- "İŞÇİ SORUNU MALATYA'NIN KANAYAN YARASI.."
İnönü Üniversitesi, Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Malatya Şubesi ve Kayısı Araştırma Enstitüsü tarafından organize edilen “Gezici Tarım İçişlerinin Çalışma ve Yaşam Koşulları” başlıklı panelde, başta kayısı hasadı olmak üzere, Malatya tarım sektörü iş gücü piyasasının temel aktörlerinden biri olan gezici tarım işçilerinin sorunları ele alındı.
Gezici ve geçici tarım işçilerinin çalışma ve yaşam koşullarının belirlenmesi, sorunlara çözüm üretilmesi amacıyla başlatılan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen araştırma projesinin veri ve sonuçları, Ticaret ve Sanayi Odası’nda gerçekleştirilen bir panelle, kamuoyu ile paylaşıldı.
İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İbrahim Görücü ile Kayısı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nden Ahmet Aslan’ın konuşmacı olarak katıldığı paneli izleyenler arasında Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Tahir Macit, Ziraat Odaları Koordinatörü ve Yazıhan Ziraat Odası Başkanı Yunus Kılınç, Kayısı Araştırma Enstitüsü Müdürü Abdullah Doğan, İş Kur İl Müdürü Vahap Toman, Battalgazi Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı ve Öğretim Görevlisi Cumali Aydoğan, İnönü Üniversitesi Ziraat Fakültesinden Prof. Dr. Murat Sipahioğlu, Yrd. Doç. Fulya Kaya Apak, ziraat odaları başkanları ve kayısı üreticileri de yer aldı.
“Tarım ve gıda insanoğlu için stratejik bir sektör”
‘Kayısı Tarımında Gezici Tarım İşçiliğinin Çalışma ve Yaşam Koşulları’ başlıklı araştırmanın danışmanlığını yürüten Panel moderatörü ZMO Malatya Şube Başkanı ve Battalgazi Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Orhan Gündüz, gezici tarım işçilerinin önemli sorunları olduğunu, bu sorunların bugüne değin bilimsel araştırmaların konusu olmadığını belirterek, sonuçlandırılan projenin söz konusu boşluğu doldurmak yolunda önemli bir adım olacağını söyledi.
Tarımın stratejik bir sektör olduğunu kaydeden Doç. Dr. Gündüz, Ortadoğu’da bölge ülkelerinin Katar’a uyguladığı ambargo kararı ile tarımsal üretimi yetersiz olan Katar’a Türkiye gibi ülkelerden yapılan gıda yardımının, tarımın ne derece stratejik bir sektör olduğunu ortaya koyan önemli güncel bir gelişme olduğunu kaydetti.
“Malatya’ya her yıl ortalama 50 bin mevsimlik işçi geliyor”
Panelin açılışında konuşan Kayısı Araştırma Enstitüsü Müdürü Abdullah Erdoğan, gezici tarım işçilerinin Türkiye’nin tarımsal ve ekonomik kalkınmasında önemli bir role sahip olduğuna vurgu yaparak, Malatya’ya her yıl gelen gezici tarım işçisi sayısının 50 bin dolayında olduğunu belirtti. Erdoğan şunları söyledi:
“Türkiye tarımında iş konusu ve işçi konusu büyük önem arz etmektedir. İşçilerimizin sorunları da her yıl konuşulmasına rağmen halen çözüm bulmakta maalesef gecikilmekte. Tarımın kalkınmasında önemli bir yere sahip gezici işçilerimiz Malatya’ya her yıl ortalama 50 bin civarında gelen büyük bir kitle. Burada işlerini bitirdikten sonra diğer illerdeki tarım ürünlerinin hasadı için göç etmektedirler. Tarım işçilerinin önemli sorunları var ve bu panelde umarım bu sorunların çözümüne özellikle işçilerin yaşam ve çalışma koşulları, aldıkları ücretler, bulundukları çiftçilerin arazilerindeki yaşam koşulları, aracıların durumları ile onların aldıkları ücretler, sağlık ve beslenme konularında yaşadıkları sorunlar burada detaylı bir şekilde tartışılacak ve sorularınıza cevaplar verilecek. Umarız Malatya’mız ve Türkiye’miz için bu sorunların çözümüne katkıda bulunuruz diye düşünüyorum.”
“İşçi sorunu Malatya’nın kanayan yarası”
Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Tahir Macit ise, işçi sorununun Malatya’nın kanayan yarası olduğunu belirterek, kayısıda en büyük maliyetlerden birinin işçi ücretleri olduğunu söyledi ve “Maliyeti azaltmamız için tarımda makineleşmeyi sağlamamız gerekiyor” dedi. Mevsimlik işçilerin sorunlarının yanı sıra çiftçinin de işçi sorunu bulunduğunu kaydeden Macit, üreticilerin de kalifiye işçi bulmakta sıkıntı yaşadığını ifade etti. Özellikle rekoltenin yüksek olduğu dönemlerde bu konunun kayısı hasadının önüne çıkan en önemli sorunlardan biri olduğuna dikkat çeken Macit, “İşçilerin çalışma, barınma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi ayrı bir sorun, çiftçilerin de kalifiye işçi bulma ve çalıştırmada sıkıntıları var. Kayısı üreticisinin para kazanabilmesi için öncelikle kayısısını ucuza mal etmesi gerekiyor. En büyük maliyetlerden birisi işçi maliyetlerinin yüksek olması. Kayısının tamamı el işçiliği ile yapılıyor. Dolayısıyla öncelikle işçilerin yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesinin yanında kayısının ucuza mal edilmesi lazım. Rekabet edebilmemiz için ve maliyeti azaltmamız için tarımda makineleşmeyi sağlamamız gerekiyor. İşçi sayısı azaldığı zaman onların yaşam koşulları da iyileşecek. Üreticinin işçi maliyeti de azalacak” diye konuştu.
Doç. Dr. Gündüz: Başımıza iş gelince tarımın kıymetini anlıyoruz
Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şubesi Başkanı Doç. Dr. Orhan Gündüz ise dünya genelinde büyük bir sorun olan geçici ve gezici tarım işçileri ile ilgili olarak Malatya üzerinde yapılmış bir araştırmanın sonçularını paylaşacaklarını belirterek “Bu araştırmada önemli sonuçlar elde edildi. Tarımsal üretim aşamasında mevsimlik işçiler ile ilgili çok önemli sorunlar her sene ifade ediliyor ama bilimsel araştırmalara konu olmadı. Biz de bu sorunun çözümünde bir parça olmak adına üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz” dedi.
Tarım çok stratejik bir sektör olduğunu, bunu Ortadoğu’da son günlerde Katar krizi ile ilgili yaşanan gelişmeler üzerinden bakıldığında daha iyi anlaşılabileceğini belirten Doç. Dr. Gündüz, “Bunu ifade etmek yetmiyor. Bununla ilgili bir takım çalışmaların da içerisinde yer almak gerekiyor. İşte bu araştırma bu açıdan önemli bir araştırma. En basitinden Katar ile ilgili veya çevremizdeki başka ülkelerle ilgili başka sorunlar meydana geldiğinde görüyoruz ki, tarım ve gıda insanoğlunun hayatını sürdürmesi için çok önemli. Bakın Katar’a bir ambargo uygulanmaya başlandı, Katar’ın gıda üretimi yeterli olmadığı için Türkiye gibi dost ülkelerden gıda takviyesi yapılmaya çalışılıyor. Gıda üretimi ve tarımsal üretim insanoğlunun en temel yaşam kaynağı. Ancak başa gelince tarımın kıymetini alıyoruz. Ama riskleri önceden görmek bunlarla başa çıkmak için önceden tedbir almak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Kayısı sezonunun başladığı her dönemde kayısı ile ilgili sorunların gündemden düşmediğini hatırlatan Gündüz, bunlar arasında geçici tarım işçilerinin en önemli sorunlardan biri olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Geçici tarım işçileri sorunu da bunlardan biri. İşçilik maliyeti kayısı üretimi için önemli. İş gücünün yeterli olması önemli. Malatya’da kayısı üretimi yüksek olduğunda işgücü maliyetini karşılayacak kapasitemiz yok o zaman dışarıdan bu ihtiyacı karşılıyoruz. Sürekli sorun var, sorunla ilgili ifadeler var ama sorunla ilgili bilimsel çalışma yok, bu yüzden biz de böyle bir araştırmanın içerisine girdik. Ben projenin danışmanlığını yapıyorum. Bu paneli düzenlememizin temel gayesi, akademik camiada üretilen bilgilerin kamuoyunda paylaşılması, üniversite toplum ilişkisi noktasındaki eksiklikleri gidermek.”
Panel
Açılış konuşmalarının ardından panele geçildi. İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İbrahim Görücü, ‘Mevsimlik Tarım İşçiliğinin Hukuki Boyutu’ başlıklı sunum yaparken, Kayısı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nden Ahmet Aslan, “Kayısı Tarımında Gezici İşçiliğin Çalışma ve Yaşam Koşulları’, konulu araştırmanın sonuçlarını paylaştı.
İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İbrahim Görücü, geçici ve gezici tarım işçiliğinin dünyada ve ülkemizde başlı başına bir sorun olduğuna dikkat çekerek, kayıtlı ve kayıtdışı tarım işçileri varlığını, kayıt dışılığın yarattığı problemleri anlattı. Tarım işçilerinin yaşadığı sorunlar hakkında Türkiye’nin yanı sıra Amerika’dan Avrupa’ya çeşitli ülkelerden örnekler veren Yrd. Doç. Dr. Görücü, Türkiye’de mevsimlik tarım işçiliğinin başlangıcı ve ülkemizde tarım işçiliğinin istismarına yönelik yapılan ilk düzenlemeleri aktardı ve günümüzde yasal mevzuattaki boşluklara değindi.
Panelde son olarak Kayısı Araştırma Enstitüsü’nden Ahmet Aslan ise TAGEM’in desteğiyle Malatya özelinde mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarına ilişkin yapılan araştırmanın sonuçlarını paylaştı. Araştırmayı yaparken 250 tarım işçisi, 34 üretici ve 16 aracı ile yüz yüze görüşülerek anket yapıldığını belirten Aslan, ‘Mevsimlik tarım işçileri ile ilgili Malatya özelinde yapılan önemli bir araştırma ve önemli sonuçlara rastlandı” dedi.
Aslan’ın araştırma sonucuna göre verdiği mevsimlik işçilerin konaklama, ulaşım, barınma, çalışma ve yaş ortalamaları ile ilgili bazı bilgiler özetle şöyle:
"Kayısı hasat ve sonrası işlemlerinde çalışmak üzere Malatya iline en fazla Şanlıurfa (%48.8), Adıyaman (%20.4) illerinden işçilerin geldiği, Bu iki ili Malatya’nın(%7,2) farklı ilçelerinde ikamet edip kayısı hasadı için yoğun üreticilik yapılan bölgelerde çalışmaya giden Malatya ikametli gezici işçiler takip etmektedir.
İşçilerin %46’sı erkek, %54’ü kadın işçilerden oluşmaktadır.
Mevsimlik işçilik deneyimi 8,34 yıl ve kayısı işçilik deneyimi 4,44 yıl olarak hesaplanmıştır. İşçilerin genellikle kalabalık ailelere sahiptir.
Ortalama aile nüfus 9,42’dir. En fazla Şanlıurfa 10,23 aile bireyi, En az aile bireyine sahip olanlar 5,0 birey sayısı ile Mersin ilinden gelen gezici tarım işçileridir.
Çalışmak için ile gelen işçilerin yaş ortalaması 26,55 olup hasat ve hasat sonrası işlemlerinde genç işçilerin yoğun olarak kullanılmaktadır.
İşçilerin %47,2 oranında 14-20 yaş aralığındaki işçilerden oluştuğu ve bu grubu %27,2 oranında 21-30 yaş grubu takip etmektedir.
Mevsimlik gezici ve geçici tarım işçilerinin eğitim seviyesi düşük düzeydedir. Ortalama 6,3 yıl seviyesindedir. Göç mevsiminde mevsimlik gezici tarım işçilerinin ikametgâhlarından Malatya iline çalışacakları yerlere ulaşımda genellikle minibüsler kullanılmaktadır.
Mevsimlik gezici tarım işçilerinin konaklama alanları farklılık göstermektedir.
Bu alanlar
1- Yerel yönetimler tarafından hazırlanan alanlar,
2- Üreticilerin belirledikleri yerler veya
3- Mevsimlik gezici tarım işçilerinin seçtiği alanlardan oluşmaktadır.
Yerel yönetimler tarafından belirlenen alanlar genellikle yerleşim yerlerinden uzakta ve birçok altyapı problemini de beraberinde getiren yerler olmaktadır.
Diğer taraftan, üreticilerin belirlediği veya kendi seçtikleri alanlarda temiz su, tuvalet, banyo, elektrik gibi imkanlar ise büyük oranda bulunmamaktadır.
Genel olarak işçilerin büyük çoğunluğu (%76,8) çadırlarda kalmaktadır. Kendi çadırları veya üreticilerin temin ettikleri çadırlarda kalan işçilerin değişik boyutlarda çadırlarda kaldıkları görülmüştür.
Çadırda kalan işçilerin bir çadırda ortalama 6,11 kişi kalmaktadır.
Mevsimlik gezici tarım işçilerinin %89.2’lik kısmı temiz suya sahip iken %10.8’i temiz suya sahip değildir. Çadırlara şebeke suyundan taşıma yolu ile temiz su getirilmektedir. Ayrıca kuyu ve kaynak sularının kullanımı da mevcuttur.
Mevsimlik gezici işçilerin %68.8’i barınaklarında elektrik olduğunu belirtmiştir.
İşçiler kayısı hasat ve sonrası işlemlerden en fazla %81,2 si çekirdek çıkarma işine katılmaktadırlar.
İşlemler belli bir sıraya göre yapılmakta ancak bir işlem bir seferde bitmemektedir.
Kayısı çekirdek çıkarma işgücüne göre hasat miktarı ayarlanmaktadır.
Türkiye’de 2015 yılında mevsimlik tarım işçilerinin günlük ücretleri ortalama 52 TL,
Mevsimlik kadın işçilerin 46 TL olurken;erkek işçi ücretleri 59 TL olmuştur.
Mevsimlik tarım işçilerine yapılan en yüksek günlük ücret ödemesi Kadın işçiler için 63 TL ile Ordu, Erkek işçiler için ise 83 TL ile Konya ilinde gerçekleşmiştir.
Bunun yanında ise en düşük ücret kadın işçiler için 31 TL, erkek işçiler için 40 TL ile Hatay ilinde olmuştur.
Kayısı işçiliğinde alınan ücrete bakıldığında ortalama 40,34 TL ücret alındığı görülmüştür.
İşçilerin % 62’si fiyatların düşük olduğunu ve ortalama 51,77 TL seviyesinde olması gerektiğini belirtirken İşçilerin %38’i fiyatların yeterli olduğunu belirtmiştir.
Alınan ücret %96 oranında iş bitiminde sezonluk olarak ödenmekle birlikte %2,4 haftalık ve %1,6 günlük ücret almaktadır.
Ücretler nakdi olarak ödenmekte ayni ödeme yapılmamaktadır.
Kayısı hasadında çalışan işçilerin %70, 8’i aracıya pay vermektedir.
Aracı ücreti günlük 3,37 TL’dir.
Sadece %29,2’si aracıya pay vermemektedir.
Aracıya pay verme nedeni iş bulma karşılığı olup işçiler bunun zorunlu ve gerekli olduğu konusunda hem fikirdirler.
İşçilerin % 79,2’si kayısı hasadına mevcut şartlarda bir sonraki yıl tekrar geleceğini belirtirken %20,8’ i tekrar gelmeyeceğini belirtmiştir.
Tekrar gelecek olan işçilerin; %84,34’ü mecburiyetten , %10,61’i şartların iyi olması, %5,05’i ise ücret iyi olduğu için tekrar geleceğini belirtmiştir.
Araştırmanın sonucunda ulaşım, barınma, konaklama, sağlık ve eğitim sorunlarına ilişkin öneriler ise şöyle sıralandı:
Ulaşım :
Bu sorunun çözümlenmesinde ulaşımda planlama yapılarak tren, otobüs gibi araçların fiyat indirimi ile kullanımı arttırılmalıdır.
