SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Dişteki Renklenme Engellenebilir"

0
Güncellendi - 2017-03-22 16:21:50
A- A+ PAYLAŞ

İnönü Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Endodonti Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Diş Hekimi Elif Ezgi Kaynak Taşdemir, her insanın kalıtsal özelliklerine göre diş renginin olduğunu söyledi.

Araştırma Görevlisi Taşdemir, “Diş rengi yaşa göre değişiklik göstermektedir. Çocuklarda diş rengi mavimsi-beyaz iken; yetişkinlerde sarımsı-beyaz ya da grimsi-beyaz olabilmektedir. Yaşlı bireylerde diş sarı ya da koyu sarı renk almaktadır. Dişlerde iç ve dış kaynaklı renklenmeler olabilmektedir. Dış kaynaklı renklenmelere; tütün, kahve, çay, vişne, karadut ve gıda boyası içeren yiyecek ve içecekler neden olmaktadır. Aynı zamanda ağır metal sanayisinde çalışanlar ile demir ilacı kullananlarda ve havuzdaki klorlu suya bağlı olarak yüzücülerde dişlerin ön bölgesinde renklenmeler olabilmektedir. Bireyler, alışkanlıklarına dikkat edip uygun ağız bakımı yaparlarsa, dişlerdeki renklenmeler engellenebilir. Ayrıca dış renklenmelerin çözümü daha kolaydır." dedi.

İç kaynaklı renklenmelerin dişlerin gelişimi sırasında olanlar ve dişlerin gelişiminden sonra oluşan renklenmeler diye ikiye ayrıldığını aktaran Taşdemir, “Gelişim sırasında oluşan renklenmelerde metabolizma bozuklukları, fizyolojik bozukluklar, genetik hastalıklar, anne ve bebek arasındaki kan uyuşmazlığı, küçük yaşta geçirilen ateşli hastalıklar, aşırı flor kullanımı, tetrasiklin grubu antibiyotiklerin kullanımı ve sarılık neden olmaktadır.Travmalar ile kanal tedavisinde ve dolgu işlemlerinde kullanılan bazı malzemeler renklenmeye sebep olabilmektedir. Travmaya bağlı renklenmelerde diş başta pembe-kırmızı iken zamanla koyu sarı, kahverengi ve gri bir renge sahip olabilir. İç kaynaklı renklenmelerin tedavisi daha zordur.”dedi.

Taşdemir, “Hastanın beklentisi normalin üstündeyse,  hastanın diş etlerinde iltihap ve çekilme varsa, bireyin ağız bakımı iyi değilse, dişlerde çürük ya da çatlak varsa, dişlerde çok yoğun, düzensiz ve farklı tonlarda renklenme varsa, diş minesinde kayıp ve dişlerde hassasiyet varsa ve kişinin beyazlatma işleminde kullanılan maddelere alerjisi varsa beyazlatma işlemi yapılmaz. Ayrıca hamile, emziren annelere ve 14 yaş altı çocuklarda beyazlatma işlemi yapılmasını önermiyoruz.Bireyler, dişlerin tümünde genel bir renklenme varsa ‘vital bleaching’; tek bir dişte belirgin bir renklenme varsa ‘devital bleaching’ olarak adlandırılan beyazlatma işlemini, klinikte hekim kontrolünde yaptırmayı tercih etmelidir. Bireylerin satın aldıkları beyazlatma kitleri evde yapıldığı zaman bazı sorunlara neden olabilmektedir.Uygulanan yönteme ve kimyasal maddeye göre değişen sürelerde, 1-3 hafta aralıklarla yapılan işlem tekrarlanmaktadır. Hasta memnuniyeti sağlanana kadar işleme devam edilir ancak; 4-5 seanstan fazlası dişe ve çevre dokulara zarar verme riski olduğundan önerilmez. Yapılan işlem genellikle ağrısızdır. Beyazlatma işlemi sonrasında kahve, çay, sigara kullanımı; boyalı gıda tüketimi olmadığı ve kişi ağız bakımına dikkat ettiği sürece bu beyazlık 2-3 yıl kalıcı olabilmektedir."dedi. Önerilerde bulunan Araştırma Görevlisi Taşdemir, “Günlük diş temizliğine dikkat edilmesi gerekmektedir. Günde en az iki kez, iki dakika boyunca diş fırçalama ve ara yüz bakımı için diş ipi kullanımını önermekteyiz. Dişler, çok sert ve hatalı fırçalanmamalıdır. Boyalı ve yapışkan yiyecek ve içecekler tüketildikten sonra, en azından ağız çalkalanmalı ya da su içilmelidir.” diyerek sözlerini noktaladı.

Bülten

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız