Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından düzenlenen 4. Malatya Anadolu Kitap Fuarı’nın açılışı Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan tarafından yapıldı.
Belediye binasının arkasında açılan Kitap Fuarı için düzenlenen törene Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Vali Süleyman Kamçı, Çanakkale Valisi Ahmet Çınar, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık, Milletvekilleri Mustafa Şahin ve Cemal Akın, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, Baro Başkanı Enver Han, İl Jandarma Alay Komutanı Kurmay Albay Hasan Aksoy, Emniyet Müdürü Dr. Ömer Urhal, AKP İl Başkanı Hakan Kahtalı, kamu kurumu yöneticileri ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldılar.
“YANİ ‘CİNS KAFALAR’ DENİLİR YA, ….”
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, burada yaptığı konuşmada, “Doğrusu biz her gün birçok açılışa katılıyoruz, birçok etkinliğe katılıyoruz, ama beni en mutlu edenler kitap ile ilgili olanlar oluyor. Malatya’ya yakışan böyle bir etkinlikti, böyle bir etkinlikte buluşmamızdı. Biliyorsunuz; Türkiye’de bazı konularda öne çıkan şehirler var, siyasi merkezlerden bahsedince Ankara’yı, ekonomik merkez deyince İstanbul’u, düşünce merkezi denince andığımız birkaç şehirden biridir Malatya. Malatya’da kitapevleri hep bir ekol olmuştur, hep bir okul olmuştur. Bizim geleneğimizde bir dergiler ekol ve okuldur, bir de kitapevleri böyledir. O kitap evlerinde sadece ticaret yapılmaz, bir kültürel etkileşim merkezleridir kitapevleri ve Malatya’da baktığımız da gerçekten her alanda faaliyet gösteren çok değerli düşünce adamları olmuştur. Yani ‘cins kafalar’ denilir ya, tabi bunu olumlu anlamda söylüyorum, gerçekten çok orijinal fikirlere sahip, toplumu etkileyebilen, insanları peşinden sürükleyebilen çok değerli insanlar olmuştur. Türkiye aslında çok uzun zaman batının taşrası olarak görüldü. Kültür, sanat ve bilim alanında Türkiye’ye batının taşrası muamelesi yaptılar. Türkiye’nin gelişmişlik düzeyi yayınladıkları kitap sayıları ile makalelerle, yazar sayılarıyla ölçülüyordu. Edebiyatçı, romancı sayılarıyla ölçülüyordu. Böyle baktığımızda Türkiye bu muameleyi hak etmiyordu ama son dönemde, AK Parti iktidarı döneminde, gerçekten Türkiye taşra olmaktan çıktı. Kültür ve sanat alanında bir merkez haline geldi. Bizim kütüphanelerimizde 20 milyon kitap vardı. Şu anda 31 milyon kitap var. Bu açıdan baktığımızda, Türkiye her açıdan Avrupa'nın taşrası değil, merkezi oldu. Ama maalesef onlar son dönemde taşra durumuna düşüyorlar. Özellikle siyasi açıdan. Ortadoğu'da hadise olur, Suriye'de yüz binlerce insan katledilir, onlar sesini çıkaramaz. Mısır'da darbe olur, darbeye darbe diyemezler. Gözlerinin önünde 700 tane insan denizde boğulur, yardım elini uzatamazlar. Yani siyaseten taşra durumuna düşmüş bir Avrupa Birliği'nden bugün söz edebiliriz. Türkiye her açıdan gerçekten çok büyük dönüşümler geçirdik” şeklinde konuştu.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan şöyle devam etti; “Rabbimizin bize ilk emri 'oku' oldu. Bu sadece ilahi kelamı okumak açısından değil. Oku, Neyi okuyacağız? İnsanı okuyacağız. Neyi okuyacağız? Toplumu okuyacağız. İnsan kendini bilmezse Rabbini bilmezmiş. İnsanı ve toplumu okumak, çok büyük önem taşıyor. Aslında siyasette milleti okuma sanatıdır. Siz milleti ne kadar okuyabiliyorsunuz, toplumu ne kadar okuyabiliyorsunuz? Yani milleti okuyup anlamaya mı çalışıyorsunuz, onun çizdiği rotada mı yürüyorsunuz, yoksa siyaset mühendisliği,, toplum mühendisliği mi yapıyorsunuz? Siz mi ona yön vermeye çalışıyorsunuz, o mu size yön veriyor? Böyle baktığınızda siyasetin ümmiyesi olan, cahili olan çok anlayış olduğunu da biliyoruz.”
“KARDEŞLİĞİMİZ İÇİN ÇANAKKALE’DEKİ RUHU İYİ ANLAMAMIZ GEREKİYOR”
Çanakkale ruhu üzerinde iki şeyin anlaşılması gerektiğini belirten Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, “Bu etkinliğin ana fikri Çanakkale ruhu üzerine kurulmuş. Çanakkale ruhu deyince iki şeyi anlamamız lazım; biri Çanakkale savaşı sırasında, o mücadelede, milli mücadelede ortaya konan ruhtur. Türkiye toplumunun her bir ferdi, Alevi olsun, Sünni olsun, Türk olsun, Kürt olsun Arap olsun hangi etnik köken ve mezhepten, toplum katmanından olursa olsun herkes fevç fevç Çanakkale’ye koştu ve orada şehitlerimiz, işte bütün bu vatanın evlatları yan yana yatıyorlar. Bu ruh, sadece Çanakkale’ye Türkiye’den gelen insanlar değil, Yemen'den gelen, Balkanlar'dan gelen, dünyanın dört bir yanından gelen insanlar orada bir ruh ortaya koydular. Bu ruhu bugün de anlamamız gerekiyor. Bugün bu birlik ve bütünlüğümüz için, kardeşliğimiz için o ruhu doğru anlamamız gerekiyor. İkinci mesajı da Çanakkale'nin, geçenlerde gördünüz 24 Nisan'da Cumhurbaşkanımızın başkanlığında 73 ülkeden insanlar geldi, temsilciler, devlet başkanları, başbakanlar ve bir etkinlik yapıldı. Oradan bütün dünyaya bir mesaj verildi. O da şudur; geleceği kin ve nefret üzerine kuramayız. Geleceği dostluk ve kardeşlik üzerine kurmalıyız. Geçmişte savaşmış olabiliriz, birbirimize kurşun sıkmış olabiliriz, düşman olabiliriz ama bugün dostuz, kardeşiz ve geleceği dostluk üzerine inşa etmek zorundayız. Geçmişe takılıp kalmayacağız. Birileri kin ve nefreti körükledi, bir takım kararlar aldılar meclislerinde, güya sözüm ona dostumuz dediğimiz ülkeler, kin ve nefreti tahrik eden kararlar alırken, biz buradan bütün dünyaya 'gelin dostluk köprüleri kuralım' mesajını verdik. Bu yüzden bu kitap fuarının temasının Çanakkale olması daha büyük anlam ve önem taşıyor” ifadelerini kaydetti.
“DÜNYA PARMAĞIMIN UCUNDA, GETİRİYOR, GÖTÜRÜYOR”
Akdoğan sözlerini şöyle tamamladı; “Ben Malatya Belediyemize çok teşekkür ediyorum. Bu Malatya’ya yakışırdı. İnşallah bu etkinlik zaman içerisinde uluslararası bir etkinliğe dönüşür ve on binlerce, yüz binlerce insanı ağırlar. Buradan bütün Türkiye’ye dalga dalga kitap okuma sevdası, sevgisi yayılır ve insanlar sadece okumazlar, anlamaya çalışırlar, onunla amel ederler. Bakın bugün yazılı kültürü geçtik, tamamen görsel kültür ve dijital kültür var. Ne diyor çocuklar, ellerinde telefonlar ve tabletler, ‘dünya parmağımın uçunda’ diyor. Tek parmak hareket ediyor. ‘Dünya parmağımın’ ucunda, getiriyor, götürüyor, bu yalan dünya. Yani gençliği anlamak, işte ilmi, irfanı, hikmeti anlamak, bu ancak kitap ile olabilir. Bu yüzden değer vermemiz gerekiyor, kıymet vermemiz gerekiyor. Daha çok okumamız gerekiyor, daha çok anlamamız gerekiyor ve onu hayata geçirmemiz gerekiyor.”
“GELECEK NESİLLER ADINA HEPİMİZE UMUT VERMEKTEDİR”
Malatya Valisi Süleyman Kamçı, “Teknolojinin hız kesmeyen gelişimi ve modern zamanın gerekleri her ne kadar kitabın karşısına farklı alternatifler çıkarıyor olsa da, bütün medeniyetlerin tarlası olan kitabın yerini almaya hiçbir şey muktedir değildir. Çünkü medeniyetler varlıklarını idame ettirebilmek için ilim ve irfana, ilim ve irfan da muhafaza edilmek ve müstakbel nesillere aktarılmak için kitaba muhtaçtırlar. İnsanoğlu okumadan ve kendisini, ne de medeniyetini geliştiremez. Hele ilk emri ‘Oku’ olan, ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu’ diyerek, ilmin ve cehaletin farkını ortaya koyan bir dinin mensuplarının kitaptan uzak durması asla düşünülemez. İnancının gereği, gittiği her yerde ilim, irfan ve ahlak bina eden şanlı bir neslin torunlarının, dünyanın bütün milletlerinden daha fazla kitap okuması gerektiği şüphe götürmez. Son yıllarda sevinç ve heyecanla müşahade ettiğimiz bir şey varsa, o da ülkemizin her köşesinde bir birinden güzel organizasyonlarla kitap fuarları tertip ediliyor olmasıdır. Çocuklarımızın, gençlerimizin ve elbette her meslek grubundan anne ve babaların bir birinden kıymetli kalemlerle bir araya gelmesi, gelecek nesiller adına hepimize umut vermektedir” diye konuştu.
“ÇANAKKALE’DEN MALATYA’YA SELAM GETİRDİM”
Çanakkale Valisi Ahmet Çınar ise şöyle konuştu; “Bundan 100 yıl önce Çanakkale’de kara, hava ve deniz savaşlarının en yoğun yaşandığı, har stratejilerinin tamamının uygulandığı, harp tarihine müstesna bir savaş olarak geçen, metrekareye en çok canın, en çok şehidin verildiği ve yine metrekareye en çok kurşunun, top güllesinin düştüğü, bazı tarihçiler metrekareye 6 bin merminin düştüğünü ifade ediyorlar, insanlık tarihinin en büyük savaşlarından birisi yaşandı. Yine ecdadımız Çanakkale’de insanlık tarihinin en büyük destarlından birisini yazdılar. Bütün milletimizin, Osmanlının kalbi, yüreği olan, hatta bütün İslam aleminin yüreği oylan İstanbul’u, milletimizin, İslam aleminin yüreğinden çıkartıp almak isteyen, bugünde bu alışkanlıklarını gördüğümüz o dönemin egemen güçleri, dünyanın en büyük donanması ile Çanakkale’ye saldırdılar. Çünkü İstanbul’u almak için Çanakkale’yi geçmek gerekiyordu. En zor döneminde 9 ayrı cephede savaş veren, ecdadımız tek yürek oldular, Çanakkale’ye canlarından çok sevdikleri evlatlarını gönderdiler ve bu evlatları, her şeyden kıymetli olan canlarını milletimiz için, dinimiz için, İslam için feda ettiler. Dolayısıyla Türkiye’nin her köyünden, her ailesinden bir kişi Çanakkale’de şehit yatıyor yada gazi olmuş durumda. Milletimizin yüreğinin bir parçası Çanakkale’de. Çanakkale hepimizin şehri olduğunu ifade etmek istiyorum. Çanakkale’den Malatya’ya selam getirdim. Kitap fuarında Çanakkale’nin konuk şehir olması ve bizi de davet etmenizden dolayı Sayın Valimize, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”
“DEĞERLİ BÜYÜKLERİMİZE LAYIK EVLATLAR OLMAK İÇİN ÇOK ÇALIŞIYORUZ”
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık ise, “Hem bölgemizin, hem de ülkemizin önemli fuarlarından biri olmaya namzet. Şu anda uluslar arası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. İlk günde kitap fuarı, tüm Türkiye’nin kitap fuarı olmalı diye yola çıkmıştık. İnşallah bundan sonra Kitap fuarlarında çok daha geniş katılımlı, uluslar arası yazarlarında katıldığı bir fuar olacak burası. Şuanda 23’u Malatyalı, 265 yazarımızın, akademisyenimizin katıldığı kitap fuarı her geçen gün büyüyerek Malatya’ya ve dünyaya buradan seslenmeye devam ediyor. Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılını bugün bir kez daha Kitap Fuarıyla anıyoruz. O günden bugünlere Malatya tarihi derinliğini çok yürekli hisseden bir memleket. Bir çok değerli insan yetiştirmiş bu toprakların bağrında; Niyazi Mısri’leri, Fetih Gemuhluoğlu’ları, Sait Hocaları bu topraklar yetiştirmiş. İşte biz bu topraklarda yetişen değerli büyüklerimize layık evlatlar olmak için çok çalışıyoruz ve daha çok çalışmalıyız. Çok okuyoruz, daha çok okumak zorundayız. Okuma oranımızın daha çok yükselmesi için, evlatlarımıza daha fazla kitap okuyabilmelerini sağlamak için daha çok çalışmak zorundayız. En büyük eksikliğimiz okuma oranımızdaki yetersizliğimiz. Hem ilimizde, hem ülkemizde ki bu oranı arttırmamız bizim için gerek ve şart” ifadelerini kaydetti.
