SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Bulgur Kaynatma' ve 'Hedik' Günleri

'Bulgur Kaynatma' ve 'Hedik' Günleri
A- A+ PAYLAŞ

Malatya’da Ağustos ayı ortalarında başlayıp Eylül ayı sonuna kadar devam eden kışlık bulgur yapmak üzere buğday  kaynatma sezonun start alması ile ailelerde tatlı bir telaşta başladı.

Asırlık bir gelenek olarak sürdürülen, halk arasında ‘bulgur kaynatma’ denen buğday kaynatma ve bulgur hazırlama sezonunun başladığı Malatya’da yöresel adıyla ‘hedik’ olarak bilinen kaynamış buğday için kollar sıvandı. Kentte her yıl buğday hasadının tamamlanmasının ardından başlayarak Eylül ayı sonuna kadar devam eden sezonda, hasadı yapılan buğday elenerek ayıklandıktan sonra kazanlarda kaynatılıyor. Kaynayan buğdayın küçük bir bölümü ev halkı ve komşular için ‘hedik’ olarak ayrılıyor, buğday önce kurutuluyor, daha sonra ‘imece’ usulüyle bir kez daha taş vb. maddelerden ‘ayıklanıp’ daha sonra değirmene götürülerek öğütülüp bulgur haline getiriliyor.

Yeni sezon kışlık bulgurlar için kazanların kurulduğu Akçadağ ilçesi Aydınlar Mahallesi’nde de çalışmalara başlanırken, asırlık bir geleneği sürdürmenin heyecanı yaşanıyor.

“Kışlık yiyeceklerin tamamını kendimiz üretiyoruz”
Kışlık bulgur sezonun başladığını kaydeden mahalle sakinlerinden Cevriye Ulutaş, “ Tarladan kaldırdığımız buğdaylardan hedik elde etmek için çalışmalara başladık. Şuanda bulgurlarımızı kaynatıyoruz. Kaynama işlemlerinin ardında serim işlemlerini yapacağız daha sonra kuruyan ürünleri değirmenlere götürerek üç çeşit bulgur elde ederek kışın tüketeceğiz. Sezonuna göre her türlü yiyeceklerimizi kendimiz üretiyoruz. “dedi

“Komşularımıza da ikramda bulunuyoruz”
Bulgurun hediğe dönüştürülme sürecinde mısır ve nohutta pişerek komşulara ikramlarda bulunduklarını ifade eden Hasan Ulutaş ise ” Bulgur sezonunun başlamasıyla birlikte köyümüze gelerek annemize yardım ediyoruz. Bugün 160 kilogram kışlık buğdayı hediğe dönüştürmek için kaynatma işlemini gerçekleştireceğiz. Kaynama işlemlerinin ardından üç gün sürecek kuruma işlemlerinin ardında değirmen süreci başlayacak. Bu süreçte de mısır ve nohutta pişirerek hedikle birlikte komşularımıza ikramlarda da buluyoruz” diye konuştu.

iha

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

2 yorum yapılmış

  • Develide kadir (2 yıl önce)
    Benim çocukluğumda kazanın içine hocamız armudu mısırı kor hedik kazanda çıkarılırken pişmiş armut ve mısırda çıkar yerdik nede tatlı olurdu şimdi böyle hatıralar torunuma anlatıyorum hazır bulgur yok uda bu kadar zahmete girdiniz diyor
    %100
    %0
    Yanıtla
  • Murat Bilmez (2 yıl önce)
    Geçmiş senelerde yolda top oynadığımızda,karnımız acıkırdı ve teyzelerimiz bize de pişirdikleri hediklerden ikram ederdi. Çünkü komşulara vermek bir gelenektir. Sanırım o zamanlar kırsaldan gelenler halen devam ettirirlerdi gelenekleri şehirde de. Kimse de şaşırmış gözlerle bakmazdı. Günümüzde kentsel dönüşüm yüksek katlı binaların çevresinde böyle şeyler haliyle çok azaldı. Bereketli olsun inş.
    %100
    %0
    Yanıtla