Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, “Biz Zeytin Dalı Operasyonu ile bölgemiz üzerinde farklı emelleri olan güçlerin, derenin taşı ile derenin kuşunu vurma oyununu bir kez daha bozmuş olduk. İnşallah Mümbiç’ten başlayarak sınırlarımız boyunca bu oyunu boza boza devam edecek, bölgemizi bu musibetten tamamen temizleyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 44. Muhtarlar Buluşması’na Adıyaman, Amasya, Aydın, Burdur, Çanakkale, Denizli, Düzce, Elazığ, Erzurum, Gümüşhane, Kahramanmaraş, Malatya, Mersin, Nevşehir’den gelen muhtarlar katıldı. Toplantıda Zeytin Dalı Harekatı’na ilişkin konuşan Erdoğan, 4 günde 268 teröristin etkisiz hale getirildiğini belirtti.
"Önce teröristlerin kökünü kurutacağız, sonra da oraya yaşanabilir hale getireceğiz"
Muhtarlara hitaben yaptığı konuşmada, Zeytin Dalı Harekatına ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son birkaç yolda 5 bin tır ve 2 bin uçak dolusu silahla donatılan terör örgütünün son mensubu da etkisiz hale getirilene kadar bu operasyon devam edecektir. Bin yıllık komşuluk ve kardeşlik hukukumuzun gereği olarak bölgeyi tüm terör örgütlerinden arındırmayı boynumuzun borcu olarak görüyoruz. Sınır güvenliğimiz elbette önemlidir, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğine kast eden sınır ötesi tehditler elbette önemlidir. Ama biz Suriye’deki Arap, Kürt ve Türkmen kardeşlerimizin huzurunu ve geleceğini kendimizinki kadar önemli görüyoruz" diye konuştu.
"Milletimizin ne dediğine bakarak bu operasyonu başlattık" açıklamasında bulunan Erdoğan, birilerinin hemen fitne kazanını kaynatmaya başladığını belirtti. Erdoğan, "Bizim sınır güvenliğimizi sağlama ve Suriye’yi yıllardır ülkemizde misafir ettiğimiz kardeşlerimizin geri dönebilecekleri emin bir yer haline getirme gayretlerimizi çarpıtmaya çalışanlar dört bir koldan saldırıyor. Kimi, terör örgütlerine yönelik olduğu gün açık ve net ortadayken bu operasyonu Afrin’deki Kürt kardeşlerimize gibi göstermeye, kimi bizi Suriye’yi işgalle suçlamaya çalışıyor" dedi.
Fırat Kalkanı Harekatı ile bölgenin teröristlerden arındırıldığını ve 2 bin kilometrekarelik alanda yapılan normalleşme çalışmalarını anlatan Erdoğan, "Afrin’de de aynısı olacak. Önce teröristlerin kökünü kurutacağız, sonra da oraya yaşanabilir hale getireceğiz. 3,5 milyon benim ülkemde misafir ettiğimiz Suriyeliler için. Tekrar onları topraklarına geri göndereceğiz. Sürekli olarak çadırda, konteynerlarda herhalde iskan edecek halimiz yok" ifadelerini kullandı.
