CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba TBMM'de yaptığı konuşmada gündeme değerlendirmede bulundu, iddialarını dile getirdi.
Ağbaba, konuşmasında şöyle dedi:
"DOLANDIRIRKEN ALENİ! YARGILARKEN GİZLİ!
Değerli milletvekilleri, AKP öyle bir yargı sistemi yarattı ki sadece Türkiye'de değil, dünyada ne kadar hırsız, kara paracı, uyuşturucu baronu, dolandırıcı varsa Türkiye'de yargılanmak istiyor. Bakın, AKP'nin yarattığı çiftlikte doğmuş, bu çiftliğin sütüyle büyümüş, yetişmiş, Tosuncuk olmuş Mehmet Aydın, büyük bir şovla teslim oldu. Yargılamada yapılan ilk iş ne oldu? Soruşturmada gizlilik kararı. Dolandırırken aleni, yargılarken gizli. Niye acaba, birilerinin ortaklığı mı var; insan merak ediyor. Kumpas iddianameleri ya da kimin ne zaman tutuklanacağı, tutuklanmadan yandaş medyada yazarken, bu insanla ilgili, bu Tosuncuk'la ilgili gizlilik kararı veriliyor. Demek ki insanın aklına Tosuncuk'un ortakları olduğu geliyor. Değerli arkadaşlar, ben size söyleyeyim; Tosuncuk'un kaçışını kolaylaştıranlar ya da "Gel." diyenler mutlaka bunun ortağıdır.
80’LERDE ZENGİN DEYİNCE AKLA FABRİKATÖR GELİRDİ
Yine, değerli arkadaşlar, laf, dolandırıcıdan açılmışken sizinle birkaç şeyi daha paylaşmak istiyorum. Eskiden, eski Türkiye'de "zengin" deyince akla kim gelirdi? Fabrikatör gelirdi. Kim gelirdi, hatırlayın; televizyonlarda Hulusi Kentmen fabrikatör olarak akla gelirdi. Değerli arkadaşlar, şimdi, her dönemin simgeleri var. 80'li yılların simgesi kimdir? Banker Kastelli, Banker Yalçın gibi… Bu dönemin simgeleri ne değerli arkadaşlar? Bu dönemin simgeleri ise -bakın, ben size söyleyeyim- örneğin, Sezgin Baran Korkmaz; örneğin, Rıza Sarraf; örneğin, Tosuncuk; örneğin Thodex'in sahibi Faruk Fatih Özer.
“KUDÜS KIRMIZI ÇİZGİMİZ” DİYE DİYE DOLANDIRDI!
Değerli arkadaşlar, şu Tosuncuk kim, bir inceleyelim. Bu Tosuncuk 26 yaşında, her yanından hinlik akan, liseyi bitirememiş birisi ama çok zeki birisi, bir şeyi de öğrenmiş, diyor ki: "Kudüs kırmızı çizgimiz." Ne zaman? Hayvan çiftliği açarken. Ya da "Üst akıl oyunlarına uyanık olun." ya da "Dış güçler" ya da diyor ki: "Delikanlım, işaret aldığın gün atandan/ Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan/ Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan'dan/ Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın/ Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın."
Tanıdık mı? Tanıdık. Nereden? Reis kullanıyor, AKP'liler kullanıyor; her kapıyı açıyor değerli arkadaşlar.
Tosuncuk milyonlarca lirayı dolandırıyor, devletin haberi olmaması mümkün mü? Devletin haberi olmaması mümkün değil. Ücra bir köyde birisi Facebook'ta yanlış bir kelime yazsa on dakika sonra gözaltına alıyorlar. Adam yüzlerce kişiden, binlerce kişiden yüz milyonlarca lira dolandırıyor; kimsenin haberi yok arkadaşlar. İnanır mıyız? Vallahi inanmayız. Ama bir gün bunun ortakları ortaya çıkacak.
RIZA SARRAF’IN KAÇAK YALISININ PENCERESİNİ SÖKEMEDİNİZ!
Bir diğeri değerli arkadaşlar, bir diğeri, Rıza Sarraf. Bakın, şu resme bakın, şu resme herkes iyi baksın; bu adam 28 yaşında Türkiye vatandaşı olmuş, zengin olmuş, bakanlara rüşvet verdiği, daha doğrusu, bakanların maaşının yarısını verdiği ortaya çıkmış; elbise kutularını, ayakkabı kutularını icat etmiş bir sahtekâr. Kim peki bu? Cezaevine atılıyor, ardından A Haber'e çıkarılıyor; herkesin, bu memleketteki herkesin kutsalı, şehit kanlarıyla sulanmış bu Türk Bayrağı bu hırsızın pisliklerini örtmek için bir araç olarak kullanıyor. Nerede? AKP'nin resmî medyasında. Buna milliyetçiler de baksın değerli arkadaşlar. Bunu yapanlara yazıklar olsun! Bunu yapanları tarih affetmeyecek. Adam ne oldu? Bu adam Türkiye'de büyük insanlar tarafından evlendirildi, onu da unutmayın; kimlerin evlendirdiğini biliyorsunuz. Ne oldu? Kaçtı, gitti Amerika'ya. Amerika'ya kaçtı, gitti, Türkiye'ye şantaj yaptı, Türkiye'yi âdeta yerle bir etti. Değerli arkadaşlar, bu adamın bir yalısı var. Var ya buna dokunulamadı, dokunulamadı. Niye? Kaçak yalısının penceresine dokunulamadı. Niye? Çünkü dokunulursa ucu birilerine dokunacak. Bu da birileriyle ortak, bu yalnız değil; bu hırsızlığı, bu dolandırıcılığı yalnız başına yapmadı.
AKP SOSYAL TESİSİ “PARAMOUNT OTEL”
Bir başkası, değerli arkadaşlar, bakın. Bu kim? Bu, AKP'li siyasetçilerin ve bürokratların sosyal tesisinin sahibi; var ya Paramount Otel -siz bilirsiniz, biz bilmiyoruz da- onun sahibi. Bu kim arkadaşlar? Bu -dünyada herkes biliyor ki- Amerika'dan kara para aklamış, şirketlere el koymuş. Ne oluyor? Adama diyorlar ki: "Gel." Biraz parasını alıyorlar, belli bir müddet bakanlara, milletvekillerine bakıyor; sonra diyorlar ki: "Ülkeden kaç." Kaçıp gidiyor, sonra ortaya çıkıyor ki bir gazeteci, Bakan adına 10 milyon dolar rüşvet istemiş, 10 milyon dolar istemiş.
EKONOMİ POLİTİKA KURUL ÜYESİ MAAŞA BAĞLANMIŞ!
Değerli arkadaşlar, bunları nereden öğreniyoruz? Savcılardan mı, yargıdan mı, kimden öğreniyoruz, biliyor musunuz? Utanarak söylüyorum, siz de utanın, Sedat Peker'den öğreniyoruz. Türkiye'nin gelmiş olduğu düzen bu arkadaşlar. Bu adam kime maaş veriyor? Örneğin şu anda Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu üyesine maaş veriyor, altına araba tahsis etmiş, altına araba tahsis etmiş değerli arkadaşlar. Bakın, öyle hırsızlık, öyle yolsuzluklar…
Şu resme de bir bakın arkadaşlar, şu resme, Allah aşkına şuna bakın. Bir diğeri, şuraya bakın… Dünyanın en büyük yolsuzluğu, 2 milyar dolar dolandırıyor, kimsenin haberi yok. Yemin ediyorum, bu da lise mezunu, 28 yaşında; yemin ediyorum, bu da yakında çıkacak.
AKP YENİ BİR İNSAN TİPİ YARATTI!
Yeni bir insan tipi yarattınız, kimse üretmek istemiyor, kimse Hulusi Kentmen olmak istemiyor, kimse Koç olmak istemiyor. Kim olmak istiyor, biliyor musunuz? Sezgin Baran Korkmaz olmak istiyor, Rıza Sarraf olmak istiyor, Mehmet Aydın olmak istiyor. Ülkeye armağan ettiğiniz, getirdiğiniz durum bu değerli arkadaşlar. Maalesef bir de Türkiye'de bir duyguyu yok ettiniz: Utanma duygusunu yok ettiniz, arı yok ettiniz.
Maalesef insanları hırsızlığa, yolsuzluğa alıştıran bir düzenle karşı karşıyayız. Bu düzeni yıkmak da bize nasip olacak."
Bülten