Yol masraflarının bir kısmının kamu kuruluşları veya bahçe sahipleri tarafından karşılanması ulaşım sorunlarını azaltabilir.
Bu dönemde trafik kontrollerinin artırılması, yolculuğun uygun araç ve yolcu sayısıyla gerçekleştirilmesine katkı sağlayacaktır.
Araçlar daha sıkı kontrol edilerek standartları taşımayan araçlar ise kullandırılmamalıdır.
Konaklama:
Konaklama için bazı standartlar getirilmelidir.
Yetiştiricilere çalıştırdıkları işçi sayısına göre standart altyapı hazırlama zorunluluğu getirilmesi uygun olabilecek çözüm yolları arasında yer almaktadır.
Bu zorunluluk temel ihtiyaçları karşılamaya yönelik olmalıdır.
İşçiler için konaklama yeri yapmak isteyen üreticilere düşük faizli kredi imkanı sağlanmalıdır.
Eğitim:
Mevsimlik gezici tarım işçiliği yapan ailelerin zorunlu eğitim çağındaki çocukları, mevsimlik işçilik sebebiyle eğitim öğretim sürecinden uzaklaşmaktadırlar.
Bu kapsamda 2016/5 No’lu Mevsimlik Tarım İşçileri ile Göçer ve Yarı Göçer Ailelerin Çocuklarının Eğitime Erişimi konulu 21.03.2016 tarihli ve 45512797-10.06-E.3243629 sayılı 2016/5 No´lu Genelge yürürlüğe konulmuştur.
Genelge henüz çok yeni olduğundan sonuçlarının etkisi halen görülmemiştir. Yalnız olumlu katkılar sağlayacağı kesindir.
Sağlık:
Bu soruna yönelik olarak kurulacak gezici ekipler ile sağlık taramaları yapılmalıdır.
Hasta olan işçilerin tedavisi için gerekli ilaç ve malzemeler temin edilmelidir.
Engelli ve kronik hastalar için göç etmeyi engellemek için sosyal altyapılar oluşturulmalıdır.
İşçilerin barınma yerlerine seyyar veya kalıcı özellikte tuvalet banyo zorunluluğu kesinlikle getirilmelidir. Özellikle temiz su temini konusunda ulaşmaları kolaylaştırılmalıdır.
Hijyen:
Üreticiler ve işçiler bir gıda maddesi ürettiklerinin bilincine vardırılmalıdır. Bununla ilgili eğitim çalışmaları planlanmalı ve belirli standartlar getirilmelidir.
Ücret
İşçilerin çalışma süreleri belirlenmeli ücretlerin en az asgari ücret seviyesinde olması sağlanmalıdır.
Aracılık:
“Tarımda İş Aracılığı Yönetmeliği” eksiksiz olarak uygulanmalı, yönetmeliğe yapmayan bahçe sahipleri ile tarım aracılarına cezai yaptırım uygulanmasına yönelik yaptırım ve kontrol zorunluluğu getirilmelidir.
Tarım aracılarının kayıtlı olması için, il ve ilçe düzeyinde mülki idare amirleri tarafından sıkı denetimlerin yapılması da sağlanmalıdır.
Çocuk İşçiliği:
ILO’nun 182 sayılı “Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimlerinin Önlenmesi Sözleşmesi”nde; tarımda çocuk işçiliği, çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinden biri olarak tanımlanmaktadır.
Aileler göç ederken çocukları ile beraber hareket ettiklerinden çocuklar küçük yaşlarda tarım işçiliğine başlamaktadır.
14 yaşından küçük çocukların ağır çalışma şartlarına dahil edilmemesi, ailelerin ve aracıların bu konuda bilinçlendirilmesi önemlidir.
Son olarak;
1-Mevsimlik gezici tarım işçileri izleme ve koordinasyon sistemi oluşturulmalıdır.
2- 2017/6 no’lu Başbakanlık Genelgesi gerçek anlamda hayata geçirilmelidir.
3-Sosyal güvence, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yasal düzenlemelerin mevsimlik gezici tarım işçiliğini de kapsayacak şekilde ele alınması gerekmektedir."
Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com