SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Devrim Yasalarının Kabulunun 94. Yılı

0
Güncellendi - 2018-03-03 00:42:45
Devrim Yasalarının Kabulunun 94. Yılı
A- A+ PAYLAŞ

'Devrim Yasaları' olarak adlandırılan 3 yasanın 3 Mart 1924'te kabul edilmesinin 94. yıldönümü dolayısıyla, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Yunus Millioğulları ile Birleşik Kamu- İş Konfederasyonu Temsilcisi ve Eğitim İş Sendikası Malatya Şube Başkanı Hatem Denktaş birer açıklama yaptılar.

ADD BAŞKANININ AÇIKLAMASI..

ADD Malatya Şube Başkanı Millioğulları'nın açıklaması şöyle:

"3 Mart 1924 de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin önemli üç devrim yasası kabul edildi. Bu yasalarla ‘Hilafet’ kaldırıldı, Şer’ iye ve Evkaf Bakanlığı’na son verildi, eğitim ve öğretimde birlik sağlandı.

1 Kasım 1922’de Saltanat kaldırıldıktan ve 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet ilan edildikten sonra Osmanlı Devleti’nden geriye sadece ‘Hilafet Kurumu’ kalmıştı. Halifelik, padişah Yavuz Sultan Selim’in Suriye ve Mısır’ı ele geçirdiği 1517 yılında Osmanlı hanedanına geçmişti. Osmanlı döneminde babadan oğula kalıyor ve halk üzerinde bir baskı işlevi görüyordu. İslam dünyasında ise önemsizdi. Gerçekte halifeliğin Kuran’da yeri yoktu ve dinsel bir makam olması söz konusu değildi. Çünkü İslam dininde tanrıyla kul arasında bir aracı bulunamazdı. Bu kurum, Cumhuriyet döneminde devrim karşıtları ve saltanat yandaşlarının sığınabileceği bir merkez oluşturacak, çağdaş devlet anlayışıyla çelişecekti. Çıkarılan yasayla halifenin görevine son verildi ve hilafet makamı kaldırıldı. Halife ve Osmanlı saltanatı kökeninden gelen tüm kişilerin ülke içinde oturması yasaklandı. Bu kişiler Türk vatandaşlığından çıkarılarak ülke dışına gönderildi.

Hilafetin kaldırılmasıyla devlet yönetimindeki iki başlılık olasılığı ortadan kalktı. Uluslaşma ve laik devlet yolunda yapılacak köklü değişimlerin, devrimlerin önü açıldı.

Çıkarılan ikinci yasayla ‘Şer’ iye ve Evkaf Bakanlığı’ ve ‘Genel Kurmay Bakanlığı’ kaldırıldı. Bu bakanlıklarla din ve devlet işleri birlikte yürütülüyor, adalet şeriat mahkemelerince dağıtılıyor, dinsel vakıflar ve ordu yönetiliyordu. Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde ise toplumsal yaşamdaki düzenlemelerle ilgili yasama ve yürütme, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve onun oluşturduğu hükümete aitti. Çıkarılan yasayla din kurumlarının yönetimi için başkent Ankara’da, Başbakanlığa bağlı, Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu. Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca atanacak Diyanet İşleri Başkanı, ülke içindeki tüm cami ve mescitler ile buralarda çalışan imam, müftü ve diğer din adamlarını yönetecekti. Bunun yanı sıra vakıf işlerini ulusun gerçek yararına uygun olarak yürütmek üzere yine Başbakanlığa bağlı bir Genel Müdürlük kuruldu. Aynı yasayla Genel Kurmay Bakanlığı da kaldırıldı. Yerine Cumhurbaşkanını temsil etmek üzere, ordunun barış döneminde yönetim ve komutası ile görevli, en yüksek askeri kurum olarak Genel Kurmay Başkanlığı kuruldu. Genel Kurmay Başkanı, Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanının onayı ile atanacak ve görevlerinde bağımsız olacaktı.

Bu ikinci devrim yasasıyla din ve ordunun siyaset dışı bırakılması sağlandı ve laik devlet yolunda önemli bir adım daha atıldı.

Devrimin üçüncü önemli yasası ‘Eğitim ve Öğretim Birliği Yasası’ idi. Osmanlı döneminde hem dinsel eğitim veren medrese gibi okullar hem de çağdaş eğitim veren kurumlar vardı. Bu ikili eğitim sistemiyle iki türlü insan yetişiyordu. Devrimlerin benimsetilmesi, ulusun düşünce ve duygu birliğinin sağlanması, bu ikiliğin ortadan kaldırılması amacıyla ülkedeki tüm bilim ve öğretim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı.

Bu devrim yasasıyla da çağdaşlaşma ülküsü doğrultusunda laik eğitime geçildi.

Anayasamızın 174.maddesiyle, başında Eğitim ve Öğretim Birliği Yasası olmak üzere, devrim yasalarının tümü koruma altına alınmıştır.

Bu devrim yasalarının üzerinden doksan dört yıl geçti. Ülke çok partili demokrasinin başladığı 1946 yılından günümüze değin hep Cumhuriyet değerlerini, özellikle laiklik ilkesini aşındıran siyasal iktidarlarca yönetildi. On altı yıldır kesintisiz süren son Siyasal İslam iktidar dönemi ise Cumhuriyetin geriye doğru değişim ve dönüşüm yılları oldu. 15 Temmuz 2016 darbe/işgal girişiminin, ülke çapında OHAL düzenine geçilmesinin ve 16 Nisan 2017 halk oylamasının yapılmasından sonra Cumhuriyet rejimi de değiştiriliverdi.

