- FETÖ'nün Malatya Mütevelli Heyet Davası'nda, etkin pişmanlık duyarak itirafçı olan işadamı, örgütle nasıl tanıştığını, Malatya faaliyetlerini, TSO seçimlerine müdahaleyi, örgüt lideri ile görüşmelerini anlattı..
FETÖ örgütünün Malatya'daki sivil yapılanmasına yönelik olarak, 15 Temmuz Darbe Girişimi öncesinde gerçekleştirilen ilk operasyon kapsamında açılan ve 15 tutuklusu bulunan çoğunluğu işadamı 33 sanıklı davada “Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan” ve 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ara duruşmada tahliye edilen işadamı Muzaffer E, örgütün Malatya’daki yapılanmasıyla ilgili bildiklerini, tanık olduklarını anlattı.
Mahkeme Heyeti, işadamı Muzaffer E.’nin adli kontrol şartları kapsamında tahliyesine karar verirken, vermiş olduğu ifadede ismi geçen isim ve olaylar hakkında kovuşturma ve soruşturma olup olmadığı konusunda gereğinin yapılması için Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine de karar verdi.
Söz konusu dava dosyasında daha öncede tutuksuz sanık Bayram E. Avukat Bayram Özcan ile birlikte KOM Şubesine giderek etkin pişmanlık hükümleri kapsamında ifade vermişti.
-Son 23 yılı anlattı..
Bu arada, Muzaffer E., Avukatı Soner Gökçe ile birlikte KOM Şubesi’nde “Etkin pişmanlık hükümleri” kapsamında verdiği ifadesinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün Malatya’daki 1994 ile 2015 yıllarını kapsayan yapılanması ve faaliyetleri hakkında geniş kapsamlı bilgiler sundu.
Kendisinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile tanışıklığının ve bu yapıya dahil oluşunun 1994 yılında davet edildiği sohbet toplantıları sonucunda başladığını tüm detayları ile anlatan Muzaffer E.’nin, yaklaşık 30 sayfalık ifadesinde anlattıklarından bazıları şöyle:
-1980 veya 1990 lı yıllarda örgütün Malatya da manevi aksakallılar heyetinde bulunanlar il başlarda;'Cemal S., Edirne'de şuan için Emlakçılık yapan Malatyalı' Nedim K., Malatya Kapalıçarşı da Mustafa G., İzzettin G. (Gökhan G.'nin babası) isimli şahıslardır. Bu gruba daha sonradan Suat S. ve Nurettin K. i simli şahıslar katılmıştır. Malatya da bildiğim kadarıyla örgütün yayılması ve yandaş kazanmasını sağlayanlar; Suat S., Cemal S., Nedim K. Mustafa G., İzzettin G. isimli şahıslardır. Bu şahısların Malatya da hizmet hareketinin öncüsü olduklarını ve ilk örgüt evlerini açan şahıslar olduğunu bizzat Cemal S' dan duydum. Bu şahısların Malatya'da örgüte ilk-kazanılan ve örgüt adına faaliyet gösteren ilk kişiler olduğunu bu şahıslar her defasında gururla söylüyorlardı
- Benim başkanı olduğum MAKİAD isimli derneğin genel sekreteri olan, bir dönem esnaflarla farklı bir dönemde Türkiye deki futbolculardan sorumlu olan Yusuf Ç., İl İmamı Abdullah Y. döneminde Malatya’da bölgeci olarak görev sürdürüyordu.
- 1993 yılında Malatya: da kurulan MAKİAD isimli dernek her ne kadar Malatyalı işadamları ya da esnafları tarafından kurulmuş bir dernek olarak görünse bile bu derneğin kuruluşundan kapanışına kadar hep arka planda FETÖ PDY Terör örgütü olmuştur.
-“MAKİAD’ın yönetimini il İmamı belirliyordu”
- MAKİAD isimli derneğe 2004 yılında başkan oldum ve dernek başkanlığı görevimi 2 yıl süre ile sürdürdüm. Ben bu başkanlık görevini Gökhan G. isimli şahıstan devraldım. Yönetim kadrosunun oluşmasında benim hiçbir rolüm olmamıştır. İl İmamı tarafından örgütün yönetim denetim vs. kurulları ve üyeleri belirlenmiştir. Bu dönem derneğin genel sekreterliğini bir dönem Yusuf Ç. bir dönemde Adnan A.isimli şahıs yaptı. Bu iki şahıs da bir dönem Malatya da Bölge imamlığı yaptılar. MAKİAD isimli derneğin başkanı olduğum süre zarfında yapılacak bütün faaliyetleri ve alınacak bütün kararları İl İmamı ve Genel Sekreterler belirler biz yönetim kurulunda bulunanlarda sadece alınan karaları uygulardık.
