On bir ayın sultanı Ramazan ayında tutulan oruç İslam’ın beş şartından biridir. Oruç, bir ibadettir. Ancak ibadet olmanın ötesinde sosyal bir yönü vardır. Ramazan’da yoksullar hatırlanır; durumu uygun olan Müslümanlar zekât ve fitrelerini verirler. Bu yönüyle Ramazan ayı toplumsal dayanışmaya vesile olur.
Kimi zaman resmi veya özel kuruluşların kimi zaman şahısların bizzat organize etmesiyle yoksullara ay boyunca yardım yapılır; bilhassa gıda ihtiyaçlarını karşılayacak paketler hazırlanıp kendilerine teslim edilir.
Gün boyu yaşanan susuzluk ve açlığın ardından akşam ezanının okunmasıyla başlayan iftar, Ramazan’ın hoş görüntülerindendir. Genellikle aile fertleri iftarı birlikte açarlar ama ‘iftar davetleri’ de ihmal edilmez. Akrabalar sırayla birbirlerini çağırarak birlikte iftar açarlar. Covid-19 sebebiyle bu davetler son 2 yılda sekteye uğrasa da akraba, arkadaş, eş-dost iftarları 2022 Ramazan’ında tekrar düzenlenmeye başladı.
Tam olarak ne zaman başladı bilmiyoruz ama son 30-35 senede iftar çadırları kuruluyor. Belediyeler, vakıflar, hayırseverler bu çadırlarda iftar yemeği veriyor.
Siyasi partiler, belediyeler, çeşitli meslek kuruluşları, işadamları da iftar yemekleri düzenliyor. Bunlar, elbette diğerlerine göre şaşaalı oluyor.
Tüm bunları bir tarafa bırakalım, şu ‘hoşluğa’ odaklanalım, gönlümüz şenlensin, insana dair umudumuz yeşersin.
Şirin aklın esirgendiği insanlar vardır ya. Kimileri ona “deli” kimileri “veli” der. Onlar biz insanlığa emanettir, korunması, kollanması gerekir.
Malatya halkının gönlünde bu gariplerin yeri ayrıdır. Onlar sevilir, bazen (doğru olmasa da) kızdırılır, takılınır, gülümseten hikâyeleri dilden dile aktarılır. Bir Mercedes Kadir vefat ettiğinde tüm şehir üzülür, arabası sandığı değneği müzeye kaldırılır.
Onların geçimini, bakımını ‘çarşı’ üstlenmiştir. İstedikleri lokantaya gidip yemek yiyebilir, istedikleri kahvede çay içebilirler, bir kuruş para ödemek zorunda kalmadan.
Çırmıhtı’da bir-iki arkadaş, şu mübarek Ramazan ayı bitmeden bir iftar yemeği de biz verelim demişler. Ve iftarı da işte bu dostlarımıza vermeyi kararlaştırmışlar.
“Müdür” Nihat, kardeşi Remzi, ‘Komser’ Sinan, “Hıhı” Memet, Banker Bilo, Orhan ve birkaçına daha ulaşılıp davet etmişler.
Elbette bu iftara çağrılanlar “çok ağır” misafir olduğu için biz medya mensuplarına haber verilmedi; iftarı da tesadüfen öğrendik.
Çırmıhtılı arkadaşlarımızın arasında bazen “Çırmıhtı’nın ileri gelenleri, akilleri” geyiği döner. Yıllar önce Çırmıhtı Yeşilyurt adıyla ilçeyken buraya bir kaymakam veya müdür atandığında birkaç “uyanık” toplanır, bir çiçek yaptırır, ziyarete gider, kendilerine önem atfettirirlermiş. Olurda bir işleri düşer ya!
Yeni atanan bürokrat, hoş geldiniz diyerek çaylarını söyledikten sonra, haliyle, onların kim olduğunu, hangi sıfatla geldiğini öğrenmek ister, onlardan ‘Çırmıhtı’nın ileri gelenleri’ karşılığını alırmış.
Bu iftarın davetlileri de ‘kendi çapında’ Çırmıhtı’nın ileri gelenleri aslında.
İnsan elbette merak ediyor. İftar ezanını beklerken ve sonrasında çayları yudumlarken kendi aralarında ne konuştular acaba?
Mesela şunu demiş olabilirler mi?
“Hadi bize deli derler, biz yapsak neyse de şu akıllı insanların aklına şaşmamak elde değil. Zamanında havası temiz, ağacı, suyu bol Çırmıhtı’yı beğenmeyen hemşerilerimiz şehirlere taşındılar, kendilerini beton evlere kapatmış, şeherli olmuşlar. Şeherliler de, yani Malatya’dakiler, bahçeli, avlulu evlerde yaşarlarmış, onlar da ağaçları kesip beton binalara girmişler. Çocuklara oynayacak alan bile bırakmamışlar.
Bu akıllılar şimdi akın akın Çırmıhtı’ya, Gündüzbey’e geri geliyorlar, gelemeseler de gelmeye can atıyorlar. Parası olanlar dağlara taşlara milyonlarca lira harcayıp kendilerine irili ufaklı evler yapıyor, bahçeli evlerde oturalım, ayağımız toprağa değsin diyorlar. Salgın ve depremden sonra daha da akmaya başladılar bizim küçük ilçemize. Eskiden sokakta herkesi tanırdık. Şimdi pek kimseyi tanıyamaz olduk. Gerçi eskiden de şimdi de herkes bizi tanıyor ama… Akıllıların birbirini pek tanıdığını sanmıyoruz.
Bahçeli, ağaçlı evlerinizi yok veya terk edip tekrar burada bahçeli ağaçlı evler arayan sizler mi delisiniz, biz mi, buna da aklımız ermiş değil. Elbette siz akıllısınız, daha doğrusunu bilirsiniz”
Demişler midir?
***
‘Yüksek siyaseti’ boş verelim.
Bu mübarek ayda Çırmıhtı’nın şen insanlarına değer verip onları hatırlamış, gönüllerini almışsınız ya, helal olsun sizlere.
malatyahaber.com