SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Büyük Prodüksiyonlu Filmlerin Yönetmeni: Turgut Demirağ

Büyük Prodüksiyonlu Filmlerin Yönetmeni: Turgut Demirağ
A- A+ PAYLAŞ

Yönetmen, yapımcı ve senarist Ömer Turgut Demirağ'ın vefatının üzerinden 38 yıl geçti.

Sivas'ta 1921'de dünyaya gelen Demirağ, ilk öğrenimini Sivas'ta tamamladıktan sonra İstanbul'a gelerek, Boğaziçi ve Kabataş Liselerinde eğitim gördü.

Ziraat mühendisliği eğitimi için 1939'da ABD'ye giden Demirağ, 1941'de mühendislik eğitimini yarıda bırakarak Güney Kaliforniya Üniversitesinin sinema bölümüne geçti.

Üniversite eğitimine devam ederken 1945'e kadar Hollywood'da stajyer olarak çalıştan Demirağ, yönetmen Leo McCarey, Alexander Marshall, Cecil De Mille ve Raoul Walsh'un filmlerinin prodüksiyonunda görev yaptıktan sonra 1945'te ABD'den Türkiye'ye döndü.

TBMM 6. ve 7. dönem Sivas Milletvekili Abdurrahman Naci Demirağ'ın oğlu olan genç yönetmen, babasının adının ilk harflerinden oluşan "And Film" adlı şirketi kurdu.

"Evvel Zaman İçinde" film kayıtları ABD'de kayboldu

Turgut Demirağ, 1946'da profesyonel anlamda sinemaya başladı ve ilk işi olarak Reşat Nuri Güntekin'in sinemaya uyarlanan "Bir Dağ Masalı" eserinde yönetmenlik yaptı. Türk sinemasında o güne kadar çekilen en yüksek bütçeli film olma özelliği taşıyan yapım, Yerli Film Yapanlar Cemiyeti'nin düzenlediği yarışmada "En İyi Film" ödünü aldı.

Hazırlığı dört yıl süren, "Evvel Zaman İçinde" adlı Türkiye'nin ilk animasyon türündeki uzun metrajlı filminin çekimlerine 1947'de başlayan Demirağ, 35 milimetrelik formata basılması amacıyla film kayıtlarını ABD'ye gönderdi. Kayıtlarının kaybolması sonucu "Evvel Zaman İçinde"yi izleyiciyle buluşturamadı.

Türk sinemasında Hollywood sinema tekniklerini kullanan ve dönemin büyük prodüksiyonlu pek çok filmine imza atan yönetmen, ilk filminin ardından "Hülya", "Kanlı Taşlar", "Fato/Ya İstiklal Ya Ölüm" yapımlarının da yönetmenliğini üstlendi.

Demirağ, 1950'li yıllarda "Drakula İstanbul"da, "Ahiretten Gelen Adam", "Karasu", 1960'lı yıllarda ise "Cumbadan Rumbaya", "Aşk ve Kin", "Çanakkale Aslanları", "Kadın Avcıları", "Abbase Sultan" ve "Ayrı Dünyalar" adlı yapımları çekti.

Altın Portakal'da "En İyi Film" ödülünü aldı

Başrollerinde Cüneyt Arkın, Belgin Doruk ve Turgut Özatay'ın rol aldığı, Demirağ'ın yönetmen, yapımcı ve senaristliğini üstlendiği 1965 yapımı "Aşk ve Kin", usta yönetmene 2. Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Film" ödülünü getirdi.

Aynı yıl,"Keşanlı Ali Destanı" filmiyle 2. Antalya Film Şenliği'nde "En İyi Yönetmen" ödülüne değer görülen Demirağ, "Domatesler ve Silahlar" adlı filmin ardından 1974'te sinemayı bırakarak ABD'ye yerleşti.

Kariyeri boyunca 17 filmin de senaryosuna imza atan Demirağ, Türk Film Prodüktörleri Cemiyetinin (Film Yapımcıları Derneği) de bir dönem başkanlığını yaptı.

"And Sineması" olarak faaliyete başlayan, daha sonra "Şan Sineması" adını alan salonun da kurucusu olan Demirağ'ın iki evliliğinden Nevbahar ve Melike adlı kızları oldu.

Ömer Turgut Demirağ, 14 Ocak 1987'de 65 yaşındayken vefat etti.

Demirağ'ın yapımcı, yönetmen ve senarist olarak imza attığı filmler arasında ayrıca "Aynı Yolun Yolcusu", "Üç Kızgın Cengaver", "Parmaksız Salih", "Kocamın Nişanlısı", "Hazreti Ömer'in Adaleti", "Aynı Yolun Yolcusu", "İpi Boynunda Bil", "Kurşunla Selamlarım", "Şampiyon", "Esmerin Tadı Sarışının Adı", "Kafkas Kartalı", "Gecekondu Peşinde", "Harun Reşid'in Gözdesi", "Ahiretten Gelen Adam", "Deli" ve "İstanbul Geceleri" yer alıyor.

İstanbul, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız