Osmanlı medeniyetinin son sivil mimari eserlerinden, 126 yıla şahitlik eden tarihi Poyraz Konağı, Yaşam Müzesi'ne dönüştürülerek, geçmişe özgü yaşam biçimi gelecek nesille buluşturuyor.
Eski Malatya olarak da bilinen Battalgazi'nin en eski tarihi yapılarından biri olan, son dönemde yıkılmaya yüz tutmuş Poyraz Konağı, restorasyon çalışmalarıyla yeniden ayağa kaldırıldı.
Kerpiç, taş ve ahşap kullanılarak, iki katlı ve dikdörtgen planlı inşa edilen, ahşap merdivenleri, Osmanlı dönemine özgü haremlik, selamlık ve hayat adı verilen bölümleriyle adeta tarih kokan konak, aslına uygun restore edilerek Yaşam Müzesi'ne dönüştürüldü.
Avlularında çeşmeleri bulunan, bir dönem belediye binası, sonra okul, ardından da askerlik şubesi olarak uzun yıllar hizmet veren konak, günümüzde de gelecek nesillere geçmişi aktarıyor.
Bal mumu heykellerle halı dokunmasından, yorgan köpümesine, ekmek yapımından, yün eğirmeye kadar yöreye özgü yaşamı canlılık ve doğallık içinde aktaran müze, ziyaretçilerden de ilgi görüyor.
Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun yıllar çeşitli hizmetler için kullanılan konağın son dönemdeki metruk halini düzeltmek için çalışma içine girdiklerini belirtti.
"Kerpiç saray" olarak da niteledikleri tarihi konağın gelecek kuşaklar için kullanılması amacıyla restore edildiğini aktaran Gürkan, şu değerlendirmede bulundu:
"Ahşap doğrama işlemeleriyle hakikaten şaheser bir görünüm içerisindeki yapıları kendi haline bırakmak yerine gelecek kuşaklara aktarılması yönünde çalışmalar başlattık. Poyraz Konağı metruk bir durumdaydı. Zamana yenik düşme aşamasına gelmişti konağımız. Kamulaştırmasını gerçekleştirdikten sonra restorasyon çalışmaları tamamlandı." diye konuştu.
Restorasyon çalışmalarının ardından konağı müze yapma fikrinin doğduğunu ifade eden Gürkan, belediye olarak mahalleye aidiyet olgusunun geliştirilmesi ve o mahallede yaşamış insanların hikayelerini gelecek nesillere aktarabilmek için hazırladıkları mahalle müzeleri çalışmaları kapsamında burayı da müzeye dönüştürmeye karar verdiklerini söyledi.
Gürkan, şöyle devam etti:
"Geçmiş yaşanmışlıkların burada nüksetmesi ve insanlara görsel anlamda sunulması gerekiyordu. Mahalle Müzeleri kavramı bu düşünceden çıktı. Tarihi misyonu bulunan mahallelerde bu tür müzeleri sayısal olarak arttırarak, aidiyet kavramını yerleştirmek istiyoruz. Türkiye'de ilk olan bu müzelerin ülkede rol model olacağına inanıyorum. Konağın aslına uygun şekilde restore edilmesi noktasında titizlik gösterdik. Mevcut yapının bozulmamasına ve özellikle ahşap işlemelerin aynı şekilde kalmasına özen göstererek, onların kendi yerinde korunması için titiz çalıştık. Konağı aslına uygun restore ettik. Bize 550 bin liraya liraya mal oldu. Bu formatta ve bütünlük içerisinde Mahalle Müzeleri Türkiye'de ilk yapılıyor."
- Bazı heykeller harekete duyarlı
Müzede dönemin insanlarının günlük yaşamlarında yaptıkları işleri sergileyen bal mumu heykellerin bulunduğunu aktaran Gürkan, bazı heykellere hareket kazandırdıklarını söyledi. Gürkan, "Örneğin halı tezgahının başında bulunan heykelin sizi görünce halı dokuması gibi. Burada bir canlılık katmaya gayret ettik. Ziyaret eden insanların geçmişteki yaşamı zihninde tasavvur etmesi noktasında böyle bir çalışma yaptık. Bazen buraya gelen yaşlılar, heykellere 'Bacı kolay gelsin, ekmek ne zaman pişecek?' gibi sorular soruyor. Cevap alamayınca kırgınlıklarını zaman zaman bize yansıtıyorlar." ifadelerini kullandı.
AA