SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Cumhuriyet Savcısını Makamında Ölümle Tehdit Eden Zengin'in İfadesi

Cumhuriyet Savcısını Makamında Ölümle Tehdit Eden Zengin'in İfadesi
A- A+ PAYLAŞ

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcısı Y.E'nin makamında ölümle tehdit edildiği iddiasına ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan Mustafa Kemal Zengin'in ifadesi ortaya çıktı.

Özel hastanelere nakledilen 10 bebeğin ölümüne sebep olunması ve haksız kazanç sağlanmasına yönelik soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısı Y.E'nin makam odasında tehdit edildiği iddiasıyla ilgili Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma sürüyor.

Soruşturmada gözaltına alınan ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" ve "örgüt kapsamında kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan hakimlikçe tutuklanan Zengin'in ifadesine ulaşıldı.

Zengin, tarihini hatırlamadığı bir gün arabasını yıkatmak için bir otoparka gittiğini, buranın sahibi Y.Ç'nin kendisine baldızı T.T'nin hemşire olduğunu, bir hastane soruşturması kapsamında tutuklandığını anlattığını belirtti.

Bu görüşmeden bir süre sonra Y.Ç. ve ağabeyi B.Ç. ile tekrar görüştüğünü, kendisinden iyi bir ceza avukatı bulmasını istediklerini anlatan Zengin, daha sonra konuyu avukat olan diğer tutuklu şüpheli A.A'ya aktardığını anlattı.

Tutuklu Zengin, T.T'nin akrabaları olan B.Ç. ve Y.Ç'nin sokakta hatırı sayılır kişiler olduğunu, bu kişilerin savcıya zarar verebileceğini, savcının ailesinin de bu kişilerce araştırıldığını, bunların mafyatik kişiler olduğunu da söylediğini iddia ederek, "Bunun üzerine A.A. bana dosyaya bakıp döneceğini söyledi. Birkaç gün sonra bana dönen A.A, dosyaya bakan savcının arkadaşı olduğunu ve bu dosyayı alamayacağını söyledi. Ben de kendisinden savcı beyi uyarmasını istedim." ifadelerine yer verdi.

Bir süre sonra kendisiyle görüştüğünü belirttiği A.A'nın sosyal medya üzerinden dosyanın savcısıyla görüştüğünü, baktığı dosya hakkında tedirgin olduğunu, tehdit edildiğini ve kendisiyle görüşmek istediğini anlattığını ifade etti.

"Cumhuriyet savcısını tehdit etmedim"

Zengin, bu görüşmenin ardından A.A. ile 1 Ekim'de Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcısı Y.E'yi ziyarete gittiklerini belirterek, "Benim oraya gitmekteki amacım, hastane soruşturması kapsamında tutuklanan T.T'nin akrabalarından duyduklarımı ve çevremden bu adamlar hakkında duyduklarımı savcı beye anlatmaktı. İçeride yaptığım görüşmede kesinlikle cumhuriyet savcısını tehdit etmedim. Görüşme zaten çok samimi bir ortamda gerçekleşti." ifadesini kullandı.

Tutuklu T.T'nin tahliye edilmesi için dosya savcısı ve ailesi hakkında bilgiyi kendisinin toplamadığını savunan Zengin, şunları kaydetti:

"Bu bilgileri Y.Ç'den öğrendim. Ben de konunun ciddiyet taşıdığını fark edince savcı beyi bilgilendirme amaçlı görüşme yaptım. Kimseden talimat almadım. Bu konu hakkında kimseden maddi ve manevi talebim olmadı. Ayrıca kimsenin sözcülüğünü yapmadım. Olay tamamen iyi niyetimden kaynaklanmıştır. Cumhuriyet savcısıyla yaptığım görüşmedeki üslubum yanlıştır. Savcı beyi uyarmak istedim. Maksadımı aşan ifadeler kullanmışım. Niyetim kesinlikle tehdit etmek değildir. Çevrem ne kadar devletçi ve vatansever biri olduğumu bilir."

TETİKÇİNİN İFADESİ..

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcısı Y.E'nin makamında ölümle tehdit edildiği iddiasına ilişkin soruşturmada itirafçı olan şüpheli M.E.O'nun ifadesine ulaşıldı.

