Yaklaşık 7 yıldır sürdürülen "Acı Kayısı Çekirdeğinin ve Amigdalinin (vitamin B17) Kanserli Hücrelerdeki Etkisi" başlıklı çalışma sonucunda, kansere karşı faydası olduğu belirtilen acı kayısı çekirdeğinden elde edilen ekstre gıda takviyesi olarak pazara sunulacak. Bu arada, siyanür içeren acı kayısı çekirdeğinin direkt olarak tüketilmesinin zararlı olduğu, insanların bu nedenle işlemden geçmemiş, ekstrat haline getirilmemiş ve enkapsüle edilmemiş acı kayısı çekirdeğini tüketmemeleri gerektiği de önemle hatırlatıldı.
Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü ve Tıbbi Biyokimya Uzmanı Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kayısıyla adını dünyaya duyuran Malatya'nın bu önemli ürününün, bilimsel olarak da araştırılması gerektiği düşüncesiyle 7 yıl önce bir çalışma başlattıklarını anımsattı.
"Çalışma sonucunda acı kayısı çekirdeği ve içeriğinde bulunan amigdalinin kanserli hücreleri öldürdüğünü, sağlıklı hücreleri de yenilediğini tespit etmiştik" diyen Karabulut, bu çalışmanın birçok uluslararası bilimsel dergide yer aldığını ve 10'a yakın makale yayınlandığını vurguladı.
Karabulut, acı kayısı çekirdeğinin içerisinde bulunan amigdalinin normalde vitamin olarak satıldığını ancak kanser hücreleri üzerindeki etkisinin daha önce hiç araştırılmadığını dile getirerek çalışmanın patentini almak için başvuruda bulunduklarını ve sürecin devam ettiğini aktardı.
- "Stresi önleyici etkisini belirledik"
Amigdalinin dünyada çok sayıda bitkide düşük oranlarda bulunduğunu ancak acı kayısı çekirdeğinde yüzde 6 oranında tespit edildiğine dikkati çeken Karabulut, acı kayısı çekirdeğinin işlemden geçirilmesiyle elde edilen ve gıda takviyesi olarak kullanılabilecek ürünün yararları ile ilgili şöyle konuştu:
"Acı kayısı çekirdeğini mikro enkapsüle(*) edip içerisindeki etkileri tamamen farklı bir boyuta çekerek midede değil de kanda direkt kanserli hücrelerin üzerine gitmesini sağladık. Ayrıca acı kayısı çekirdeğini kullanan hem kanserli vakalarda hem de sağlıklı bireylerde çok ciddi stres önleyici etkilerini de belirledik. Bu bir gıda takviyesi. Sadece 'Ben kanser oldum kullanayım' diye algılanmamalı. Allah bize bu nimeti vermiş ve bizim de bunu bilimsel olarak çalışmamız gerekir. Kanser çağımızın vebası. Biz bu hastalıkla kendi çapımızda, akademik anlamda mücadele edeceğiz."
Prof. Dr. Karabulut, amaçlarının ellerinde olan bir değeri toplum için faydaya dönüştürmek olduğunu anlatarak 7 yıldır sürdürdüğü çalışmaların meyvelerini de almaya başladığına dikkati çekti.
Üniversite olarak acı kayısı çekirdeğinden hazırlanan gıda takviyesinin satışa sunulması için çalışmalarının sürdüğünü vurgulayan Karabulut, "Buradan çıkan ürünlerin sahaya sunulması ve vatandaşlar için faydaya dönüşmesi bizim en büyük hedeflerimizden biridir. Acı kayısı çekirdeği, ilaç değil gıda takviyesi şeklinde verilmekte. Bizim amacımız hastalığa yakalanmadan önce doğanın sağlığa katkısını sağlamak." dedi.
Bu arada, siyanür içeren acı kayısı çekirdeğinin direkt olarak tüketilmesinin zarar vereceği, insanların bu nedenle işlemden geçmemiş, ekstrat haline getirilmemiş ve enkapsüle edilmemiş acı kayısı çekirdeğini tüketmemeleri gerektiği de önemle hatırlatıldı.
AA- malatyahaber.com
*ENKAPSÜLASYON: Bir ürünün sıvı damlasının veya katı bir parçacığın katı bir kabukla sarmalanması olarak tanımlanabilir. Kabuk, içeriğin serbest kalmasını korumak, stabilize etmek ve kontrol etmek için kullanılır.