- Örgütün telefonları görüşmelerin ya da sohbetlerin yapıldığı odalara almamasındaki gerekçeyi de, toplanan himmetlerin, bursların, kurbanların vs. ifşa olmaması için bir tedbir olarak düşündüklerini yeni yeni anlıyorum. Genelde il imamları sık sık GSM numaralarını belirli periyotlarla değiştirirlerdi. il imamı Malatya’dan başka bir ile örgüt tarafından tayin edildikten sonra o şahsa ulaşmamız mümkün olmazdı, gelen il imamı da devraldığı il imamının telefon numarasını yada nerede olduğunu bize söylemezdi.
- Genelde il imamları bizim sohbet grubumuzdaki arkadaşların vermesi gerekenden daha fazlasını taahhüt ettirirdi, bizde kabul ederdik. Bu himmeti bir yıl içinde parça parça yada tek sefer de peşin olarak öderdik. Ben Hasan Ş. il imamı olduğu dönem de ilk başta 5.000 TL verdim, sonraki yıllarda bu meblağ artarak yıllık 50.000 TL ye kadar ulaştı. Hatta il imamı bize ‘Himmeti tamamen zekat olarak düşünün ve her yıl vermeniz gereken zekatı himmet olarak bize verin’ şeklinde telkinlerde bulunurdu. Her sohbetten sonra bizden yediğimiz yemeğin, meyvenin ya da çerezin parasını bizden alırlardı, içimizden biri bu parayı kesin öderdi. 2013' yılında taahhüt ettiğim himmet bedelini işlerim kötüye gittiği için ödeyemedin.
-Himmetin yüzde 10’u KDV olarak Amerika’ya gidiyormuş…
- Bir birkaç kez neden bu toplanan himmet ve burs paraları, yetmiyor diye sorduğumuzda ya da ısrar ettiğimiz zaman bizzat il imamları bize hitaben İlde toplanan burs ve himmetlerin yüzde 10 u bağlı olduğumuz Gaziantep bölgesine gönderiliyor ve bu gönderilen % 10 da düzenli olarak yıllık Amerika'ya Fetullah Gülen’e KDV olarak gönderiyoruz diyorlardı. Bu yüzde 10’luk kısmı da il imamları kendileri bizzat Gaziantep Bölge imamlarına elden teslim ediyormuş.
- Eyüp D.’nin il imamlığı yaptığı dönemde kendisinden bizzat, “Askeriye de görev alan subayların özel imamları var” dedi, akabinde “Cemaatimizin Allaha çok şükür olmadığı yer yok” şeklinde bana söyledi.
-Yüzde 10 KDV harici bir de ‘Hürmet” parası götürülmüş
-2011 yılında Amerika’ya Fetullah Gülen’i ziyarete gittiğimizde, Eyüp D., o yıl Fetullah Gülen’e ayrıca yani yüzde 10 KDV dışında hürmeten 50 bin dolar parayı birlikte gittiğimiz biz şahıslara gümrük sıkıntısı olmaması için parça parça bana, İrfan B.’ye, Abdullah E.’ye, İbrahim T.’ye bölüştürdü ve Pensilvanya’ya gittiğimizde herkes üzerinde taşıdığı bu paraları Eyüp D.’ye teslim ettik. Eyüp D.’de bize bu parayı Fetullah Gülen’in yardımcılarından birine Pensilvanya’da elden teslim ettiğini söyledi. Biz Amerika ya gittiğimizde burada Fetullah Gülen'in sohbetine katıldık, iki gün FETÖ’nün Pensilvanya’daki villasında bulunan koğuş şeklindeki odalarında kaldık.
-“Malatya’dan giden bir tır dolusu patlayıcı PKK’nın eline geçmiş”
- Ben cezaevinde birlikte aynı koğuşta kaldığım Nurettin K. isimli şahısla yapmış olduğumuz bir sohbette Nurettin bana, kendisinin son zamanlarda yani biz tutuklanmadan (2014-2015) son bir yıl içinde kendisinin imal ettiği bir tır dolusu patlayıcı maddeyi birine sattığını ve satmış olduğu bu patlayıcı maddenin hangi yolla ve nasıl olduğunu bilmediği bir şekilde PKK silahlı terör örgütünün eline geçtiğini söyledi ve bununla ilgili dava açıldığını ve kendisinin suçsuz olduğu kanaatine varıldığını bana anlattı.
-2009-2013 yılları arasındaki mütevelli heyet üyeleri
-Eyüp DOGAN isimli şahsın il imamı olduğu dönemde 2009 ile 2012 yıllan arasında Mütevelli heyetinde bulunanlar; benimle birlikte Sadettin Ç., Sadullah I., Ahmet C., Yalçın G., Suat S.,
Nurettin K., Kubilay K., Bayram E., Nuri E., Haşim H., Ömer Fatin N.,, Yakup Ö. ve ara sırada il dışından bu gruba dahil olan Malatyalı iş adımı Nüvit K. isimli şahıslardı. 2013 yılında Mütevelli heyetinde bulunanlar; benimle birlikte Sadettin Ç., Suat S., Nurettin K., Kubilay K., Bayram E., Haşim O., Ömer Fatin N., Yakup Ö., isimli şahıslardan oluşuyordu. Bu dönemde mütevelli heyeti içerisinde bulunmayan Sadullah I.K, Yalçın G. isimli şahıslar Ticaret ve Sanayi Odası seçiminde Hasan Hüseyin Erkoç’u destekledikleri için il imam Eyüp D. ile ters düştüler ve yapının sohbetlerine ve mütevelli heyetine katılmadılar ancak Sadullah ve Yalçın G. isimli şahısların yapıyla sorunu olduğu için değil sadece Eyüp D. ile aralarındaki sorundan dolayı ayrıldılar.
-TSO Seçimleri.. “Adaylıktan çekildim, ‘Örgütün şefkat tokadını yersin” diye tehdit edildim”
-2012 yılında MAKİAD isimli derneğin başkanı Kubilay K. isimli şahıstı, yaptığımız toplantı sırasında il imamı Eyüp D. isimli şahıs biz mütevelli heyetine Kubilay K.’nın görev süresi doldu, yerine beni kastederek ‘Sen MAKİAD’a başkan olacaksın, senin karşında herhangi bir rakip olmayacak, tek başına aday olacaksın.’ dedi. Bende neden ‘Kubilay K. olmuyor’ dediğimde, Eyüp D., isimli şahıs, Kubilay K. ile birlikte mütevelli heyetinin bulunduğu bir ortamda ‘Bana Kubilay K.’nın özel bir nedeni var. Ondan dolayı aday olmuyor Muzaffer Abi, sen aday olacaksın.’ dedi. Bende bu ısrar üzerine MAKİAD’a başkan oldum. Benim başkanı olduğum MAİKAD isimli derneğin yönetiminde yer alacakları bizzat il imamı Eyüp D. belirlemiştir. 2012 yılında başkanı olduğum MAKİAD isimli derneğin yönetim kurulunda yer alanlar hatırladığım kadarıyla Saadettin Ç., Salim I., İrfan B., Haşim O., ve Abdulvahap S. isimli şahıslar vardı. Ben bu görevi 5-6 ay kadar yürüttüm.
2012 yılının Eylül ayında il imamı Eyüp D. biz mütevelli heyeti ile yapmış olduğu bir sohbette Kubilay K.’ya hitaben 'Sen Hasan Hüseyin Erkoç isimli şahsın karşısına TSO seçimleri için aday ol' dedi ve mütevelli heyetide Kubilay K.’nın olmasını istedi. Fakat Kubilay ' ben müsait değilim’ dedi. Bunun üzerine Eyüp D. bana dönerek ‘O zaman Muzaffer abi sen aday ol’ dedi. İlk ben kabul etmedim. Ancak Eyüp D. bana ‘Muzaffer abi sen MAKİAD’da başkanlık görevinden istifa et. Biz seni cemaat olarak Hasan Hüseyin Erkoç isimli şahsın karşısına rakip olarak aday göstereceğiz. Mütevellide olan ve olmayan bütün esnaflar ile birlikte seni destekleyerek TSO seçimlerinde başkan yapacağız’ dedi. Bu sohbetin hepsine o dönemin mütevelli heyetinde bulunan herkes şahittir. Eyüp D. mütevelli heyetine ve elinin altında görev yapan diğer sohbet hocalarına talimat verdi ve ‘TSO seçiminde herkes Muzaffer E.’yi destekleyecek talimatını’ verdi. Nitekim herkes benim bu seçimleri kazanmam için çalıştı. Eyüp D. isimli şahıs beni Malatya TSO seçimlerine aday göstermesindeki asıl amaç cemaatin TSO’yu ele geçirmek istemesidir. Eğer örgüt Malatya da Hasan Hüseyin Erkoç’u destekleseydi ben aday gösterilmeyecektim ve Sadullah ile Yalçın G. destekleyecekti ve Eyüp D. ile bozuşmayacaktı. Nitekim örgüt Hasan Hüseyin Erkoç’un TSO başkanı olmasını istemiyordu.
