Saadet Partisi'nin Malatya Genişletilmiş İl Divan Toplantısı yapıldı.
Toplantıda konuşan İl Başkanı Mustafa Canbay (fotoğrafta ortadaki), şunları söyledi:
"Türkiye olarak bir yol ayrımına gelmiş bulunmaktayız. Artık değişimin ayak sesleri daha bir gür seda ile işitilmektedir. Ekonomiden dış politikaya, adaletten sağlığa, eğitimden yoksulluklara ve tarımdan sanayiye kadar birçok kulvarda bu ayak seslerini işitir olduk.
Bu değişimi görmüş olacaklar ki birçok konuda müjdeler üstüne müjdeler vererek bu süreci geçiştirmeye çalışıyorlar. Dolar cinsinden %9.75 faizle aldıkları kredilerle ülke ekonomisini iyiymiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Birkaç ay önce maliye bakanımız TL nin zaten çok düşük seviyede olduğunu kabul ederek bundan daha düşük seviyeye düşmeyeceğini söylerken, bu gün yüksek TL nin sanayiye ve ihracatçıya zarar vermesinden bahsediyor. Geçenlerde umreye giden bir arkadaşımız paramızın değerinin kalmadığını ancak yurt dışına gidince anladığından bahsetti. 100 tl veriyorsunuz 15 riyal ancak alabiliyorsunuz. 2007 de 100 TL ye 140 riyal alınabiliyordu. Ekonomistler yakında 500 ve 1000 TL lik kâğıt paraların çıkacağından bahsediyorlar. Eski bir tabir vardır bilirsiniz ‘paramız pul oldu’ diye nelere kaldık.
İnsanımız neredeyse zaruri ihtiyaçlarını alamayacak duruma gelmiştir. Esnaf siftahsız dükkân kapatırken fabrikalar ürünlerini satamadığı için işçi çıkartmaya başlamıştır. Emeklilerimiz bir kilo et için sabahın ilk ışıklarında et ve süt kurumu dükkânlarının önünde ve Halk Ekmek büfelerinin önünde 1 lira daha ucuz ekmek alabilmek için saatlerce kuyruk beklemektedir. Daha dün iktidara geldiklerinde kuyruklardan bahseden bu iktidar, kendisi insanımızı kuyruklara mahkûm etmiştir. Biz buradan diyoruz ki ‘kuyrukla gelen kuyrukla gider.’
Asgari ücretli kardeşlerimiz 2. El mağazalarında kendisine ve çocuklarına giyecek almanın derdine düşmüşlerdir. Bekârlarımız bile evliliklerini ikinci bir bahara ertelemek zorunda kalmışlardır. Hele ev sahibi olmak bile neredeyse hayal olmuş durumdadır. Yüksek kiralar ise insanımızın belini bükmüştür. Bugün Malatya’da bile 4.000 TL nin altında iyi bir ev bulunamıyor.
Bunca sıkıntıların içinde Ankara’da belediye meclisi su ve otobüs bedellerinde indirime giderken Malatya belediye meclisi zam üstüne zam yapıyor. Bir otobüs ücreti 7.5 TL oldu. Bir kişi günde en az 1 gidiş bir gelişte 15 TL ödemek zorunda. Bir ayda 450 TL yapıyor. Malatya’da işsizlik had safhada. Hele üniversite mezunu işsizler ordusu var. İş bulamayan bu üniversite mezunu kardeşlerimiz fabrikalar başvuruyor ama nafile. Diplomasından dolayı normal işçi statüsünde çalışılamayacağını öğrenip geri adım atıyor. Son çare olarak ya polisliğe başvuruyor ya askeriyeye. Allah yardımcıları olsun.
Hastanelere gelince sıranın haddi hesabı bile yok çünkü randevu alma sıkıntısı bir yerde, hadi randevu aldınız tetkikler için bir MR veya ultrason için birkaç ay sonrasına gün alabiliyorsunuz. Hele bazı tomografiler için 6 ay sonrasına randevu veriliyor. Çocuğunun soğuk algınlığı için hastaneye giden baba 40 derece ateşle, 1 -2 saat sıra beklediğinden söz etmektedir.
Adalete gelince tamamen muamma. Daha geçenlerde Pütürge deki sandık görevlilerini katledenlerin davası ortada. Yargıtay tarafından onanmış olan bir karar nasıl bozulur anlamak mümkün değil. Urfa’daki Şenyaşar ailesinin davası 2 yıldır adalet nöbeti ile devam etmektedir. Şimdi Cuma namazı çıkışı şehit edilen eski ülkü ocakları başkanı Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş olayı. Bakalım nasıl sonuçlanacak. Bu düzeni inşallah hep beraber değiştireceğiz.
Tarımda insanımız elini çekmeye devam ediyor. Tarımla uğraşan kişi sayısı 500 bin kişinin altına düşmüştür. Nüfusumuz artarken artan girdi maliyetlerine yetişemeyen çiftçimiz ve hayvancımız ürettiğinin yerine yenisini koyamaz halde olduğundan üretemez duruma gelmiştir. Düşen yıllık süt üretim miktarından dolayı süt ürünleri tavan yapmış olmasına rağmen üreticimiz süt hayvanlarını dahi kesime göndermek zorunda kalmıştır. Yurt dışından canlı hayvan ve karkas et getirilmek suretiyle bu fiyatlar aşağı çekilmeye çalışılıyor. Bu da hayvancılığımıza vurulan en büyük darbedir.
‘Artık Yeter Söz Milletindir’ diyeceğimiz günler yakındır. Türkiye’de başlayacak yeni döneme hazır olun. İki bayram arası yeni bir yönetim ile yeni ufuklara yelken açacağız. İnanıyoruz ki ülkemizin yeni 20 yılı geçmiş 20 yılından daha aydınlık ve ferah olacak.
Bizler milli görüşçüler olarak, Erbakan hocamızdan öğrendiğimiz gibi, cihad şuuruyla asla "helal ve dürüst siyaset" yapmaktan vazgeçmeyeceğiz. Gerçekleri olduğu gibi söyleyeceğiz. Bugüne kadar hiçbir zaman süte su katanlardan olmadık, bundan sonra da asla olmayacağız! Bunca olumsuzluğa rağmen hala umut varsa, bu umudu ayakta tutan ve ülkemizin daha fazla bataklığa düşmesine engel olan siz milli görüşçülersiniz. Çünkü ne diyoruz, ’SAADET ÇÖZER’ diyoruz. Halkımıza ne diyoruz, ‘SENİNLE OLUR’ diyoruz. Hadi hep beraber en güzel yarınlara."
Bülten