Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Malatya'da, kan kanseri hastaların tedavilerini aksatmamak için fedakarca çalışıp görev yerini terk etmeyen depremzede nakil hemşireleri, yaşadıklarını anlattı.
"Asrın felaketi" olarak nitelenen depremlerde büyük yıkımın yaşandığı Malatya'da, depremlere hastane veya evlerinde yakalanan İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Onkoloji Hastanesi'ne bağlı Kök Hücre ve Kemik İliği Nakli Merkezi çalışanı hemşireler, afet anında yaşadıklarını unutamıyor.
Nakil merkezi sorumlu hemşiresi, 2 çocuk annesi Serap Bostancı, AA muhabirine, 6 Şubat'taki ilk depreme evinde yakalandığını, korkutucu sarsıntının ardından hastaneye gittiğini söyledi.
Depremde servisteki asma tavanın yere düştüğünü belirten Bostancı, "Hızlıca temizlik yapıp kliniği ve hastaları rahatlatmaya çalıştık. Tam rahatladık derken ikinci depreme yakalandık. Ekibimizle hızlıca oksijen alan, nakil olan, tedavi gören, yaşlı ve yürüyemeyen hastaları servisten boşaltıp tek katlı ve güvenli olan hastanenin anaokuluna taşıdık. 30 hemşire bir hafta eve gitmedik, uyumadan, dinlenmeden tedavileri aksamaması için hastalara hizmet ettik." dedi.
- "Hastalar kaçmak ve gitmek istedi"
Hastaneye beraberinde getirdiği 16 yaşındaki kızının soğuk havada günlerce otomobilde kaldığını anlatırken gözyaşını tutamayan Bostancı, şöyle devam etti:
"3 gün boyunca kızımı görememiştim, arabaya gittiğimde 'Anne ayağım ağrıyor' dedi. Baktık ayağının altı soğuktan su toplamış, bembeyazdı, zor süreçti, ihmal ettik. Depremlerde hastalar kaçmak ve gitmek istedi. Bunlar kanamaya yatkın hastalar, kataterleri var, trombositleri çok düşüktü. Bunlara rağmen hepimiz hocalarımızla hastalara destek olduk. Depremde hastanenin yüzde 80'i kapandı ama nakil ünitesi hemşire ve hocaları asla görevinden ayrılmadı."
- "Dışarıdan tedarik ettiğimiz yiyecekleri hastalarla paylaştık"
Hemşire Nazime Tekoğlu da deprem sabahı sakinleştirmeye çalıştıkları hastaların öğlen ikinci depremle daha tedirgin olduklarını dile getirerek, "Bir hafta klinikten çıkmadık. İki kızımı bir hafta göremedim. İşimizin başındaydık, vicdanımız rahattı. Gerçekten zor günlerdi, geceleri dinlenmek için hasta odasında kaldık. Yiyecek bulamadığımız günler zordu, dışarıdan tedarik ettiğimiz yiyecekleri hastalarla paylaştık." ifadelerini kullandı.
- 6 aylık bebeğiyle nöbete geldi
Eşi de aynı hastanede hemşire olan Ferhat Öztürk, "Hastalar çok korkmuştu. İkinci deprem olunca eşim 6 aylık bebeğimizle hastaneye geldi, burada göreve devam ettik. Bebeğimizle 24 saat nöbet tutmak zorunda kaldık. En zor süreçlerden biriydi." diye konuştu.
Nakil hemşiresi Vezide Kayaalp ise ilk depremde ağır hasar gören 10. kattaki evinin ikinci depremle yıkıldığını, yaşadıkları kabus dolu anları unutamadıklarını ifade etti.
Hastanede ikinci ve artçı depremlere yakalandıklarını aktaran Kayaalp, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İkinci depremde hastaları serumdan ayırmamız gerekiyordu, o bizi çok zorladı. Hastalar koridorlara çıktı, diyaliz kataterlerine serum bağlı olduğu için odalarından çıkamıyorlardı. Katater açıldığı an kanamadan dolayı ölebilirlerdi. O yüzden hepsini ayırmaya çalışırken koridorda tekrar depreme yakalandık, herkes bir yerlere sığınmaya çalıştı. Sarsıntı durunca hastaları serumlardan ayırdık, bu defa merdivende depreme yakalandık. Sonra çarşaftan yaptığımız sedyelerle hastaları merdivenden aşağı, acile taşıdık."
Depremde hastanede olan 72 yaşındaki Mahmut Keleş, tedavilerinin aksamadığını, hastane çalışanlarının kendilerine çok iyi baktığını vurguladı.
Hemşireler ve doktorların hizmetinden çok memnun kaldığını söyleyen Keleş, "Depremlerde biz kaçmaya çalışırken sağlık çalışanları hastaların başından ayrılmayıp bizimle ilgilendi. Çok dua ediyoruz. Naklimi oldum, hemşire ve doktorlar haklarını helal etsinler. Duygulanmamak elimde değil." dedi.
Kök Hücre ve Kemik İliği Nakli Merkezi sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Ali Erkurt ise Turgut Özal Tıp Merkezi'nin bina olarak sağlam durumda olduğunu belirterek, "Depremlerde evleri zarar gören hemşirelerimiz hastanede kalarak tedavi hizmetlerine devam etti. Çoğunun evi hasarlıydı ve kalacak yeri yoktu. Buna rağmen burada 30'a yakın kemik iliği hastamızın tedavi hizmetlerini fedakarlıkla yürüten hemşire arkadaşlarımıza teşekkür ederiz." ifadelerini kullandı.
AA