TSO seçimlerine iki ay kadar bir saha çalışması yukarıda belirttiğim gibi herkes tarafından yapıldı ancak Türkiye genelinde seçimler iptal oldu ve başka bir tarihe ertelendi. Bende daha sonra yapılacak seçimde aday olmayacağımı il imamı Eyüp D.’nin olduğu sohbette mütevelli heyetine söyledim. İl İmamı Eyüp D.da bana ' Sen seçimde aday olacaksın, bu bizim şerefimizdir , senin bizim şerefimize zarar vermeye hakkın yoktur, bunu yapmak zorundasın' dedi. Bende olmayacağım, ‘Bildiğini ardına koyma' diyerek sohbet ortamından çıktım, telefonumu da iki üç gün kapattım. Eyüp D. tarafından Haşim O. eşi ile birlikte gece saat 00.00 gibi · benim evime gönderildi. Haşim O. bana kendilerini Eyüp D.’nin gönderdiğini söyleyerek, ‘Eyüp D.’nin aday olmamı istediğini, olmadığım takdirde şefkat tokadı yiyeceğimi söylediğini ve şefkat tokadının örgüt içinde anlamının, devletin çeşitli kurumlarında örgüte müzahir her birimde şahıs vardır, bunlar üzerinden şahsıma ve işletmeme örgüte müzahir kamu görevlileri tarafından zarar verileceği anlamı taşımaktadır.’ Bende Haşim O. ile il imamı Eyüp D.’ye haber göndererek 'Ne yapabiliyorlarsa yapsınlar' diye haber gönderdim. Daha sonrasında araya hatırını kıramayacağım birkaç tane esnaf arkadaşlarımı ve dostlarımı koyunca adaylığımı devam ettirmeye karar verdim. Tekrar aday oldum Eyüp D. tekrar herkese talimat vererek ‘Muzaffer E. TSO seçimlerinde başkan seçilecek, cemaatimizin adayı Muzaffer E.’dir herkes elinden ne geliyorsa onu yapacak’ diye talimat verdi. Seçimlere girdik ancak ben TSO başkanlık seçimini kaybettim.”
-“Cemaat dershaneler için TBMM’ye ve AK Parti’ye heyetler gönderdi”
-Dershanelerin kapatılması sürecinde İl İmamı Eyüp D. bize 'Siz mütevelli heyeti olarak meclise gidin, bütün Malatya milletvekillerini tek tek ziyaret edin, onlara dershanelerin kapatılmaması gerekmediğini, hükümetin almış olduğu bu yanlış karardan dönülmesini talep edin' dedi ve hatırladığım kadarıyla mütevelli heyeti içinde olan Haşim O., Suat S.ve isimlerini hatırlamadığım yine mütevelli heyetinde bulunan 2-3 kişi ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisine gittik. Biz mecliste dershanelerin kapatılmaması için Eyüp D.nin isteklerini biz istiyormuş gibi, o zamanki milletvekili olan Cemal Akın ve Öznur Çalık' a anlattık. Kendileri de bize hitaben, ‘Hükümetin kesin almış olduğu bir karar henüz yoktur, bunu hükümetimiz değerlendirir, ne uygunsa o yönde karar alınır’ dedi.
Yine mütevelli heyetinden hatırladığım Haşim O. ve Suat S. ile birlikte dönemin Malatya AK Parti İl Başkanı olan şu anki bakanımız Sayın Bülent Tüfekçi’nin yanına gittik, o da bize milletvekillerinin söylediği sözleri söyleyerek, ‘Halen kanunlaşmış bir durum söz konusu değildir, devlet o dershanelerde okuyan öğrencileri de illaki gelecekleri hususunda düşünür, sizler rahat olun' dedi. Hükümetin dershaneleri kapatması kararı alması üzerine imlimamı Eyüp D.’nin talimatı üzerine mütevelli heyetinden birkaç kişi dönemin İl Başkanı olan Sayın Bülent Tüfenkci’nin yanına gittiler. İl başkanının kendilerine 'hükümetimiz kanuna uygun bir karar almıştır, bunun kanunsuzlukla hiçbir alakası yoktur' dediğini il başkanının yanına giden mütevelli heyetindeki arkadaşlar mütevelli heyeti ile birlikte sohbet düzenleyen il imamı Eyüp D.’ye söylediler.
-“Bank Asya için bizi sinema salonuna götürdüler, para istediler”
-17/25 Aralık sürecinden sonra 2014 yılının ilk aylarında örgüt lideri Fetullah Gülen’in ‘Bankasya’ya destek çıkın’ talimatları üzerine, o dönem haberlerde herkes bu bankaya götürüp para yatırıyordu. Örgüt liderinin para yatırın talimatını verdiği tarihte il imamı olan Eyüp D.isimli şahıs biz mütevelli heyetini topladı, bize ‘İstanbul’da örgüt tarafından Bankasya’ya yapılan yaptırımlara karşılık alacağımız tedbirler hususunda bir toplantımız var bu toplantıya benimle birlikte sizde katılacaksınız’ dedi.. Burada il imamı Eyüp D. bize ‘Malatya olarak bizim on trilyon Bankasya’ya para yatırmamız gerekiyor, söylenenleri duydunuz, yükümüz büyük’ dedi, bizde kendisine mütevelli heyeti olarak kendi tanıdığımız esnaflara rica etmek şartıyla para toplayıp bankaya yatıracağımızı söyledik ancak Eyüp D.’ye on trilyon yatıramayacağımızı fakat yatıramadığımız meblağ taahhüt edipte yatırmazsak ayıp etmiş oluruz, dedik ve Eyüp D. ile pazarlık sonucu Malatya esnafı ve mütevelli heyeti olarak 4 trilyon yatırabileceğimizi Eyüp D.'a taahhüt ettik. Eyüp D. de bu taahhüdümüzü orada hangi ilin ne kadar yatıracağını not alan bir şahsa bildirdi, bu şahısta bunları bir kağıda not alıyordu. Ben herhangi bir talimat üzerine bank asya da bulunan hesabıma ekstra para eklemedim. Benim Bankasya da bireysel hesabım vardır ancak çağrı üzerine bu bankadaki hesabıma para eklemem söz konusu değildir. Yine benim Banka Asya ya destek çıkılması talimatı aksine işletmemde çalışan 600 işçinin maaşlarını 17/25 Aralık sürecini gördükten sonra yani 2014 yılının başlarında bank asya dan alarak iş bankası ile sözleşme yaptım ve işçilerimin maaşı iş bankasından ödenmeye başlandı.
-“Seçimlerde cemaate oy baskısı yapıldı”
-Eyüp D.’nin il imamı olduğu dönemde yani 2014 yılının Mart ayında yapılacak olan belediye başkanlığı seçimlerine ilişkin biz mütevelli heyetine telkinlerde bulundu. Bize hitaben ‘Oyunu Erdoğan’ın partisine vermeyeceksiniz, bu cemaatimizin lideri Fetullah Gülen tarafından verilen bir talimattı. Herkes her ilde AKP’nin karşısındaki parti hangisi ise o partiye oy verecek, Malatya’da da CHP’yi destekleyeceksiniz. Bu desteği siz ve çevreniz sağlayacaksınız’ dedi. Bizde bu talimat üzerine çevremize CHP ye oy vermeleri için telkinde bulunduk. Yine Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oylarımızı Ekmelettin İhsanoğlu’na vereceğimiz talimatı bize verildi. Bu talimat yine il imamlarına örgüt liderinden geldiğini il imamı bize söyledi.
-“İl İmamı her yıl ABD’ye gider, talimatları alır gelirdi”
- Ben bu örgüt içerisinde bulunduğum süre zarfında bütün il imamları kesinlikle her yıl en az iki üç defa örgüt lideri Fetullah Gülen’i Amerika’nın Pensilvanya eyaletine ziyarete giderlerdi. İl imamlarının bu ziyaretler dönüşünde örgüt lideri Fetullah Gülen ile yapmış oldukları görüşme neticesinde almış oldukları notları getirip bize okurlardı. Ancak bunların hiçbiri nottan ibaret değildir, örgüt liderinin ülkede ya da ilimizde yapılması için vermiş olduğu talimatlardı.
-“Milletvekili il imamı Gülen ile özel odada görüşme yaptılar”
- (2009 veya 2010 yılında Amerika’nın Şikago eyaletinde Türk Tanıtım Günleri gezisi)… Burada bu etkinlik bitince ben, Eyüp D. ve Sadettin Ç. ile buradan ayrıldık. Sadettin Ç. çocukları Amerika’ nın ismini hatırlamadığım bir eyaletinde eğitim gördüğü için çocuklarının yanına gitti. Ben Eyüp D. ve o dönem Malatya Milletvekili olan Mehmet Ş. ile birlikte Amerika’nın Pensilvanya eyaletine gittik ve burada örgüt lideri Fetullah Gülen’i ziyaret ettik. Bu ziyaretimiz 1 gün sürdü. Burada milletvekili Mehmet Ş.isimli şahıs ve il imamı Eyüp D., Fetullah Gülen ile ayrı bir odada özel görüştüler. Ancak oda da ne konuştuklarını biliniyorum. Çünkü beni bu odaya almadılar. Mehmet Ş. isimli şahsın Pensilvaya’da örgüt liderinin yanında kaç gün kaldığını hatırlamıyorum.
-Üniversite kurmak için Pensilvanya’ya talimat almaya gittik..
Malatya da İl İmamlığı yapan Tarık Kod isimli Hasan Ş. isimli şahıs biz mütevelli heyetine sohbetin birinde ‘Malatya ya Özel bir Vakıf Üniversitesini kurma planımız ve bu planı uygulamadan önce Pensilvanya’ya gidip Örgüt liderinden olur almamız gerekiyor’ dedi. Bizde buraya üniversite kurulacağının iyi olacağını söyledik. Bunun üzerine Hasan Hoca ‘Mütevelli heyetine gelin beraber hocanın yanına gidelim, üniversite için ol urunu alalım hem de kendisini ziyaret etmiş oluruz’ dedi. Bunun üzerine o dönem Mütevelli heyetinde bulunan; benimle birlikte Cemal S.,, Mehmet T., Suat S. ve Saadettin Ç. isimli şahıslarla birlikte Pensilvanya’ya İstanbul Atatürk Havalimanından çıktık. Burada 2-3 gün kadar konakladık. Fetullah Gülen burada bize her gün ikinde vakti yaptığı sohbete katıldık.
Burada örgüt lideri tarafından bize herhangi bir örgütsel talimat almadık. Hasan Ş. Hoca isimli şahıs örgüt lideri ile kendisi bizzat özel olarak üniversite yapılacağını görüşmüş, bunu da buradan anlıyorum ki bu görüşme akabinde örgüt lideri bize hitaben; Malatya’dan gelenler ile ayaküstü konuştu ve bize ‘Siz Malatya da vakıf üniversitesi kurmak istiyormuşsunuz, sizi tebrik ederim, ama sizin bu üniversitenin kurulmasına destek vermeniz ve maddi yardımlarda bulunmanız gerektiğini unutmayın, her zaman il imamının yanında olun, yalnız bırakmayın şeklinde bize telkinlerde bulundu. Hatta Hasan Ş. İsimli il imanıma örgüt lideri, ‘üniversiteyi açın ancak akademisyen bulmak konusunda sıkıntı yaşamayın ve bulacağınız akademisyenlere dikkat edin, bize yakın olan akademisyenler ile kadronuzu kurun’ talimatını bizzat Hasan Ş.’ye verdi. Bunun akabinde biz buradan ayrıldık.
-“17/25 Aralık sonrası üniversite kurulmasından vazgeçildi”
- Biz Amerika’dan 17 /25 Aralık süreci yaşanmadan önce döndükten sonra bu üniversitenin yapılması için fikirler devam ediyordu ve Malatya-Kayseri yolu üzerinde bulunan Beylerderesi mevkiinde hatırladığım kadarıyla 350 dönüm hazine arazisi örgüt tarafından bedelsiz olarak 49 yıllığına kiralandı. Ancak bu kiralama iş ve işlemleri de Sağlık-Der veya Sağ-Der isimli dernek üzerinden yapıldığını biliyorum. Burada Sağlık Der veya Sağ-Der’in bir fonksiyonu yoktur. Örgüt Sağlık-Der veya Sağ-Der isimli derneğin ismini kullanarak örgüte müzahir bir vakıf üniversitesinin yapılması için onay almıştı. 17/25 Aralık sürecinde yaşanan olaylardan dolayı yani Eyüp D. döneminde örgüt vakıf üniversitesini kurmaktan vazgeçti.
-“Hem propaganda yaptılar, hem de 2 bin dolarımızı aldılar”
-(2014 yılı içinde Amerika gezisi) – İl İmamı Yücel Y., hatırladığım ‘Kubilay K., Haşim O. ve Yakup Ö. ile birlikte Pensilvanya’ya gideceğiz sende bizimle gel’ dedi. Bende gelemeyeceğimi söyledim ancak epey bir ısrar edince bu teklifi kabul ettim. Yakup Ö. İstanbul da bizi karşılattı ve birlikte Amerika ya gittik. Bu geziye gittiğimiz zaman İl İmamı Yücel Y. isimli şahıs yanında 20 bin veya 30 bin Dolar kadar bir parayı getirdi. Bu para Yücel Y. isimli şahıs örgüt liderinin Pensilvanya’daki yardımcısına elden teslim etti. Gezi sonunda rehber bizden 6 bin dolar para istediler.Bizde bu parayı veremeyeceğimizi söyleyerek itiraz ettik. 2 bin dolar üzerinde anlaştık ve verdik. Tabir caizse burada bize hem örgütün propagandası yapıldı hem de örgüt yine bizden 2 bin dolar almış oldu.
- “Bana ‘TUSKON’da motive olduk ve ayakta alkışladık’ dedi”
- MAKİAD isimli dernek bir üst kurul olarak TUSKON a bağlıdır. Söz konusu TUSKON FETÖ terör örgütü bünyesinde kurulmuş FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile iltisaklı olan derneklerin ve federasyonların bağlı olduğu bir konfederasyondur. Suat S. MAKİAD derneğinin başkalık görevini sürdürdüğü dönemde yani 2014 yılı içerisinde İstanbul da düzenlenen TUSKON’un Genel Kurul Toplantısına kimlerin katıldığını şuan için tam olarak hatırlamıyorum. Ancak yönetim kurulunun katıldığını düşünüyorum. Ancak Suat S. ve Kerem G.’nin katıldığını kesin olarak hatırlıyorum. Çünkü Kerem G., TUSKON toplantısına katıldıktan sonra benim işyerime geldi, bana, ‘Abi biz TUSKON un toplantısına gittik, çok muazzam bir ortam vardı, iyi ki gitmişiz, TUSKON başkanı çok güzel bir konuşma yaptı, hepimiz bu konuşmadan motive olduk, öyle motive olduk ki hepimiz ayakta alkışladık' dedi.
-Örgütteki belediye başkan yardımcısı
Ahmet C. isimli şahıs Malatya Belediyesinde inşaat. mühendisi olarak görev yapmaktaydı. Bu şahıs esnaf olmamasına rağmen mütevelli heyeti içerisinde taki bizim sohbetlerimiz bitene kadar görev alır, bu şahıs örgütün yapacağı inşaat işlerinin projesini ve diğer işlemlerini kendisi takip ederdi. Bu şahsın Malatya Belediyesinde yetkili olması örgüt içerisinden biri olması sebebiyle mütevelli heyeti içerisinde tutuluyordu. Şimdi hatırladım ki bu şahıs Malatya Belediyesinde bir dönem İmardan sorumlu Belediye Başkan Yardımcılığını yaptı.... Ahmet C. isimli şahıs örgütün Malatya yapacağı inşaatları, yapılara ilişkin bütün ruhsatlandırma, iş ve işlemleri kolaylaştırma gibi faaliyetleri resmiyette kılıfına uydurarak bize yardımcı oluyordu.
-“Fendoğlu’nun arazisini aldılar, geri vermediler”
-Suat S. ve Kubilay K. isimli şahısların Mukaddes Fendoğlu (Merhum Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu’nun eşi) isimli şahıs ile araları vardı. Bu şahıslar bunlara ait olan ve Bulgurlu köyü mevkiinde bulunan arazilerini üniversite yapacağız ve üniversiteye de Hamit Fendoğlu ismini vereceğiz bahanesiyle bu bayan şahıstan toplamda 150-200 dönüm arasında bir araziyi aldılar. Bu araziye örgüt üniversite yapmayı planlıyordu. Bu araziye üniversiteyi yapmadılar. Bayan şahıs üniversite yapılmadığı için bütün arazisini sonradan talep etti ancak Eyüp D. bu araziyi vermedi. Biz bu araziye okul yapacağız, yurt açacağız deyip kesip attı. Bu bayan şahsın örgütten geri araziyi istemesinin asıl amacı da Örgüt tarafından bu arazinin satılacağını ve paranın örgüte aktarılacağını duyduğu için geri arazileri istemiştir. Bunu bizzat mütevelli heyetine karşı Eyüp D. söyledi.
-“Rahime Batu’nun işhanını satıp, parayı aralarında kullanmışlar”
-Bildiğim kadarıyla 1990 lı yıllarda Suat S., Cemal S., Mustafa G., Nedim K. İzzettin G. ve Nurettin K. isimli şahıslar kimsesi ve varisi olmayan Doktor Rahime Batu isimli şahsı İstanbul'da bulup ve bu şahsın bütün mal varlığını Battalgazi Eğitim Vakfına bağışlaması için ikna etmişler. Bu şahıs da bütün mal varlığını Malatya Battalgazi Eğitim Vakfına bağışlamıştır. Bu vakıf örgüt tarafından bizzat kurulmuştur. Bildiğim kadarıyla bu vakfın ela kurucuları da; Cemal S. ve Nedim K. isimli şahısların olduğundan eminim. Ama evrak üzerinde kurucularının kim olduklarını bilmiyorum. Rahime Batu tarafından bağışlanan mal varlıklarının satıldığı ya da bu bayan şahıstan bizzat nakit para alınmak suretiyle Malatya da Özel Rahime Batu Koleji örgüt tarafından açılmıştır. Örgütün buraya bu ismi vermesindeki sebepte bu bayanın gönlünü kazanmaktır. Bu şahsın İstanbul da birkaç tane iş hanının olduğunu ve bu iş hanlarından gelen kira gelirlerinin de Battalgazi Eğitim Vakfı tarafından Malatya da kullanıldığını biliyorum. Bildiğim kadarıyla örgütün Malatya ilk mali kaynağı Rahime Batu nun mal varlıkları olmuştur. Çünkü benim tanıdığını bu örgüt kendi parasıyla kesinlikle mal sahibi olmaz. Bu Vakfa vakfedilen Rahime BATU nun mal varlığının dönem dönem satıldığını duydum ancak bu paraların nereye ne amaçla kullanıldığını bilmiyorum kuvvetle muhtemel örgüt tarafından kullanılmıştır. Bu malvarlıklarının kullanılması ya da satılması Suat S., Nurettin K., Mustafa G. ve dönemlerin il imamların bilgisi dahilinde olmuştu.
- 2010 yılından sonra Haşim O. ile yapmış olduğumuz bir sohbet esnasında sadece ikimiz vardık. Haşim O., bana ‘Eyüp D., Suat S. ve Kubilay K., Rahime Batu’ya ait olan bir iş hanını 13,5 trilyona sattıklarını’ bana söyledi. Bunu duyması üzerine yapmış oldukları ilk mütevelli heyetinin sohbetinde de bunu dile getirdiğini, bu iş hanın satışından elde edilen paranın ne amaçla nereye kullanıldığını sorduğunu ve Eyüp D.’nin de kendisine, ‘Bu konu seni ilgilendirmez, biz gereken kararı aramızda istişare ederek verdik.’ demiş. Ancak istişareye kimin katıldığını Haşim O. bana söylemedi. Eyüp D.de, Haşim O.’ya ‘Biz tabuda gösterilen satış meblağını vakfın hesabına geçirdik, kalan diğer yüklü miktarı ise yani asıl anlaştığımız paranın kalan kısmını da Suat S. ve Kubilay K.’ya satın alanlar tarafından elden teslim edilmiştir.’ demiş. Hatta Haşim O. bana ‘Bu satılan işhanı parasından 4 trilyonu Kubilay K. almış daha sonrasında il imamı Eyüp D. ile birlikte Kubilay K.’nın kullandıklarını’ söyledi. ‘Bu iş hanının satılmasıyla elde edilen asıl bedelin 4 trilyon ve resmi bedel dışında kalan kısmını da Suat S. ve Eyüp D. birlikte kullanmışlar’ diye Haşim O. bana söyledi. Ben bu olayı öğrendikten sonra bu konuyu Suat S.’ye ‘Siz bu vakfın parasını hangi hakla kullandınız, utanmadınız mı biz mütevelli olarak burada eşek başımıyız, bize neden danışmadınız’ diye çıkıştığımda Suat S, bana ‘Eyüp D. bize ne dediyse ben ve Kubilay Eyüp D.’nin söylemleri doğrultusunda hareket ettik.’ dedi. Bende kendisine bu konudan dolayı ‘Size hakkımı helal etmiyorum’ dedim.
Burhan KARADUMAN, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com