SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Derlenmemiş Çok Türkü Var'

0
Güncellendi - 2015-12-28 03:13:28
'Derlenmemiş Çok Türkü Var'
A- A+ PAYLAŞ

Merkezi Ankara’da bulunan Halk Ozanları Kültür Derneği’nin Malatyalı Başkanı, halk müziği sanatçısı ve müzik eğitmeni Kenan Şahbudak, Malatya’nın ozanlık geleneği açısından köklü bir geçmişe, derlenmiş türkü bakımından zengin bir içeriğe sahip olmakla birlikte, henüz derlenmemiş çok sayıda türkü olduğunu, bu türkülerin derlenmesi için yoğun bir çaba içinde olduklarını söyledi. Şahbudak “Derleme yapılmazsa yeni eser çıkmaz” dedi.

Üç yıldan bu yana çalıştırdığı Ankara Malatyalılar Derneği Halk Müziği Korosu’nun yaklaşık 40 kişilik ekibi ile birlikte geçtiğimiz hafta içinde Malatya’ya gelen ve uydu üzerinden yayın yapan Türkiyem TV’de Ali Cengiz tarafından hazırlanıp sunulan Türkülerle Anadolu programında, ekibi ile birlikte izleyicilere türkü ziyafeti sunan Kenan Şahbudak, programdan sonra Yeni Malatya Gazetesi Muhabiri’nin sorularını cevaplandırdı. 

Ankara Malatyalılar Derneği Halk Müziği Korosu’nun çalışmaları kapsamında geçen yıl yaptıkları planla tümü Malatya Türküleri’nden oluşan bir repertuar hazırladıklarını belirten Ozan-Der Başkanı Kenan Şahbudak, Malatya’daki ziyaret ve konserlerinin de bu repertuarın sergilenmesi amacıyla gerçekleştiğini söyledi. Şahbudak, “Ankara Malatyalılar Derneği’nin halk müziği korosunu üç yıldır çalıştırıyorum. Geçen yıl bir plan yapmıştık. Çalıştığımız bu türküleri ki, bunların hepsi Malatya türküleri,  istedik ki bu performansı Malatya’da sergileyelim. Hem turizm hem kültür gezisi olsun istedik.  4 gün boyunca Malatya’da kaldık, çok güzel geçti. Türkülerimizi de icra etmiş olduk” dedi. 

Malatya’nın çok zengin bir türkü kaynağına sahip olduğunu ifade eden Kenan Şahbudak, Malatya’nın henüz derlenmemiş türkülerinin de bir hayli fazla olduğunu söyledi. Derlenmemiş türkülerin derlenebilmesi, kayıt altına alınması ve sanat dünyasına kazandırılması için  bir dizi çalışma yürüttüklerini belirten Kenan Şahbudak, “Derlenmemiş o kadar çok türkümüz var ki, TRT’nin repertuarında olmayan çok fazla türkü var. Zaman zaman derlemesini yapıyorum ama onay mercii TRT olduğu için orada her zaman sıkıntı oluyor. Türkülerimiz çok zengin bizim” diye konuştu. 

Türkiyem TV’de yayınlanan ve türküseverlerin beğeniyle izlediği Ankara Malatyalılar Derneği Halk Müziği Korosu’nun konserini yöneten ve çok sayıda Malatya türküsü okuyan Malatyalı sanatçı, Ozan-Der Başkanı Kenan Şahbudak ile program sonrası yaptığımız söyleşide öne çıkan başlıklar şöyle: 

“Malatya’nın her ilçesinin kendine özgü türküleri var”

“Malatya merkez türküleri ilçe türkülerinden daha farklı. Her ilçenin kendine özgü türküleri var. Bazı ilçelerimizde daha da farklı. Arguvan, Doğanşehir ve Polat gibi. Uzun hava özellikleri fazla olan türkülerimiz var. Bunun yanı sıra kırık havalarımız da var. Bunun dışında Hekimhan, Arguvan gibi Alevi-Bektaşi camiamızın fazla olduğu bölgelerde de deyişler semahlar var.  Elazığ ve Erzincan’a yakın bölgelerde ise yine o yöreden etkilenmiş 5/8’lik 7/8’lik dediğimiz türkülere daha fazla rastlıyoruz.

“Derlenmemiş o kadar çok türkümüz var ki...”

Ama derlenmemiş o kadar çok türkümüz var ki… TRT’nin repertuarında olmayan çok fazla türkü var. Zaman zaman derlemesini yapıyorum ama onay mercii TRT olduğu için orada her zaman sıkıntı oluyor. Türkülerimiz çok zengin bizim.

“Arguvan Türkü Festivali güzel bir başlangıçtı ama…”

Güzel bir başlangıçtı Arguvan Türkü Festivali. İlk başlarda amacına ulaştı ama daha sonra kabullenmediğim şeyler oldu. Arguvan Türküleri adı altında her yöreden sanatçılar türkü söylemeye başladı. Tabii söylensin. Her yöreden türkü söylensin ama festivalin adı, Arguvan Türkü Festivali ise Arguvan türkülerinin bir ağırlığı olmalıydı. Benim arzuladığım şuydu: Türkülerin derlenmemesi ya da var olan türkülerin sürekli ısıtılıp ısıtılıp sunulmaması gibi bir durum söz konusu. Sadece Arguvan değil başka yörelerde de böyle olmaya başladı. Artık beste türküler oluşmaya başladı. İyi şeyler çıkmıyor sonuçta. Aynı şeylerin tekrarı çıkıyor. Mesela bir köyler arası ses yarışması düzenlense, eminim her köyden 4-5 kişi katılacaktır. Ve eminim ki o festivallerde hem yeni kişiler hem de yeni türküler derlenmiş olacaktır diye düşünüyorum. 

