SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Burada Orijinal Bir Kültür Var"

0
Güncellendi - 2018-09-17 22:41:01
A- A+ PAYLAŞ

Arslantepe Höyüğü, 5 bin 500 yıllık geçmişe sahip tapınağı ve birçok figürün işlendiği sarayıyla Anadolu topraklarının zengin tarihi kültürünü yansıtıyor. UNESCO tarafından 2014 yılında Dünya Miras Geçici Listesi'ne alınan Arslantepe'nin kalıcı listeye dahil edilmesi için çalışmalar sürüyor.

Fırat Nehri'nin batı kıyısında, Malatya'ya 7 kilometre mesafedeki Arslantepe, Anadolu'nun ilk şehir devletinin yer aldığı yer olması nedeniyle de tarihte önemli bir yere sahip. Dünyanın en eski kerpiç sarayı olduğu belirtilen yapıda, milattan önce 3 binli yıllara ait olduğu tahmin edilen kerpiç taht ve 5 bin 500 yıllık geçmişe sahip tapınağı ile ilk laik sistemin başladığı yer olan Arslantepe, Hitit'lerden Roma ve Bizans'a kadar birçok medeniyetin izlerini de saklıyor.

"DEVLET GİBİ BİR ORGANİZASYON VAR"

Arslantepe Höyüğü Kazı Başkanı Roma La Sapienza Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Marcelle Frangipane, "Malatya tarihi, Fırat bölgesi tarihi ve Anadolu tarihi ve Önasya araştırması yapıyoruz. Tabi buluntular güzel. Müzede çok güzel eserler yer alıyor. Malatya Müzesi’nde sadece Arslantepe’den çıkartılan 4 bin 500 eser sergileniyor. İnşallah yeni ve daha büyük müzede bu eserler sergilenecek" dedi.

Frangipane, Arslantepe'de başlayan devlet sistemiyle ilgili çalışmaların sürdüğünü kaydederek, "Dünyada ilk defa böyle bir saray ortaya çıktı. Çok eski,  sadece duvar değil; salon ve çok güzel resimler var. Toplum nasıl değişti, krallık ve nasıl bir devlet sistemi nasıl başladı? Bürokrasinin izleri burada var çünkü memurlar vardı. Biz 2 binden fazla mühür baskılar bulduk.  Demek ki  devlet gibi bir organizasyon vardı. Mezopotamya'yla beraber başladı ama burada orijinal bir kültür var. Bürokratik sistem ilk örnek değil ama şimdiye kadar sofistike bir şeyi burada bulduk. Mezopotamya büyük bir şehir orada vardı ama burada çok detaylı bir şekilde anlıyoruz" diye konuştu.

"5 BİN 300 SENE ÖNCE YAPILAN FİGÜRLER AYNI ŞEKİLDE DURUYOR"

Duvarlara işlenen figürlerin 30 yıl önce bulunduğunu anlatan Frangipane, şunları söyledi: "Aynı şekilde duruyor. Sadece üzerine çatı yaptık. Hava lazım ama nem iyi değil. Koruma yapıyoruz. Her sene kontrol yapıyoruz. Bu figürler, M.Ö. 3300 gibi demek ki 5 bin 300 sene evvel yapılmış ve aynı şekilde duruyor. Onun için 'Müzeye mi gitsin, yoksa burada mı kalsın' diye çok düşündük. İyi durduğu için yerinde kalmasına karar verdik. Müze için kopya yaptık."

"TAM LAİK BİR KONTROL VAR"

Frangipane, Arslantepe'de sarayla birlikte tam laik kontrolünde olduğunu belirterek, "Önce tapınak vardı, büyük bir tapınak. Orada şef gibi, bir lider büyük insanlar, güçlü insanlar vardı ve seronomi, ritüel ile kontrol yapıyorlardı. Sarayla birlikte her şey değişti. Sarayın içerisinde tapınak var ama küçük. Burası sadece elit insanlar için. Halk dışarıda kalıyor, gelmiyor tapınağa. Taht bulduk. Halk koridordan büyük avluya gidiyorlar, orada büyük bina var, kral ya da şef bilmiyoruz, orada gösteriyor ve insanlarla konuşuyor. Demek güç direkt devlet gibi başladı. Tanrı vardı ama yazı olmadığı için bilmiyoruz ama şef ya da kral ekonomi, tarım, çoban, yemek kontrolü yapıyordu. Burada depolar vardı. Bu depolar çok büyük. Burada vazolar bulduk, hepsi müzede şimdi. 100 taneden fazla çanak bulduk; hepsinin ölçüsü ve tipi aynı. Bu çanak yemek vermek için ve beraberinde mühür baskıları da vardı. Demek işçilere arkada bir avlu var, halk geliyor, ve işçilere yemek veriyorlar. O zaman kontrol varmış, tam laik kontrol vardı. O çok önemli. Bunun için biz buraya saray diyoruz" dedi.

"İNŞALLAH KOMİSYON GELECEK VE KALICI LİSTEYE ALINACAK"

Frangipane, binlerce yıllık geçmişiyle UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan Malatya'daki Arslantepe Höyüğü'nün kalıcı listeye dahil edilmesi için çalışmaların sürdüğünü kaydederek, "Arslantepe'nin UNESCO dünya mirası belli. Böyle bir saray, böyle bir koruma, arkeoloji yerinde normal duvar böyle kalıyor, yukarıdan bakıyorlar. Burada insanlar içinde gidiyor. Resim var duruyor, orijinal sıva var ve devletin başladığını, doğduğunu gösteriyor. O zaman UNESCO için benim için bütün kriterler var. İnşallah olacak, bekliyoruz. Şimdi rapor gönderdik. Kültür ve Turizm Bakanlığıyla beraber çalışıyoruz. İnşallah komisyon gelecek ve kalıcı listeye alınacak" dedi.

"BİZ İDDİALIYIZ, KALICI LİSTEYE GİRECEĞİZ"

Bu arada, Malatya Kültür ve Turizm İl Müdürü Çetin Şişman ise, "2014’de burası geçici listeye alındığı için biz şuanda 2019 Şubat ayında dosyamızı hazırlayıp UNESCO’ya göndermeyi düşünüyoruz. Marcelle hanımın bahsettiği gibi biz iddialıyız, kalıcı listeye girecek burası. Bizde il müdürlüğü olarak elimizden gelen her şeyi yapıyoruz." dedi.

Burhan KARADUMAN, Ferdi DURDU- Yeni Malatya Gazetesi, malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

1 yorum yapılmış

  • Yusuf BAYYİĞİT (6 yıl önce)
    UNESCO kalıcı listeye alınması gereken bir tarihi yerleşim yeri olan arslantepe höyüğü Malatya için belki de hayal bile edemeyeceğimiz öneme sahip bir yer olduğunu düşünüyorum,sayın profesör marcella'nın bu konuda çalışmalarını yürekten alkışlıyorum kendisine buradan bir Malatyalı olarak teşekkür ediyorum.
    0
    0
    Yanıtla