SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Fitofarmasi Uzmanları Yetiştireceğiz"

0
Güncellendi - 2017-11-03 16:46:09
A- A+ PAYLAŞ

İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi bünyesinde özel olarak kurulan bahçede, yüzden fazla tıbbi aromatik bitki çeşidi yetiştiriliyor. Bahçede yetiştirilen bitkiler bir taraftan öğrencilerinin eğitimleri için kullanılırken, diğer taraftan ise tedavilerde destekleyici ilaç olarak kullanılıyor. Yakın bir zamanda ise fakültenin kendi ilaçlarını üretmeye başlaması planlanıyor.

İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi bahçesinde kekik çeşitleri, civan pençesi, pelinotu, kantaron otu, kudret narı gibi 100'ü aşkın aromatik bitki yetiştirilerek, öğrencilerin eğitimlerinde kullanılıyor. Tekstil sektörü ve baharat yapımında da ilgi gören bu bitkiler, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi'nde kalp, dermatoloji, yara, yanık gibi hastalıkların tedavisinde destekleyici olarak kullanılıyor. Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yılmaz Çiğremiş, İHA’ya yaptığı açıklamada, yetiştirdikleri bitkilerin geleneksel ve tamamlayıcı tedavi yöntemlerinde kullanıldığını, 100’ün üzerindeki bitkiyle birçok hastalığın tedavisinin mümkün olabileceğini ifade etti.

“Bu uygulamadan dolayı çok gururluyuz”

Bahçenin 20 dönümlük bir arazi üzerinde kurulduğunu belirten Çiğremiş, "Burası 100’den fazla tıbbı bitki türünü yetiştirdiğimiz bir alan. Fakülte olarak bu uygulamadan dolayı çok gururluyuz. Burada daha çok bitkilerle tedavi alanıyla ilgili kullanabileceğimiz bitki türlerini yetiştirmeye yoğunlaşıyoruz. Örneğin burada yetiştirdiğimiz bir kudret narının yatak yaralarında tedavi amaçlı kullanılması mümkündür. Burası eczacılık fakültelerimiz arasında da bir ilk" dedi.

“Fitofarmasi uzmanları yetiştireceğiz”

Yetiştirdikleri bitkiler sayesinde Turgut Özal Tıp Merkezi bünyesinde açılan Geleneksel Tıp Tedavileri Bölümüne de önemli katkı sunacaklarını kaydeden Çiğremiş, fitofarmasi uzmanları da yetiştirerek, fakültenin kendi tıbbi ilaçlarını kendinin üretmeye başlayacağını kaydetti. Çiğremiş, "Fakültemizin böyle bir bahçeye sahip olması bizler için bir avantaj. Mezun olan öğrencilerimizin eğitimlerinde yeni bir sayfa açıldı. Biz buna eczacılıkta uzmanlık adını veriyoruz. Bunun iki tane dalı var, birisi klinik eczacılık, birisi de fitofarmasi. Devletimizin yönelmesinin nedeni şu, birçok kişi böyle bitkisel ilaçlar yapıp sattığını veya merdiven altı üretimler yapıp sattığını söyleyerek insanlarımızın hayatıyla oynayabilmektedir. Dolayısıyla devletimiz şimdi buna el attı ve bu konunun yani bu tip bitkilerle tedavilerin veya ilaçların hazırlanmasının, satılmasının uzman kişilerce yapılması gerekliliğini söyledi. Onun için de fitofarmasi uzmanlarını yetiştireceğiz. Hem öğrencilerimiz için hem de uzmanlarımız için uzmanlık eğitimi alacak asistanlarımız için bu bahçe ve bu ortam bulunmaz bir nimettir. Öğrencilerimiz buraya geldikleri zaman bu bitkileri görerek, tanıyarak bize daha çok fayda sağlayabilecekler" ifadelerini kullandı.

"100’den de fazla otsu bitki örneğimiz var"

İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Eczacılık Meslek Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Turan Arabacı ise bitki çeşitleriyle ilgili konuşarak, faydaları ve yarar sağladığı alanları anlattı. Arabacı, "Bu bitkilerin tohumdan itibaren üretimini yapıyoruz. Buradaki otsu bitkilerin tamamını tohumdan ürettik. Burada bitkilerin dağılımı daha çok tıbbi kullanım alanlarına göre yapılmıştır. İmünüss sistem hastalıklarında kullanılanlar, yara yanıklar, termatolojik olarak konular gibi sınıflandırmalar burada yapılmış ve mevcuttur. 100’den de fazla otsu bitki örneğimiz var” dedi.

iha

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız