- Kamu kuruluşunda yönetici iken FETÖ'den gözaltına alınan şüphelinin ifadesinde, örgütün Malatya yapılanması ile ilgili önemli bilgiler verdiği öğrenildi..
Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Fetullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) terör örgütüne yönelik soruşturma kapsamında Malatya’da resmi bir kurumda yönetici olarak çalışırken TEM Şubesince gözaltına alınan ve hakkında işlem yapılan, "çift cemaatli" bir şüphelinin ifadesinde ilginç detay, bilgi ve iddialar yeraldı.
-Çift cemaatli!
FETÖ şüphelisi, kendisinin 18 yıl süreyle Malatya’da farklı cephede çok muhafazakar olarak tanınan bir dernekte çalışma yürüttüğünü, bu dernekteki faaliyetleri kapsamında açık sohbet toplantılarını organize ettiğini belirterek, Malatya’da bir kuruma yönetici yardımcısı olarak atandıktan sonra FETÖ’nun faaliyetlerine katıldığını aktardı. Şüpheli, resmi kuruma yönetici ardımcısı olarak atanabilmek için FETÖ’nün o dönem Malatya’daki ‘Öğretmenlerden Sorumlu İl İmamı U.A.’nın referans olduğunu kaydetti.
Kendisinin gerek inanç, gerekse de ideolojik olarak ters düştüğü FETÖ’yle Ocak 2014’den itibaren ilişkisini kestiğini belirten şüpheli, kendisinin bir başka gruba yakın derneğin de üyesi olduğunu belirterek, “FETÖ içinde çok da istenilen bir eleman değildim. Deneyimlerimden istifade etmek istiyorlardı. Kendileri için uygun kriterleri taşıyan bir elemandım. Bana zamanında referans olmalarını da buna bağlıyorum.” ifadelerini kaydetti.
-“Alışveriş için FETÖ’cu işyerlerinin isim listesi verildi”
Kuruma atanmasının ardından kurumun o dönemde müdürü olan ve halen FETÖ/PDY silahlı terör örgütü soruşturması kapsamında tutuklu bulunan il müdürününn kurumun alışveriş yapacağı işyerlerinin yeraldığı bir liste verdiğini iddia eden şüpheli, “Kurumun alışverişinin yapılması için bana isim ve işyerleri adları yer yer ilgili müdürüm olan .. tarafından veriliyordu. Bunlar içerisinde halen cezaevinde tutuklu olduğunu bildiğim S.. adlı işyerinin sahibi S..’ye ait işyerleri de vardı.”dedi.
-“AK Parti’ye oy vermeyin talimatı verildi”
FETÖ şüphelisi, ifadesinde, dershanelerin kapatılması sürecinde FETÖ’nün Malatya’daki ‘Valilik Mütevelli Heyeti İmamı” ya da “Müdürlerden Sorumlu İl İmamı” olarak bilinen, Malatya Büyükşehir Belediyesi’nde çalışırken tutuklanan M.T.’nin FETÖ’ye ait bir öğrenci yurdunda müdürlerle yaptığı toplantıda, “Türkiye İranlaşıyor. Algı operasyonlarını Hakan Fidan çıkardı, bu konuda yüksek lisans yapmış. Dershaneler bizim can damarımız. Bizim hizmetlerimizin önünü kesmek istiyorlar. Zaten AK Parti’nin oy oranı yüzde 30’un üzerine çıkamayacak. Bunlara bir ders vermek lazım ki, bunlarda bizi anlasınlar. AK Parti’yi zayıflatmak çökertmek adına hangi il ve ilçede hangi parti kuvvetliyse ona oy verin. Özellikle ısrarla AK Parti’ye oy verilmeyecek, dedi" iddiasında bulundu.
- “17 Aralık 3 yıl sonra yapılacaktı, ani gelişmeler oldu”
Çalıştığı kurumun müdürü ..’nin, dershanelerin kapatılması ve 17-25 Aralık sürecinde kendisi ile paylaşmış olduğu sözleri de ifadesinde yansıtan şüpheli, ifadesinde; “Müdürüm .., bana ‘İkinci ağızdan sana aktarıyorum. Sağlam bir bilgi. Tayyip Erdoğan vatana ihanetten yargılanacak. 17 Aralık esasen 3 yıl sonra yapılacaktı. Ancak ani gelişmelerden dolayı öne çekildi’ şeklinde söylemlerde bulundu.” dedi.
-“ Kurbanlar kesilmiş olsaydı dünyadaki fakirler etten nefret eder duruma gelirdi”
FETÖ şüphelisi, ifadesinde şunları ileri sürdü:
“İdareci olarak çalıştığım bu süreçte sohbet hocalığını dönemin Müftüsü H.Y.G.’nin yaptığı toplantılara katıldım. Bu süreçte bol bol bağış,kurban ve himmet adı altında para toplanıyordu. İstemeyerekte olsa veriyordum. Herkesin gelir durumuna göre yıllık himmet miktarı belirleniyordu. Bu paralar bazen taksitle veya peşinen alınıyordu. Bu miktar limiti belirlenirken, alt limit eşi çalışanlar için 1.5 maaş miktarı, eşi çalışmıyor ise 1 maaş miktarı olmak üzere belirleniyordu. Milli Eğitim Müdürlüğü İmamı U.A.’ydı. Malatya ilinde tüm bölge müdürleri, il müdürleri, şube müdürlerinden sorumlu müdürlerin imamı ise Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan M.T. adlı şahıstı. Toplanan paraların yüzde 95’inin yurt dışındaki okullara ve oradaki hizmetlerde kullanıldığı söyleniyordu. Yapılan bağışlar karşılığında ve toplanan paralar karşılığında her hangi bir makbuz verilmediği gibi hiç kimse de talep etmeye gerek duymazdı. Kurban ve adakların ise kanaatimce çoğunluğunun kesilmediği nakit olarak harcandığını düşünüyorum. Eğer toplanan paralarla kurban kesilmiş olsaydı dünyadaki fakirler etten nefret eder duruma gelirdi.”
-Feda etmek istemedikleri müdürleri aniden geri çekmişler
Şüpheli, ifadesinde şu iddialarını da dile getirdi:
“Müdürlerin İmamı M.T., 17-25 Aralık sürecinden önce bir gün yanıma geldi. Bana ‘Ola ki sen görevden alınırsan, sana bir sıkıntı olur mu?’ demişti. 17-25 Aralık sürecinde şimdi anlıyorum ki bugünlerin hesaplarını yapmışlar, vazgeçilebilecek insanların listesini yapmışlar. Bende bu listenin içerisinde yer almışım. 17-25 Aralık sürecinden önce yapmış oldukları toplantılara devamlı gelen bazı müdürler ansızın ayrıldılar. Bunlarla ilgili toplantılarda da bize, ‘Bunlar bizi bıraktı, biz yolumuza onlar olmadan devam edeceğiz. Bunlardan dava adamı olmaz.’ gibi söylemlerde bulunarak bizde algı oluşturdular. Ancak ben bu yapının nasıl çalıştığını bildiğim için bunların bir oyun olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Mevcut yapı bünyesindeki kişileri sınıflandırarak kimini teşhir eder, kimini de feda eder, korumak istediklerini de sözde ‘bizi terk etti’ diyerek ifşa eder, yeri geldiğinde istifade eder bir yapı olup, bu şahısların uyuyan hücre biçiminde olduğunu biliyorum.”
-“Müdürler il imamının ofisinde ağırlanırdı”
Şüpheli ifadesinde; “Çevreyolu'nda bulunan MATİM iş merkezinin üst katı İl İmamının ofisi olarak kullanılıyordu. Zaten üst kademede olan insanları da burada yapılan toplantılara çağırırlardı. Bende zaten müdür olduktan sonra buradaki toplantılara katıldığım zamanlar oldu. Benim katıldığım dönemlerdeki kamu kurum ve kuruluşlardan il müdürüm, il müdür yardımcılarım, şube müdürleri, bölge müdürleri, okul müdürleri, Milli Eğitim Müdür Yardımcılarının çoğunluğu katılıyordu” diyerek, kendisinin katıldığı toplantılarda gördüğü kişilerin isimlerini de tek tek anlattı. Şüpheli, toplantılara katılan kurum müdürlerinin FETÖ’nun “Mütevelli Heyeti”nde yer aldıklarını da ileri sürdü. Şüpheli, bazı müdürler için, “FETÖ’nun çekirdekten yetişme elemanıdır”, bazı müdürler için “FETÖ için devşirilmiş, yani sonradan kazanılmış elemandır”, bazı kamu görevlileri içinde, “Çevresindekilerin bir kısmı FETÖ’cü olduğunu dahi bilmez”, “Koruma altına alınan gizli bir elemandır” şeklinde sınıflandırmalar yapıldığını da iddia etti.
-“Sol görüşlüleri ise sol iktidar için hazırlıyorlardı”
FETÖ şüphelisi ifadesinde, FETÖ yapılanması içerisinde çok sayıda “sol görüşlü” veya “sosyalist” olarak nitelendirilebilecek kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanları da gördüğünü ve bu kişilerin olası bir sol iktidarı döneminde yönetici olmaları için hazırlandığını ileri sürdü.
Şüpheli, “Devlet kurumlarına , yani Diyanet camilerine imam alınacağı bilgisine ulaşmaları sonrasında hemen bu konuda kurs açıp, alt hücrelere yönlendirmeler yapılıyordu. Yine Adliye'ye zabit katibi alınacağı zaman bu konuda kurs açılıp alt hücrelere yönlendirmeler yapılıyordu. Yine cezaevlerine gardiyan alınacak bilgisine ulaşıldığında bu konuda kimlerle temas edileceği, ne yapılacağı konusunda çalışmalar yapıyorlardı. Bu konular toplantılarda geçiyordu. Bir kuruma bilirkişi alınacak yine aynı çalışmalar yapılıyordu.”dedi.
-“Annesinin ya da babasının cenazesine gönderilmeyenler vardı”
Şüpheli ifadelerini şöyle sürdürdü:
"Yapılan bu toplantılar FETÖ için o kadar önemliydi ki, bir seferinde bizden yani müdürlerden sorumlu imam M.T., toplantı esnasında, toplantıya katılmama konusunda mazeret gösterilemeyeceğini, bir üyenin toplantıya katılmaması için göstereceği mazeretin ancak bir evden 2 cenazenin aynı anda çıkacak olması durumunda gösterebileceği, bunun da Fetullah Gülen’in emri olduğunu söylemişti. Hatta bu konuda o kadar katılardı ki, ben annesinin ya da babasının cenazesine bu sebeple gönderilmeyen kişilerin olduğunu biliyorum. Tedbir konusu en mühim ve en çok dikkat çeken hususlardandır. Haftalık toplantıya katılacak kişilerin ve toplanan himmet paralarını gösteren liste için ‘Okul temizlik parasını ödeyen öğrenci listesi.’ şeklinde hazırlandığı veya haftalık toplantıya katılacakların listesi hazırlanırken ‘okula devam/devamsızlık yapan öğrencilerin listesi’ şeklinde hazırlandığını örnek verebilirim.
Yine tedbir konusuyla alakalı olarak şunu belirtmek istiyorum. Mütevelli heyeti ve daha üst düzeydeki örgüt mensupları, grup sorumluları, imamlar, para işleriyle uğraşan FETÖ mensuplarının evleri örgüt içerisinde faaliyet gösteren ve alanında uzman olan kişilerce düzenli olarak dokümanların yok edilmesi, geride dijital veri bırakılmaması, böcek yani dinleme cihazı taraması yönünden denetlendiğini, her hangi olumsuzluk tespit edilmesi halinde de para cezası verildiğini biliyorum.”
-"Mısır'dan imam getirdiler"
Örgütün 17-25 Aralık'tan önce Mısır'daki darbeyi meşru göstermeye çalıştığını iddia eden şüpheli, şunları kaydetti:
"Mısır'daki darbeden sonra ramazan ayında FETÖ'nün kendine ait özel okulları, yurtları ve benzer yerlerde teravih namazı kılınması için Türkiye'nin tüm illerine Mısır'dan imamlar getirilmiştir. Bu imamlar ilmi konuda tam donanımlı, mükemmel kıraat bilgisi olan, 35 yaş civarında, yakışıklı, bakımlı ve karizmatik yapısı olan kişilerdi. Çay içilen bir ortamda bu imamlarla ilgili konuşmalar geçti. Ben bu imamların Sisi'den mi, yoksa Mursi'den mi yana olduğunu sorduğumda, 'Sisi'den yana' olduğu söylendi. 17 Aralık ve darbe girişimlerinden sonra bu imamların FETÖ'cüler tarafından Türkiye'nin tüm illerini kapsayacak şekilde gönderilmesinin ana sebebinin FETÖ içerisinde bulunan, sempati duyan, gönül veren kişiler üzerinde, 'Darbeyi ve darbe yönetimini, Sisi'nin iyi birisi olduğu konusunda şirin göstermek ve darbeyi gerçekleştirecek kişilerin de iyi olabileceği' şeklinde algı oluşturulması ve bilinç altına yerleştirilmesi için yapılan çalışmalar kapsamında olduğunu anladım."
-“Aşikar olan bu ihanet karşısında susan dilsiz şeytandır”
Pişmanlık duyduğu öğrenilen şüpheli, ifadesinin son bölümünde; “İnsan olmam hasebiyle hatalarımız olmuş olabilir, ancak açık ve aşikar olan bu ihanet karşısında susan dilsiz şeytandır, düşüncesiyle FETÖ’nün yapmış olduğu bu aşağılık hareketi kabullenmem mümkün değildir. Özellikle FETÖ terör örgütünün baş aktörünün adını bile ağzıma almak istemiyorum, 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında Cumhurbaşkanımız, Başkomutanımız, reisimizin darbeye engel olabilmek amacıyla televizyon kanalıyla halkımızı cadde ve sokaklara davet etmesi ben ve ailem için bir emir niteliğindeydi. Ben ve ailem bu emir üzerine darbeye karşı çıkmak için sokağa çıktık.” dedi.
Burhan KARADUMAN, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com