Malatya'da İnönü Üniversitesinde "Eğitimde Hikayenin Gücü 2024 Sempozyumu" düzenlendi.
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, İnönü Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki sempozyumun açılışında, 14 yıldır üzerinde çalışılan bir konunun üçüncü kez sempozyumda değerlendirildiğini belirtti.
Hikayeyi eğitimde kullanmanın öğrenmeye önemli ölçüde katkı verdiğini aktaran Kızılay, "Bunun çok önemli olduğuna inanıyorum. Yöntem sağlam bir yöntem. Bu yöntemi eğitimde bir disiplin olarak kullanmayı daha da yaygınlaştırmak önem arz ediyor. Ben bir tıp hekimiyim ve bu yöntem tıp dünyasında çok etkili. Ömer Seyfettin Kaşağı hikayesinde kuşpalazını (difteri) öyle güzel anlatıyor ki hiçbir tıp kitabında kuşpalazı anlatıldığında bir tıp öğrencisi ve doktorunun aklında bu kadar güçlü kalmıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Müge Karadağ ise eğitimde hikayeleştirme yönteminin hem olayın daha iyi anlaşılmasını hem de beyinde karar verme noktasına büyük ölçüde etki etmesini sağladığına bildirdi.
Hikayeleştirmenin bilgilerin somutlaştırılmasında önemli bir öğretim metodu olduğunu anlatan Karadağ, "Düşündürmesi, sorgulaması ve olaylar özelinde neden sonuç ilişkisi yaratarak, bağlantı kurması açısından sıradanlıktan kurtarır. Birey dahil olduğu hikayede kendini ifade etme gücü bulur. Böylelikle hayal gücü ve analitik düşünme yeteneği gelişir." diye konuştu.
Sempozyum düzenleme kurulu üyesi Prof. Dr. Cengiz Yakıncı da beynin iki yarım küreden oluştuğunu ve bu iki yarım kürenin birlikte kullanılması durumunda beynin tam kapasitede çalıştırdığına dikkati çekerek, hikayelerin duygulara dokunduğunu ve bu sayede akılda kalıcılığın sağlandığı anlattı.
Mevlana'nın 22. kuşak torunu Esin Çelebi Bayru ise hikaye denince aklına çocukluğunun geldiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Eğitimde hikayenin gücünü bire bir yaşamış bir insanım. Çocukluğumda babaannem hikayeler anlatırdı. Hikaye anlattıktan sonra bize mutlaka 'hikaye içindeki kurt sen olsaydın ne yapardın? Tavus kuşu sen olsaydın nasıl düşünürdün? O çocuk sen olsaydın nasıl düşünürdün?’ gibi bana ve kardeşlerime sorular sorardı. Bugün görüyorum ki interaktif eğitimde de bu var. Babaanneme çok teşekkür ediyorum. Allah mekânını cennet etsin. Daha çocuk yaşımızda bizleri bu şekilde yönlendirdi. Yaşımızı alıp mesnevi okuyabilecek hâle geldiğimizde gördüm ki o hikayelerin hepsi Mesnevideki hikayeler. Bizi onlarla büyütmüş ve hikayenin içine sokmuş."
Konuşmaların ardından Dr. Öğretim Üyesi Olcay Korkmaz ve Dr. Öğretim Üyesi Tuna Taşdemir tarafından müzik dinletisi sunuldu.
AA