Malatya Belediyesi tarafından, Mustafa Kemal Atatürkün Malatyayı ilk ziyaretinin 75. yıldönümü nedeniyle Atatürk, Cumhuriyet ve Malatya konulu konferans düzenlendi. Konuşmacı olarak İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlakın katıldığı konferans büyük ilgi gördü. Atatürk'ün gelişinin 75. yıldönümü dolayısıyla anıt önünde düzenlenen törene katılmayan İnönü Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu, konferansta hazır bulundu.
KONFERANSA İLGİ..
Malatya Belediyesi Konferans Salonunda düzenlenen konferansa, Vali Halil İbrahim Daşöz, Belediye Başkanı H. Cemal Akın, 2. Ordu Kur. Bşk. ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Tuncay Çakan, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Demirdağ, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu, AK Parti MKYK Üyesi Öznur Çalık, CHP İl Başkanı Niyazi Ergin Gökçe, bazı ilçe ve belde belediye başkanları, bazı daire müdürleri, vakıf, dernek ve oda başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, öğrenciler, askeri, idari ve mülkü erkan ile çok sayıda vatandaş katıldı.
BELEDİYE BAŞKANINI KONUŞMASI..
Atatürk konulu slayt gösterisi ile başlayan konferansın açış konuşmasını Belediye Başkanı Cemal Akın yaptı.
Belediye Başkanı Akın, Mustafa Kemal Atatürkün TBMM ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan sonra, yani milletin iradesini egemen kıldıktan sonra ülkenin kalkınmasına, imarına ve gelişmesine yönelik çalışmalara hız verdiğini, bu çalışmalar kapsamında ilki 13 Şubat 1931de ikincisi de 14 Kasım 1937de olmak üzere iki defa Malatyayı ziyaret ettiğini söyledi.
Türkiye sathında kalkınma hamlesi başlatan Cumhuriyet rejiminin kurucusu Atatürkün Malatyayı iki defa ziyaret etmekle, Malatyaya verdiği önemi gösterdiğini belirten Başkan Akın, Atatürkün 13 Şubat 1931 tarihli ziyaretini yeni açılan Fevzi Paşa - Malatya Demiryolu ile yaptığını ve Malatyada irad ettiği bir nutuk ile de demiryollarının Türkiye Cumhuriyeti için stratejik ve ekonomik önemini vurguladığını söyledi.
Atatürkün Malatyayı ilk ziyaretinde Malatya için önemli ve feyizli şehir nitelemesini yapan Atatürkün, ikinci ziyaretini 13 Kasım 1937 tarihinde gerçekleştirdiğini belirten Akın, Atatürkün bu ziyaretinde inşa halindeki Sümerbank Mensucat Fabrikası ve Devlet Hastanesini denetlediğini, ayrıca beraberinde bulunan Türkiye İş Bankası Genel Müdürüne de Malatyanın ekonomik ve sınai durumuna ilişkin bir rapor hazırlaması talimatını verdiğini hatırlatarak, Anadolu şehirlerinin imarına büyük önem veren ve bu öneme 1 Mart 1922 tarihindeki TBMMnin açılış töreninde Yaşamak için ve ekonomik gelişmemizi temin için şehirlerimizin imarına dört elle sarılmak mecburiyetindeyiz sözleriyle vurgu yapan Atatürk, Malatyamız için gösterdiği bu yakın ilgi ve sahiplenme, bizim için derin bir anlam ve büyük bir değer taşımaktadır. Tam bağımsız, özgür ve muasır medeniyetler seviyesine çıkan bir ülke ve millet hedefini ortaya koyan Atatürkün bu hedefi gerçekleştirme yolundaki bu ziyaretleri bizlere ilham kaynağı olmakta, şevk vermektedir. Atatürkün ilimize yaptığı ziyaretlerin anılması, sürekli canlı tutulması, çocuklarımız, gençlerimiz ve gelecek kuşakların bilgilendirilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır dedi.
VALİ NELER SÖYLEDİ?
Akın'dan sonra Vali Halil İbrahim Daşöz konuştu. Malatya ve Türkiye için çok önemli bir toplantıya iştirak etmek amacıyla bir araya geldiklerini belirten Vali Daşöz, toplantıyı düzenleyen Malatya Belediyesini kutladığını söyledi.
Toplantının yüce Atatürkün ilimize ilk teşriflerinin yıldönümü vesilesiyle düzenlendiğini, ama konusu itibariyle hepimizi, milletimizi, ilimizi, bütün gençlerimizi çok yakından ilgilendiren bir konu olduğunu ifade eden Vali Daşöz, Cumhuriyetin kuruluş aşamalarının tarihimizin en önemli dönüm noktaları olduğunu vurguladı.
