Eğitimci yazar Fikri Demirtaş, İstanbul’da hayatını kaybedip memleketi Malatya’nın Pütürge ilçesi Hüsükuşağı köyünde toprağa verilen, Türk solunun önemli isimlerinden Hasan Basri Aydın’ın yaşamını, eylemlerini, cenaze törenini yazdı.
18 Mayıs’ta hayatını kaybeden Aydın’ın cenazesi 19 Mayıs’ta köyünde toprağa verildi.
1933 yılında doğan Hasan Basri Aydın’ın cenaze töreninde bir konuşma yapan Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkan Yardımcısı Nurettin Aydın “Hasan Basri, nerede faşizm varsa tam karşısındaydı. TÖS’ün ve TÖBDER’in kurucularındandı. 12 Mart’ta darbecilere direndi. Malatya’da Denizlerin, Hüseyinlerin kaldığı ev Hasan Basri’nin eviydi. Beyazıt Meydanı’nda Taylan Özgür vurulurken yanındaydı” diye konuştu.
Demirtaş’ın https://fikridemirtas44.blogspot.com/2023/05/devrimci-hasan-basri-aydinin-ardindan.html adresinde yer alan yazısı şöyle:
“Devrimci Hasan Basri Aydın’ın Ardından
Bugün Kurtuluş Savaşımızın ilk adımının 104. Yıldönümü
Kutlu olsun...
Bir güzel insanı daha ebediyete uğurladık. Güle güle Hasan Basri Aydın ruhun şad olsun. Biliyorum yetiştirdiğin öğrencilerin de seni asla unutmayacak.
Devrimci mücadelenin büyük ismi, bu coğrafyanın acısını, hüzünlü sevincini yürekten hisseden TÖS'ün (Türkiye Öğretmenler Sendikası) TÖBDER'in (Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği) kurucularından, İstanbul Erkek lisesi, Diyarbakır İlk Öğretmen Okulu, Balıkesir Necatibey Eğitim Enstitüsü Türkçe bölümü mezunu Hasan Basri Aydın 18 Mayıs 2023 günü 96 yaşında İstanbul'da hakka yürüdü.
İstanbul'da saat 13:00' de Garipdede Cemevi’nde cenaze töreni yapılarak doğduğu toprağa, ata yurduna uğurlanmış.
Hasan Basri Aydın'ın tabutu İstanbul’dan otobüsün bagajında Malatya'ya yolcu edilmiş ve aynı otobüsle çocukları Sezgin Sinan Aydın, Eren Aydın, Elanur Aydın ve akrabaları ile yeğeni CHP' İstanbul il Başkan Yardımcısı Nurettin Aydın ve eşi de uçakla Malatya'ya doğru yola çıkmışlar.
Hüsükuşağı Cemevi’nde cenaze törenine akrabaları, köylüleri ve Hekimhandan gelen öğrencileri katıldı. Zeynel Abidin Dede cenaze erkanını yürüttü.
Cenaze erkanından sonra Hasan Basri Aydın ile ilgili konuşmalar yapıldı.
Konuşmacılar, Dede Zeynel Abidin Akyüz, Doğan Fırat (Dede), Muhtar Selahattin Yıldırım, oğlu Sezgin Sinan Aydın (Hikmet) ile Eren Aydın, kızı Elanur Aydın, öğrencisi Türkay Devren, Avni Çiçek (İğdir köyünden), Fikri Demirtaş (eğitimci yazar), Ozan Doğan Aydın, yeğeni Dr. Figen Alkan ile Basri Aslan konuşmalarıyla, Ozan Doğan Aydın şiiriyle H. Basri Aydın’ı anlattı.
Hasan Basri Aydın’ın vasiyeti üzerine, Pütürge Hüsükuşağı köyünde (Hıdıralan Kabilesi) bulunan evi ile evinin önündeki Hekimhanlı öğrencilerinin yaptırdığı büstünün önünde dedesi Hasan Ali’nin (Hasan Baba) mezarının yanına defnedilecekti. 19 Mayıs 2023’te köye varıldığında dedesinin mezarı açılıp iskeleti toplanmış, defin yeri hazırlanmıştı.
Çocukları, akrabaları, köylüleri ve Hekimhanlı öğrencileri Mimar Türkay Devran, Mali Müşavir Avni Çiçek ve Araştırmacı- yazar Fikri Demirtaş’ın katılımıyla toprağa sırlanırken mey'in içli tınısı eşliğinde göz yaşları sel oldu. Yaşlı bir teyze Kürtçe ağıt yakıyordu. Hasan Basri Aydın sonsuzluk uykusunda...
Fırat nehri ve Karakaya barajını seyrederek, çok sevdiği dağlarına bakarak sessizce yatıyor...
CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu ile Eğitim Sen İstanbul 1 ve 9 numaralı şube başkanları cenazeye çelenk göndermişti. Hüsükuşağı köyünde cemevi’nde yapılan konuşmalar ve akabinde dedenin lokma duasından sonra Aydın ailesine başsağlığı verildi.
İstanbul CHP İl Başkan Yardımcısı Nurettin Aydın lokmadan önce yapılan konuşmaların ardından uzun bir konuşma yaptı. Aydın şunları söyledi:
"Hasan Basri bir devrimciydi. Ataları on bin yıldır bu coğrafyada yaşayan bir bilge, kadim kültürümüzü geleceğe taşıyan bir neferdi. Hasan Basri doğduğunda ailesi Kürtçe konuşuyordu. Babası Alevi dedesiydi. Pir Sultan’ın hızır paşalara karşı söylediği deyişlerle büyüdü. Düşlerinde hep özgür bir dünya oldu. Hak mücadelesinde daima ön saflardaydı. Ömrünü bu topraklarda demokrasi ve adalet için harcadı. Bu kahrolası düzenin kötülükleri yüzünden hiç rahat yüzü görmedi. Neredeyse bir asır süren ömrünün son yıllarında bile hapis cezası verildi. Pandemi olmasa belki de cezaevinde ölecekti.
Hasan Basri, nerede faşizm varsa tam karşısındaydı. TÖS’ün ve TÖBDER’in kurucularındandı. 12 Mart’ta darbecilere direndi. Malatya’da Denizlerin, Hüseyinlerin kaldığı ev Hasan Basri’nin eviydi. Beyazıt Meydanı’nda Taylan Özgür vurulurken yanındaydı.
12 Eylül faşist cuntasının vatandaşlıktan çıkardığı listenin en başındaydı. El Fetih’te Filistinlilerle, Beyoğlu'nda Cumartesi Anneleriyle birlikte mücadele etti. Grevdeydi, tarladaydı, köydeydi, insanlar arasındaydı. Anadolu’nun her yanındaydı.
Cemevlerini yok sayan zihniyetin karşısına da dikilmişti. 1970’li yıllarda okul kitaplarında Alevileri kötüleyen, Alevilere karşı kin ve nefret üreten müfredata karşı mücadele etmişti. Dönemin adalet bakanının cemevleriyle ilgili çirkin ifadesine gazetedeki köşe yazısında cevap yazınca iki yıl ceza almış ve bir yıl cezaevinde yatmıştı.
O ve arkadaşlarının yıllarca süren mücadelesi sonucunda kurulan cemevlerinin başına sonradan amigo dernekçiler çöktü. O günlerde Garip Dede ve köyündeki cemevinin açılışında, eline mikrofon alarak ‘’Sen solcusun’’ deyip konuşmasını engelleyen zırtapozlar, bu ülkede cemevlerinin kurulmasını sağlayan devrimci mücadeleyi kimin verdiğini bile anlayamamışlardı. O Anadolu coğrafyasının bir dehasıydı, devrimciydi, Alan aşiretinin bir Ahmede Xanisiydi.
1974 yılında Hürriyet gazetesi, Demirel hükümeti tarafından Şarkışla'da var olmayan hayali bir okula sürgün edilen Öğretmen Hasan Basri diye yazıyordu…
Hürriyet’te Mehmet Yılmaz, Cumhuriyet gazetesinin başyazarı İlhan Selçuk onun hayat hikayesini günlerce gazetelerinin ön sayfalarında halkla paylaşmışlardı. Hayat hikayesi tiyatro ve film oldu.
Çok renkli, mücadele dolu bir hayat sürdü. Çok bilen cahillerin çoğaldığı bir zamanda, 68 kuşağının toplumu aydınlatan insanı olarak kaldı. Daha iyi bir dünya için mücadele etmeyi ondan öğrendik. Onun özlemi olan demokratik ülkeyi kurmaktan asla vazgeçmeyeceğimize söz veriyorum.
Hasan Basri Hoca bir asırlık ömründe Anadolu’yu hep aydınlattı. Onun bıraktığı aydınlıkta, karanlığın üstüne yürümeye devam edeceğiz.
Yolu yolumuz olsun.
Devr-i daim menzili ışıklı olsun."
Hasan Basri Aydın, yaşamını sosyalizmin savunusuna adamış idealist bir edebiyat öğretmeniydi. Eşitsizlikler ve haksızlıklar karşısında gösterdiği ömürlük direniş, onlarca kez sürgüne gönderilmesine, kovuşturmalara uğramasına, vatandaşlıktan çıkarılmasına, mesleğini yapamaz hâle getirilmesine sebep olmuşsa da bildiği yoldan dönmeyi bir an bile düşünmemiş.
Tanrıya Mektuplar eseri Hasan Basri Aydın’ın kendine has bir itiraz yolu olarak inşa ettiği mektup yazımının çarpıcı örneklerinden biri. Aydın, kaleme aldığı altmış üç mektupla yakın tarihin en ilginç hayat hikâyelerinden biri olarak verdiği çileli mücadeleyi anlatırken okurunu güldürmekten de geri durmuyor. Tanrıya Mektuplar her sayfası hayretle, kederle ve daima takdirle okunacak kıymetli bir eser.”
Fikri DEMİRTAŞ- fikridemirtas44.blogspot.com