Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerin yıkıma neden olduğu Malatya'daki afetzede akademisyenler, İnönü Üniversitesi yerleşkesinde eski vagonlardan yapılan evlerde yaşamlarını sürdürüyor.
İnönü Üniversitesi, Makine ve Kimya Endüstrisi, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) ve Arçelik'in işbirliğiyle geri dönüşümle ekolojik evlere çevrilen hurda vagonlar, Turgut Özal Tıp Merkezi ve Tıp Fakültesinde görevli öğretim üyelerinin kullanımına tahsis edildi.
Evlerin ısı yalıtımı ve tefrişatı Arçelik, altyapı, elektrik, su ve kanalizasyon bağlantıları ise üniversite tarafından sağlandı.
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, AA muhabirine, 6 Şubat'taki depremden üniversitenin de etkilendiğini belirterek, 6 bin 500 akademik ve idari çalışan arasında 4 kişiden birinin evinin ağır hasarlı olduğunu bildirdi.
Kızılay, depremin hemen ardından hızlı çözümler ürettiklerini, üniversite kampüsünü hem personele hem de tüm şehre açık hale getirdiklerini ve bütün imkanları seferber ettiklerini söyledi.
Üniversite olarak afet öncesi de yeşil, sürdürülebilir kampüs ve ekolojik hayat üzerine büyük tecrübeye sahip olduklarını ifade eden Kızılay, kalıcı barınma alanlarını ekolojik konseptte yapmak için çalışmalara hemen başladıklarını anlattı.
Kızılay, hurdaya ayırılan vagonları, Devlet Demiryolları ve Makine ve Kimya Endüstrisinin desteğiyle aldıklarını aktararak, "Ekolojik mahalleyi burada kurduk. 38 metrekare, 5 kişilik ailenin deprem döneminde yaşayabileceği konut haline getirdik. Her vagonun en az 80, bazılarının 100 metrekare bahçesi var. Kış döneminde olduğumuz için bahçelerin henüz peyzajını, ekim, dikimini ev sakinleri yapamadı. Buradaki hocalarımız, bahçede sebze ekerek toprakla uğraşacak, bir kısmında da peyzaj bitkileri olacak." diye konuştu.
"İnsan kaynağımızın en ön sırasında hocalarımız var"
Vagon evleri özellikle Tıp Fakültesindeki öğretim üyelerine verdiklerini vurgulayan Kızılay, şöyle devam etti:
"Biz tıpta çok güçlü bir üniversiteyiz. En büyük kaygımız, endişemiz beşeri sermayemizin, insan kaynağımızın kaybı. İnsan kaynağımızın da en ön sırasında hocalarımız var. Deprem döneminde diğer hocalarımız uzaktan eğitim verdiler, şimdi yüz yüze eğitime tümüyle geçtik ama tıp hocalarımız görevlerinin başındaydı. Ailelerini bir yerlere koydular, kendileri geldiler, hastanemiz tam hizmet vermeye devam etti. Onkolojide hiç ara vermeden hizmete devam ettik. Bu nedenle tıp hocalarımıza vagon ev sağlamamız, hizmetin yürümesi, insan kaynağımızın buradan göç etmesini önleme bakımından da çok önemli bir fonksiyon icra etti."
Prof. Dr. Kızılay, depremin insanları minimal yaşama alıştırdığını, vagon evinse ekolojik konseptte yeni yaşam sunduğunu, artık toprakla iç içe bir yaşamı merkeze almak gerektiğini ve bu projenin örnek olduğunu dile getirdi.
Yerleşkedeki 90 vagon evin tamamının dolduğunu, yüzde 90'ında öğretim üyelerinin, geri kalanında idari personelin kaldığını aktaran Kızılay, üniversite personeli ve diğer kamu kurumlarının personelinin kaldığı bir konteyner kent de olduğunu kaydetti.
Kızılay, kent insanının kaldığı AFAD'ın en büyük konteyner kentlerinden birinin de kampüste yer aldığını, bu şekliyle de üniversitenin hem personeline hem kamu çalışanlarına hem de Malatyalılara büyük bir hizmet sağlayarak örnek teşkil ettiğini vurguladı.
"Günlük yaşamımızı çok rahat idare ediyoruz"
Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Serhat Toprak, binalarının hasar görmesinden dolayı vagon evde yaşamaya başladıklarını söyledi.
Konteynerin yaklaşık 2 katı büyüklüğündeki vagon evlerde yalıtımın iyi olduğunu anlatan Toprak, "Bir tarafı banyo ve tuvalet, bir tarafı yatak odası ve salon olmak üzere bölümlendirilmiş. Gayet rahat ve kullanışlı. Tezgahında iki ocak var. Lavaboları, su sistemi, ısıtıcısıyla günlük yaşamımızı çok rahat idame ettiriyoruz." dedi.
Toprak'ın eşi felsefe öğretmeni Nuray Toprak da artçı depremlerden sonra evlerinde kalamadıklarını, kızlarının da üniversiteye gitmesinin ardından eşiyle vagon eve taşındıklarını aktararak, "Çok güzel. Bize evimizdeki bütün koşulları sağladı. Memnunum. Şehir merkezinde lisede görev yapıyorum. Gidiş gelişlerde problem yaşamıyorum." ifadesini kullandı.
Sömestirde ailesinin yanına gelen Ege Üniversitesi 4. sınıf öğrencisi Seray Toprak da "Vagon ev güzel bir deneyim. Apartmandan sonra burayı tercih ederim. Her ihtiyacımıza da gayet yeterli şekilde yanıt buluyoruz, o yüzden memnunum, mutluyum." dedi.
Toprak ailesinin diğer kızı Koç Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü hazırlık öğrencisi Sare Toprak ise evin tüm ihtiyaçlarını karşıladığına işaret ederek, "Burada çok mutluyum. Deprem olduğu zaman evde bir şeyin devrilme riski yok. Sıcaklığı da güzel. Soğuk olmuyor." diye konuştu.
Turgut Özal Tıp Merkezi Hemşirelik Hizmetleri Müdürü Selver Ünsal da 3 çocuğu ve eşiyle vagon evde kaldığını, bir evde olması gereken tüm konforu vagon evde sağlayabildiklerini ifade etti.
AA