7. Malatya Uluslararası Film Festivalinin Ulusal Film Yarışması Jüri Başkanı sanatçı Hülya Koçyiğit, Türk sinemasının usta yönetmenlerinden Mesut Uçakan ve sinema Sanatçısı Halil Ergün, Malatya’da 9 bin 600 Suriyeli sığınmacının barındığı Beydağı Konaklama Tesislerini ziyaret ederek, burada Suriyeli mültecilerle bir araya geldiler.
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır’ın da eşlik ettiği ziyarette, sinema sanatçıları kamptaki anaokulunu, liseyi ziyaret ederek, öğrencilerle buluşurken, Suriyeli bir aileye de misafir oldular.
-“ Bize düşen görevleri yapıyoruz. Onun içinde huzurluyum.”
Kampta basın mensuplarına açıklamalarda bulunan sinema sanatçısı Hülya Koçyiğit, “Bugün bulunduğumuz Malatya şehrinin bu konteynir kentinde barınan on binin üzerinde misafirimiz, Suriyeli misafirlerimizin gösterilen özen, dikkat benimde çok ilgimi çekti. Onun için ziyaret etmek istedim. Burada bulunuşumuzun açık nedeni Malatya Film Festivali. Film festivali demek, bir şenlik, bir eğlence demek değil. Bir kültür alışverişi demek. Dolayısıyla bu nedenle buradayız. Ama işte kültürümüzün en güzel örneğini de bu konteyner kentte gelerek bir kez daha canlı olarak yaşıyoruz. Avrupa’nın yada Batı’nın belki de bugüne kadar alabildiğini kadarını sadece bizim ülkemizde bir tek şehirde barınıyor. Bu çok önemli. Bu Türk insanın insanlığa bakışını temsil ediyor. Her şeyden önce bu nedenle biz kendimizle gurur duymalıyız. Çünkü biz her şeyden önce insanlığımızı yaşıyoruz. Gerçekten vatansız kalan, sadece canını kurtarabilmek için, hayatta kalabilmek için ölümü dahi göze alıp yola çıkan bu insanlara görevimizi yerine getiriyoruz. Bununla ilgili ben görevlilere teşekkür ediyorum. Onların kendi kültürlerini yaşayabilmelerine, kendi dillerini yaşayabilmelerine ve de ihtiyaçlarına cevap veriyoruz. Dolayısıyla dediğim gibi biz kendi kültürümüzle, bize yakışanı yapıyoruz. Bence dünyaya da çok doğru bir örnek gösteriyoruz. O nedenle çok huzurlu ve memnunum burada olmaktan. Tüm görevlilere ve hizmet edenlere de teşekkür ediyorum. Tabiki gönlümüz biliyor ki, bir an evvel ülkelerinde barış tesis edilsin ve insanlar kendi vatanlarında, kendi topraklarında kendi yaşam alanlarında tabi yaşasınlar. Doğrusu bu. Ama biz geçici olarak onları misafir ediyoruz ve bize düşen görevleri yapıyoruz. Onun içinde huzurluyum.”
Sinema Yönetmeni Mesut Uçakan ise, “Bizim Türk milletinin, bizim kendi Müslüman toplumumuzun diğer ülkelerden farkındalığını en güzel şekilde veren bur uygulama. Bu çerçevede vatandaş olarak hepimiz belli ölçüde mesulüz. Ama kurumlarımız organizeli şekilde buraya, ülkemize gelenleri yetiriyor, içiriyor, doyuruyor, bakıyor, tahsilini yaptırıyor.” dedi.
-“İki türlü duygu yaşadım; öğündüm ve hüzünlendim”
Sinema Sanatçısı Halil Ergün, “Bir kere bu insanlara sahip çıkması söz konusu olunca yani yönetimimize, yönetimlerimize çok teşekkür ediyoruz. Çünkü insanları yurdundan ayrılması, zorunlu nedenlerle, kolay bir şey değil doğrusu. Ben gelirken şimdi iki türlü duygu yaşadım. Birisi çok iyi bir duygu, yani insanlar yerleştirilmiş, insanlara yaşam hakkı tanınmış ve insanlara belli imkanlar sunulmuş, yaşıyorlar çoluk çocuklarıyla, bu tarafı ile iyi. Tabi çok hüzünlü, insanın ülkesini terk etmesi, başka yerlere göç etmesi kolay iş değil doğrusu. Hatta yakında bir çalışmamız olacak, bizim eskiden Balkanlardan gelme maceramızı konu edinen oradaki yerini, yurdunu terk edip bu tarafa gelen insanların hüznünü anlatan bir çalışma olacak. Ama yinede burada sağlıklı olmaları, devletin imkanları, devletimizin imkanları ile burada insanı şartlarda çok iyi kurulmuş gördüğüm kadarıyla, bu sevindirici bir şey. O acıdan da müsterih olduk. Yani memnun olduk. Öğündük diyebilirim. Tabi kimsenin başına böyle şeyler gelmesin, ülkesini, yurdunu terk etmek zorunda kalmasın.” Şeklinde konuştu.
“Bugün burada gözlerimle şahit olmaktan da çok mutluyum.”
Konteyner kent içindeki Suriyeli küçük çocukların gitmiş olduğu anaokulunu da ziyaret eden Koçyiğit ve Ergün, burada çocuklara çeşitli hediyeler verip, sohbet ettiler. Buradaki ziyarette konuşan sanatçı Hülya Koçyiğit şunları söyledi; “Bize sığındılar, bizim misafirimiz oldular. Bizde elimizden geldiği kadarıyla onların her türlü ihtiyaçlarını gideriyoruz. Ama en önemlisi bu küçücük yavruların yetişmesine yardımcı oluyoruz. Hem kendi dillerini öğreniyorlar, hem Türkçe öğreniyorlar. Hem eğitim imkanlarından yararlanıyorlar, sağlık imkanlarından yararlanıyorlar. Dolayısıyla gerçekten bu konteyner kent, 10 bin kişinin barındığı bir kent, sadece bir şehrimizde 10 bin misafir barındırıyoruz. Bu çok önemli, çok değerli bir şey. Çünkü dünyada, Batı’da bunu yapabilen ne yazıkki kimse yok, hatta onlar çamurlara tekme ile atıp, değil mi, gördünüz nicelerini, eziyet ediyorlar. Biz onlara şefkatli kollarımızı açtık. Bu bize yakışan, bizim kültürümüze yakışan bir davranış. O yüzden bugün burada gözlerimle şahit olmaktan da çok mutluyum.”
Koçyiğit, konteyner kentte Türkmen bir ailenin evine misafir oldu. Burada mülteci kadınlarla oturup konuşan ve sohbet eden Koçyiğit, daha sonra ailenin konteynerine girerek, ikram edilen kahveyi içti.
Burhan KARADUMAN, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com