Vali Halil İbrahim Daşöz, Büyük Atatürk ve ona eşlik eden arkadaşlarının Cumhuriyeti yokluk içerisinde, hiçbir alanda sermaye birikiminin ve yetişmiş insan gücünün olmadığı, teknolojinin bu kadar ileri gitmediği ve pek çok iç ve dış sorunların bulunduğu bir dönemde kurduğunu kaydetti ve Bu bizim öğünç tablomuzdur. Bugün de aynı ruhu, aynı mücadeleyi yapmamız gereken sorunlar vardır. Bunun bilincinde olarak, cesaretimizi, rehberliğimizi işte bu dönemdeki ilham kaynaklarından alaraktan geleceğe çok daha güvenli bir şekilde hazırlanmamız gerekir diye düşünüyorum dedi.
"CUMHURİYET BİR KÜLTÜRDÜR.."
Vali Halil İbrahim Daşözden sonra konferansın konuşmacısı İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak konuşmasına geçti.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürkün Malatyaya gelişinin yıldönümü gibi çok anlamlı bir günde kendisini Malatyaya davet ettikleri için Malatya Belediye Başkanı H. Cemal Akına teşekkür ettiğini söyledi. Konuşmasında, Mustafa Kemal Atatürkün 1931 tarihinde 13 Şubat günü saat 17:30da Malatya İstasyonuna idari, askeri ve mülki erkan eşliğinde geldiğini ve bu ziyareti sırasında Türk Ocağında yaptığı konuşmada tren yolunun sadece ekonomik değil, kültürel etkileri olacağına da dikkati çektiğini belirten Prof. Dr. Mesut Parlak, Cumhuriyet gerçekten bir kültürdür. Bu kültürün sadece Malatyaya değil tüm Anadoluya yayılmasında tren yolu önemli bir rol oynamıştır. Cumhuriyet kavramı hepimizin bildiği gibi idari bir yapıya, halkın idaresine işaret ettiği gibi siyasi bir yapıya da işaret etmektedir. Siyasi ve idari kavramlarının kapsamlarının ne kadar geniş olduğu düşünülürse, Cumhuriyet kavramının içeriğini de bu genişliğe paralel olarak zenginleştirmek hiç de zor değildir dedi.
Cumhuriyet kavramının genel bir kavram olduğunu ve farklı cumhuriyetlerden söz edilebileceğini belirten Prof. Dr. Parlak, Ama bizim cumhuriyetimizin bize özgü olan bazı öyle özellikleri vardır ki, başka bir örneğini bulmak herhalde mümkün değildir. Bu özellikler kaynağını gözyaşından, olağanüstü fedakarlıklardan, acıdan, yoksulluktan, gencecik bedenlerin bu topraklara dökülen kanlarından alır.Aziz vatanın dört bir tarafını kanlarıyla sulamış olan aziz şehitlerimiz bugünkü Cumhuriyeti kuranlardır; ona anlam verenlerdir. Türk ordusu ve onun Başkumandanı Mustafa Kemal Atatürkün kazandığı zaferler ise Cumhuriyetimizin sarsılmaz temel taşlarıdır.İşte Türkiye Cumhuriyetini eşsiz kılan kuruluşundaki bu ayrıcalıklar, aynı şevk ve heyecanla günümüze taşınmıştır, taşınmak zorundadır dedi.
"DEMOKRASİ VE LAİKLİK.."
Cumhuriyet kültürü denildiğinde öncelikle demokrasiyi ve laikliği ilk sıraya koyduğunu ifade eden Prof. Dr. Mesut Parlak, Her iki kavramı, Atatürk İlkelerinin de temeli olarak görüyorum. Bu kavramların içini boşaltmaktan kesinlikle uzak durmak zorundayız. Demokrasi ve laiklik gibi kavramları somut bir şekilde ele alabilmek amacıyla kimlik kavramına başvurmak istiyorum. Kimlik bir yönüyle bizim toplumsal rollerimizi belirleyen bir özelliğimizdir. Doktorluk, öğretim üyeliği, gazetecilik, avukatlık, çiftçilik gibi meslekler kimliğimizi belirleyen etkenlerden bazılarıdır. Meslekler, kimliğimizin bir parçası olmakla birlikte şüphesiz onun tamamı değildir. Doğduğumuz yer, tuttuğumuz spor kulübü, cinsiyetimiz, ailemiz, yaşımız ve diğer pek çok benzeri özellikler de yine kimliğimizi oluşturan elemanlardır şeklinde konuştu.
Kimlik özelliklerinden bazılarının kişisel, bazılarının toplumsal olduğunu belirten Prof. Dr. Parlak, Ait olduğumuz millet, mensubu olduğumuz din, içinde yaşadığımız toplumun tarihinin hep bu genel, yani toplumsal boyutta kimliğimizi belirlerler. Kimliğimizin bir ucunda aidiyet duygusu bulunur. Her fert kendini bir gruba ait olarak hisseder; ama aynı zamanda o bir bireydir ve bir benliği vardır. Birey olarak her birimiz, bu farklı özellikteki kimliklerin birer sentezi durumunda bulunuruz. Bu kimliklerin bazılarından zamanla vazgeçebilir, bir kenara bırakabilir ve yenilerini tercih edebiliriz. Ama bazıları değişmez; bazıları ise değiştirilemez. İşte Cumhuriyet kültürü, bizi biz yapan, gerek toplum gerek birey olarak bizi biçimleyen en temel değerler demektir. Bu değerler bize bir kimlik kazandırır dedi.
