SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Girdaba Kapılan Dünyanın En Büyük Buz Dağının Akıbeti Merak Ediliyor

Girdaba Kapılan Dünyanın En Büyük Buz Dağının Akıbeti Merak Ediliyor
A- A+ PAYLAŞ

Uzmanlar, Antarktika'da girdaba kapılarak dönmeye başlayan dünyanın en büyük buz dağı A23a'nın erimesinin hızlanıp hızlanmayacağı konusunda farklı görüşler belirtiyor.

Dünyanın en büyük buz dağı olarak bilinen A23a, Ağustos 1986'da Antarktika'daki Filchner-Ronne Buz Sahanlığı'ndan koptu. Bu kopuşun ardından yaklaşık 34 yıl boyunca sabit kalan buz dağı 2020 yılında okyanus akıntılarıyla birlikte harekete geçerek Weddell Denizi'nin batı kısmına doğru ilerlemeye başladı. Ancak yolculuk sırasında bir girdaba kapılan buz dağı, bu yılın başından bu yana girdabın etrafında dönüyor. Bazı uzmanlar bu durumun, buz dağının sıcak sulara doğru gidişini engelleyeceğini ve erimesini yavaşlatacağını düşünürken bazıları da dönme hareketinin erimeyi hızlandıracağını ifade ediyor.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan İngiliz Antarktika Araştırmaları Enstitüsü (BAS) Kutup Okyanus Grubu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Kate Hendry ve Fizik, Oşinografi ve Açık Deniz Departmanı Başkanı Dr. Alexander Brearley, A23a buz dağının Filchner-Ronne Buz Sahanlığı'ndan kopmasının iklim krizinden bağımsız olarak doğal bir süreç içinde gerçekleştiğini söyledi.

A23a’nın 2024 yılı başlarına kadar soğuk sularda kalması dolayısıyla bu süreçte alanının çok küçük bir kısmını yitirerek 3 bin 850 kilometre kareden 3 bin 672 kilometre kareye düştüğünü aktaran bilim insanları, buz dağının Güney Orkney Adaları’nın kuzeyinde dönmeye başlaması hakkında şunları kaydetti:

"A23a şu anda, Güney Orkney Adaları'nın kuzeyinde, saat yönünün tersine günde yaklaşık 15 derece dönüyor. Bu dönme hareketinin sebebi, buz dağının, 'Taylor sütunu' olarak bilinen ve okyanus akıntılarının bazen denizaltı dağlarının üzerinden akması sonucu ortaya çıkan küçük ölçekli bir sirkülasyonda hapsolmuş olması. A23a şu anda Pirie Bank olarak adlandırılan, 100 kilometre genişliğinde ve 1000 metre derinlikteki bir dağın üzerinde bulunuyor."

Buz dağının hapsolduğu sirkülasyon sebebiyle erime hızında yaşanan değişimi değerlendiren araştırmacılar, "Dönme sürecinin tek başına buz dağının erimesine engel olabileceğini düşünmüyoruz ama bu hareket buz dağının kuzeydoğudaki daha sıcak sulara ilerlemesinin önüne geçiyor. Buz dağı, sirkülasyondan kurtuluncaya kadar erime nispeten daha yavaş olacaktır." değerlendirmesini yaptı.

"Deniz tabanındaki yaşama zarar verebilir"

Buz dağının ne kadar süre daha orada kalacağını bilemeseler de benzer özelliklere sahip başka bir buz dağının 4 sene boyunca aynı sirkülasyonda hapsolduğunu hatırlatan bilim insanları, "Buz dağı deniz taşımacılığı için açık bir şekilde tehlikeli ama uydu görüntüleri tarafından iyi bir şekilde incelendiği için şanslıyız. Bu durum, balıkçı, araştırma ve yolcu gemilerinin buz dağından kaçınmak için güvenli rotalar çizebilecekleri anlamına geliyor." diye konuştu.

Araştırmacılar, devasa buz dağlarının deniz tabanını karıştırarak bölgedeki canlılar için daha fazla besin ve karbon yayabileceğini, ancak aynı zamanda deniz tabanındaki yaşama zarar verebileceğini belirtti.

A23a buz dağının şu an için okyanus tabanında bir erozyona yol açmamasına karşın devasa buzulların Antarktik bölgelerdeki deniz tabanına çarpma endişesinin her zaman var olduğunun altını çizen araştırmacılar, bu durumun foklar, penguenler ve balinalar gibi büyük hayvanların beslenme ve göç süreçlerini olumsuz etkileyebileceğini vurguladı.

"Dönmesi, daha hızlı erimeye yardımcı olur"

Kaliforniya Üniversitesi Yer Sistemi Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eric Rignot ise buz dağının girdapta dönme sürecinde daha hızlı eriyeceği yorumunu yaptı.

Dönme hareketinin buz dağının erime hızına olan etkisine dikkati çeken Rignot, "Dönme ve hızlı hareket, okyanusta daha fazla bir ısı değişimi yaratması sonucu daha hızlı erimeye yardımcı olur. Bu sebeple buz dağının daha hızlı ayrışmaya başlaması muhtemeldir ve daha küçük parçalara ayrılacaktır." görüşünü paylaştı.

Buz dağındaki erimenin iklim değişikliğiyle ilgisi olmadığına değinen Rignot, "Erimesinin ilk sebebi daha sıcak ve tuzlu bir çevrede olması. Denizde sürüklenen tüm buz dağlarının kaderi nihayetinde erimek." dedi.

A23a’nın dönme hareketinin, okyanusun sirkülasyon şeması sebebiyle yaşandığını bildiren Rignot, buz dağının devasa ve büyük bir eylemsizlik momentine sahip olduğunu, bu nedenle yıllarca bu şekilde dönmeye devam edebileceğini dile getirdi.

Buz dağının parçalanmasının risklerinden bahseden Rignot, "Buz dağı parçalandığında başka buz dağlarına ayrılırsa bunun yansımaları önemsiz olacaktır. Eğer buz parçalarına ayrılırsa, bu bir nevi sayısız buz parçasının etrafa yayıldığı patlamaya benzer şekilde olacak. Bu yaşandığında civardaki bir teknedeyseniz, etrafa uçuşacak parçalar ölümcül olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

"Uzunca bir süre pozisyonunu koruyacak"

4. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi Koordinatörü olan ve aynı zamanda Türkiye’nin kutup bölgelerinde çalışmalarının ulusal ve uluslararası düzeyde tanınmasını sağlayan, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Başkanı Prof. Dr. Burcu Özsoy ise A23a buz dağının girdaba kapılmasının, buz dağının bir süre daha girdabın gücü ve yönü doğrultusunda hareket edeceği anlamı taşıdığını söyledi.

A23a’nın, akıntının bir engel ile karşılaşması sonucu 2 farklı akıntıya bölünmesi ile oluşmuş bir girdaba takıldığı bilgisini paylaşan Özsoy, "Bu düzen içerisinde de A23a’nın deniz yüzeyinin altındaki derinliği göz önüne alındığında, uzunca bir süre daha mevcut pozisyonunu erimeden ya da daha sıcak bölgelere geçmeden koruyacağı anlamına geliyor." diyerek sözlerini tamamladı.

AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız