ABD Başkan George W. Bushun halen sürdürdüğü Doğu Avrupa ağırlıklı gezide yaptığı konuşmalarda Rusyayı hedef alması ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putinin bunlara cevap vermesi, iki ülke arasındaki gerginliklerin, soğuk savaş sonrası dönemde en üst düzeye ulaştığı yorumlarının yapılmasına neden oldu.
Washingtondaki uzmanlar ve gözlemciler, Bush ve Putinin, İran, demokrasinin dünyada yaygınlaşması ve Rusyada demokrasi, eski Sovyetler Birliği, İkinci Dünya Savaşının dünya tarihindeki rolü gibi konularda taban tabana zıt olan görüşlerini son zamanlarda açıkça ortaya koyduğunu ve birbirlerini suçlamaktan kaçınmadığını vurguladılar. Temel meseleler şöyle dile getiriliyor:
Eski Sovyetler Birliğinin rolü:
Bush, dün Letonyanın başkenti Rigada yaptığı konuşmada, eski SSCBnin İkinci Dünya Savaşı sonunda yükselerek Doğu Avrupa ülkelerini işgal etmesine veya etkisi altına almasına izin verilmesini, tarihte yapılan en büyük yanlışlardan biri olarak nitelendirdi.
Rusya lideri Putin ise eski SSCBnin mirasına giderek daha fazla sahip çıkarken, iki hafta önce yaptığı önemli ulusa sesleniş konuşmasında, eski Sovyetler Birliğinin dağılmasını, geçen yüzyılda meydana gelen en büyük jeostratejik felaket olarak değerlendirdi.
İkinci Dünya Savaşı:
Bush, İkinci Dünya Savaşının ardından Baltık cumhuriyetlerinin Sovyet işgaline uğradığını belirterek, bu ülkelerin Moskovanın bunun için özür dilemesi taleplerine dolaylı destek verdi.
Putin ise savaş sonrasında Sovyet ordusunun, 11 ülkeyi özgürleştirdiğini ve Baltık devletlerine bu ülkelerin hükümetlerinin isteği üzerine girdiğini ileri sürdü. Üç Baltık ülkesi Litvanya, Letonya ve Estonyanın özür talebini reddeden Putin, bu ülkelerin İkinci Dünya Savaşında Naziler ile işbirliği yaptığını ve şimdi de Rus azınlıklarını ezdiğini savundu.
Rusyada demokrasi:
Bush, son dönemde Rusyaya ilişkin bütün konuşmalarında bu ülkede demokrasinin gerilemekte olduğunu vurguluyor. Bush, Rigadaki son konuşmasında da Rus halkına demokrasiye sahip çıkması çağrısında bulunarak, "İnanıyorum ki özgürlüklerine değer veren Rus halkı, bundan daha aşağısına razı olmayacak" dedi.
Putin ise Batı medyasına verdiği son demeçlerde, ABDnin kendi demokrasisindeki eksiklikleri düzeltmeden Rusyayı eleştirmeye hakkı olmadığını ifade etti. ABDde beş yıl önceki başkanlık seçiminin sonucuna mahkemenin karar verdiğini hatırlatan Rusya, Bizde seçimlerin daha demokratik olduğunu söylemek mümkün dedi.
Dünyada demokrasinin yaygınlaşması:
Bush, ikinci dönemine başladığı ocak ayından bu yana yaptığı tüm önemli konuşmalarda, baskı altındaki halklara demokrasi ve özgürlüklere sahip çıkmaları çağrısında bulunarak, ABD yanınızda olacak mesajını veriyor.
Putin ise son açıklamalarında, demokrasi dışarıdan ihraç edilemez. Demokrasi, bir ülkenin iç dinamikleri sonunda ancak ortaya çıkabilir yaklaşımını dile getiriyor.
Washingtondaki bazı uzmanlara göre özellikle Gürcistan ve Ukraynada yaşanan rejim değişikliklerinden ABDyi sorumlu tutan Moskova yönetimi, Bushun aslında Putinin de değiştirilmesini istediğini düşünüyor.
İran:
Bush, İranın nükleer programına Rusyanın teknik destek ve malzeme sağlamasına karşı çıkıyor.
Putin ise İranın barışçı amaçlı nükleer enerji sahibi olmaya hakkı bulunduğunu savunuyor." İki lider, bu gece Moskovada biraraya gelecek ve yarın İkinci Dünya Savaşının Avrupada sona ermesinin 60ıncı yıldönümü törenine katılacak.