“RESMİ TARİH CEVAT PAŞA’YI ANLATMIYOR”
AKP Malatya Milletvekili Cemal Akın, “Çanakkale Zaferinin 100. Yılı anısına böyle bir organizasyon tertip edilmiş ve isabet olmuş. Çanakkale’de bütün ümmetin hakkı var. Osmanlı coğrafyasındaki her şehrin, her ülkenin Çanakkale Zaferinde hakkı var. Ancak Malatya’nın hakkı bir başka; Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşunun temellerinin atıldığı Çanakkale Muharebelerinin komutanı Cevat Paşa Malatyalı. Bundan dolayı bizim ayrı bir bahtiyarlığımız var. İnşallah Allah nasip eder Cevat paşa’nın adına Malatya’da üniversiteler kurarız. Cevat Paşa, yine Akif’in ifadesi ile ‘Eski dünya, yeni dünya bütün akvam-ı beşeri eğer Çanakkale’de durdurmamış olsaydık, sonu düşünmek bile istemiyorum. İnşallah bundan sonraki resmi tarih Cevat Paşa’nın hakkını verir diye düşünüyorum. Cevat Paşayı yeni yetişen nesiller de inşallah öğrenir. Biz Malatyalılar olarak, ki ben her seferinde Cevat Paşa’dan bahsediyorum toplantılarda, Malatyalılar olarak da Cevat Paşa’yı tanıyor değiliz. Çanakkale Zaferi’nin Cevat Paşa’nın gayreti ile tecrübesi ile kazanıldığını belki Türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının yüzde 99’u bilmiyordur. Tarihçi Yılmaz Öztuna diyorki, ‘Çanakkale harbinin kazanılmasının iki sebebi vardır; birisi Sultan Abdulhamit Han’ın o zamana göre en modern silahları topları tabyalara tahkim etmesidir, ikincisi de Osmanlı Ordusu’nun en zeki, en kabiliyetli ve meslekte kemale ermiş generalinin orada başkomutan olmasıdır.’ İnşallah resmi tarih bunu bundan sonra böyle anlatır” ifadelerini kaydetti.
“MALATYA O GÜZELLİĞİ SÜRDÜRÜYOR”
Akın şunları söyledi: “İhsan Süreyya hocamın değdi gibi; Malatya başka bir il. İstanbul’daki yayıncı arkadaşlarımızla konuşurken ‘İstanbul Malatya’yı 6 ve 10 sene sonra ancak takip ediyor’ diye ifade ediyor idiler. Kendileri isim vermediler, ‘Terzileri dahi alimdi’ dediler. Hamd olsun, biz o bahsedilen terzilerin rahle-i tetrisatın da yetiştik. Sait Çekmegil hocamı, Sait Ertürk hocamı, Sait Özköse hocamı burada rahmetle anıyorum. Benim kuşağımın yetişmesinde çok büyük emekleri vardır. Eğer Malatya böyle Selçuklulardan, Osmanlılardan beri bu güzelliğini muhafaza ediyorsa; bahsetmiş olduğumuz o değerli insanların emekleri neticesindedir. Malatya bugün seçkin insanların yaşadığı yer. Selçuklular döneminde de öyleydi. Selçuklular Malatya’dan bahsederken, ‘Dar-ul Rifa’ diyorlardı, ‘seçkin insanların yaşadı yer’ diyorlardı. Osmanlılar döneminde de devletine, milletine hizmet eden çok büyük devlet adamları yetişmiştir. Cumhuriyet döneninde de çok büyük devlet adamları yetişmiştir. İnşallah geleceğin kurucusu gençleri de Malatya yetiştirecektir, ben o umut içerisindeyim.”
