CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba başkanlığındaki milletvekillerinden oluşan heyet 25. Yılında Sivas katliamında yaşamını yitiren aydınları andılar. Anmada konuşan Ağbaba, “ Bizler insan haklarına, barışa, demokrasiye inanan insanlar, bu acının unutulmaması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bugün 2 Temmuz Sivas’tayız, 5 Temmuz'da Başbağlar'da olacağız” dedi.
Sivas'ta 2 Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal şenlikleri sırasında Madımak Oteli’nin ateşe verilmesi sonucu hayatını kaybeden 33 aydın İl Özel İdaresi Bilim ve Kültür Merkezi'ne dönüştürülen eski Madımak Oteli binası önünde düzenlenen programda anıldı. CHP Genel Başkan yardımcısı Veli Ağbaba başkanlığında, Yüksel Mansur Kılıç, Kadim Durmaz, Servet Ünsal, Mustafa Tuncer, Özgür Karabat ve Ulaş Karasu’dan oluşan milletvekili heyeti Sivas’ta düzenlenen anma etkinliğine katıldılar.
Burada konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, gerçek suçlular hesap vermediği sürece yüreklerde yanan ateşlerin sönmeyeceğini dile getirerek, "25 yıldan beri insan olan herkesin yüreği yanıyor, bu acıyı yaşıyor. Sivas katliamının gerçek suçluları hesap vermediği sürece o yüreklerde yanan ateşler sönmeyecek. Hesap verilmediği gibi maalesef bu cinayeti işleyen katillerin mağdur gösterilmeye çalışıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Mağdur varsa burada yanan çocuklarımızdır. 18 yaşında, 20 yaşında yanan ailelerdir. Yanan, Türkiye'dir. Bu olayın mağduru bütün insanlıktır, bütün Türkiye'dir. Bizler insan haklarına, barışa, demokrasiye inanan insanlar, bu acının unutulmaması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu olayla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne onlarca önerge verdik aydınlanması için. Bu mücadele bundan sonra devam edecek. Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak bu yaşanan acının arkasındaki karanlık güçler ortaya çıkıncaya kadar mücadelemiz devam edecek. Maalesef Türkiye her gün yeni katliamları yaşıyor. Dün Suruç'ta yaşandı bir katliam, dün Ankara Gar Meydanı'nda yaşandı, Merasim Sokak'ta yaşandı. Beşiktaş Meydanı'nda yaşandı. Kayseri'de yaşandı katliamlar. Bu katliamlarla yüzleşmediğimiz ve hesaplaşmadığımız sürece ve bu katliamların arkasındaki güçleri bulmadığımız sürece bu yaralar kapanmaz. Biz cinayetleri, katliamları kim yaparsa yapsın onların karşısındayız. Bugün 2 Temmuz, 5 Temmuzda Başbağlar'da olacağız. Bizim için katliamların, katillerin hiçbir farkı yok. Merasim Sokak'ın, Beşiktaş'ın, 10 Ekim'in, Suruç'un katilleri ile Sivas'ın katilleri arasında hiçbir fark yok. Bütün katliamları kınıyoruz." ifadelerini kullandı.
"RAHMETLE ANIYORUZ"
Malatya Barosu Başkanı Avukat Enver Han da, Sivas Katliamının yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada şöyle dedi:
"Sivas katliamı büyük bir acı ve yıkımdır.Ülkemiz tarihine kara bir leke olarak geçen Sivas katliamının üzerinden 25 yıl geçmiştir.
2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta yapılan Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak oteli’nin yakılması, 33 yazar, ozan ile düşünürün yanarak ve dumandan boğularak hayatlarını kaybetmesiyle sonuçlanan olaylar, ülkemiz tarihine kara bir sayfa olarak geçmiştir.
Olayların bugüne kadar aydınlatılmamış olması kabul edilemez.Bu eylemin zaman aşımına uğramasının insan hakkı ihlali olduğu şüphesizdir.Bu katliam kutsal yaşam hakkına, milletimizin kardeşliği ve eşitliğine, yıllar süren aydınlanma, demokrasi, özgürlük ve eşitlik mücadelesine karşı bir harekettir.
Sivas katliamı büyük bir acı ve yıkım olarak bu ülkenin ve toplumun yüreğinde kanamaya devam etmektedir.
Bu katliamda hayatlarını kaybedenleri rahmetle anıyoruz."
Bu arada Eğitim İş Sendikası Malatya Şube Başkanı Hatem Denktaş da özetle şu açıklamayı yaptı:
"2 Temmuz 1993’te Sivas’ta yaşanan ve tarihe “insanlık suçu” olarak geçen katliamın üzerinden 25 yıl geçti. Madımak Oteli’nde 33 aydın, sanatçı, yazar ve 2 otel çalışanı gencimiz yakılarak katledildi. 35 insanımızın yaşamına kıyan, ülkemizi faşizmin karanlık dehlizlerine çekmeye çalışan bu cumhuriyet karşıtı gerici eylemi bir kez daha şiddetle kınıyoruz.
12 Eylül faşizminin öncesi Kahramanmaraş’ta ve Çorum’da faşist güruhlar eliyle oynanan ve din, mezhep, etnik kimlik farklılıklarını bir yana bırakarak emperyalizme karşı omuz omuza savaşarak çağdaşlaşmanın kapısını aralayan halkı yeniden bölme oyunu Sivas’ta da denendi. Orada yakılan yalnızca masum insanlar değildi. Orada katledilmek istenen adaletti, çağdaşlıktı, bağımsızlıktı ve özgürlüktü. Orada katledilmek istenen insanlıktı...
Ülkemizde Sivas katliamını yaratan koşulların henüz ortadan kalkmaması, Sivas olaylarından gerekli dersin çıkarılamadığını göstermektedir. Türkiye’de hala inanç ve etnik ayrımcılık yapılarak halkımız kamplara bölünmeye çalışılmaktadır. Bugün Gezi eylemleri sırasında hayatını kaybeden yurttaşlarımızın katilini koruyanlar ile Sivas katliamını yaptıran ve katillerini koruyan zihniyet aynıdır.
Eğitim-İş olarak diyoruz ki: Cumhuriyetin kazanımları, Atatürk ilke ve devrimleri için tehdit oluşturan emperyalist güçler, gerici girişimler ve etnik ayrımcılıklar, milletimizin Cumhuriyet değerleriyle bütünleşmiş olması sayesinde hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaktır. Bu millet, kendisine bırakılan emanete sonsuza kadar sahip çıkacak, bu güzel coğrafyada barış ve kardeşlik içinde yaşamaya devam edecektir.
Aydınlarımızı yakanların ağzından “Cumhuriyet Sivas'ta kuruldu, Sivas'ta Yıkacağız” sloganının çıkması bir tesadüf değildi. İşte bu nedenle Eğitim-İş olarak, Atatürk’e ve Cumhuriyet devrimlerine saldıranlara inat, Atatürk’e ve Cumhuriyet devrimlerine sahip çıkmanın inancı ve azmiyle, bu acı günü “Cumhuriyeti Sivas'ta Kurduk, Sonsuza Kadar Yaşatacağız” sloganıyla anıyoruz.
Sivas katliamında yaşamını yitiren aydınlarımızı, sanatçılarımızı unutmadık, unutturmayacağız!"
Bülten- malatyahaber.com- Yeni Malatya Gazetesi