BM Güvenlik Konseyi'nden çıkan Suriye kararının ardından gözler Esad rejiminde. Uluslararası toplum, Esad yönetiminin kararın yükümlülüklerini yerine getirmesini bekliyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Suriye'de iç savaşın başladığı 2011 yılından beri ilk kez bir Suriye kararı konusunda anlaştı. Cuma günü New York'ta bir araya gelen Güvenlik Konseyi, Suriye'nin kimyasal silahlarının imha etmesini öngören karar tasarısını oy birliğiyle kabul etti. Karar uyarınca Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün (OPCW) 20 kişilik ilk ekibinin pazartesi günü Lahey'den ayrılarak Şam'a doğru yola çıkması bekleniyor.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon tarihî kararın Suriye için uzun süre sonra ilk umut dolu gelişme olduğunu belirterek kasım ayı ortalarında “Cenevre 2” adlı altında bir uluslararası barış konferansı düzenleneceğini kaydetti. Suriye'de siyasi dönüşümün sağlanması hedeflenen konferansa, hem rejimin hem de muhalefetin temsilcileri katılacakları yönünde işaretler verdi.
Siyasi dönüşüm
Suriye'deki iç savaşı bitirmek üzere müzakerelerin başlaması, BM kararının temel unsurlarından biri. Bu, Rusya ile ABD arasında varılan uzlaşmanın da bir parçası. İki ülke ayrıca ilk kez bu kararla birlikte Suriye'de kimyasal silah kullanılmasını “uluslararası barış ve güvenlik için bir tehdit” olarak tanımlamış oldu.
Bu, Güvenlik Konseyi'nin ülkeye cezaî tedbirler uygulaması için de bir önkoşul. Kararda kimyasal silah kullanılması, özellikle de 21 Ağustos 2013 tarihli saldırıların uluslararası hukuka aykırı olduğu belirtilerek "en sert şekilde" kınanıyor. Ancak metinde söz konusu saldırıların sorumlularının kim olduğuna yanıt verilmiyor. Sorumluların Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanması gerektiğine dair bir ifade de yer almıyor.
Doğrudan yaptırım yok
2118 sayılı Güvenlik Konseyi kararı, resmi adıyla Suriye Arap Cumhuriyeti'ne “kimyasal silah kullanma, geliştirme, üretme, başka bir şekilde edinme, depolama veya saklama” yasağı getiriyor. Ayrıca bu silahların resmi ya da gayriresmi aktörlere devri de yasaklanıyor. Bu yasağın isyancılar da dahil olmak üzere Suriye'deki tüm taraflar için geçerli olduğu kaydediliyor.
Güvenlik Konseyi kararı, Suriye'ye Birleşmiş Milletler ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) ile işbirliği yapma yükümlülüğü de getiriyor.
Ancak alınan karar, yükümlülüklerin ihlal edilmesi durumunda doğrudan yaptırım öngörmüyor. Bu durumda Güvenlik Konseyi'nin yeniden toplanması ve BM Antlaşması'nın 7'inci maddesinde öngörülen yaptırımların uygulanıp uygulanmayacağına karar vermesi gerekiyor. Yedinci madde, ekonomik yaptırımların yanı sıra askeri güce başvurulmasını da kapsıyor. Bu da askeri operasyona tüm daimi üyelerin onay vermesi gerektiği anlamına geliyor.
Rusya, Suriye'ye güveniyor
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye'nin kimyasal silah denetçileriyle iyi niyetli ve yapıcı bir tarzda çalışacağından emin olduğunu söyledi.
Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle de kararı olumlu karşıladığını açıklayarak "Kimyasal silah kullanılması cezasız kalamaz. Bunu sadece Suriye'deki kurbanlara değil gelecek nesillere de borçluyuz. Saldırının sorumluları Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne çıkartılmalıdır" dedi.
Westerwelle, Almanya'nın kimyasal silahların imhası konusunda yardımcı olmaya hazır olduğunu da kaydetti. Alman Dışişleri Bakanı, asıl önemli olanın Suriye'deki derhal ateşkesin sağlanması olduğunu belirterek planlanan barış konferansının büyük bir şans olduğunu söyledi.
"Yükümlülüklere uyuyoruz"
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad da İtalyan RaiNews24 televizyonuna yaptığı açıklamada alınan karara uyacağını açıkladı. Esad, kimyasal silah edinme ve kullanma konusundaki uluslararası antlaşmalara, Güvenlik Konseyi kararı öncesinde de uyduklarını ileri sürdü.