"Al PYD’yi, vur DEAŞ’a, DHKP-C’ye, hepsi birbirinin aynı"
DEAŞ bahanesiyle Afrin’i terör koridoruna dahil etmek isteyenlerin Türkiye’ye karşı DEAŞ ile birlikte savaştığını belirten Erdoğan, "Bölücü örgüt güya hapishanelerde tuttuğu DEAŞ’lıları bize karşı beraberce savaşmak üzere salıvermiş. Bunların birbirinden farkı yok. Al PYD’yi, vur DEAŞ’a, DHKP-C’ye, hepsi birbirinin aynı. O da terörist, o da terörist. DEAŞ ile YPG-PYD aynı senaryoda farklı roller üstlenmiş, aynı amaca hizmet eden terör öğütleridir. Her iki örgütün de iplerini elinde tutanlar işlerine geldiğini birini, işlerine geldiğinde ötekini öne sürüyor. Nitekim Rakka’da kuşatılıp kolayca imha edilebilecek olan DEAŞ’lılar kamyonlarla oradan çıkartılarak çeşitli bölgelere dağıtıldı. Bunların bir kısmının da ülkemize yönelik eylemler için rezervde tutulduğunu biliyoruz. Afrin’e yaptığımız operasyon aynı zamanda bu rezervin bir kısmını da ortadan kaldırmaya yönelik. Allah’ın izni, milletimizin feraseti, güvenlik güçlerimizin becerisi ile biz bu DEAŞ belasını kendimizden uzak tutarız. Ama aynı şeyi yıllardır bizim mücadelemizi engellemek için adeta ellerinden gelen her şeyi yapan diğer ülkeler yapabilir mi, işte onu bilmiyoruz. Bu ülkeler daha düne kadar bizim kimlik bilgilerini verdiğimiz teröristleri bile kontrol altında tutmayı beceremeyip, kanlı eylemlere maruz kaldılar. Şimdi çok daha profesyonel, çok daha vahşi teröristlerle muhatap olduklarında neler yapacaklarını hep birlikte göreceğiz" dedi.
"Oradaki yolcunun güvenliği yoksa sen nasıl devletsin?"
Almanya’da teröristlerin havaalanında Türk vatandaşlarına saldırmasını hatırlatan Erodğan, "Dost Almanya, bakınız yolcularımız Almanya’dan Türkiye’ye dönüş yapıyorlar, orada PKK terör örgütü oradaki kardeşlerimizi havalimanında tekme tokat, ellerindeki sopalarla dövmeye yöneliyorlar ve Alman polisi izliyor. Böyle güvenlik olabilir mi? Senin en güvenli olduğun yer havalimanı, böyle yapılıyor, müdahale yok. Nereye kadar, nasıl olacak bu? Söylediğimiz zaman da ‘doğru değil, olmuyor.’ Biz bu gördüklerimize sessiz mi kalalım. Bugüne kadar bunları hep yuttuk, hep söylenen ‘yargı var, hukuk var’ bu nasıl yargı, bu nasıl hukuk? Oradaki yolcunun güvenliği yoksa sen nasıl devletsin sormazlar mı? Bizde böyle bir şey olduğu zaman hemen ayağa kalkıyorsunuz" diye konuştu.
"Garipleri haraca bağlayan bir örgütü tepelemeye çalışıyoruz"
Ayn El-Arab’dan kaçarak Türkiye’ye sığınanların DEAŞ’ın o bölgeden temizlenmesine rağmen Türkiye’de yaşamayı sürdürdüklerini belirten Erdoğan, "Niçin biliyor musunuz? Çünkü, belki görünüşte DEAŞ gitti ama oraya başka bir terör örgütü çöreklendi. Yüz binlerce insan canından, malından, namusundan, geleceğinden emin olmadığı için evlerine geri dönmüyor. Birilerinin göstermeye çalıştığı gibi güya haklarını savunduğu insanlara dahi güven vermeyen bu örgütün gerçek yüzünü görmek için daha başka neye ihtiyaç vardır? Bunlar barbar, bunlar katil, bunlar hırsız, bunlar ırz düşmanı, bunlar bölgemizin maruz kaldığı postmodern haçlı seferlerinin yeni işbirlikçileri. Bölücü terör örgütünün Suriye’de ele geçirdiği yerlerde hakimiyet kurmak için Arap'ından Kürt ve Türkmen’ine kadar on binlerce kişiyi bizzat öldürdüğünü veya beraber çalıştığı güçlere bombalatarak katlettiğini bilmeyen mi var? Kendilerine karşı çıkan herkesi DEAŞ’lı gibi gösterip yaşadıkları yerlerin koordinatlarını verdikleri güçlere öldürtenlerin Suriye için, bölgemiz için hayırlı niyetleri olması mümkün mü? Elinde on binlerce masum kanı olan bu örgütü destekleyip Türkiye’yi işgalci diye itham edenlerin bırakın Kürtçülüğünü, bırakın sosyalistliğini insanlığından şüphe ederim. Aslında biz Afrin’de tüm insanlığın düşmanı bir zihniyetle mücadele ediyoruz. Bunun ispatı olacak. Ateş altındaki sivillerin tahliyesini engelleyen, çocukları, kadınları, yaşlıları canlı kalkan olarak kullanan bu zihniyet çukur eylemlerinde ve Fırat kalkanı Harekatı’nda karşımıza çıkmıştır. Biz 13-15 yaşındaki çocukların, dünyadan haberi olmayan yaşlı kadınların ellerine silah tutuşturarak fotoğraflar yayınlayan, kendisi lokmaya muhtaç garipleri haraca bağlayan bir örgütü tepelemeye çalışıyoruz. Dünyada insan hakları adına, özgürlükler adına, çocukları ve kadınları müdafaa adına çalışan ne kadar STK, ne kadar devlet varsa hepsini Türkiye’yi desteklemeye davet ediyoruz" şeklinde konuştu.
Afrin operasyonuna verilen “Zeytin Dalı" adının nereden geldiğini açıklayan Erdoğan, “Gerçekten terörizmle mücadeleyi ve insan haklarını savunanlarla bu kavramları istismar ederek kendi projelerini hayata geçirmeye çalışanların ayrımını bu süreçte hep birlikte daha iyi yapacağız. Türkiye izlediği politika ile sadece kendi sınırlarını korumakla ve bin yıllık kardeşlerine gövdesini siper etmekle kalmıyor, aynı zamanda insanlığın onurunu da kurtarıyor. İnsanlık tarihinin en kadim yerleşim yerlerini yıkan, oluk oluk kan akıtan bu oyuna bizden başka ‘dur’ diyenin çıkmıyor olmasını üzüntü ile karşılıyoruz. Biz Zeytin Dalı Operasyonu ile bölgemiz üzerinde farklı emelleri olan güçlerin derenin taşı ile derenin kuşunu vurma oyununu bir kez daha bozmuş olduk. İnşallah Mümbiç’ten başlayarak sınırlarımız boyunca bu oyunu boza boza devam edecek, bölgemizi bu musibetten tamamen temizleyeceğiz. Sayın Obama döneminde bizim bir de Zeytinlik Harekatı vardı, ne yazık ki Obama orada bizi aldattı. O harekat Mümbiç’i teröristlerden temizleme harekatıydı. Sözünde durmadı, kendisi ile defaatle görüşmemize rağmen onlar üzerine düşeni yapmadı. Bize söz verdiler, ‘buradaki teröristleri Fırat’ın doğusuna süreceğiz, Mümbiç’i kendi sahiplerine bırakacağız’ dediler. Çünkü Mümbiç yüzde 95’i ile Araplarındır, orada Kürt yoktur ama sözlerinde durmadılar. Hesap orada adeta yeniden bir terör devleti oluşturmanın hesabıydı. Adını ‘Kürt Devleti’ koyuyorlardı. Burada Kürt yok ki, burada yüzde 95 Arap var. Sen bu Arapları kovuyorsun, oraya terör örgütünün mensuplarını yığıyorsun. Aynısını Kobani’de yaptılar. Adı üstünde Ayn El-Arap. Onları oradan kovdunuz, oraya da teröristleri yığdınız. Bunları söyleyince rahatsız oluyor beyler. Biz doğruyu her yerde söyleyeceğiz” şeklinde konuştu.
“4 gün içinde karşı taraftan da 268 kişi etkisiz hale getirildi”
“Biz bu adımları atarken, kararlılıkla bu yolda yürümeye devam ederken her mücadelede de biliyoruz ki, bu mücadelelerin bir bedeli vardır. Bunu göreceğiz” diyen Erdoğan, 2015 yılı Temmuz ayından beri terörle mücadelede sınırlar içinde binin üzerinde şehit olduğunu belirtti. Erdoğan, “Fırat Kalkanı Harekatı’nda da 22 şehit verdik. Zeytin Dalı Operasyonu’nda şehitlerimiz ve gazilerimiz var. Ama şurada özellikle ÖSO ve bizim şehitlerimizle beraber 7-8 tane şehidimiz varsa, 4 gün içinde karşı taraftan da tespit ettiğimiz kadarıyla 268 kişi etkisiz hale getirildi. Kararlı bir şekilde bu devam edecek. Bunların kökünü kazıyacağız. Ya çekip gidecekler, ya çekip gidecekler, bunun başka çaresi yok. Bizim derdimiz oranın toprakları değil, orada adaletin tesisidir” ifadelerini kullandı.
Çatışmanın olduğu, silahların konuştuğu, terörün sınır, ahlak ve ilke tanımadan saldırdığı yerde kayıpların kaçınılmaz hale geldiğini söyleyen Erdoğan, “Hamdolsun bizim askerimiz, polisimiz, korucularımız, ÖSO’daki kardeşlerimiz her şeyden önce şehadeti şereflerin en büyüğü olarak gördükleri için adeta ölümün üzerine üzerine gidiyorlar. Rabbimiz bize dünya hayatını ahiret hayatı için, cennet için feda eden şehitlerimizin diri olduklarını müjdeliyor. ‘Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, sana ağuşunu açmış duruyor peygamber’ diyor Akif. İşte orada ölümü korkutursun, ölümden korkmazsın. Şuanda askerlerimizi, Mehmetçiklerimizi ben öyle görüyorum. Bu sabah askerlerimizle yapılan röportajlara baktığımızda ‘Biz Afrin’e düğüne gidiyoruz’ diyorlar. Elhamdülillah, buna inanmak herkesin karı değil, bizim Mehmetimizin yetişmesi böyle” diyerek şehitler için Fatiha istedi.
“Yüreklerimiz toplu vurduğu müddetçe milletimizi sindirecek hiçbir güç yok”
Türkiye’nin milli politikasına destek veren tüm vatandaşlara, siyasi partilere, STK’lara ve duaları ile askerlere destek olan tüm gönül erlerine şükranlarını sunduğunu belirten Erdoğan, cepheye gitmek istediklerini bağıran muhtarlara, “Askerimiz cephede savaşıyor ama Adıyaman’daki vatandaşlarımızdan, Amasya Suluova’daki muhtarlarımıza, ülkemizdeki Suriyelilerden, yaşadıkları çadırlardan seslerini duydukları tanklarımızın önüne gelip kurban kesen Yörüklerimize kadar tüm milletimiz onlarla birlikte olmak için işte burada olduğu gibi can atıyor. Dünyada bizden başka ucunda şehadetin olduğu bir mücadeleye böylesine gönüllü olarak, böylesine aşkla, böylesine sevda ile koşan, koşmak isteyen bir başka millet tanımadım, tanımıyorum. Yüreklerimiz toplu vurduğu müddetçe milletimizi sindirecek hiçbir güç yok” dedi.
Abdurrahim Karakoç’un “Vatan ve Biz” şiirini okuyan Erdoğan, “Soylu bir akına çıktığımız şu günlerde hep birlikte vatanımıza daha sıkı sahip çıkacağız. Askerimiz sınır boylarında ve sınır ötesinde, polisimiz ve jandarmamız yurdumuzun her köşesinde teröristle, hırsızla, uğursuzla olan mücadelesini en iyi şekilde yerine getiriyor, hepimizin de vazifesine sahip çıkması gerekiyor” diye konuştu.
“Bizim vatanımız tarla değildir, şehit kanları ile yoğruldu” diyen Erdoğan, konuşmasının sonunda “tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” vurgusunu yineledi. Erdoğan, “Bir F-16 deliğine kadar mağaranın, izlediniz değil mi televizyonlarda, bombayı bıraktı oraya. Türk askeri bu. Her türlü riski alarak eğildi, neredeyse toprağı pas geçecek şekilde gitti o deliğe onu bıraktı. Bunların inlerine inlerine gireceğiz. Bu vatanı böldürmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Ankara, iha