SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Felaket Raporu"nda Malatya'nın Yeri!..

A- A+ PAYLAŞ

Bayındırlık ve İskan Bakanı Zeki Ergezen'in 5,9 - 6,3 aralığında bir deprem karşısında kırsalda bir ildeki binaların yüzde 72'sinin yıkılacağını söylemesi, ancak ilin adını açıklayamayacağını belirtmesiyle yeniden gündeme gelen Doğu ve Güneydoğu'daki deprem riski, Devlet eliyle hazırlanan raporda da gözler önüne serildi. Türkiye'yi ayağa kaldıracak rapora göre olası depremden en çok etkilenecek iller Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş ve Elazığ olarak tespit ediliyor. Raporda iki senaryo üzerinde duruluyor ve depremin 7.0 ve 7.4 şiddetinde olması durumunda ölü ve yaralı sayısına da yer veriliyor. Buna göre toplam 110 bin kişi yaşamını yitirirken 310 bin kişi de yaralanacak.

Birinci senaryoda, depremin Gölbaşı-Türkoğlu merkezli olacağı kaydediliyor. 8, 9 ve 10 etki şiddetine göre Gölbaşı-Türkoğlu merkezli depremden nüfussal olarak toplam 316 bin 644 kişinin etkileneceği hesaplanırken, 41 bin kişinin yaşamını yitireceği ve 118 bin kişinin de yaralanacağı belirtiliyor. İkinci senaryoda ise, deprem Palu-Sincik merkezinde gerçekleşiyor ve etki şiddeti 8,9 ve 10'a göre toplam 457 bin 958 kişi depremden etkilenirken, burada da toplam 73 bin kişi hayatını kaybediyor ve 206 bin kişi yaralanıyor. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Daire Başkanlığı'nca hazırlanan rapora göre, bu iki merkezde meydana gelecek depremde toplam olarak 774 bin 602 kişi depremden etkilenecek, 110 bin kişi ölecek, 310 bin kişi de yaralanacak.

İHA'nın ele geçirdiği rapora göre, Gölbaşı-Türkoğlu ve Palu-Sincik merkezli olası deprem sonrasında ortaya çıkacak maddi zararın bilançosu da belli. Enkaz kaldırma, sağlık hizmetleri, iaşe-ibate ve çadır gibi hizmetler devlete 2 milyar 571 milyon 282 bin 900 dolara mal olacak. Birinci senaryoya göre depremde toplam 55 bin konut zarar görecek. İkinci senaryoya göre ise 95 bin konut yıkılacak veya depremde zarar görerek oturulamaz hale gelecek. Afet İşleri Genel Müdürlüğü, her iki senaryonun gerçekleşmesi halinde yıkılan ve depremden zarar gören konutların yerine yeni binaların yapılması halinde devletin cebinden çıkacak parayı üç ayrı tip proje için ayrı ayrı hesapladı. Buna göre birinci senaryo dahilinde yıkılacak 55 bin konutun birinci tip projeye göre inşa edilmesinin devlete maliyeti 1.3 milyar dolar, ikinci tip projeye göre 1.5 milyar dolar olurken üçüncü tip projenin tutarı ise 0.8 milyar dolar olarak belirlendi.

Palu-Sincik merkezli ikinci senaryoya göre 95 bin konut depremden zarar görecek. Zarar gören binaların yerine yenisini yapmak için birinci tip projeye göre 2.3 milyar dolar, ikinci tip projeye göre 2.8 milyar dolar ve üçüncü tip projeye göre de konutların devlete maliyeti 1.4 milyar dolar olacak. Sonuç olarak 150 bin konut depremde yıkılacak, on binlerce insan yaşamını yitirecek veya yaralanacak.

Depremin bir başka yüzü olarak "Enkaz kaldırma, sağlık hizmetleri, iaşe-ibate ve çadır gibi hizmetler" için toplam 2 milyar 571 milyon 282 bin 900 dolar harcanacak. Konut için birinci tip projeye göre 3.6 milyar dolar dahil olmak üzere depremin Türkiye'ye faturası yaklaşık 6 milyar doları bulacak. Deprem uzmanları, bakanlığın yaptığı çalışmanın rapor haline getirilmesi sonrasında ortaya çıkan tabloya göre bölgede ne tür önlemlerin alındığının merak konusunu olduğunu belirterek, Bakanlığın bu konudaki çalışmalarla ilgili kamuoyuna açıklama yapması gerektiğini belirtiyorlar. Uzmanlar, söz konusu deprem ihtimaline göre deprem sonrası harcaması olarak hesaplanan 6 milyar dolarlık maliyet tutarının deprem öncesi 'depreme karşı önlemlerle ilgili' çalışmalara harcanarak yatırıma dönüştürülmesiyle bölgede can kaybının 5-10 bin gibi rakamlara çekilebileceğine dikkat çekiyorlar.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız