Hürriyet Gazetesi yazarı Vahap Munyar, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Pakistan gezisine katılan AKP Malatya Milletvekili Çalık'ın kayısıda meydana gelen don olayının yanı sıra Malatya ile ilgili konuları heyetteki bakanlarla görüşmesini yazısına konu etti.
Munyar'ın 5 Nisan Pazartesi günkü köşesinde "Kayısıda hasar tespiti yapıyoruz, zarar gören çiftçiye çözüm arıyoruz" başlığıyla yazdığı yazı şöyle:
"CUMHURBAŞKANI Abdullah Gülün Pakistan heyetinde bulunan AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, heyetteki Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Ekeri fırsat buldukça yokladı:
- Sayın Bakanım, biliyorsunuz don kayısıyı çiçek aşamasında vurdu. Zarar gören çiftçilerimize bir çözüm üretecek misiniz?
Öznur Çalık, aynı soruyu Ankaraya dönüş yolunda bir kez de benim yanımda yineledi, Eker temkini elden bırakmadı:
- Malatyada dondan, Antalya ve bazı kentlerimizde selden zarar gören çiftçilerimiz oldu. Öncelikle hasar tespiti yapıyoruz.
Araya girdim:
- Tarım sigortası bilinci en yüksek il Malatya... Ancak, bu kez sigorta da kayısı üreticisine çözüm olamayacak. Çünkü, sigorta kayısının çiçeğini kapsamıyor.
Eker, sigorta ödemelerinden örnek verdi:
- Malatyalı kayısı üreticileri daha önceki don olayında 7 milyon liralık toplam prime karşın 20 milyon lira dolayında zarar tazminine kavuştu.
Sonra, kayısı çiçeğinin sigorta paketinde neden yer almadığını anlattı:
- Bir meyveyi çiçek aşamasında sigortalayan sistemin örneği dünyada yok.
- Türkiye, kendi örneğini yaratamaz mı?
- Burada yaratamaz. Çünkü, böyle bir sigortayı reasüre ettirecek uluslararası kurum bulunamaz. Uluslararası sistemde kabul görmeyen bir sigortayı da devreye sokamayız.
- Sigortadan umut olmadığına göre Tarım Bakanlığı ve hükümet olarak bir çözüm bulmayı düşünüyor musunuz?
Bu noktada Öznur Çalıkın duymak istediği şuydu:
- Evet, en kısa sürede kayısı üreticisinin zararını karşılayacağız.
Ancak, Bakan Eker bunu yapmadı:
- Şu aşamada beklenti yaratacak bir şey söylemek istemem.
Zarar tespitinden çıkacak sonucu bir görelim.
Sonra üreteceğimiz çözüme bakacağız.
- Yani, çiftçi kendi haline bırakılmayacak değil mi?
- Daha önce çiftçilerimizi kendi haline bırakmadık. Şimdi de bırakmayız.
Öznur Çalık, Bakan Ekere, 2090 sayılı doğal afet zararlarıyla ilgili yasayı anımsattı:
- 1977de çıkan yasa 1996ya kadar kullanılmamıştı. Ben Tarım Bakanlığında genel müdürken yasayı uygulamaya başlamıştık. 2001 yılında Kemal Dervişin kaldırılmasını istediği yasalardan biri de bu oldu. DSP-ANAP-MHP koalisyonu o yasayı kaldırdı.
- Neden?
- Çünkü, Hazineye görev zararı yükleyen noktalardan biriydi.
- Sonra ne oldu?
- Biz yeniden canlandırmaya karar verdik. Ancak, yasanın çiftçi aleyhine bazı ağır hükümleri var.
- Ne gibi?
- Yasadan yararlanıp, doğal afet zararının karşılanması için, o çiftçinin tüm varlığının yüzde 40ını kaybetmesi gerekiyor. Bunun değişmesi lazım.
- Değiştirmeyi düşünüyor musunuz?
- Ona Meclis karar verecek...
Ekerle sohbetimiz, çiftçinin don-sel zararlarının karşılanmasının yakın olduğunun sinyalini verdi...
850 yataklı hastanenin temeli yakında atılacak
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gülün Lahordan Ankaraya 6 saati aşan uçuşu, AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalıka bakanlar nezdinde
kentine dönük çabalarını ortaya koyma fırsatı verdi. Çalık, Tarım Bakanı Mehdi Ekerden sonra yönünü Sağlık Bakanı Recep Akdağa çevirdi:
- Sayın Bakanım, Malatyada hastanemizin temelini ne zaman atıyoruz?
- Takvimime bir bakayım, ayarlarız artık.
Çalık, bana dönüp bilgi verdi:
- 850 yataklı olacak hastanenin temel atma aşamasına gelmesi için Sayın Bakanımız çok çaba harcadı.
Akdağ, aldığı pası değerlendirdi:
- Arsanın Şeker Fabrikasından hastane alanına dönüşmesi için tam 3 yıl uğraştım.
Çalık, böylece Malatya için uzun süredir konuşulan büyük hastanenin yapımına başlanmasının çok yakın olduğunun işaretini aldı...
Keşke yabancı doktorlara kapılarımızı açabilsek
SAĞLIK Bakanı Recep Akdağla Anadolu Sağlık Merkezinin Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhanın doktor sıkıntısıyla ilgili sohbetine tanık oldum:
- Sayın Bakanım, uzman doktor bulma konusunda sıkıntı var...
- Evet...
- Yabancı doktor çalıştırılması için kapı açılamaz mı acaba?
Bakan Akdağa Öznur Çalıkla birlikte sohbet ederken ben de aynı konuyu anımsattım, yanıtladı:
- Daha önce denedik, yargıdan döndü. Oysa örneğin Türkiyede eğitim görmüş, kimi burada kaçak çalışan tam 3 bin yabancı var. Kapıyı açabilsek, öncelikle onların durumu resmiyet kazanır.
- Madem bu kadar sıkıntı var, yabancı doktora sadece özel hastaneler için kapıyı açsanız olmaz mı?
- Olur ama Anayasa Mahkemesi yine iptal edebilir...
Tam Gün Yasası Anayasa Mahkemesine doğru yola çıkmışken, Sağlık Bakanı şu anda yabancı doktor konusunu gündeme getirebilir mi?
Cumhurbaşkanı ve iki bakan ilgilendi, sıra Pakistanda 100 milyon dolarlık işe geldi
PAKİSTANda Cumhurbaşkanı Abdullah Gülü izlerken Devlet Bakanı Zafer Çağlayanın Basın Danışmanı Mehmet Sarı aradı:
- Yazında bir işadamının Cumhurbaşkanımıza, 100 milyon dolarlık entegre et tesisis satmaya çalışıyorum, yalnız kalıyorum diye yakındığından söz etmişsin. Bana o işadamının kim olduğunu iletebirsen Sayın Bakanımız kendisiyle konuşmak istiyor.
- O işadamı Ankara merkezli Doğuş Makinenin Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Özsözen. Pakistana anahtar teslimi 3 entegre et tesisis satmak üzere ön anlaşma imzalamış. İtalyanlar kredi avantajlarıyla karşısına dikilmiş.
Lahordan Ankaraya dönerken Erkan Özsözen birara Cumhurbaşkanı Gülün yanına uğradı. Gül, hemen kalkıp Özsözeni Tarım Bakanı Mehdi Ekerle tanıştırdı:
- Ben Erkan Beyi çok eskiden tanırım. Kendisini bir dinleyiverin.
Erkan Özsözenle Gülün tanışıklığı, İslam Kalkınma Bankası günlerine uzanıyordu. Özsözen, hac döneminde kesilen kurban etlerinin yoksul ülkelere ulaşması için bir proje üstlenmiş, o dönemlerde İslam Kalkınma Bankasında görevli olan Gülle de tanışmıştı...
Neyse... İslamabad yolunda Yalnız kalıyoruz diye yakınan Erkan Özsözen, sıkınıtısını Cumhurbaşkanı Gül, Devlet Bakanı Çağlayan ve Tarım Bakanı Ekere iletmiş oldu.
Bakalım Pakistandan Türkiyeye entegre et tesisiyle 2 milyar dolar getirmeyi başarabilecek mi?