Ülke Başkanlık rejiminin başlayacağı 2019 seçimlerine giderken halen Anayasamızın 174.maddesinde sıralı duran Türk Devrimi’nin yasaları, umut gözleri olarak, Türk Milleti’ne bakmaktadır."

EĞİTİM-İŞ..

Eğitim-İş Şube Başkanı Denktaş da şunları söyledi:

"3 Mart 1924 tarihinde çıkarılan üç devrim yasasının 94. yıl dönümünü kutluyoruz. TBMM’de kabul edilen üç devrim yasası ile Türkiye Cumhuriyetini diğer İslam devletlerinden ayıran en önemli kimliği olan laikliğin temeli atılmıştır.

1923 Cumhuriyet Devrimi’ni yaratan Mustafa Kemal Atatürk ve cumhuriyetin devrimci kadroları, modern Türkiye Cumhuriyetini kurarak tarihe isimlerini altın harflerle yazdırmışlardır.

Emperyalizme karşı verdikleri ve kazandıkları ulusal kurtuluş savaşı ile de bütün mazlum milletlere örnek olmuşlardır. Atatürk ve Cumhuriyetin kurucu kadroları modern Türkiye yolunda yapılan bütün değişiklikleri ulusal iradeye dayanarak yapmışlardır.

Günümüzde Meclis işlevsiz hale getirilirken, gerek savaş zamanında, gerekse devrimlerin yapıldığı zamanlarda bütün değişiklikler Meclis’te yapılan görüşmeler sonrasında gerçekleşmiştir. O dönemde Meclis’te sayısı az olan muhalefet bile yapılan bütün değişikliklerle ilgili söz söyleyebilmiştir.

3 Mart 1924 tarihli devrim yasaları ile laik rejimin önündeki en önemli engellerin kaldırılması amaçlanmıştır. Bu devrim yasaları şunlardır:

1- 429 sayılı Şer’iye ve Evkaf (Din ve Vakıflar) ve Erkan-ı Harbiye (Genelkurmay) bakanlıklarının kaldırılmasına dair kanun.

2- 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) kanunu.

3- 431 sayılı Halifeliğin Kaldırılmasına ve Osmanlı Hanedanının Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışına çıkartılmasına dair kanun.

Bu üç yasanın her biri başlı başına birer devrimdir. O yüzden bu 3 yasanın kabul edildiği günü kutlayan cumhuriyet aydınları bu yasalara “3 Devrim Yasası” ismini vermiştir.

Halifeliğin kaldırılışı tek başına çok büyük devrimdir. Bugünden baktığımızda bile bu yasanın geçmesinin ne kadar zor olduğu ortadır. 94 yıl sonra ülke iktidarına sahip olanların Halifelik hülyaları kurduğunu bile düşündüğümüzde bu olayın ne kadar büyük bir devrim olduğu ortaya çıkıyor.

Şeriye ve Evkaf Vekâleti, alınan kararların şeriat kurallarına uygun olup olmadığını denetliyordu, kaldırılışı büyük devrimdir. AKP iktidarı döneminde ise yeniden benzer şekilde yasaları ulemaya danışan yapılar ortaya çıkmış ve benzer bir sistemin kurulması istenmektedir. Yeniden böyle bir düzene geçilmesine asla izin vermeyeceğiz.

Öte yandan, Tevhidi Tedrisat (Öğretim Birliği) Yasası ile eğitim, din kurallarının pençesinden ve çok başlılıktan kurtarılmış, bilimi ve eleştirel aklı esas alan çağdaş bir eğitim modeli kurulmuştur.

Ne yazıktır ki o günden 94 yıl sonra çıkarılan eğitim yasaları, eğitim müfredatı, zorunlu din dersleri, imam hatipler ve özel okullar ile eğitim tekrar çok başlı hale getirilmiştir. Gün geçmiyor ki gazetelerden ve eğitim sendikalarının basın açıklamalarından gericileşen eğitimle ilgili yeni bir haber okumayalım.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; Türkiye Cumhuriyeti’ne, ülkemize, ulusumuza, birliğimize ve bütünlüğümüze yönelik saldırılar tıpkı geçmişte olduğu gibi bugün de devam ettiğinin farkındayız. Ancak onların bilmediği aydınlığa karşı tarihin hiçbir döneminde karanlık güçler başarılı olmamıştır. Türk Ulusu, Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde Tam Bağımsız, Demokratik ve Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini attığı gibi Cumhuriyete, Demokrasiye, Devrimlerine sahip çıkacaktır."

Bülten

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

4 yorum yapılmış

  • Mehmet (6 yıl önce)
    Bunlar devrim değil dayatmadır halifelik kim istedi de kaldırıldı
    0
    0
    Yanıtla
  • Teke (6 yıl önce)
    ????????????????
    0
    0
    Yanıtla
  • 44malatya (6 yıl önce)
    Mustafa.kemal.atatur.dunya.lideri.dunyaya.boyle Birdaha.devlet.lideri.gelmez.sukranla.rahmetle Aniyorum..turk.milleti.seni.cok.ozluyor
    0
    0
    Yanıtla
  • ÇİFTÇİ44 (6 yıl önce)
    Türkün kurtuluşudur. . .
    0
    0
    Yanıtla