudan ulaşamadığı yerlerde ise yayılan radyasyon, sonraki günler, aylar ve yıllar boyunca bir çok kişinin lösemiden ölmesine sebep oldu Yayılan radyasyon doğal yaşamın bütün üretim dengelerini alt üst etti. Hiroşima topraklarında uzun yıllar tek bir bitki yetişmedi ve doğan çocukların büyük çoğunluğu kanser vb. hastalıklarla karşı karşıya kaldılar.
Bu soğuk kanlı bir cinayet di Japonyanın bir şehrinde yaşam durmuş, derileri yüzülmüş ama hayatta kalacak kadar şanslı olan insanlar, nehir kenarlarına sığınmış, kan kokan bedenlerini bataklık sineklerinden korumaya çabalıyor, bir yandan da tepelerine inebilecek yeni bir bombanın korkusu ve haber alamadıkları yakınlarının endişesiyle ölülerine ağıtlar yakıyorlardı.
Atom bombasının etkisi gökyüzünden bırakıldığı anda kendini göstermişti. İçerdiği maddenin yayılması sadece saniyeler aldı. İnsan hayatı üzerinde basit bir deneme yanılma oyunu değildi bu. Bilinçli bir biçimde planlanmış olduğu açıktı. Ve hedef gerçekten de onbinlerdi. Zira atom bombasının ortaya çıkarabileceği sonuçlar, üreticisi olan bilim adamlarınca başından beri biliniyordu.
Bugün katliamların üzerinden 61 yıl geçti. 61 Yıl, kanayan yaraları sardı belki ama acıları dindirmedi. O günden bugüne çok şey değişti. Bilim ilerledi. Atom bombası yerini, nötron bombasına ve isimleri sayıldığında uzun listeler oluşturabilecek bir sürü yeni silaha bıraktı. Kullanıldıklarında bir kenti değil, koca bir kıtayı haritadan silebilecek güçte bombalar üretildi.
Atom bombasının etkisinin gücüne dair bir dolu bilimsel açıklama yapılabilir. Örneğin Nagazakide kullanılan bomba daha güçlü olmasına rağmen, etkisi daha zayıf olmuştur. Bütün bunların sebeplerinin teknik ve coğrafi açıklamalarına girişilebilir. Atom bombasının geliştirilme süreci, içeriği anlatılıp, buradan bilim etiği üzerine tartışmalar da yürütülebilir. Ancak bütün bu tartışmalar sonucunda değiştirilemeyecek yaşanmışlıklar ve acıları hafifletilemeyecek insan yığını var. Ve kurulacak hiçbir cümle bu gerçeği değiştiremez.
Dün olduğu gibi bugünde: AB-D Emperyalizmi ve suç ortakları vahşice saldırarak yayılmacılığa devam ettirmekte barış ve demokrasi getireceğim diye yoksul ülkeleri ya vurmakta ya da işgal etmektedir. Elinde devamlı koz olarak tuttuğu nükleer silah tehdidi ile dünyanın her yerinde jandarmalık misyonuna soyunmuş durumda. İkinci Dünya Savaşı sırasında 22 milyonu asker ve 28 milyonu sivil olmak üzere toplam 50 milyon insan can verdi. Şilide, Vietnamda, daha dün Afganistanda,Irakta , yıllardır Filistinde ve bugün Lübnanda yüzbinlerce insan öldürüldü ve halen de öldürülmekte. Bütün bunlar bir yana ABD, hala, iktidarını öldürerek, öldürterek güçlendirmeye devam ediyor .
Emperyalist savaşlar sürdükçe, 1945te açılan yara kapanmak bir yana, derinleşerek büyüyecektir. Hiroşima ve Nagazakide yaşananlar insanlık tarihinin kara lekesi olarak yıllarca güncelliğini yitirmeyecek, 61 yıl önce olanlar asla hafızalardan silinmeyecektir. İnsanlık tarihinin en büyük ayıbı olan atom bombasının Hiroşima'ya atılması hiç bir zaman unutulamayacaktır. Hiroşima ve Nagasaki gibi trajedilerin asla tekrarlanmaması, nükleer güce sahip ülkelerin insanlığın geleceğini tehdit eden bu silahları terk etmelerine bağlıdır. .
Hiroşima ve Nagasaki`de atılan atom bombası sonucu yaşamını yitiren yüz binlerce kişiyi saygıyla anıyoruz."