“HEDEF TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK KİTAP FUARI OLMAK”
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, “Malatya Büyükşehir belediyesi olarak yıl içinde 7-8 fuar gerçekleştiriyoruz. Buradaki amacımız kendi alanında sektör anlamında olsun Malatya’mız da güçlü hale getirebilmek, ekonomik canlılığı yaratabilmek, ticari hareketliliği sağlayabilmektir. Kitap Fuarı’nın bu yıl 4.’üncüsünü gerçekleştiriyoruz. İlk yıldan itibaren bütün dikkatleri üzerine çeken bir fuarı gerçekleştirmiş olduk. Bu etkinlikte başta sayın valimiz olmak üzere emeği geçen bütün kurumlara teşekkür ediyorum. Kitap Fuarımızın dikkat çekici olduğunu gerçekten rakamlarla ortaya koyduğumuz zaman Türkiye’de sayılı birkaç fuardan biri olduğunu hemen anlayabiliriz. Dolayısıyla geçtiğimiz yılda 300 bini aşan bir ziyaretçi sayısı vardı. Özelilikle önceki yılar 250 bin 280 bin kişiyi aşan bir kitle fuarımızı ziyaret etti. Bu sene 250 civarında yazarımız geliyor. Yine bir çoğun Türkiye’nin her tarafından geldiği gibi yurtdışından gelen yazarlarımızda var., konuklarımızda var. Fuara 350 civarında yayınevinin katıldığını görmek fuarımızın ne kadar kapsamlı olduğunun bir göstergesi. Burada amacımız kitap sevgisini öğrencilerimize özellikle geçen yıl 300 bin ziyaretçinin içerisinde 40 bin öğrencimiz vardı. Bu sene 60 bin öğrencimizin fuara katılmasını bekliyoruz. Toplam katılımında 350 bini geçeceğini düşünüyoruz. Sadece Malatya’dan değil, bölgemizdeki bütün illerden ciddi katılım var. üniversitelerimizden var. Başta İnönü Üniversitemiz olmak üzere bölgemizdeki üniversite öğrencilerimizden de katkı var. Dolayısıyla amacına ulaştığımız kanaatindeyim. İnşallah bundan sonraki fuarlarımızı uluslar arası düzeyde daha da büyüterek, daha da geliştirerek Türkiye’nin en büyük kitap fuarını gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.
“MALATYA’YA GELİRKEN KORKUYORDUK”
Malatya 4. Anadolu Kitap Fuarı’nın onur konuğu İhsan Süreyya Sırma, “Çok sevgili hemşerilerim, demin takdir ederlerken, beni Malatyalı olarak takdim ettiler, doğru söylüyorlar. Nereye gidersem bana ‘Malatyalı’ diyorlar. ‘Hayır, ben Siirtliyim’ diyorum, ‘Hayır, hayır, sen Malatyalısın’. Ben kabul ettim, sizde kabul ettiniz ve benim için gerçekten büyük onur oldu. Başka bir yerde alsam önemli değil, ama Malatya’da böyle bir şey almak benim için çok sevinç verici.80’li yıllarda biz konferanslara giderken bazı yerlere korkarak giderdik, onların başında Malatya gelirdi. Çünkü Malatya çok kitap okur, çok kitap okuyan, çok soru soran, çok bilir, onun için hazırlanarak gelirdim. Malatya gerçekten Türkiye’nin yüz akıdır. Birçok şehirden, nüfus olarak azdır ama okuyan kitle olarak hakikaten Türkiye’nin medarı iftiharıdır. Terzileri bile alimdir burada. Allah rahmet eylesin. Berberleri alimdir traş olmaya korkarsınız orada. Siz tarih profesörüsünüz ama önemli değil. Her Malatyalı bir profesördür. Onun için hakikaten seve seve geliyorum Malatya’ya. Malatya’nın sadece kayısı değil, münevveri de önemlidir. Bir hatıramı da anlatayım; 1998 yılında Güney Afrika’ya gitmiştim., bir mağazada gezerken kayısı gördüm. Kayısının üzerinde Malatya yazıyor. Bu nedir dedim? ‘Malatya’ dedi. ‘Hayır’ dedim. ‘Malatya’da geliyor belki, ama adı nedir?’ ‘hayır’ dedi; ‘Adı Malatya’. Malatya, Güney Afrika’da kayısının adıdır. Malatya’mız bu kadar meşhur. Şimdi Siirtliler duysa, ‘Kendi hemşerilerim için bu kadar konuşmuyorsun’, e kardeşim sizde okuyun sizin içinde söyleyeyim. Ben Sayın Valimize, sayın büyükşehir belediye başkanımıza bana bu onuru verdiğiniz için çok çok teşekkür ederim. İnşallah kitabımın bir yerine yazacağım sizi” şeklinde konuştu.
KÜRTÇE KİTAP ALDI
Başbakan Yardımcısı Akdoğan ve protokol üyeleri fuarın çalışın birlikte yaptılar. Başbakan Yardımcısı Akdoğan, yazar Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma’nın imzalı kitabın alırken, stantları gezisi esnasında ‘Mem u Zin” adlı kitabı 50 TL vererek satın aldı. Kitapevi yöneticilerinin almama ısrarını ve partililerin para vermesini kabul etmeyerek, cebinden çıkardığı 50 TL yayınevinin tezgahının üzerine bıraktı.