"BU İNSANLAR KİMDİ?"
Konuşmasını 1915 yılında çekilen bir fotoğraf ile sürdüren Prof. Parlak, Sorarım size, yoksulluk içinde ama gururla bakan bu iki insan Kürt müydü, Laz mıydı, Çerkez miydi? Ve onlar kimin için savaştı sorarım size? Hangi mezheptendiler? Alevi, Hanefi, hangisi? Söyleyin hangisi? Onlar benliğimizin bir parçası değil mi? Onlar bize ait değil mi? Biz onlara ait değilsek kime aidiz? Söyler misiniz onlar hangi alt kimlikte olduklarını düşünüyorlardı? Eğer bunun cevabını biliyorsanız beni de o alt kimlikte düşünebilirsiniz. Çekinmeden, tereddüt etmeden, lafı eveleyip gevelemeden söyleyelim: Onların tek bir kimliği vardı. Alt kimlikleri veya üst kimlikleri yoktu. Çünkü onlar altı da üstü de birdir bu yerin, bu toprakların dediler. Onlar Türk insanıydı; sadece ve sadece TÜRK şeklinde konuştu.
"DIŞARIDAN KIŞKIRTMA.."
Konuşmasının son bölümünde alt kimlik üst kimlik konusuna da değinen Prof. Dr. Mesut Parlak, özetle şunları söyledi:
Dışarıdan kışkırtma olmadan etnik bir sorun gündemimize hiç gelmemiştir. Aslında bugün de bir Kürt sorunu yoktur. Kışkırtmalar sonucu oluşmuş Doğu Anadoluda bir sorun vardır. Eğer böyle bir sorun olsaydı, bu bölgemizde oy alan siyasi bir partinin diğer kentlerde hiç oy alamaması üzerinde önemle durmak gerektiğini düşünüyorum. Kültürümüzün temel taşlarından olan Kürtler ile ilgili sorunun dış kışkırtmalarla gündeme getirildiğini hepimiz yakından biliyoruz. Irakta Kürtleri kimlerin desteklediği, bu desteklerin nerelere kadar uzandığı da hepimiz tarafından çok iyi bilinmektedir. İşin ilginç tarafı, Kürtlerin etnik özellikleri ile ilgili yapılan spekülasyonlardır. Mesela Kürtlerin bir alt grubu olarak gösterilmek istenilen Zazalar Saka Türklerinin bir kalıntısıdır. Kendi ülkelerinde yabancı dilleri ve özellikle Türkçe konuşmayı sokakta yasaklayan ülkelerin bizden birtakım taleplerde bulunmasını anlamıyorum ve kabul edemiyorum. Ermenilere katliam yapıldı iddialarını, tarihsel gerçekleri bir kenara atarak parlementolarında kabul eden, aksi görüşlerin savunulmasına izin vermeyen ülkelerin iyi niyetli davrandıklarını kim söyleyebilir? Ama hiç kimse unutmasın! Cumhuriyet kültürümüz güçlüdür. Türk insanının yapısına, dokusuna en uygun idare tarzıdır. Çağdaş gereksinimlere de son derece uygundur. Bu kültürümüzde alt kimlik yoktur. Binlerce yıllık tarihi içinde Türk insanı ayrısı-gayrısı olmadan oluşturduğu kültürün somutlaştığı yer bugünkü Cumhuriyet kültürüdür. Bu kültürün bizi aydınlık geleceğe taşıyacağından hiç kuşku duymuyorum
HİLMİOĞLU'NA GÖNDERME..
Konuşmasında sık sık Cumhuriyeti yıkmak ve ülkeyi bölmeye yönelik her türlü eylemin karşısında kararlılıkla duracağız. Bu konuda sayın Rektörümüz Hilmioğluyla bize çok iş düşüyor diyen Parlak'a, rektör Hilmioğlu başını sallayarak destek verdi.
Prof.Dr. Parlak, konferansında "Fotoğraflarla Malatya" adlı albüm- kitabı hazırlayan, İnönü Üniversitesi Öğretim üyelerinden Yrd.Doç.Dr. Göknur Akçadağ Göğebakan'ın bu çalışmasından çok yararlandığını belirterek, teşekkür etti.
Konferansın sonunda, aynı zamanda Prof.Dr. Parlak'ın akrabası olan Yeşilyurt ilçesinin AKP'li belediye başkanı Mehmet Kavuk, Prof.Dr. Parlak'a özel olarak yaptırılmış, çerçeveli ve kabartma Atatürk Portresi hediye etti.
Malatya Belediye Başkanı Cemal Akın da, Prof.Dr. Parlak'a Kristal Kayısı Maketi, Kayısı ve belediye yayınlarından oluşan bir kitap seti verdi.
Prof.Dr. Parlak, salon çıkışında da vatandaşlardan büyük ilgi gördü ve sohbet etti.