SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Hukuku Hiçe Sayıp Tapulu Mallara El Koymuşlar!.

Hukuku Hiçe Sayıp Tapulu Mallara El Koymuşlar!.
A- A+ PAYLAŞ

6 Şubat depremlerinden sonra, Malatya'da belirlenen rezerv alanlardaki haksız, hukuksuz ve kapalı kapılar ardından yapılan uygulamalar tepki çekmeye devam ediyor.

Rezerv alan sınırında kalan sağlam binaların hiç bir gerekçe gösterilmeden tahliye edilmeye ve ardından yıkmaya çalışılması çabaları sonrasında, mülklerinin akıbeti konusunda endişe eden bazı vatandaşlar yargı yoluna başvurarak hukuki süreç başlatmışlardı.

Hasarsız gayrimenkulünün hiçbir gerekçe gösterilmeden yıkılmaya çalışılmasına karşı yargıya başvuran bir vatandaşın, yürütmeyi durdurma kararına rağmen tapusuna el konularak hazineye devredilmesiyle sonuçlanan haksız, hukuksuz, gizli, saklı ve keyfi uygulamalarla dolu süreç bu kadarına da pes dedirtti.

Bina Sahiplerine Haber Bile Vermeden 'Karot Almaya' Çalıştılar

Geçtiğimiz yıl Kasım ayında, mülk sahiplerine hiçbir bilgi verilmeden İnönü Caddesi'ndeki binalardan 'karot alma' girişimiyle başlayan süreç sonrasında hukuki hakkını aramak için yargıya başvuran bir vatandaşın başından geçenlerin öyküsü şöyle:

Nisan 2023 tarihinde binadan henüz karot örneği alınmadan ve haklı bir yıkım gerekçesi bile gösterilmeden Malatya Kentsel Dönüşüm  Müdürlüğü'nce, binanın 15 gün içinde tahliye edilmesi ve ardından yıkım işlemlerinin başlayacağı yönünde 'ilanen tebligat' yapıldı.

Binaya asılan tebligat ile neye uğradığını şaşıran vatandaş, konuyla ilgili hiç bir bilgi alamayınca idare mahkemesine başvurarak hukuki işlem başlattı.

Tahliye İçin Hukuki Olmayan Bir Gerekçe İleri Sürüldü

Mahkeme, işlemi yapan kurumlara bina ile ilgili bir yıkım kararının alınıp alınmadığını ve riskli yapı tespitinin yapılıp yapılmadığını sordu. Ancak, Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü tarafından  mahkemeye ne yıkım kararı ne de riskli yapı tespiti ile ilgili  bir belge gönderildi. Verilen cevapta, riskli yapı tespiti yapılmayan bina için tahliyenin hukuki bir zorunluluk olduğuna dair gerçeği yansıtmayan bir gerekçe de sunuldu.

Bina ile ilgili yıkım kararının olmadığı ve riskli yapı tespiti yapılmadığı anlaşılınca, mahkeme tahliye yönünden yürütmeyi durdurma kararı vererek, yıkım yönünden ise davalı idarenin birinci savunmasından sonra karar verilmesini kararlaştırdı.

Mahkemeyi Yanıltmak İçin Olmayan İşlemler Yapılmış Gibi Bildirildi!.

Sonraki süreçte; Haziran ayında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nce mahkemeye gönderilen yazıda, "Yapının Rezerv Yapı Alanı içerisinde yer aldığı ve yapıya dair 6306 sayılı Kanun'un 6/A maddesi kapsamında Bakanlığımız talebi üzerine 'Resen Riskli Yapı Tespiti' işlemi gerçekleştirildiği görülmüştür." ifadelerine yer verildi. Müdürlük tarafından mahkemeye gönderilen yazıda, güya hak sahibi tarafından tespite itiraz yapıldığı, 'Elazığ Teknik Heyeti'nce itirazların değerlendirildiği ve yapının riskli olduğuna dair kanaat getirildiği  de yer aldı.

Hâlbuki davaya konu olan bina için bu yazının gönderildiği tarihe kadar hiçbir 'Riskli Yapı Tespiti' yapılmamıştı. Binayı ne pahasına olursa olsun yıkmaya çalışan idare, mahkemeyi yanıltmada dahil her türlü yöntemi denemeye başlamıştı.

Mahkeme Çelişkiyi Fark Etti

Mahkemenin de çelişkiyi fark etmesi üzerine aldığı kararda, önce bina ilgili riskli yapı ve yıkım kararının bulunmadığının bildirildiğini, sonra ise taşınmaz ile ilgili re'sen riskli yapı işlemini gerçekleştirildiğini ve bu duruma hak sahibi tarafından itiraz edildiği ve itirazın reddedildiği bilgisinin verildiği ve bu nedenle, 'tereddütün hasıl olduğu' belirtildi.

Karot Alındı, Sonuçları Sır Gibi Saklandı

Sürecin devamında; Temmuz ayının sonunda binadan karot örneği alınarak çeşitli teknik incelemeler yapıldı. Ancak yapılan işlemlerin sonucu ile ilgili ne gayrimenkul sahibine ne de mahkemeye hiç bir bilgi verilmedi.

İdare Mahkemesi Yürütmenin Durdurulmasına Karar Verdi

Mahkeme Eylül ayında aldığı kararda ise 'Hukuka aykırılığı açık olan dava konusu tahliye işleminin, uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğurabileceğinden 2577 Sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına' karar verdi.

Bölge İdare Mahkemesi İtirazı Reddetti

Bunun üzerine Malatya Valiliği ve Kentsel Dönüşüm Başkanlığı tarafından yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilen karara ilişkin Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi'ne itiraz edildi. İtirazı değerlendiren Bölge İdare Mahkemesi ise dava dosyasındaki mevcut bilgi ve belgelere göre, İdare Mahkemesinin yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilen kararında yasaya aykırılık bulunmadığını belirterek, Malatya Valiliği ve Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'nın itiraz istemini oybirliği ile reddetti.

Yürütmenin Durdurulması Kararına Rağmen Binaya El Konuldu

Mahkemelerin yürütmeyi durdurma kararları vermesi ve davaların devam etmesine aldırış etmeyen Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ise çareyi, hukuk sürecini hiçe sayıp, binanın tapularına el koyarak Hazine'ye devretmekte buldu.

Binalarının haksız yere hazineye devredildiğini belirten vatandaşlar ise, dava devam ederken ve yürütmeyi durdurma kararları varken tapularına el konulmasının kabul edilemez olduğunu belirtti. Vatandaşlar tapularına el konulması süreci ile ilgili de hukuki işlem başlattıklarını ifade ettiler.

Amaç Mahkeme Kararlarını Hiçe Sayarak Binayı Yıkmak

Vatandaşlar tapularının hukuki süreç devam ederken Hazine’ye devredilmesini,  “Bu uygulamanın amacı, gayrimenkulun boşaltılması ve yıkımını önleyen mahkemelerin yürütmeyi durdurma kararlarını hiçe sayarak, başka bir yolla gayrimenkulü tahliye ettirip ve yıkmak” olarak değerlendiriyorlar.

malatyahaber.com

FOTO: Arşiv

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

5 yorum yapılmış

  • Nkade (39 dakika önce)
    Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugüne kadar kimin malına çöküp, karşılıksız, bedelini yüksek yüksek ödemeden el koymuş? Var mı böyle bir örnek? Türkiye Cumhuriyeti böyle bir devlet midir? Aksine halk devletin hazine arazisine çökmüş oradan büyük rantlar elde etmemiş midir? Halk devletin malını işgal etmiş, işgal edenin yanına kâr kalmamış mıdır her zaman? Şu içinden gectigimiz olağanüstü durum ortadayken bir kaç günde bir devlet milletin malına göz dikmiş, el koymuş, çökmüş gibi haberler yapmakta amacınız nedir?
    0
    0
    Yanıtla
  • Fırat (1 saat önce)
    Devlet yapılması gerekeni yapmıştır ne yani bu istemezükçü kafaların keyfini mi bekleyecekti.Burda algı operasyonu yapmayın. İstimlak da Devlet fazlasıyla hakkını veriyor daha ne istiyorsunuz.
    0
    0
    Yanıtla
  • CAFER CANBAY (3 saat önce)
    Bunlar En eyi günlerimiz Gayrimenkülü sattılar sıra şimdi vatandaşlara gelecek.
    0
    0
    Yanıtla
  • bek (5 saat önce)
    Bu işlemleri yapanlara cezai işlem uygulanmadığı sürece böyle keyfilikler sürer.dahada artar. çünkü yapanın yanına kâr kalıyor
    %85
    %15
    Yanıtla
  • Ahmet (6 saat önce)
    Mv.Abdurrahman Babacan rezerv alanlarda her fırsatta "projeyi bozan sağlam yapıları yıkın, biz onları hallederiz", "rezerv alana engel olanın gözünün yaşına bakmayız" diyordu ! Yüksek yüksek laflar ediyordu. Tabiki bu hukuksuzluğun en baş sorumluları Akp milletvekilleri, çevre-şehircilik ve akp belediye başkanlarıdır. El birliği ile Milletin malına kanunsuzca çöküyorlar, kaç defa söyledik. Rezerv alan yasası depremden önce "yerleşim yeri dışında oluşturulacak hazine arazileri" idi. Depremden 5 gün sonra yerleşim yerlerini dahil ettiler. Yetmedi Aralık 2023'de Mecliste kanun çıkarıp "rezerv alanda kalan SAĞLAM/HASARSIZ yapıların tahliyesi için "elektirik-su-doğal gazını kesme, kolluk kuvveti ile tahliye, yapılacak bu masrafları tapuda payına borç kaydetme ya da ipotek etme" olarak daha da çıtayı yükseltip Milleti perişan etmediler mi? Evi yıkılanın derdine düşmeyip, evi sağlam olanın ya da arsası olanın elindeki malı nasıl alırız derdine düşüldü. KANUNSUZ İŞ YAPIYORSUNUZ, HESABINI BU DÜNYADA SORACAĞIZ !
    %76
    %24
    Yanıtla