Anadolu Gençlik Derneği Malatya Şube Başkanı Ahmet Taşkent, düzenlediği basın toplantısında, İsrail’in Gazze’ye saldırısına tepki gösterdi.
Taşkent, şöyle dedi:
“İnsanlığın huzur ve barışı üzerinde adeta habis ur gibi oturan Siyonist İsrail, birkaç gündür havadan ve karadan Filistinli kardeşlerimizin üzerine bombalar yağdırıyor. Bölgeden gelen haberlere göre Siyonist işgal güçlerinin Cuma günü ikindi saatlerinden bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 18 Filistinli kardeşimiz şehit olurken, 30'dan fazla kişi de yaralanmıştır.
Öncelikle şehit olan Filistinli kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara şifa ve Filistinli mücahitlere güç niyaz ediyoruz. Ümmetin ve Filistinli mücahit kardeşlerimizin başı sağ olsun. Rabbim, Siyonist zalimleri kahhar sıfatıyla cezalandırsın. Filistinli mazlum kardeşlerimize yardım etsin. Bizler Anadolu Gençlik Derneği olarak bütün dünyanın gözleri önünde yaşanan bu katliamı kınıyoruz. Mücahid Filistin’li kardeşlerimizi tüm yüreğimizle destekliyor ve bütün İslam ümmetini Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya çağırıyoruz.
Bu, Siyonist İsrail’in Filistin’de yaptığı ne ilk ne de son katliamıdır. İsrail, karakterine uygun bir şekilde hareket etmektedir. Zalim işgal güçleri, tasallutlarıyla çocuklara, kadınlara varana kadar herkese, her türlü saldırıda bulunuyor ve kendilerini hak sahibi görüyorlar. Bütün bunlar olurken Filistin halkının 60 küsür yıldır çektiklerinin hesabını soracak bir güç ve irade maalesef ortada bulunmamaktadır. Dünya kamuoyu olaylar karşısında üç maymunu oynuyor. Buradan onlara seslenmek istiyoruz. Ey demokrasi havarisi ABD; barış tamtamcısı AB ve şürekâsı. Yeryüzünde yükselen bu ahlar, elbette bir gün sizi de bulacaktır. Ve o gün elbette gelecektir. Hiç kimsenin yaptığı yanına kar olarak kalmayacaktır. Başta Filistin olmak üzere bugün yangın yerine dönmüş Suriye, Afganistan, Libya ve bütün İslam coğrafyalarında akan kanların hesabı mutlaka sorulacaktır.
Akan kan kimin? Mazlum Müslümanın, gözyaşı bizim acı bizim, yanan yürek bizim, toprağa düşen pak alın bizim. Kafanızı şöyle hafifçe döndürün yangın yerine dönmüş bütün coğrafyada ağlayan adları değişse de hep Müslüman… Suriye, Afganistan Libya ve diğerleri…
Bu arada İslam dünyasının parçalanmışlığı İsrail’e cesaret verip, katliamlarını pervasızca uygulamalarına sebep olmaktadır. Gazze'de, bombaların üzerine yağdığı bebeklerin kana bulanmış cansız bedenleri bile İslam ülkelerinin yöneticilerini harekete geçirmeye yetmemektedir. Koskoca İslam alemi, anlamlı bir tepkiden yoksun durumdadır. Bu sessizlik maalesef zalimi onaylamaktır. Bizler Gazze'deki katliama sessiz kalan bütün yönetimleri Allah'a havale ediyoruz.
Osmanlı’dan aldığı mirasla İslam dünyasının hamisi konumunda olan ve bütün dünyanın gözü üzerinde bulunan Türkiye dış politikasını ABD-İsrail güdümünde belirlemeyi sürdürmektedir. Başbakan Erdoğan’ı “one minute” çıkışının arkasında durmaya davet ediyoruz. Hükümet, zulme daha fazla ortak olmamak adına İsrail’le olan bütün diplomatik, ticari ve askeri ilişkilerine son vermelidir. Başbakan, BOP eş başkanlığından derhal istifa etmeli ve Yahudi lobilerinden aldığı cesaret madalyasını geri iade etmelidir.
İsrail tel’inden ve kınamadan anlamaz. O, ancak müeyyideden anlar. İslam Ümmeti artık acizliği bir kenara bırakıp İsrail’e hak ettiği karşılığı vermelidir. Türkiye’nin öncülüğünde sekiz İslam ülkesinin bir araya gelerek kurdukları D-8’in işlevselleştirilmeli ve bu organizasyon aracılığıyla bütün İslam alemi adına saldırılara karşı gerekli cevap gür bir şekilde verilmelidir. İsrail’in yaptıkları yanına kar kalmamalıdır.
Mü’minler bir vücudun azaları gibidir. Müslüman, bir kardeşinin ayağına diken battığında, acısını yüreğinde hissedebilendir. Filistin davası, İslam ümmetinin ortak davasıdır. Gazze’de yapılan saldırı ve işlenen cinayetler İslam dünyası için önemli bir tehdittir. İslam dünyasındaki tüm müminler, mümkün olan her şekilde, Gazze’li savunmasız kadın, erkek ve çocukları savunmakla yükümlüdürler. Gazze ve Kudüs, İstanbul ve Ankara’dan ayrı düşünülemez. Türkiye'nin ve İslam dünyasının güvenliği Saray Bosna'yı, Üsküp'ü, Bağdat'ı, Gazze'yi savunmaktan geçer. Bu nedenle bizim bu büyük vahşete ve soykırıma seyirci kalmamız mümkün değildir. AGD olarak “haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır” sözü mucibince bu saldırıları bütün şiddetiyle lanetlediğimizi belirtmek istiyoruz.
Gün, Filistinli kardeşlerimizle birlik olma günüdür. Gün Filistin’in onurunu muhafaza etme günüdür. Filistinli kardeşlerimizin çektikleri acılar bizim acılarımız, onların feryadları, akan gözyaşları bizim gözyaşlarımızdır. Filistinimizi yok etmeye çalışan siyonistler ve onların uluslararası destekçileri çok iyi bilmeliler ki, Filistin davası bizim onurumuzdur, bizler var olduğumuz müddetçe Filistin'i yok edemeyeceklerdir. Hz. İbrahim’in ateşine su taşıyan karıncalar elhamdülillah hala var ve ayaktalar. Ümmet bağrından bu hayasızca akına dur diyecek yeni Musalar, Ömerler, Selahattinler Abdulhamitler ve Erbakan’lar çıkaracaktır.
Bizler burada, İsrail'in işlediği savaş ve insanlık suçlarını bir kez daha ilan ediyor, saldırganlığını ve zulmünü telin ediyor, İsrail’i, işlediği katliamlara ve Gazze'ye yönelik uyguladığı insanlık dışı ve kabul edilmesi mümkün olmayan politikalarına son vermeye çağırıyoruz. AGD olarak bu insanlık suçu bitinceye kadar tüm imkanlarımızla 60 senedir direnen Filistin halkının yanında olacağımızı ilan ediyor ve halkımızı duyarlı olmaya çağırıyoruz.
Açıklamamıza burada son verirken tekerlekli sandalyesinde şehit olan Filistin’in şanlı mücahidi Şeyh Ahmet Yasin’in duasını hatırlatıyoruz: “Sen mustazafların Rabbisin. Sen bizim Rabbimizsin. Bizi kime bırakıyorsun? Bize cehennem olacak tuzaklara mı? Veya düşmana mı? Allah’ım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler yetim bırakılan çocuklar, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsat edilmiş ekinler aşkına sana şikâyette bulunuyorum. Sana şikâyette bulunuyorum! Gücümüz dağıldı… Birliğimiz bozuldu… Yollarımız ayrıldı...” Evet o büyük mücahit böyle dua etmişti.
Biz de AGD olarak İsrail’in Filistinli kardeşlerimize karşı uyguladığı bu devlet terörünü şiddetle kınıyor ve burada oluşan bu cemaati Filistin’in efendilerinden bu mübarek şeyhin en azından “dua edemez misiniz” sözleri üzerine duaya çağırıyoruz.”
UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.