Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin Malatyalı dekanı Prof.Dr. Yalçın Karatepe, Hürriyet'te yayınlanan röportajında kendini, yaptıklarını ve yapmak istediklerini anlattı.
Esra Kaya'nın yaptığı, Fahir Arıkan'ın fotoğrafladığı röportaj şöyle:
"Öğrenciler istedi gece kütüphaneye çorba servisi koydum
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF), diğer bir deyişle Mülkiye, 18 yıl aradan sonra yeni dekanıyla tanıştı. Prof. Dr. Celal Göle’nin yerine atanan tarihi fakültenin 38’inci dekanı Prof. Dr. Yalçın Karatepe bir dönem öğrencisi olduğu okulun öğrencileriyle ilişkilerini anlattı.
- Mülkiye’yle nasıl bir bağınız var?
- Öncelikle şubat ayından beri Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) dekanıyım. Ondan önce de altı yıl dekan yardımcısıydım. Mülkiyeliyim. Bu okuldan mezun oldum. Malatya’da ilk, orta ve lise öğrenimimi tamamladıktan sonra SBF’yi kazandım. 1986’da İktisat Bölümü’nden mezun oldum. Bu okul bana çok şey kattı, buradan çok şey öğrendim. Mezun olduktan sonra Milli Eğitim Bakanlığı’nın bursuyla ABD’de master ve doktora yaptım. Döndükten sonra da 1996’da Mülkiye’ye dönüp hocalığa başladım. ABD’deki hocalık deneyimimin ardından Türkiye’de SBF dışında başka hiçbir yerde çalışmadım.
- SBF’de öğrenciyken hedefiniz neydi? Mezun olduğunuzda ne yapmak istiyordunuz?
- Siyasal’da okuyan herkesin siyasetçi olmak gibi bir hedefi vardır. Bizim de bilinçaltımızda böyle bir düşünce vardı. Ama o zamanlarda bir gün fakülte dekanı olacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. 30 yıl aradan sonra o ders aldığım amfide, dekan olarak kürsüye çıktım. Çok duygusal bir andı benim için. Sınıf arkadaşlarım ağladı. Onları öyle görünce ağladım.
SORUNLARI TWEET ATARAK BİLDİRİYORLAR
- Öğrencilerinizle ilişkileriniz nasıl?
- Sürekli genç insanlarla içiçeyiz. 18-22 yaş arası, hiç yaşlanmayan bir grupla hayatımızı geçiriyoruz. Çünkü onları 22 yaşında mezun ediyorsunuz. Onlar gidiyor, 18 yaşında bir grup daha geliyor. Giyim tarzlarından, dinledikleri müziklerden bile etkileniyorsunuz. Öğrencilerim sayesinde Twitter kulanmaya başladım. Gece 2.00’de bana tweet atıyorlar. ‘Kütüphanede sorun var. Sınıflarda şunlar şöyle’ diye. Ben de hemen ilgili arkadaşları arıyorum. Sorunlar anında çözülüyor. Geçen günlerde de bir öğrencim tweet attı. ‘Hocam kütüphane final dönemi olmasına rağmen 17.00’de kapanıyor’ diye. Ben de yanıt yazdım. ‘Senin kütüphaneye pek uğramadığın belli. Çünkü kütüphane 22.00’ye kadar açık’ diye. O da bana cevap yazmış. ‘Hocam Twitter’dan duyurmadınız ki nereden bilelim?’ diye.
- Okulun en popüler alanı kütüphane galiba...
- Bizim öğrencilere ‘inek’ diyorlar. Fakültemizin de sembolü ‘inek’. Çünkü çalışkanlığın sembolü. Kütüphanemiz final dönemlerinde 24 saat açık. Bazen kütüphaneye öğrencileri ziyarete giderim. İhtiyaçları var mı diye bakarım. Geçenlerde gece yarısından sonra gittim, bir öğrenci, “Hocam acıkıyoruz. Gecenin bu saatine kadar bisküvi yemekten sıkıldık” dedi. Hemen formül buldum: Kampus içindeki restoranla konuştum. Oradaki öğrencilere gece çorba ikram edilmesi talimatını verdim. Hem de her gün değişik bir çorba.
- Şimdi dekanı olduğunuz bu fakültede öğrencilik yıllarınızdan kalma biri var mı?
- Recep Amca 1960’tan beri bu fakültede çaycılık yapıyor. Ben öğrenciyken de çaycıydı. Öğrenciyken de ‘Recep Amca çay, kahve istiyoruz’ derdik. Şimdi dekan oldum ama o benim için hâlâ Recep Amca.
- Nasıl bir hocasınız? Öğrencilerinizle aranız nasıl?
- Öğrencilerimle sadece dersini verip sınıftan çıkan bir hoca olarak ilişki kurmadım. Onları anlamak, onlarla iyi ilişkilerde bulunmak hem hocalığı kolaylaştırıyor hem de hayatımıza anlam katıyor.
BODRUM’A YAZ OKULU AÇACAĞIM
- Dekanlıkta hedefleriniz neler?
- Türkiye’deki üniversitelerin çoğu kuruluşundan itibaren yerelleşmeye başlıyor. Yerelleşmek iyi bir şey değil. Bizim 50 farklı ülkeden 300’e yakın öğrencimiz mevcut. 1960’tan beri Mülkiye’den mezun yabancı uyruklu öğrencilerin listesini çıkarttırdım. Gördüm ki 500’e yakın yabancı öğrenci mezun olmuş. Ve bu yabancı öğrenciler ülkelerine döndüklerinde de çok önemli noktalara gelmiş. O ülkelerdeki Türk büyükelçiliklerine yazı yazdık, mezunların izini bulacağız. Önümüzdeki yıl onları Ankara’ya çağırıp Mülkiye buluşması yapacağız. SBF’yi uluslararası hale getirmek istiyorum. Böylece dünyaya yönetici yetiştiren bir okul olacağız. Bir de Bodrum’da bir yaz okulu açmayı düşünüyorum. Bunu söylediğimde herkes şaka yapıyorum sandı ama gerçekten yapacağım. Öğrenci hareketliliği dünyada çok yaygın. Türkiye bunun henüz farkında değil. Halbuki dünyadaki büyük üniversiteler öğrencilerine dünyanın değişik yerlerinde yaz okulu fırsatı sunar. Türkiye’de bildiğim kadarıyla örneği yok.
HOCAMDI KOCAM OLDU
8 yaşında bir kızım var. İsmi Ada. Eşim Özge de Mülkiyeli. Çok genç ve güzel bir eşim var. Eşim öğrencimdi, mezun olduktan iki yıl sonra evlendik. Kızım, ‘Nasıl tanıştınız?’ diye soruyor bazen. Eşim de, esprili bir şekilde, ‘Hocamdı, kocam oldu’ diyor. Ben de kızıma, “Baktım annene; zeki, çalışkan, güzel, daha iyisini mi bulacağım dedim” diyorum. (Gülüyor.) Bu yıl evliliğimizde 10’uncu yılımıza gireceğiz."