Malatya'da, yorgancılığa 55 yıl önce çırak olarak başlayan 69 yaşındaki Ahmet Özçoban, emektar dikiş makinesi ve eski usul yöntemlerle mesleğini yaşatıyor.
Mesleğe 12 yaşında eniştesinin yanında çırak olarak başlayan Özçoban, kalfalık ve ustalık dönemlerinin ardından iş yerini açtı.
Daha sonra İzmir'e taşınarak burada uzun yıllar çalışan Özçoban, 26 yıl önce yeniden baba ocağı Malatya'ya dönerek mesleğini devam ettirdi.
Emekli olduktan sonra yorgancılığa iki yıl ara veren ancak "boş gezmeye" dayanamayarak yeniden mesleğe dönen Özçoban, ömrünü adadığı işini, 45 yıllık emektar dikiş makinesiyle 16 metrekarelik dükkanında sürdürüyor.
Ahmet Özçoban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 55 yıldır yorganın ham maddesi yün ve iplikle iç içe olduğunu belirtti.
Mesleğini öğrendiği gibi sürdürdüğünü ve "yol arkadaşım" dediği dikiş makinesini değiştirmeyi hiç düşünmediğini anlatan Özçoban, "Benim dikiş makineme karşılık yeni çıkan elektronik bir makine verseler kabul etmem. Bununla biz arkadaş olmuşuz, birbirimizin dilinden anlarız. Bozulduğunda tamirciye götürmem, söker yaparım. Benim devamlı olarak çalıştığım makine bu." diye konuştu.
- "Hepsini bu parmaklarla büyüttüm"
Özçoban, evli ve 4 çocuk babası olduğunu belirterek, evlatlarının hepsinin kendi hayatlarını kurduğunu ifade etti.
Kendisinin ve evlatlarının çok zengin olmasalar da güzel bir yaşam sürdüklerini anlatan Özçoban, "Elhamdülillah hepsinin durumu iyi, muhtaçlıkları yok. Benim de hayatta en zevk aldığım şey burada çalışmak. Akşam Allah kaç kuruş verirse onu da burada gezerek, kendim ve ailem için harcamak. Ben tüm çocuklarımı bu parmaklarla büyüttüm. Hayatlarını kurtardılar. Hiçbir sıkıntı da çekmedim. Zengin olmadık ama Allah gönül zenginliği versin, kimseden de geri kalmadık." ifadelerini kullandı.
- "Eskiye dönüş var ama eleman yok"
İnsanın, sevmediği bir işi yapamayacağını söyleyen Özçoban, mesleğinin kendisini hayata bağladığını dile getirdi.
Özçoban, bir dönem el işi yorganların önemini yitirdiğini ancak eskiye ciddi bir geri dönüş olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Şimdi eskiye dönüş var ama eleman yok. Artık millet hamdetmiyor, çırak gelse de biz o çırağı tatmin edemeyiz. Çırağa en az 150 lira haftalık vereceksin, yemeğini de vereceksin. Bizdeki kültür böyle. Hafta başı olduğunda cebinde paran olmasa bile onun harçlığını vermen lazım. Şimdi biz de bunu yapamıyoruz. Zaten şimdiki çocuklar da buna hamdetmiyorlar ama bu çok güzel bir meslek."
- İpek, saten ve Bursa kumaşı kullanılıyor
Özçoban, yorganın yüzünde ipek, saten ve Bursa kumaşı, içinde de yün kullandığını dile getirerek, desenleri ise iğneyle işlediğini anlattı.
Dikiş makinesiyle yorganın kenarlarını diktiğini ifade eden Özçoban, "Genelde çeyizlik yorgan talebi geliyor ama son dönemlerde kışın günlük kullanım için de talepler gelmeye başladı. İstenilen renkte ve desende üretimimiz var." dedi.
AA