“Türkülerimizi insanları birleştirici işlevi var”

Müzik, spor ve halk oyunları gibi değerlerimiz insanları birleştirmede çok önemli. Hele türkü olunca daha bir başka oluyor. Etnik kimliğine, kökenine, inancına bakmadan herkesi bir araya getiriyor. Hiç başka bir şey söylemeye gerek yok. Mesela bizim koromuzda herkesin bir siyasi görüşü vardır, bir kültürü vardır, bir düşünceyi aldığı bir kökeni vardır ama onunla ne aldıysa onu verir sonuçta. Bunu tartışmaya gerek yok. Ozanlarımız deyişleri, dörtlükleri sevgi, dostluk, barış diyerek zaten gereken mesajı veriyor. 

“Sezen Aksu’nun, Tarkan’ın türkü okumasına karşı çıkmak yobazlıktır”

Türkülerin popülaritesi ile birlikte ticarileşme kaygısı var. Ama hem şarkılarımızda hem türkülerimizde eskiyi özlememiz onların kalitesinden kaynaklanıyor. Hala o kaliteli eserler tüketiliyor. Yeni eser çıkmıyor deniliyor. Yeni eser nasıl çıkar? Derleme yapılmazsa yeni eser çıkmaz, ozanlar ve türkü yakıcıları mahalli sanatçılara yeterince değer verilmezse yeni türkü çıkmaz. Kim diyorsa ozanlar türkü yazmıyor, yanlış ve yalan söylüyorlar. Ozanları duyuran da bir anlamda bizim meşhur sanatçılarımız. Örneğin Sezen Aksu, ‘Bu da gelir, bu da geçer’ adlı türküyü okuduğunda Aşık Daimi bir kez daha hatırlanmış oldu. Bilinmiyor muydu? Biliniyordu, ama daha da geniş kitlelere ulaştı.  Popüler kültürün takip ettiği sanatçılar, mesela Tarkan’ın Aşık Veysel’in  ‘Benim sadık yârim kara topraktır’ adlı türküsünü okudu. Okusunlar. Niye okuyorlar diye bir şey yok. Türkülerin yaygınlaşması ve sevilmesi için gerekli. Güzel de okuyorlar. Yozlaştırmadan okuyorlar, gayet güzel okuyorlar. Kendini ispat etmiş sanatçılar. Bunlara karşı çıkmak yobazlıktır. 

“Ozanlık geleneğimiz kaybolmaz, Anadolu’da ozansız köy yoktur. Devlet ozanlık geleneğinin yaşatılması için bu alanı desteklemelidir”

Ozanlık geleneğinin kaybolması diye bir kaygı yok. Ben aynı zamanda Ozan-Der başkanıyım.  Zaman zaman Malatyalı ozanlar etkinliği yapılıyor. Hatta geçenlerde yaptık. 20 kişi vardı. Hepsi de Malatyalı ozanlardı.  Bunlar sadece Ankara’da olanlar. Dışarıdan davet etseydik bir haftada bitmezdi. Bazı yerlerde yoğun olurken bazı bölgelerde hiç olmayabiliyor. Bu da geleneksellikten geliyor. Yani kuşaktan kuşağa aktarılan geleneksel bir durum. Onu da artık demin anlattığım şey işte, köy köy gezip görmek lazım. Çünkü Anadolu’da Ozansız köy olmaz. Yazıyor çiziyor söylüyor ama derleme yok.  Bunları ortaya çıkarmak lazım. Bazan ozanlarımız albüm yapıyor ama ozanlarımız kendileri maliyetini karşılayarak albüm yapıyorlar. Bunun çözümü için devletin buna el atması lazım. Çünkü üretim Anadolu’da. Kaynak burada. Devlet birçok sanat dalına yardım ediyor ama yok olmaya yüz tutmuş bu geleneğimizi de desteklemesi lazım. Anadolu’nun en önemli değerlerinden birisi ozanlık geleneği. Bu türkülerin hepsinin kaynağı onlar.

“Anadolu ozanlığı geleneğinin kökeni Dede Korkut’a kadar tarihlenir”

Anadolu’nun bazı yörelerinde ozanlarımız var ama başka ülkelerin etkisinde olan ozanlarımızdır. Gümüşhane, Erzurum, Kars, Artvin yöresi tamamen Azerbaycan ve İran etkisinde. 3/8’lik 6/8’lik ritimler kullanırlar. Sümmani ağzı var, ona da bakıyorsunuz hep İran, Acem türü etkisinde. Ama Anadolu’daki ozanlar kendine has. Burada Karacaoğlan’ndan, Yunus Emre’den gelen bir gelenek. Daha da eskiye giderseniz Dede Korkut’tan gelen bir gelenek ve bu gelenek Anadolu’da devam ediyor.  Biz de dernek olarak onun mücadelesini veriyoruz.  41. Kuruluş Yıldönümündeyiz. 41 yıldır kapatılmayan, direnen bir dernek. Bu derneğin kurucusu Hüseyin Çırakman’dır. ‘Bugün bize hoş geldiniz Erenler’ türküsünü yapmıştır. Daha sonra Aşık Mahsuni Şerif bu derneğin başkanlığını yapmıştır. Sonra Ali Metin Rehberi, Süleyman Özkan başkanlık yapmıştır. Ölenlere rahmet diliyorum. Ben de 5 yıldır bu derneğin başkanlığını yapıyorum.  İstiyoruz ki, bu gelenek sürsün, barış yaşasın”.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız