Malatya’nın Orduzu mahallesinde (köyü) bulunan, yapılan “çok başarılı” bilimsel kazı ve araştırmaların neticesinde 2021 yılında UNESCO Dünya Miras Listesine alınan Arslantepe höyüğündeki kazıların öyküsünü Prof. Dr. Marcella Frangipane kaleme aldı. Frangipane’nin Bir Kazının Öyküsü Arslantepe başlıklı yazısı Atlas dergisince çıkartılan Arkeo Atlas’ta yayınlandı. (Bu derlemenin en altındaki görsel, derginin kapağı)
İtalyan arkeolojisinin disiplinler arası iş birliği içerisinde gelişiminde öncü rol üstlenen bilim insanları arasında gösterilen, 60’ların efsanevi kazı başkanı Salvatore Maria Puglisi’nin öğrencisi olarak yetişen Frangipane, Arslantepe’ye ilk olarak 1976 yılında gelmişti. Avrupa, Mısır ve 80’lerde Meksika Teotihucan Vadisindeki Cunalan köyünde kazılara katılan Frangipane, yine o yıllarda Arslantepe kazılarını yöneten hocası ve arkadaşı Alba Palmieri’nin ısrarıyla kariyerinin geri kalanında Arslantepe’ye odaklamıştı.
Palmieri’nin 1990’da genç yaşta kanserden vefatı nedeniyle kazı başkanlığını devralan Frangipane, 2020 yılına kadar görevini başarıyla yürütüp Arslantepe höyüğünde Yakın Doğu ve Türkiye’nin eski çağ tarihini kökten değiştirecek sonuçlara ulaşmıştı.
Yazının Önceliği Arslantepe “Emekçileri”
Yazı Arslantepe’nin bilimsel özellikleri hakkında bilgi verdikten sonra 1961’de başlayan İtalyan kazı çalışmalarını yöneten Roma La Sapienza Üniversitesi öğretim görevlileri Piero Meriggi, Salvatore Puglisi, Alba Palmieri’nin başkanlığındaki kazıları anlatıyor.
Ancak Frangipane yazısında önceliği Orduzu halkına ve kazı işçilerine vererek, buranın ortaya çıkarılması ve korunmasındaki hassasiyetlerini övgü dolu sözcüklerle anlatıyor.
“Arslantepe’nin yüksek tarihi değeri ve öneminin farkına varan; kendi köklerinin Arslantepe tarihine dayandığını öğrenen işçiler, alanın korunması için yürekten katkı veriyor” diyen Frangipane, 1976 yılında bulunan ve halen dünyada bulunabilen en eski kılıçlar ile mızrak uçlarına atıfta bulunarak, “ünlü Arslantepe silahlarını keşfettiğimizde birilerinin gece kazı yerinde kalması gerekiyordu. Orduzulu işçiler hevesle gönüllü oldular. Bu değerli buluntuları korumak gerekiyordu” diyerek yazısını sürdürüyor.
Alanın korunmasında Orduzu halkının bilinçli hareketini örneklerle aktaran Frangipane, hepsi köyden olan kazı heyetini de işin içine katarak, “Orduzu’nun geniş ailesi” ifadesini kullanıyor.
“Bir arkadaştan öte kardeş” diye hitap ettiği eski kazı bekçisi merhum Muharrem Perçin’i de anan Marcella Hoca, yeni kazı evi bekçisi genç Ali Sancak’tan bahsederken “Ali bu atmosferi mükemmel bir şekilde hissetti ve mirası kavradı” diyor.
Kazıda çalışıp hayatını kaybeden Ramazan, Mehmet (lakabı Mamus), Resul ustaları rahmetle anan Frangipane, bu isimlerin kazılarda ustalaşmasını ve bu becerilerini çocuklarına veya arkadan gelen diğer işçilere aktarıp kazıların başarılı biçimde nasıl yürütülmesini sağladıklarını vurguluyor.
Yazıda Arslantepe kazıları süresince çekilmiş farklı dönemlere ait fotoğraflar kullanıldı.
Prestijli Akademik Üyelikler
Birkaç yıl önce yaş haddinden emekli olup kazı heyeti başkanlığını aynı üniversitenin öğretim üyesi Prof. Dr. Francesca Balossi Restelli’ye devretmesine karşın, kısa süreli de olsa kazı sezonu, Arslantepe’ye gelerek bilimsel çalışmalara katılan ve ekibe destek veren Frangipane, başarılı çalışmaları sayesinde dünyanın saygın bilim kuruluşlarına üyeliğe kabul edilmişti, birçok ödül almıştı.
Amerikan Bilimler Akademisi, Alman Arkeoloji Enstitüsü, İngiliz Akademisi ile Galileo Galilei, Albert Einstein, Max Planck, Werner Heisenberg, Enrico Fermi gibi “devlerin” üye olduğu İtalyan Vaşaklar Akademisi (Accademia dei Lincei) üyeliğine de alınmıştı.
Yakın tarihte Türkiye’den jeolog Prof. Dr. Celal Şengör de bu akademinin üyeliğine kabul edilmişti.
DERLEME: Bülent Korkmaz
Fotoğraflar:
1) 2018 yılında yaşamını kaybeden Heidelberg Heidelberg Üniversitesi'nde Tarih Öncesi ve Yakın Doğu Arkeolojisi Profesörü ve İstanbul'daki Alman Arkeoloji Enstitüsü eski direktörü Prof. Dr. Harald Hauptmann ile eşi Salwa’ya Arslantepe duvar resimlerini anlatıyor. (Kapak fotosu)
2) Kazı işçilerine buldukları bir kil mührü (cretulae) anlatıyor.
3) Frangipane, Kazıda bulunan çanak çömlek parçalarıyla ilgili öğrencilere bilgi veriyor.
4) Arslantepe kazılarının 50. yıldönümü anısına Roma Sapienza Üniversitesinde düzenlenen sempozyumda Hauptmann (solda) ve Türkiye arkeolojisinin önemli isimlerinden Prof. Dr. Mehmet Özdoğan’la (sağda) birlikte.