Özel hastanelere nakledilen 10 bebeğin ölümüne sebep olunması ve haksız kazanç sağlanmasına yönelik soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı Y.E'nin makam odasında tehdit edildiği iddiasıyla ilgili Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma sürüyor.

Soruşturma kapsamında jandarma ekiplerine teslim olan ve itiraflarda bulunan tutuklu şüpheli M.E.O'nun ifadesine ulaşıldı.

"Vermiş olduğu talimatlarla değişik işlerde görevlendirdi"

Şüpheli M.E.O. ifadesinde, soruşturma kapsamında tutuklanan şüphelilerden Mustafa Kemal Zengin'le Siirt'te ortak tanıdıkları sayesinde tanıştıklarını ve şüphelinin kendisini İçişleri Bakanlığı müsteşarı olarak tanıttığını öne sürdü.

Zengin'in sosyal medyasında bürokratlarla, iş insanlarıyla fotoğrafı olduğunu ve bu nedenle müsteşar olduğuna inandığını ifade eden şüpheli, şunları aktardı:

"Mustafa Kemal Zengin benimle telefonla irtibata geçerek Ankara'ya davet etti. Yanına gittiğimde kimliğimi benden aldı. Yaklaşık bir hafta sonra kimliğimi ve üzerinde fotoğrafım olan adıma düzenlenmiş Milli İstihbarat Teşkilatı'nı (MİT) gösterir kimliği verdi. Bundan sonra 'Artık MİT'e bağlı çalışacaksın, benim verdiğim talimatları yapacaksın.' dedi. Aynı zamanda kimliklerle beraber tabanca, koruma kıyafeti, yaklaşık 100 adet 5,56 milimetre çapında fişek ve 2 kutu 9 milimetre çapında fişeği teslim etti. Yaklaşık olarak 1,5 yıl vermiş olduğu talimatlarla değişik işlerde görevlendirdi."

Şüpheli M.E.O, 2023 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce farklı illerde miting için görevlendirildiğini, Mustafa Kemal Zengin'in yanında çalıştığı 1,5 yılda, aylık ücretini Zengin'in yanında çalışan şahıstan nakit aldığını ve faaliyetlerde kullandığı araçları da bu parayla kiraladığını iddia etti.

"Hiç kimseye ve hiçbir birime bilgi vermeyeceksin"

Siirt'te, 28 Ekim 2023'te çakarlı aracıyla trafik çevirmesine takıldığını belirten şüpheli M.E.O, "Polislere MİT kimliğimi ibraz ettim. Bana 'Devam edebilirsiniz.' dediler. Akabinde nişanlımın evine gittim. Balkona çıktığımda kalabalık bir polis ekibinin aracımı incelediklerini gördüm." ifadesini kullandı.

Şüpheli M.E.O. durumu telefonla şüpheli Zengin'e haber verdiğini, Zengin'in kendisine sakin olmasını, polislere kesinlikle kimliğini göstermemesini, ifşa olmamasını ve ettiği yemine bağlı olması gerektiğini söylediğini öne sürdü.

Bir süre sonra aracının yanına indiğinde yerinde olmadığını ve çekici yardımıyla götürüldüğünü öğrendiğini belirten şüpheli M.E.O, bunun üzerine Siirt İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube'ye gittiğini, buradaki polis memurlarının da istihbarat ve asayiş ekiplerini çağırdığını anlattı.

Şüpheli M.E.O. bu olayın akabinde polislerin ikamet ettiği ailesine ait evini aramak için gittiklerini, yapılan aramada tabanca ile çok sayıda fişek ve uzun namlulu tüfek fişeği bulduklarını aktardı.

Bu olay nedeniyle tutuklandığını ve 26 gün cezaevinde kaldığını kaydeden şüpheli M.E.O. şu bilgileri verdi:

"Cezaevinden çıktıktan iki gün sonra, maaşımı elinden aldığım şahıs yanıma gelerek bizimle alakalı hiç kimseye ve hiçbir birime bilgi vermeyeceksin. 'Başına gelen bu olayı çözeceğiz.' diyerek beni uyardı. Mustafa Kemal Zengin ve kendisiyle irtibatlı diğer şahıslarla bağlantımı kestim. Eylül ayında telefonumda bulunan uygulamadan numarası görünmeyen bir kullanıcı beni aradı. Kimsiniz diye sorduğumda, 'Beni tanımadın mı, ben Zengin Başkan' dedi. Şahsın Mustafa Kemal Zengin olduğunu anladım. Bana Siirt ilindeki yakalamam ile ilgili dosyamın akıbetinin ne olduğunu sordu. Ben de kendisine yargılamamın devam ettiğini, değişik bir durum olmadığını söyleyerek fazla bilgi vermek istemedim."

Şüpheli M.E.O. şöyle devam etti:

"Zengin, bana 'güzel bir teklifinin olduğunu, söyleyeceğini yaptığım takdirde devam eden dosyamın ceza almadan kapatılacağını, bununla beraber 100 bin dolar vereceğini' söyledi. Teklifinin ne olduğunu sorduğumda, 'Ben dürüst konuşmayı severim, sana her zaman açık oldum. İstanbul ilinde bulunan bir adliye personeli bizim işlerimize çomak sokuyor ve bu şahsın yaptığı eylemler senin dosyanın akıbetini de etkiliyor. Bu şahsın kimlik bilgisini, fotoğrafını, araç plakasını, nerede çalıştığını, işe geliş ve gidiş saatlerini sana söyleyeceğim. Sana motosiklet kullanan bir şahıs ile bir silah göndereceğim. Sen maskeli olarak motosiklet kullanan şahsın arkasına binerek, adliye personelinin kullanmakta olduğu araca, trafik ışıklarında durduğu esnada, tekerleklerine ve ön yolcu koltuğuna birer el ateş edeceksin, kimseyi öldürmeyeceksin, amacımız sadece korkutmak.' dedi."

Kendisinin Zengin'e bu kişinin kim olduğunu sorduğunu belirten şüpheli M.E.O, "'İşi kabul etmeden sana kim olduğunu söyleyemem.' dedi. Kendisine bu işi kesinlikle kabul etmeyeceğimi ve beni bir daha aramaması gerektiğini söyleyerek telefonu kapattım." diye konuştu.

Şüpheli M.E.O. bir süre sonra şüpheli Zengin'in Cumhuriyet savcısını tehdit ettiğiyle ilgili haberi gördüğünü, kendisine teklif edilen işin bu olduğunu anladığını ve Jandarma Komutanlığı'na giderek şikayetçi olduğunu beyan etti.

Suçlamalarda adı geçen şüpheli Zengin'in ise sorgusunda, hakkındaki iddiaları kabul etmediği öğrenildi.

Olay

Soruşturmayı yürütülen Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcısı Y.E. ile 30 Ağustos'ta önce telefonla sonra da makamında görüşen avukat A.A, bazı şüphelilerin tahliyelerini gerçekleştirmezse suikast yapılacağı ve ailesine zarar verilebileceği tehdidinde bulunmuştu.

Bunun üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, savcının yakınlarına ve yaşadıkları yerlere ilişkin bilgilerin ne şekilde sızdırıldığına dair araştırma yapılmış, savcının odasına kayıt cihazı yerleştirilmişti. Avukat A.A'nın irtibatı tespit edilen M.K.Z'nin görüştüğü savcıyı açık şekilde ölümle tehdit etmesi kayıt altına alınmıştı.

Soruşturma kapsamında düzenlenen operasyonda 12 kişi gözaltına alınmıştı. Jandarma'daki işlemlerinin tamamlanmasının ardından şüphelilerden 8'i adliyeye sevk edilirken, 4'ü kolluktan serbest bırakılmıştı.

Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği 8 şüpheliden 5'inin tutuklanmasına, 3'ü hakkında ise adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar vermişti.

Cumhuriyet Savcısı Y.E'nin, özel hastanelere nakledilen 10 bebeğin ölümüne sebep olunması ve haksız kazanç sağlanmasına yönelik 22'si tutuklu 47 şüpheli hakkında hazırladığı fezleke, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmişti.

İstanbul, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız