Hollanda'da Rotterdam Emniyet Müdürü Fred Westerbeke, teşkilattaki polislerin Türk asıllı Hümeyra Ergincanlı'nın ölümüyle ilgili WhatsApp grubu üzerinden yaptıkları görüşmelerde, "Bir Türk'ten daha kurtulduk" ifadelerinin ortaya çıkmasının ardından Türk toplumundan özür diledi.
Hollanda'nın Rotterdam kentindeki Marconiplein Karakolu'nda görevli 5 polis memurunun 24 Mart'ta WhatsApp grubu üzerinden yaptıkları görüşmelerde, göçmen kökenliler için küfür, hakaret ve aşağılayıcı ifadeler kullandıkları ortaya çıktı. Sızdırılan görüşmelerde, polislerin yaklaşık 3 yıl önce okul bahçesinde 7 kurşun ile öldürülen 16 yaşındaki Hümeyra Ergincanlı ile ilgili çirkin ifadeleri olduğu görüldü. Polislerin katilin çalışma cezası alıp kolaylıkla kurtulabileceği ve "O adam doğru olanı yaptı, bir Türk'ten daha kurtulduk" şeklinde ifadeler kullandığı görüldü.
Skandal WhatsApp konuşmalarının sızdırılması sonrası polislerin ceza alması için imza kampanyası başlatıldı. Ailenin avukatı Richard Korver, "Hükümetin ve özellikle polisin Hümeyra'nın ihtiyacı duyduğu korumayı sağlayamaması ve hayatını kaybetmesi, bunun üzerine bu yazışmaların ortaya çıkması burnumuza kötü kokular getiriyor. Aile emniyetten somut adımlar bekliyor, yapılan önlemler ve atılan adımlar yeterli değildir" dedi.
"Rotterdam emniyetin içerisinde ırkçı problemlerin olduğunu kabul ediyoruz"
İmza kampanyasının hızlı bir şekilde yayılmasının ardından dün gece Rotterdam Emniyet Müdürü Fred Westerbeke katıldığı radyo programında hayatını kaybeden Hümeyra Ergincanlı'nın ailesinden, Türk toplumundan ve bu yazışmalardan rahatsız olan herkesten özür diledi. Westerberk, "Rotterdam emniyetin içerisinde ırkçı problemlerin olduğunu kabul ediyoruz" diyerek bunun yalnızca Rotterdam'da değil, Hollanda’nın genelinde olduğunu itiraf etti.
Westerbeke, bunun önüne geçmek için "Polis herkesin için var" adıyla bir program hazırladıklarını açıklayarak emniyet mensuplarının ırkçılık ve etnik köken sorunlarını eğitim vererek çözebileceğini düşündüğünü ifade etti. Ayrıca bu eğitimin yalnızca polisler için olmayacağını, emniyet müdürlerinin de dahil edileceğini belirten Westerbeke, bundan sonra göçmen polisler için istihdam sağlayacaklarını dile getirdi. Westerbeke, "Yüzde 30-35 arası göçmen kökenli polis görevlendirmek istiyoruz" ifadeleri kullandı.
Whatsapp görüşmelerinde yer alan polisler ile ilgili gerekli uyarıların yapıldığını aktaran Emniyet Müdürü Westerbeke, söz konusu polislerin yakın takibe alındıklarını, ancak görevlerine son verilmediğini bildirdi.
Hollanda’da büyüyen sistematik ırkçılık
Hollanda’da son yıllarda artan ırkçılık krizi giderek derinleşiyor. Başbakan Mark Rutte ve kabinesi, meclisin yaptığı soruşturma sonucu çocuk bakım ödeneği alan 30 binden fazla göçmen kökenli aileyi dolandırıcılıkla suçlayıp zarara uğratıldığını ortaya çıkarması ile 15 Ocak’ta istifa etmişti. Bu sistemin Rutte döneminde defalarca gündem olmasına rağmen herhangi bir koruyucu önlem alınmadı ve devlet politikası olduğu gerekçesiyle mahkemeler aileleri suçlu buldu. Olayların ardından çok sayıda aile dağılırken, bazı çocuklar da devlet tarafından ailelerinden koparıldı. Söz konusu skandalı araştıran komisyon, hazırladığı dosyayı "Benzeri görülmemiş adaletsizlik" olarak nitelendirmişti.
Ülkede 17 Mart'ta yapılan seçimlerde Hollanda’nın senatosuna ikinci büyük parti olarak giren Forum Voor Democratie (FDV) partisi, birkaç ay önce antisemitizm söylemleri ile gündeme düşmüş, siyahilere yönelik çirkin ifadeler kullanıldığı ortaya çıkmıştı.
Seçimlerde Hollanda’nın üçüncü büyük partisi olan Partij voor de Vrijheid'in (PVV) lideri Geert Wilders, meclise giren ilk başörtülü milletvekili hakkında, "Hollanda için kara bir gün" ifadelerini kullanmıştı. Irkçı söylemleri ile bilinen Wilders, seçim kampanyasında Hollanda'yı İslamiyet'ten arındırmak için bir bakanlık kurulması yönünde de skandal bir vaatte bulunmuştu.
Roterdam, iha