SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Çanakkale Zaferinin 91. Yıldönümü Programı..

A- A+ PAYLAŞ

18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 91'inci yıldönümü ve Şehitleri Anma Günü dolayısıyla Cumartesi günü Malatya'da da törenler yapılacak. Bu arada, Belediye Başkanı Cemal Akın ile Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir de, birer açıklama yaptılar.

* MALATYA'DAKİ TÖRENLER..
Valilik, Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü dolayısıyla 18 Mart Cumartesi günü Malatya'da yapılacak törenlerinin programını şöyle açıkladı:

"PROGRAM 1:
ŞEHİTLİKTE ÇELENK SUNMA TÖRENİ: Saat: 09.30
1- Tören Programı sunulması,
2- Valilik, Garnizon Komutanlığı, Belediye Başkanlığı ve Şehit Aileleri Çelenklerinin sunulması
3- Saygı duruşu ve Saygı atışı yapılması,
4- Tören Bölüğü ve Bando eşliğinde İstiklal Marşı söylenerek Bayrağın öndere çekilmesi,
5- Mesajlar okunması,
6- Bir Subay tarafından Günün anlam ve önemini belirten konuşma yapılması,
7- Şehitlik Özel Defteri Malatya Valisi Sayın H.İbrahim DAŞÖZ tarafından yazılması,
8- Şehit Mezarları ziyaret edilerek ve karanfil konulması, (Törene katılanlar tarafından)

PROGRAM 2:
ETKİNLİKLER: (HALK EGİTİM MERKEZİ SALONUNDAKİ TÖREN)
11.30: Devlet.Övünç Madalyası Verilme Töreni,
11.45: İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa GUNDUZ tarafından "Bağımsızlık Mücadelesinin Kalesi Çanakkale" konulu konferans verilecektir.

İl Milli Eğitim Müdürlüğünce (Malatya Güzel Sanatlar Lisesi tarafından) günün anlamına uygun program icra edilecektir.

PROGRAM 3:
ŞEHİT AİLELERİNE YEMEK
Yer: Polisevi
Saat: 13.00"

Ayrıca, 18 Mart Cumartesi günü ikindi namazından sonra Söğütlü Camii'de, Şehitler anısına Müftülükçe mevlid okutulacağı açıklandı.

BELEDİYE BAŞKANININ MESAJI..
Belediye Başkanı Cemal Akın'ın Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü dolayısıyla yayınladığı mesaj şöyle:

"Tarih boyunca özgür yaşamış olan milletimiz, binlerce yıllık devlet deneyimi ve zengin kültür birikimi ile insanlığın ortak mirasına büyük katkılar sağlamıştır.

Tarihin tüm dönemlerinde, özgürlüğüne yönelik tüm saldırıları başarısızlığa uğratan, vatan ve millet sevgisini, özgürlüğünü, milli ve manevi değerlerini her şeyin üzerinde tutan milletimiz, bu yolda Çanakkale Cephesi’nde dünya tarihinin destansı mücadelelerinden birini vermiştir.

Dönemin süper güçleri, Çanakkale Savaşı’nda büyük orduları, güçlü donanmaları ve silahları ile, milletimize karşı giriştikleri sömürü savaşında, Mehmetçiğin bağımsızlık ve vatan sevgisi ile dolu yüreğine çarpmış ve büyük bozguna uğramıştır.

Çanakkale Savaşı’nda büyük imkansızlıklarla ve olağanüstü kötü şartlarda bağımsızlığını korumak, işgalci güçleri püskürtmek yolunda binlerce insanımız şehadet mertebesine yükselmiş, savaşı yöneten komutanlarımız askeri dehaları ile temayüz etmiştir.

Çanakkale Savaşı, bir milletin var oluş mücadelesinin tarihe altın harflerle yazılan destanıdır. Bu savaş ve zafer, dünya tarihinin akışını değiştirmiş ve tarihin tayin edici en önemli noktalarından birini oluşturmuştur.

Bir bağımsızlık destanı olan Çanakkale Savaşı, zafer ile taçlanmış ve tarihimizin parlak sayfalarından birini oluşturmuştur.

Çanakkale Savaşı, tarih bilincimizin canlı tutulması ve tarihimize yön veren olayların bugünün ve geleceğin kuşaklarına aktarılmasını da zorunlu kılmaktadır. Çünkü, tarih bilincinden yoksun milletlerin, geleceklerini sağlıklı biçimde kurmaları mümkün değildir.

Bu düşünce ve inançla, bugün vatanımızda, milletimizle birlikte huzur ve güven ortamı içinde yaşamamız için canlarını feda eden şehitlerimize, Çanakkale Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasında büyük rol oynayan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e, yine Çanakkale Cephesi’nde büyük başarılar sağlayan hemşehrimiz Cevat Paşa (General Cevat Çobanlı)’ya Yüce Allah’tan rahmet diliyor minnet duygularımı vurguluyorum.

Şehitlerimizin canlarını feda ederek bizlere emanet ettiği ülkemizin gelişmesine, büyümesine hizmet etmek ve bağımsızlığını koruyarak geleceğe emin adımlarla yürümesine katkı sağlamayı kutsal bir görev ve şehitlerimize vefa borcu olarak algılıyoruz.

Erzincan’da Şehit Olan Askerlerimizi Rahmetle Anıyorum

Bu arada, Çanakkale Zaferi ve Şehitlerimizi andığımız bir günde, Erzincan’da görev dönüşü bir askeri helikopterimizin düşmesi sonucu şehit olan Topçu Albay Ömer Bora, Piyade Yarbay Suat Coşkunalp Yüzbaşı Yusuf Ziya Ertem, Pilot Teğmen Rafet Özsoy ile Teknisyen Astsubay Çavuş Fatih Ayhan'a Allah’tan Rahmet, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz’e ve milletimize başsağlığı dileklerimi iletiyorum."

TUNÇDEMİR'İN AÇIKLAMASI..
Bu arada ADD Başkanı Tunçdemir de, yaptığı açıklamada özetle şunları söyledi:

" Bu gün bir vatanımız varsa biz bu vatanda özgürce yaşıyorsak, dahası çağdaş uygarlığa hatırı sayılır eserler verebilmişsek, bunu her şeyden önce o büyük direnişe ve bu direnişle kazandığımız onura borçluyuz.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları“Çanakkale Geçilmez” iradesiyle emperyalist güçlerinin karşısına çıkmışlar, emperyalizmin karşı konulamaz, yenilemez olmadığını ortaya koymuşlardır. Çanakkale zaferi ,hiç şüphe yok ki, ulusumuza çok ağıra mal oldu.Hemen hemen her Türk ailesi, Çanakkale’de bir ferdinin kanını akıtarak,bu zaferde pay sahibi olmuştur.Çanakkale Savaşı, demir ve çeliğin, insan güçünü ve cesaretini yenemeyeceğini ve vatan sevgisini öldüremeyeceğini ,yıldırımayacağını bütün dünyaya ispat etmiştir.Emperyalist güçler beklemedikleri bir dirençle karşılaştılar. Oysa “hasta” bir ülkenin “çaresiz” ordusuydu karşılarındaki..Yarı aç,yarı çıplak ve donanımsızdı.Böylesi bir ordunun karada, denizde ve havada 259 gün süren benzersiz direnişi sonunda, adeta kaçarsına gittiler. 9 Ocak 1916’da Çanakkale’ nin geçilmez olduğunu öğrendi dünya.

Kuşkusuz bu gün Türkiye Cumhuriyeti varsa Çanakkale sayesinde vardır. O direniş zaferi ulusal onuru ve bilinci canlandırmış, öz güveni tazelemiştir.Özgüvenin bilinçli uzantısı Kurtuluş Savaş’ımızdır.

Çanakkale savaşları;Türk ve Dünya uluslarının tarihsel yazgılarını değiştirmiştir. Birinci Dünya Savaşı’nın en önemli cephelerinde biri Çanakkale’de elde edilen bu zaferin üç önemli sonucu olmuştur: (1) Doğunun büyük bir imparatorluğunu oluşturan koskoca çarlık Rusya’sı yıkılmıştır. (2) Sınırları içinde güneş batmayan Batılı büyük devlet olan Büyük Britanya İmparatorluğunda ilk yara açılmıştır. Böylece emperyalizm tam çökmüş olmasa bile, bir hayli sarsılmıştır. (3) En önemlisi de hiç kuşkusuz, kısa bir süre sonra ülkenin yazgısını eline alarak ulusal bağımsızlık savaşını verecek olan, bugün tüm insanlığın hayranlık duyduğu Yüce Önder Atatürk’ün tarih sahnesine çıkması ve yanındaki kadroları geleceğe hazırlamasıdır. Kurtuluş Savaşı istenci ve mücadele yeteneği bu zafer ile güçlenmiştir.

Zaferin yukarıdaki etkileri yanında, Türk ulusu açısından sosyal alanda da etkileri görülmüştür. Çanakkale deniz ve kara savaşlarında toplam 211.000 insan zayiatı veren Türk ulusu, bu arada binlerce okumuş ve aydının kaybetmişti. Kesin olamayan tahmini rakamlara göre, 100.000’den fazla öğretmen, mülkiyeli, tıbbiyeli, yetişmiş okur yazar yitirildiği sanılmaktadır. Böylece o günün koşullarında ülkenin beyin takımını oluşturan küçümsenmeyecek sayıya ulaşan bu kayıpların, olumsuz etkileri, savaş sırasında olduğu kadar, bu savaşı izleyen Türk İstiklal Savaşı’nda da fazlasıyla hissedilmiştir. Nitekim 1923’te Cumhuriyetin ilanından sonra, Atatürk’ün başlattığı devrimler ve bunların parelinde girişilen reformların etkilerini yaygınlaştırılıp halka mal edilmesinde de hayli sıkıntılar çekilmiştir.

Son zamanlarda; Çanakkale zaferinin yaratıcısı MUSTAFA KEMAL’ i Çanakkale tarihinden silmek isteyen, insan aklının ışığından ve gerçeklerden ürken karanlık ruhlu akıl yoksunları bilmelidir ki ; Çanakkale İngiliz başkumandanı General Hamilton’ dan İngiltere savaş Bakanlığına 17 Ağustos 1915 tarihli telgrafta : “Neden geri çekildiğimiz soruyorsunuz, gerçeği bütün açıklığıyla bildiriyorum ki çok cesurca savaşan, çok iyi sevk ve idare edilen asil Türk Ordusu ve Albay MUSTAFA KEMAL gibi dahi bir kumandanla karşı karşıyayız.Bunu hiçbir zaman unutmayalım.”diye bildirmiştir. Tarihsel gerçekler ortada iken, Dünyanın hayran kaldığı bu kutsal “vatan savunmasını”; çarpıtılmış, gerçeklerle bağdaşmayan anlatımlarla , Mustafa Kemal’ siz bir Türk tarihi yaratmak isteyenlerin safı; dün olduğu gibi bu günde, “yeni Sevr” planlarıyla Türk ulusunu parçalamak,yok etmek isteyenlerin safıdır.

Bu ülkede yaşayan herkesin varlığını yüce Atatürk’e borçlu olduğunu bilmesi vicdani ve insani sorumluluğunun gereğidir.Bunu görmezden gelmek “gaflet,dalalet ve hatta ihanet” içinde olmaktır.

Çanakkale, Türk Ulusunun uluslaşma mücadelesinin görkemli beratıdır. Özgürlüğü ve bağımsızlığı için yüz binlerce evladını şehit verebilen ve gerektiği her zaman bunu gözünü kırpmadan defalarca kanıtlayan bir Ulus, elbette inceltilmiş yeni emperyalist oyunlarını da bozacaktır.

Doksan bir yıl önce Çanakkale önünde durdurulan emperyalistler günümüzde kendi savaşçılarını değil; sözde uluslar üstü kuruluşların temsilcilerini, özde ise emperyalist maşası olan ajanlarını ve hazırladıkları iş birlikçilerini sokarak ülkemizi ele geçirme ve parçalama süreci içerisindedirler. Ama yine hüsrana uğrayacaklardır. Yaşananlar tarih boyu sürdürülmek istenenlere benzer çabaların yeni hamleleridir. Bunun en somut örnekleri Türkiye’nin de içine çekildiği süreç içerisinde toprak bütünlüğünü, üniter yapıyı, ulus devlet modelini zedeleme çalışmalarıdır. Bağımsızlık, vatan duygusu, ulusal bütünlük, milli irade ve dayanışmayı, tarihsel ve kültürel bağlılıkları, kalkınma heyecanını yok etme çabalarıdır.

Çünkü arzulanan, toplumu özgüvensiz ve hedefsiz kılmaktır. Sağa sola savrulan; bugünden geleceği tasarlamayan; teslimiyetçi; başı dik, onurlu ve kimlikli yaşama inancını yitirmiş bir Türkiye hedeflenmektedir. Binlerce şehit verilerek kazanılan yurt topraklarına, bölünmez bütünlüğümüzden ödün vermeden aynı bilinçle sahip çıkmalı, ülkemizin sağlam temeller üzerinde yükseltilmesi için geçmişte ulusça ödenen bedelleri gelecek kuşaklara iyi anlatmalıyız

Çanakkale mazlum ulusların kurtuluş yolunda bir kilometre taşıdır. Emperyalistlerin yenilmez olmadığının, onlara boyun eğmemenin olanaklılığının şanlı destanıdır.

Aradan 91 yıl geçmiş olmasına karşın Çanakkale Direnişi’nin anlamı,çağrışımları, duygusu ve bilinci, bugün de ülkemizin dünya ilişkileri ve geleceği acısından büyük bir tarihsel derstir.Bu inançla şehitlerimizi saygı, hürmet ve minnetle anarken, “ufkun ötesini” de gören Yüce Atatürk’ün ölümsüz anısı önünde saygı ile eğiliriz.. Onlar bağımsızlığımızın, onurumuzun anıt insanlarıdır; onlar bizim özgürlük abidelerimizdir."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız