Malatya'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında 28'i tutuklu 54 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamedeki tanık ifadeleri, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in askerlere, "Siz benim Bedir'imin, Uhud'umun Hamzaları ve Alileri olarak yetişiyorsunuz" şeklinde telkinlerde bulunduğunu ortaya koydu.
Eski vali yardımcısıyla kamu kurumu müdürlerinin de şüpheli olarak yer aldığı, Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 226 sayfalık iddianamede, örgütün kuruluşu, amacı, sosyal, kültürel ve zihinsel yapısı, yönetim modeli, hiyerarşik yapısı, kuruluşundaki "yemin metni", haberleşmede kullandığı teknikler, istihbarat ağı, baskı oluşturma teknikleri, siyasi baskı ve propaganda araçları gibi bilgilerin yanı sıra tanık, müşteki ve zanlıların ifadelerine yer verildi.
İfadesine başvurulan bir tanık, örgütün yapılanması hakkında bilgi vererek, telefon görüşmelerinde "Hocam, şakirt, abi, hizmet ve Fetullah Gülen" gibi sözlerin zikredilmemesi talimatı verildiğini anlattı.
Ayrıca, buluşma adreslerinin açıktan söylenmediğini, mutlaka karşı taraftaki örgüt mensubunun anlayabileceği şekilde şifrelendirildiğini aktaran tanık, "Örneğin, 'İzmir Caddesi'ndeki Y. dershanesinde buluşalım yerine, oranın müdürü H. bey ise 'H. beyin yerinde buluşalım' gibi cümleler kullanılırdı." şeklinde beyanda bulundu.
Başka bir şüpheli ise ifadesinde, örgüt üyelerinin faaliyette bulunduğu her kurumun kendi içinde bilgi toplama faaliyeti yaptığını anlatarak, "Her kişinin hangi seviyede olduğu 5 kademeli bir değerlendirmeyle belirlenirdi. Namaz kılmak, kılmamak, sohbetlere katılıp katılmamak, Gülen'in eserlerini okuyup, okumamak, Gülen hakkındaki görüşleri, Bediüzzaman hakkındaki düşünceleri bu puanlamada etkili olurdu. Bu notlar terfilerde cemaat içerisinde etkili olurdu. Toplanan bu bilgilerin neticesinde emniyet ya da askeriye gibi kurumlarda atamalar tayin ve takdir edilirdi." bilgisini paylaştı.
Şüpheli, örgüt içindeki puanlama sistemiyle ilgili de şunları anlattı:
"Talebeler hakkında tutulan çetelelerde 5'lik sistem ile puanlama yapılırdı. Bu sistem 5-5, 5-4, 5-3, 5-2, 5-1 şeklinde değerlendirme yapılarak kayda geçilirdi. 5-1'lik puanlama dinle, diyanetle alakası olmayan, dinsiz, imansız, ateist manasındadır. 5-2'lik puanlama namaz kılmasa da Müslüman ancak henüz cemaatle ilişkisi olmayan hatta sevmeyen şahıslar, 5-3'lük puanlama cuma namazlarını kaçırmayan, ara sıra diğer namazlarını kılmaya gayret eden, hizmete genel manada sempati ile bakan, davet edildiğinde gelip giden, 5-4'lük puanlama beş vakit namazını kılan, cemaatten olan, hatta vazife verildiğinde yerine getirmeye çalışan. Bu kişi artık örgüt mensubu olmuştur.
5-5'lik puanlama hayatını İslam'a adamış, İslam'ın tüm şartlarını yerine getiren, Fetullah Gülen'i imam kabul edip, ahir zamanda beklenen zatın (mehdi, mesih) o olduğuna inanan, gerektiği zaman ve yerde canını çekinmeden hizmet ve Fetullah Gülen adına verebilecek insan olarak değerlendirilirdi. Bugün için örgütün aktif mensubu sayılan kişidir.
Benim dönemimde 5-5'lik olmayan bir cemaat mensubuna hiçbir görev verilmez, askeri okullar veya polis koleji ve akademisine sokulmazdı. Yani 5-5'lik sisteme uymayan hiç kimseye bir görev verilmezdi. Ayrıca, bizim dönemimizde sadece bilgi ve becerisi bulunan örgüt mensuplarına görev verilirdi ancak örgütün büyümesi, etki alanının artmasından dolayı kontrolün biraz daha zayıflaması, 5-5'lik sisteme uygun örgüt mensubu şahısların azlığından dolayı daha alt puanlamaya tabi örgüt mensuplarına görev verilmiş olabilir."
- "Askeriyeden atılanlara maddi destek yapılıyordu"
Diğer bir şüpheli ise ifadesinde örgüt elebaşı Gülen'in askeriyeye hayranmış gibi davrandığını belirterek, şu bilgileri aktardı:
"Fakat arka planda derin bir asker korkusu ve rahatsızlığı vardır. Hem de kronik biçimde bir asker rahatsızlığı vardı. Her asker konusu geçtiğinde de hoca şunu söylemiştir: 'Askeriyeye, askeriyenin içindeki kahramanlarla bir gün hesabını soracağım.' demiştir. Zaman zaman askeriye içerisindeki cemaat elemanları ile esnaf ağabeylerin bağ evlerinde bir araya gelirdik. Hem onlar biraz tatil yapmış olurdu hem de biz onlara işin manevi boyutunu anlatırdık. O zaman Fetullah Hoca'nın askerlere nasihati şu şekilde olurdu: 'Siz benim Bedir'imin, Uhud'umun Hamzaları ve Alileri olarak yetişiyorsunuz.' derdi. 30 yıldır askeriyenin içinde Fetullah Hoca'nın emri ile 'Bir gün tankları yürüteceğiz' diye bekleyen kişiler var.
Hava ve deniz cemaat yapılanmasının daha çok yerleştiği yerlerdir. Bir dönem askeriyeden atılanların üzerine hoca neredeyse felç geçirecekti. 28 Şubat öncesinde askeriyeden atılan cemaat elemanlarına cemaat tarafından maddi destek yapılıyordu."
Özellikle Amerika'ya gönderilenlerin daha sonraları bürokrasiye entegre edildiğini anlatan şüpheli, "Cemaatin hangi konuda açığı varsa bu konularda lisansüstü eğitime gidenlere başka alanda da eğitimler aldırılıyordu ve öğrenciler, kamu personeli o şekilde değerlendiriliyordu. Bu öğrencilerin yüksek lisansa kabul edilmesi ve doktoraya kabul edilmesi bu doğrultuda değerlendirilebilir. Bu amaç uğruna bu öğrencilere sınav sorularının verildiği ve sınavların kazandırıldığı ve oralarda yerleştirilerek masraflarının karşılandığı doğrudur." ifadelerini kullandı.
Bir diğer şüpheli de örgütün "cemaat evine" getirilecek öğrenci hakkında, varsa sınıf arkadaşından yoksa o okulda okuyan öğrencilerden gerekli bilgilerin alındığını bildirerek, bu öğrencinin ahlakı, boyu-posu, ders başarısının yanı sıra mümkün mertebe nereli olduğu, baba ve annesinin ne iş yaptığı ve fikri, fikriyatı belirlendikten sonra eve kabul edildiğini vurguladı.
AA