SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Huduti'ye 'Cemal Gürsel Rolü' Teklif Edilmiş

0
Güncellendi - 2017-01-31 19:21:03
Huduti'ye 'Cemal Gürsel Rolü' Teklif Edilmiş
A- A+ PAYLAŞ

  • Eski Ordu Komutanı Adem Huduti, darbecilerin kendisine başlarına geçmesi için teklifte bulunduklarını söyledi. Bu doğrultuda, Huduti'nin darbenin başına geçmek üzere Ankara'ya götürülmek istendiği, bunun için uçak hazırlanması emri verdikleri öne sürüldü. 

2. Ordu’nun eski komutanı Orgeneral Adem Huduti’nin, Malatya darbe girişimi dosyasındaki ifadelerde darbe girişimi gecesi, Malatya’dan İnsanlı Keşif Uçağı (İKU) ile Ankara’ya götürülmek istendiği, ancak uçağın kaldırılmaması nedeniyle bu girişimin başarısızlıkla sonuçlandığı ortaya çıkarken, Huduti ise, ifadesinde, 27 Mayıs 1960 darbesinde İzmir’den Ankara’ya getirilen ve darbenin lideri yapılan Cemal Gürsel örneğini vererek, kendisine kalkışmacıların başına geçmesinin teklif edildiğini açıkladı.

Malatya Cumhuriyet Başsavcısı Ergül Yılmaz ve Malatya Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Badem tarafından hazırlanan Malatya’daki darbe girişimine ilişkin iddianamenin dosyasında yer alan bazı ifadelerde dikkat çeken ayrıntılar yeraldı. İddianamede, 'Yurtta Sulh Konseyi' tarafından yayınlanan mesaj formunda "görevine devam" şeklinde ibare yeralan 2. Ordu'nun eski komutanı Orgeneral Adem Huduti'nin, darbe girişiminin başarısız olmasının ardından taraf değiştirdiği ve darbe karşıtı rol üstlendiği öne sürülüyor.

GÜRSEL ZORUNLU İZİNDEYKEN İHTİLAL KOMİTESİNİN BAŞINA GETİRİLMİŞTİ..

Orgeneral Cemal Gürsel, 27 Mayıs 1960 darbesinden önce, Kara Kuvvetleri Komutanı iken 3 Mayıs 1960 tarihinde Cumhurbaşkanı Celâl Bayar'ın istifasını istediği bir mektup yazmış, Başbakan Adnan Menderes'in halk tarafından çok sevildiğini belirterek Bayar yerine Cumhurbaşkanlığına getirilmesini önermiş, bunun üzerine iki ay sonra res'en emekliliğe sevk edilmek üzere zorunlu izinle İzmir'e gitmişti.

27 Mayıs 1960 tarihinde Albay ve daha alt kademedeki subaylarca gerçekleştirilen darbe sonrasında 3. Ordu Komutanı Orgeneral Ragıp Gümüşpala'nın Milli Birlik Komitesi'ne (MBK) liderlerinin kim olduğunu sorması ve eğer başlarında kendisinden daha kıdemli bir asker olmadığı takdirde 3. Ordu ile birlikte Erzurum'dan Ankara'ya yürüyüp isyana son vereceğini bildirmesi üzerine, ihtilalciler zorunlu izindeki Orgeneral Cemal Gürsel'i askeri uçakla İzmir'den Ankara'ya getirtmiş ve ihtilalci Milli Birlik Komitesi'nin başkanı yapmış, daha sonra da Türkiye Cumhuriyeti'nin 4'üncü Cumhurbaşkanı olarak seçtirmişti.

“CEMAL GÜRSEL GİBİ BAŞLARINA İSTEDİLER BENİ”

2. Ordu eski Komutanı Adem Huduti, Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği ifadesinde, “Albay Bahadır Erdemli bana odadaki konuşmalar sırasında bu işten dönmeyeceklerini, ölümü göze aldıklarını, başarıya ulaşabilmek için kendilerinin başına benim geçmemi ve tüm idareyi elime almamı istedi. Geçmiş tarihte buna benzer ihtilallerde veya darbe teşebbüslerinde alt rütbeli subaylar kalkışma sonrasında ilk etapta olay ile ilgisi bulunmayan herhangi bir orgenerali ikna etmek sureti ile kendilerinin başına geçmişlerdir. Orgeneral Cemal Gürsel’de olduğu gibi. Ben de kendilerine her seferde yaptıklarının yanlış olduğunu, emir komuta zinciri dışına çıkmamalarını, derhal silahlarını bırakmalarını, herhangi bir şekilde çatışmaya girmemelerini, kışla da çatışma olmamasını söyledim. Ancak ikna olmadılar.” diyerek kendisine yapılan teklifi ve cevabını anlattı.

"NEYİN TAŞINACAĞINI, NEREYE GİDECEĞİNİ SORDUK.."

Görevi 15 Temmuz 2016 tarihinde yeni komutan Albay Hakan Keleş'e devretmesine rağmen, yeniden kışlaya gelen Malatya Kara Havacılık eski Alay Komutanı Albay Mustafa Özkan ifadesinde, “Saat 22.30 sıralarında Bahadır Erdemli, yeni Alay Komutanı Hakan Keleş'i arayarak İKU'nun hazır olmasını telefonla söylemiş. Hakan Keleş, Bahadır Erdemli'ye yakıt durumunu, pilotların gelmesinin ve diğer sebepleri söyleyerek bu sürenin 1,5 saati bulacağını belirtip, süreyi uzatmak istedi. Daha sonra da Bahadır Erdemli yaklaşık 15 dakikada bir telefonla arayarak İKU'nun hazır olup olmadığını söylüyordu. Bir görüşmede de beni telefona isteyerek İKU'nun neden hazırlanmadığını sordu. Bende kendisine Alayı devrettiğimi, Hakan Albay'ın yeni komutan olduğunu, ona sorması gerektiğini söyledim. Bu esnada 2. Ordu Karargahından Ordu Komutanının İcra Subayı Binbaşı Eyüp Kök, Kara Havacılık Alay Komutanlığına geldi ve bulunduğumuz makam odasına çıktı. Hakan Albay'a ve bana İKU'nun neden hazır olmadığını, ne zaman hazır olacağını sordu. Bizde aynı gerekçeleri söyleyerek biraz zaman alacağını belirttik. Aynı soruyu kendisine de yöneterek İKU ile neyin taşınacağını nereye gideceğini sorduk. Ancak cevap alamadık.” dedi.

“HEM ANKARA’DAN, HEMDE 2. ORDU’DAN İKU HAZIR ETMEMİ İSTEDİLER”

Kara Havacılık Komutanı olan ve görevi 15 Temmuz 2016 günü devralan Albay Hakan Keleş ise, ‘tanık’ sıfatıyla verdiği ifadesinde, “2. Ordu'dan Bahadır Erdemli Albay askeri hattan beni arayarak bir tane İKU (insanlı keşif uçağı) hazır etmemi, İKU'nun Ankara'ya gideceğini söyledi. Ben niçin gideceksiniz dediğimde, bir cevap vermedi. Bana Mustafa Özkan Albay geldi mi diye sordu. O sırada da Mustafa Özkan gelmişti. Bende kendisine burada ne yapacaksın diye söyledim. O da emir komutaya Mustafa Özkan'ın devam etmesini söyledi. Bende kendisine 'Ne saçmalıyorsun, devir teslim oldu' dedim. Bana 'Mustafa Albay ile görüşebilir miyim' dedi. Bende telefonu Mustafa Albay'a verdim. Mustafa Albay, Bahadır Erdemli'ye ‘Emir komutayı komutanıma verdim, benim bakmamı istiyorsanız yazılı emir verin' dedi ve telefonu kapattı. Ben bu arada diğer illerle de irtibata geçerek nasıl önlem aldıklarını ve durumu öğrenmeye çalışıyordum. Kimseye ulaşamadım. Bu arada yine Avni Angun ile bir telefon görüşmemiz oldu. Kendisine " İKU istendiğini "söyledim. O da bana ‘Kesinlikle İKU'yu kaldırma.’dedi. Kara Havacılık Kurmay Başkanı Mehmet Şahin'i tekrar aradım. Kendisine ulaştım. Kendisi bana "Kara Havacılık Okul Komutanı Ünsal Coşkun burada, telefonu ona veriyorum" dedi. Ünsal Coşkun Paşa bana "Hakan Genelkurmayın emirleri, 2. Ordu'nun emirlerine uy" dedi. Ben Hakan Atınç Paşa ile görüşmek istedim. Bana ‘Hakan Atınç Paşa müsait değil, seninle görüşemez’ dedi. İKU Kısım Komutanı Yasin Yüzbaşıyı çağırarak ‘Ordunun İKU istediğini, kesinlikle kalkmayacağını söyledim, eğer silah bile dayarsalar motor çalıştırıp, pist başına gitmesini, gerekirse motorları arızalandırarak kalkmamasını, kesin emrim olduğunu.’ söyledim. 2. Ordu 'dan da Kara Havacılık Alay Komutanlığına Mustafa Özkan'ın devam etmesini emreden mesaj emri aldım. Hemen arkasından Bahadır Albay arayarak ‘Emri görüp görmediğimi‘ sordu. Bende ‘Görevime devam ediyorum.’ dedim ve akabinde İKU'nun hazır olup olmadığını, ne zaman hazırlanacağını sordu. Bende, ‘1-1,5 saat sürebileceğini’ söyledim. Ve daha sonraki aramalarında telefonlarına çıkmadım. Kara Havacılık Komutanlığından Ünsal Paşa tekrar beni arayarak ‘İKU'yu çabuk hazır etmemi, 2. Ordu emirlerine uymamı tekrar .’ söyledi. Bende, ‘ tamam komutanım.’ diyerek kapattım. Saat 04.00-05.00 sıralarında Ankara'dan Ünsal Paşa önce askeri hattan aradı. Cevap vermeyince cep telefonundan aradı. Yine kendisine cevap vermedim.”dedi.

KARAKOLA SALDIRI YALANI..

Albay Hakan Keleş, darbeciler tarafından kendisine söylenen bir 'yalanı' da ifadesinde şöyle anlattı:

“Sabah saat 07.00 sıralarında ise, Avni Paşa beni arayarak ‘Şemdinli Tekeli bölgesinde bir karakola saldırı olduğu, durumun kötü olduğunu, bir İKU'yu hazır etmemi.’ söyledi. Bende görevlilere saldırı olup olmadığını teyit etmelerini söyledim. Bu arada da nizamiyeye gelip içeri girmeye çalışan İKU pilotlarının içeriye giremediğini öğrenince nizamiyeye gittim ve oradaki emniyet görevlilerine Şemdinli Tekeli bölgesinde saldırı olduğunu, pilotların içeri girmeleri gerektiğini, 2. Ordu'nun İKU istediğini söyledim. Emniyet görevlilerinin bu durumu Vali Bey'e ileteceklerini ve bize bilgi vereceklerin söylediler. Daha sonra bize dönerek içeriye kimsenin giremeyeceğini ilettiler. Bende Avni Paşa'yı tekrar telefonla arayarak bu hususu kendisine söyledim. Kendisi de bana ‘Tamam oldu’ dedi. Başka bir tepki vermedi ve telefonu kapattı. Daha sonra yaptığımız araştırmalarda ve teyit konusunda da Şemdinli Tekeli bölgesinde herhangi bir saldırı olmadığını öğrendik. Bu saatten sonra da alay içerisindeki emniyet tedbirlerini uyguladık. Piste araçlar çekerek herhangi bir uçağın helikopterin inip - kalkmasını önledik. Hava araçlarını parça sökerek gayrifaal hale getirdik. Ben Avni Angun'un olayların başındaki tavrına Anayasal düzene karşı yani darbecilere karşı bir tavır olarak algıladım. Ancak daha sonraki tavırları ve terör saldırısı olmadığı halde İKU istemesindeki maksadı anlamadım. Zaten 2. Ordu'da bu kalkışmadan dolayı izleme merkezinin faal olmaması ve ülkenin durumu göz önüne alındığında, Şemdinli Bölgesindeki bir terör saldırısının 2. Ordu'ya ulaştırılması ve bunun için İKU istenmesi bana tuhaf geldi. Anlamlandıramadım. Bana 2. Ordu'nun emirlerine uyun diye emir veren Kara Havacılık Okul Komutanı Ünsal Coşkun Ankara'da tutuklandı. Avni Angun ile sabaha yakın telefon konuşmamızda sesinden rahat bir ortamda olduğu anladım.”

“ANKARA’YA GİTSE İYİ OLUR”

2. Ordu Eski Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun da, Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği ifadesinde, “Serdar Paşa'yı makama çağırarak ne istediklerini, niçin böyle davrandıklarını, benimle komutanıma (Adem Huduti'ye) niçin böyle davrandıklarını, taleplerinin ne olduğunu, adamları ikna etmelerini söyledim. Bu sırada komutanım da telefon görüşmeleri yapıyordu. Serdar Paşa bana bu sözlerim üzerine ‘Komutan Ankara'ya gitse iyi olur’ dedi. Bende ‘Bu nasıl söz, komutan niçin Ankara'ya gitsin, senden emir mi alacak' dedim. Ancak aynı sözü tekrarladı” dedi.

Malatya 2. Ordu Komutanlığı eski İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili ise, Cumhuriyet Başsavcılığı'nda, Avni Paşa'nın Ordu Komutanı Adem Paşa'nın odasında bulunduğu sırada kendisinin Avni Paşa'ya Ordu Komutanını kastederek ‘Ankara'ya gitse iyi olur.’ şeklinde bir söz sarf edip etmediği konusu sorulduğunda, “Doğrudur. Ben böyle bir cümle kullandım. Buradaki amacım Ordu Komutanımızın bu karmaşa içerisinde kalıp zarar görmesini engellemekti.” cevabını verdi.

“HUDUTİ PAŞA BİZE ‘TESLİM OLUN’ DEMEDİ”

2. Ordu eski Harekat Destek Yarbaşkanı Tuğgeneral Zeki Karataş da Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği ifadesinde, “2. Ordu Komutanı Adem Huduti karargahta bulunduğumuz süre zarfında bizlerin teslim olması veya dışarıdaki çatışmanın durması konusunda bana ve orada bulunan Mustafa Serdar Sevgili'ye ve Albay Bahadır Erdemli'ye bir talimat vermedi. Ben şahit olmadım. Şayet böyle bir talimat vermiş olsaydı ben bu talimata uyardım. Şahıs olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinde emir komuta zincirinden ayrılmadım.” ifadelerini kaydetti.

“HUDUTİ PAŞA OLUMLU YA DA OLUMSUZ KARAR VERMEKTE ZORLANDI”

Malatya’daki darbe girişiminin "elebaşı" olduğu ve 2 tuğgenerale dahi emirler verdiği öne sürülen Albay Bahadır Erdemli ise Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği ifadesinde, “Mesajda (Yurtta Sulh Konseyi'nden gelen) ne emredilmişse onu yapma konusunda kararlıydım. Hiçbir tereddüt göstermedim. Aynı şekilde Yüzbaşı Kemal Keskin, Binbaşı Fatih Kılıç, Binbaşı İbrahim Dede, Yarbay Ahmet benim gibi hiçbir tereddüt göstermeyen arkadaşlarımdı. Tuğgeneraller Serdar ve Zeki tam net bir duruş sergileyemediler. Avni Paşa'ya güvenim yoktur. Adem Paşa ise ilk etapta olumlu veya olumsuz karar vermekte zorlandı. Yukarıdakilerle temas kurup kararını netleştirmek istedi ancak sonraları bu işin olamayacağını ve uygun olmadığını söylemeye başladı.” İfadelerini kaydetti.

“BANA ‘HUDUTİ PAŞA KEŞİF UÇAĞI İLE GİTMEK İSTİYOR’ DEDİLER”

2. Ordu’da görevli Binbaşı Eyüp Kök ise ifadesinde şunları söyledi:

“Zeki Karataş, Mustafa Serdar Sevgili ve Bahadır Erdemli, Adem Huduti 'nin odasında bulunuyorlardı. Ben bu odaya giremedim. Koridorda bulunduğum saat 00.00 sıralarında Zeki Karataş, Mustafa Serdar Sevgili ve Bahadır Erdemli, yanıma gelerek Adem Huduti Paşa'nın insansız keşif uçağı ile gitmek istediğini, Kara Havacılık Alay Komutanlığı ile görüşmemi emrettiler. Ancak nereye gideceğini söylemediler. Bende Kara Havacılık Alay Komutanlığına gittim. Orada Kara Havacılık Alay Komutanlığı'nın ismini bilmediğim yeni komutanı ve eski komutanı Mustafa Özkan bulunuyordu. Ben kendilerine bu hususu izah ettim. Onlarda bana bir saat içerisinde uçağın hazır olacağını söylediler. Bu sırada eski Alay Komutanı Mustafa Özkan telefonla 2. Orduda bulunan Bahadır Albay'la da görüştü. Bende sonradan oradan ayrılarak 2. Ordu Karargahına geldim ve uçağın 1 saat içerisinde hazır olacağını Bahadır Albay'a bildirdim.”

“HUDUTİ’YE BAŞIMIZA GEÇİN’ DENDİ”

2. Ordu eski Komutanı Adem Huduti’nin emir subayı Binbaşı Sedat Kaya'nın da, “Ben Kurmay Başkanımız Avni Paşa ve komutanımız Adem Paşa içeride iken Bahadır Erdemli Albay odaya girdi. Yaklaşık yarım saat boyunca konuşuldu. Bu konuşmanın özünde Bahadır Albay komutanımıza ‘Komutanım ihtilal oldu, devleti ele geçiriyoruz, sizinde başımızda olmanızı istiyoruz.’ şeklinde söylüyordu. Komutan çok sert bir şekilde ‘Ben zaten başınızdayım, sizin komutanınızım, ne demek istiyorsun.’ şeklinde karşılık verdi.” şeklinde ifade verdiği bildirildi.

“HUDUTİ PAŞA BİZİMLE HAREKET EDİYORDU” İDDİASI..

Darbe girişimi sırasında Vali Mustafa Toprak’a Ordu Karargahı nizamiyesi önünde silah doğrultan ve sonrasında çatışmada yaralanan Yüzbaşı Kemal Keskin ise ifadesinde, “2. Ordu Komutanı Adem Huduti ve Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun'un bizimle birlikte hareket ettiğini düşünüyorum, bize aksi bir bilgi gelmiş değildi.” dedi.

“HUDUTİ REHİN ALINMADI, İSTESEYDİ DİĞERLERİNİ DERDEST EDEBİLİRDİK”

Adem Huduti'nin koruması olarak görev yapan Astsubay Bilal Süydünlü de Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği ifadesinde şunları söyledi:

“2. Ordu Komutanı Adem Huduti rehin alınmadı, ben böyle bir şeye tanık olmadım. Çünkü benimle görüşüyordu, diğer koruma astsubayı ve emir astsubayları ile görüşüyordu. Sedat Kaya yanındaydı. Eğer Adem Huduti rehin alınmış olsa idi, ben rehin alan kişilere karşı kesinlikle müdahalede bulunurdum. Bana, böyle bir talimat da verilmedi, bana verilen talimat sadece komutanın kapısının önünde silahla nöbet tutmaktı. Benim düşüncem Adem Huduti'nin diğer kişileri ikna yoluyla teslim etmeye çalıştığıdır. Ama bize emir verilmiş olsa idi darbeci olarak bilinen kişileri derdest edebilirdik.”

"GENELKURMAY BAŞKANI BENİ ARADI.."

Öte yandan, eski Ordu Komutanı Huduti ifadesinde ayrıca, Malatya'da darbe girişiminin sonuçlanmasını da ifadesinde detaylarıyla anlattı.

16 Temmuz Cumartesi günü saat 09.00'dan sonra, olağan olmayan bir şekilde Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral Mustafa Özsoy'un kendisini aradığını, olaylardan haberdar olup olmadığını öğrenmeye çalıştığını belirttikten sonra, darbe girişimi sonrası Akıncılar Üssü'ne götürülen Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın, Özsoy'la görüşmesinden bir süre sonra cep telefonundan kendisini aradığını bildirdi ve şunları söyledi:

"Mustafa Özsoy ile yaptığım birinci görüşmeden sonra beni cep telefonu ile sayın Genelkurmay Başkanımız (Hulusi Akar) aradı, bana kendisinin tutulduğu Akıncılar üssünde darbeciler ile anlaştıklarını, mutabakata vardıklarını ve uygulamanın aşağıda belirtildiği şekilde olacağını söyledi, birinci bölümü jandarma ve polisin ateşi kesip geri çekileceği, ikinci adım olarak bizi baskı altında tutanların başındaki kişiyi çağırmamı, Ankara'daki kendi emir aldığı kişiler ile görüşmesini, onların bu mutabakatı kendilerine tebliğ edeceğini, bilahare silahlarından tecrit edileceklerini, Emniyete alınacakları ve adalete teslim edilerek gereğinin yapılacağını söyledi, başka bir durum söz konusu olur ise beni aradığı numaradan geri dönüş yapmamı emretti. Ben de bu durumu Vali beye ilettim, ateş etmemelerini, aksi halde kişilerin ölebileceğini, bunun vicdani bir sorumluluk doğurduğuna ikna ederek zaman tanınmasını rica ettim. Daha sonra da Bahadır Albay ile Mustafa Serdar Sevgili paşaya durumu ilettim, kendileri dışarı girip çıktılar, epey oyaladılar, fakat daha sonra gelerek anlaşmaya uyacaklarını ve teslim olacaklarını ifade ettiler. Sonrasında silahlarını bıraktılar, kendilerini derdest ettik, bir minibüs hazırlattırdım. Operasyonda olan Jandarma Yarbay Şahin bey ile irtibata geçip üç kişilik bir tim gönderip söz konusu aracı içeriden emniyete almalarını önüne ve arkasına eskort koyarak bu kişileri güvenli şekilde askeri cezaevine götürmelerini istedim. Bilahare Vali beyi telefon ile arayarak görüştüm. Olaylar bu şekilde neticelendikten sonra Genelkurmay Başkanımıza bilgi vermek için beni ara dediği telefon numarasını yeniden çevirdiğimde eski Milli Savunma Bakanı şu anda Milli Eğitim Bakanımız olan İsmet Yılmaz bey çıktı, kendimi takdim ederek komutan ile görüşmek istediğimi beyan ettim, faaliyetin bittiğini kişilerin teslim olduğunu, diğer birliklerimizde de herhangi bir faaliyet olmadığını, kendisine bildirdim."

BİR ARA VAZGEÇMİŞLER..

Bu arada, darbecilerden Binbaşı İbrahim Dede'nin ifadesi de, 2. Ordu Karargahı'ndaki darbecilerin gece yarısından sonra "vazgeçme" düşüncesine geldikleri, ancak daha sonra bundan vazgeçtiklerini ortaya koydu.

Dede'nin konuya ilişkin ifadesi şöyle:

"...Saat 01.00 sıraları olabilir. Bahadır Albay, Zeki Paşa ve Serdar Paşa nizamiyeye geldiler. Ordu Komutanının korumaları ve emir subayı her üçünün silahlarını teslim almışlar. Kendileri de Kemal (Yüzbaşı Kemal Keskin) ve bana artık bu işi uzatmayalım, bırakalım gibi ikna edici sözler söyleriler. Ancak orada tekrar aramızda bir değerlendirme yaptık. Devam etme yönünde karar verdik. Tekrar silahlarımızı aldık. Kemal nizamiyede kaldı. Biz dördümüz tekrar komuta katına giderek oranın emniyetini aldık. Bir müddet sonra Bahadır Albay'ım Kurmay Başkanını ve Ordu Komutanımız Adem Paşa'yı Ordu Komutanının odasından çıkartı. Şeref odasına geçirdi. Daha sonra komuta katının üst katını Binbaşı Fatih Kılıç emniyetini aldı. Bende alt kata giderek giriş kısmının emniyetini aldım.."

İLK DURUŞMA 7 MART'TA..

2. Ordu ve 7. Ana Jet Üssü'ndeki darbe girişimi ile ilgili olarak Eski Ordu Komutanı Adem Huduti dahil 5'i general 28 tutuklusu, 1'i general 48 tutuksuz sanığı bulunan toplam 76 asker sanıklı davanın ilk duruşması 7 Mart'ta yapılacak.

166 sayfalık iddianamede suçlanan asker sanıklardan 6’sı general 33 subay, 4 astsubay, 2 Uzman Çavuş ile 37 er ve erbaş (er- onbaşı) rütbesinde.

Malatya Cumhuriyet Başsavcısı Ergül Yılmaz ve Malatya Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Badem tarafından hazırlanan 1 iddianamede, 2. Ordu’nun eski komutanı Orgeneral Adem Huduti  1 numaralı şüpheli, 2. Ordu eski Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun ikinci şüpheli,  2. Ordu eski İdari Kurmay Yarbaşkanı Mustafa Serdar Sevgili üçüncü şüpheli,  2. Ordu eski Harekat Destek Yarbaşkanı Tuğgeneral Zeki Karataş dördüncü şüpheli,  2. Ordu eski Komutanlığı Harekat Kurmay Yarbaşkanı  Tuğgeneral Ersin Yıldırım beşinci şüpheli (tutuksuz),  7. Ana Jet Üssü’nün eski Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık altıncı şüpheli olarak yer alıyor.

Dava, Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.

Burhan KARADUMAN, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

2 yorum yapılmış

  • Yerelli (7 yıl önce)
    Kefen giyip atına binip tek başına düşmana saldıran, beni seven arkamdan gelsin diyen ordunun KOMUTANI, Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum diyen bir ordunun KOMUTANI, Serdarı, Selâhaddin Eyyubi’si ne hallere düşmüş! O yeminin bir bölümünde “vatan için canını seve seve feda etmek” şeref ve şehitliği mertebesi varken, şimdi bir köşede çürüyerek ölümü beklemek acısını, Allah, kimseye vermesin, soğuktan uyuşmuş yılanlara güneş göstermesin…
    0
    0
    Yanıtla
  • hasan (7 yıl önce)
    Bir Albay ordu komutanı bir general a bu şekilde konuşamaz konuşsa bile derhal disiplin subayın tarafında tutuklaması gerek Adem huduti işin içinde olduğu için işi oyalama taktiğin uygulamış
    0
    0
    Yanıtla