Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, kira artışlarına yüzde 25 sınırı getiren düzenlemenin süresinin uzatılacağını, fahiş kira artışlarına yönelik de yaptırım getirilmesi için çalışma yapıldığını bildirdi.
Şanlıurfa'dan AK Parti milletvekili adayı olan Bozdağ, Göbeklitepe'den yapılan NTV canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerde seçimlerin nasıl yapılacağının ve "kaydını aldırmayan seçmenlerin yerine mükerrer oy kullandırılacağı" iddiasının sorulması üzerine Bozdağ, bazı vatandaşların kaydını başka illere aldırdığını hatırlattı.
Deprem bölgesindeki vatandaşların seçime katılımlarının ve oy kullanmalarıyla ilgili Seçim Kanunu'nun gerekli düzenlemeyi taşıdığını aktaran Bozdağ, herkesin oy kullanmasına imkan veren yasal altyapının var olduğuna işaret etti.
"Katılımda bir problem olmayacaktır, isteyen gidip oyunu gönül rahatlığıyla kullanabilecektir." diyen Bozdağ, Yüksek Seçim Kurulunca (YSK) oy kullanmayı kolaylaştırıcı her tedbirin alındığını ve her adımın atıldığını söyledi.
Bakan Bozdağ, "Türkiye'de kimse kimsenin yerine oy kullanamaz. Bir kişi, oyunu kullanmışsa şimdi sisteme otomatik girdiği için o kapanıyor oyunu kullandıktan sonra. O kişinin gidip başka yerde veya onun yerine başka birinin gelip oy kullanması mümkün değil. Çünkü sistem diyor ki 'Oyunu kullandı bu.'" diye konuştu.
Türkiye'de seçimlerin en güvenli şekilde yapıldığını kaydeden Bozdağ, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin seçimleri dünyanın en güvenilir seçimleridir, 'number one'dır. Sebebi şu; YSK seçimin sadece organizasyonunu yapıyor. Yani nerede sandık kurulacak, kim aday olacak, onlara bakıyor. Herhangi bir usulsüzlük, şikayet, itiraz olduğu zaman bunlara ilişkin şikayetleri kesin olarak karara bağlıyor ki sistem işlesin. Esasında bizim sistemde seçimi partiler yapıyor, YSK de o partilerin seçim yapacağı organizasyonu hazırlıyor, fiilen partiler yapıyor."
Sandık kurullarında siyasi partilerin temsilcisinin bulunduğunu aktaran Bozdağ, her işlemin bu temsilcilerin gözü önünde yapıldığını belirtti. Bekir Bozdağ, Türkiye'de kimsenin seçime gölge düşüremeyeceğini ifade etti.
"Yanlış yapmıştır Sayın Kılıçdaroğlu"
Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun paylaştığı Alevi videosuna ilişkin soruya yönelik Bozdağ, insanların kimliklerini söylemesinin şeref ve onur olduğunu dile getirdi.
"AK Parti'den önce insanlar göğsünü gere gere 'Ben Aleviyim' diyebiliyor muydu?" sorusunu yönelten Bozdağ, "Alevi çalıştaylarını biz yaptık. Dersim'e ilişkin devlet olarak özrü biz diledik. Sayın Kılıçdaroğlu'nun daha bir açıklaması yoktur." dedi.
Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığını kurduklarını hatırlatan Bozdağ, Alevi klasiklerini tercüme ettiklerini, çok sayıda üniversitede araştırma merkezleri kurduklarını anlattı.
Bozdağ, Alevilerin Türkiye'nin saygın insanları olduğuna dair en somut adımları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki AK Parti'nin attığını belirterek, şunları söyledi:
"Seçime giderken herhangi bir tartışma yok, herhangi bir şey yok. Kimse kimsenin etnik kökenine, nasıl inandığına, nasıl yaşadığına bakmıyor. 'Düğün değil, bayram değil' hesabı birden kalkıp böyle değerlendirme yapılınca herkes soruyor, ne yapıyor? Siyaseten de olsa burada ülkenin içerisinde seçime giderken bu tür değerlendirmeler doğru değerlendirme değil. Milletin etnik kökeni, inançları üzerinden değerlendirme yapmayı biz doğru görmedik, doğru da görmeyiz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu yaklaşımını da işin doğrusu ben tasvip etmedim. Kim Kılıçdaroğlu'na bu yönde bir şey dedi? Sayın Cumhurbaşkanımız seçim takvimi ilan edildiği günden beri böyle bir şey mi dedi? İYİ Partiden diyenler oldu, kendi CHP içinden diyenler oldu. Onlara dönük demesi lazım. 'Böyle bir şey yok Türkiye'nin gündeminde, siz niye taşıyorsunuz?' Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin gündeminde olmayan, kimsenin de aklında olmayan bir şeyi aldı gündeme taşıdı, koydu. Bu doğru bir şey değil. Ben bu tür siyasetin toplumda inançlar arası, renkler, diller arası ayrımcılığa, ayrıştırmaya yol verecek bir dil kullanmasını fevkalade sakıncalı buluyorum. Gerekçesi ne olursa olsun doğru bir değerlendirme olmamıştır. Yanlış yapmıştır Sayın Kılıçdaroğlu, umarım tekrar etmez."
