Eylül ayından beri Malatya'da ishal, karın ağrısı, kusma, ateş, halsizlik gibi belirtilerle özellikle çocuklar olmak üzere, çok sayıda kişide hastalık belirtileri vardı.
Belediyenin son aylardaki çalışmaları, sıklaşan içmesuyu ve kanalizasyon şebeke arızaları, kavşak yapımı nedeniyle yeni hat bağlantıları yapılacak gerekçesiyle yapılan uzun süreli su kesintileri, hastalık nedeni olarak vatandaşı içmesuyu üzerinde yoğunlaştırdı.
Bu konudaki şikayet, geçen ay Valiliğin İl İnsan Hakları Kurulu'na dahi intikal etmişti. Ancak, belediyeden gelen yanıt, herhangi bir sorun olmadığı yolundaydı. İçmesuyu sorunsuzdu, ancak insanlar hastalanıyordu!..
Geçtiğimiz günlerde hastalık neredeyse "patladı".. Kamuya ait hastaneler, özel hastaneler hasta kabul edemez hale geldi. Sağlık Müdürlüğü'nden bir yetkili, sorunun içmesuyundan kaynaklandığını açıkça ifade ederken, İnönü Üniversitesi'nden uzmanlar bunu teyit eden açıklamalar yaptılar. Sindirim sistemi uzmanı olan rektör, çok açık bir şekilde uyarıda bulundu.. İl Hıfzısıhha Meclisi alel acele topladı, içmesuyu üzerinde bir netlik olmadığı vs. gibi açıklamalarla, "salgın"a dönüşen hastalığın nedeni ortada bırakıldı. Bu toplantının ardından Belediye Başkanı çıktı, suyun tertemiz olduğunu, herhangi bir sorun bulunmadığını, gönül rahatlığıyla içilebileceğini söyledi.
Şunu yorumlayamadılar.. Hastalık, sadece altyapısı yetersiz, içmesuyunu kuyudan temin eden, hijyen konusunda eğitimsiz- bilgisiz kesimlerde değil, her sosyal sınıftan insanlarda görülüyordu. Merkez başta olmak üzere belirli semtlerde daha da yoğunlaşmıştı. Bunlar gecekondu mahallesi, kanalizasyonu açıkta akan yerler değildi. Dahası, Sağlık Müdürünün, Tarım Müdürünün, herkesin evinde tehdit vardı.
Daha sonraki günlerde ortaya çıktığı gibi, suyun yeterince klorlanmadığı anlaşıldı. Bunu, kendi çocukları da hasta olan İl Sağlık Müdürü açıkladı. Alınan numunelerin bazılarında, klor miktarı sıfır, yani hiç yok düzeydeydi. Böyle mi klorlama yapıldı?
Bütün bunlar olurken, Malatya'da böylesine geniş çaplı bir "salgın" için gerekli ciddiyette ve yeterli bir çalışma oldu mu? Biz gözleyemedik. Bir kriz masası, kamuoyunu sürekli bilgilendiren bir birim oluşturuldu mu? Cumartesi- Pazar, gece- gündüz, en azından basın mensuplarının ulaşacağı bir birimden haberdar mısınız?.. Duymadık.
Geçmiş dönemlerde, musluktan akan suda, içilen çayda, klor tadı çok belirgin olarak alınırdı. Suyun yeterince klorlanmadığı, dolayısıyla mikroba- virüse açık halde olduğu iddiaları yoğun olarak tartışılıyorken, musluğunuzu açtığınızda akıttığınız sudan klor tadı aldınız mı? Ne suda, ne çayda.. Böyle bir tad hala yok..
İnsanlar ciddi ciddi endişeli.. Devlet Hastanesi'ne, sadece Cuma günü başvuran 1.000 hastanın yüzde 80'i, bu salgınla ilgili belirtileri gösteriyormuş..
Malatya'da kiminle konuşuyorsanız, evinde, işyerinde ya da çevresinde mutlaka bu belirtilerle hastalanmış bir ya da birkaç kişi olduğunu söylüyorlar.
Bütün bunlar olurken, sürekli ve doğru bilgi edinebiliyor musunuz? Hayır.. Belediye tarafı, hala suda hiçbir sorun olmadığı konusunda iddialı ve ısrarcı. Sağlıkçıların işaret ettiği sorun kaynağının en başında içmesuyu var. Bazı resmi birimler, kendi iç bünyelerindeki yazışmalarla, personeli içmesuyu konusunda uyarıyorlar.
Bütün bu belirsizliklerle, Malatya yaşamaya (!) devam ediyor..
Malatyahaber.com