"Bunların hukuk devleti anlayışları laftan öte gitmeyen bir anlayıştır"
Kemal Kılıçdaroğlu'nun, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın ve Osman Kavala'nın serbest bırakılacağını söylediğinin belirtilmesi üzerine Bozdağ, yargının tarafsız ve bağımsız olduğunu vurguladı.
CHP'nin ve diğer muhalefet partilerin TBMM'deki grup toplantılarının mahkeme salonlarına döndüğünü ifade eden Bozdağ, şöyle konuştu:
"Sayın Kılıçdaroğlu, hatta diğer liderler de aynısını yapıyor. 'Biz gelince adil davranacağız, savcılar harekete geçecek, şunları, bunları serbest bırakacağız.' Hani Türkiye hukuk devletiydi? Hukuk devletinde siyasetçi kimi serbest bırakabilir? Böyle bir yetkisi var mı? Yok. Hani yargı bağımsızdı? Şimdiden müdahale ediyor. Sayın Kılıçdaroğlu'na soruyorum, siz hakim misiniz? Siz Yargıtay mısınız? Danıştay mısınız? Anayasa Mahkemesi misiniz? Yoksa yargı gereği yapan biri misiniz? Siz nasıl, kimi serbest bırakacaksınız? 'Geldiğimiz günün ertesi günü şu çıkacak, bu çıkacak.' Bunların açıklamasını yapıyor. O zaman de ki 'Başka bir şey yapacağız biz.' Onu söyleyemiyor yüreklice, oradan başka şey söylüyor. Bu hukuk devletine inanmadıklarını, iktidar imkanları olursa hukuku nasıl ayaklar altında alıp çiğneyeceklerini, yargıya nasıl müdahale edeceklerini şimdiden ilan etmelerinden başka hiçbir anlam taşımıyor. Onun için bunların hukuk devleti anlayışları da laftan öte gitmeyen bir anlayıştır."
Kira artışları
Kira artışlarına yüzde 25 sınırı getiren düzenlemenin uzatılıp uzatılmayacağı ve fahiş kira artışları konusunda çalışma yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine Bakan Bozdağ, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un bu konuda açıklama yaptığını hatırlattı.
Adalet Bakanlığı olarak bu konuda hazırlık yaptıklarını bildiren Bozdağ, şunları kaydetti:
"Bu süre bir defa uzatılacak. Bir yaptırım getirme durumu söz konusu. Şimdi burada bir yandan sürenin uzatılması, bir yandan da fahiş kira artışlarına yani haklı bir neden olmadan, piyasa koşullarına aykırı bir biçimde sırf haksız kazanç elde etmek maksadıyla buna girişiyorsa bunu kanun bir yaptırıma bağlayabilir. Bu yasal düzenleme. Fiyatları etkileme maddesi var, Türk Ceza Kanunu'nun 237'nci maddesi. Biz orada 237/A diye bir yeni madde ihdas ederek, burada bu gibi konular, sadece kirada değil bunun içinde başka özellikle tüketim maddeleriyle ilgili de bazı değerlendirmelerimiz var. Dünya örneklerini de biz inceleyerek, Türkiye'ye de bakarak, piyasada, girdilerde hiçbir artış olmadığı halde, maliyette hiçbir artış olmadığı halde yani makul olanın, piyasanın o günkü cereyan eden cari şartlarının dışında ve üstünde fahiş bir artış yaptığı takdirde sadece yasak değil, aynı zamanda bunun bir yaptırıma bağlanması son derece önemli. Biz üç alternatif hazırladık. Hapis cezası olabilir, adli para cezası olabilir, idari para cezası öngörülebilir. İdari para cezası olursa kabahat olur, o ayrı bir kanunda düzenlenmesi gerekir ama diğerleri Türk Ceza Kanunu'nda. Şimdi bizim öngörümüz Türk Ceza Kanunu'nda bu alanda bir değişikliğin yapılması yönündedir."
Şanlıurfa, AA