SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Hurufattan Dijitale 40 Yıl

0
Güncellendi - 2015-12-27 21:52:03
Hurufattan Dijitale 40 Yıl
A- A+ PAYLAŞ

Görüş Gazetesi'nin 40. Yayın Yılında Görüş'çüler Yazdı

Raşit KISACIK

Gazetemiz GÖRÜŞ'ün sahibi,  yürekli, vefakar ve bölgesel gazetecilikte tüm zamanların önde gelen yenilikçisi olan  sevgili CEVDET BARIŞ  arayıp gazetenin 40. Yılı olduğunu söylemeseydi belki de hatırlamazdım…

Duygusallık olarak algılamayın söyleyeceklerimi… ”Yaşayan bilir” derler ya..

Ağlıyorum ama bu 40 yıl içersindeki yaşanmışlıklar yüzünden gözyaşlarımda yok olmuş artık,. Ama için için ağlıyorum.

Dile kolay 40 kocaman yıl. Yani bir ömür..

Aynı zamanda benim evlilik yıldönümüm..

Amatör gazetecilikte 44. Yılım.

Profesyonel gazetecilikte 41. Yılım.

Gururluyum,

Çünkü GÖRÜŞ gibi bir okulun ilk öğrencilerindenim..

Sevinçliyim,

Çünkü GÖRÜŞ başlangıcından bugüne kadar ne çizgisinden, ne tarafsız yayıncılığından ödün vermeden 40 yılı deviriyor.

Hüzünlüyüm,

Çünkü GAYRET gazetesinden sonra ikinci gazetem GÖRÜŞ'ün  40. yılını duydum ve yaşlanmakta olduğumu anlayıp irkildim…

40 yılın yanına “HURUFATTAN DİJİTALE” cümlesini eklemek gerekiyor. (Affedersiniz Hurufat tek tek harflerin kurşuna dönüştürülmüş hali. Bu harfler yan yana getirilip KUMPASA diziliyor ve cümle oluyor, cümleler satır, satırlar mizanpajla sütuna, sütunlar sayfaya dönüştürülüyordu.-Kumpas dediysek şimdilerde söylenen anlamda değil. O da bir aletti.) 

Haa… Haber ya da röportaj daktilo ile (yanlış satır ya da harf yazıldığında yenileniyordu) yazılıp mürettibe (yani haberi Entertip denilen makinede harfler ya da satırlar kurşuna döküldükten sonra gazete sayfasını hazırlayıp dizen) verilirdi.

Vay be, o zamanlar gerçekten gazeteciymişiz şimdilerde daha anlıyor insan… 

Eskiden gazetecilik vardı. Gazeteciler vardı. 

Kimse yanlış anlamasın ve incinmesin. 

Gerçekten gazeteciydik. Adam gibi adamdık. Siyaha siyah, beyaza beyaz derdik. Vururduk fotoğraf makinemizi sırtımıza… Pütürge'nin Şiro Çayı , Hekimhan'ın maden yüklü dağları, Doğanşehir'in fasulye üreticisi, balast işçisi benim, Yeşilyurt'un merdiven altı dokumacıları, Arguvan'ın türkü derlemecileri, Akçadağ'ın armut, Arapgir'in üzüm üreticisi senin, der;  dağ bayır, çamur kış demeden gider hem haberimizi, hem röportajımızı yapar, sorunların çözümlenmesi için sesleri tüm yalınlığı ile iletirdik yetkilisine. Şimdilerdeki gibi iki ajansın haberine kalmamıştık. 

Hemi de otobüs ya da minibüsle, güzergah üstündeyse trenle giderdik gideceğimiz yerlere...

Tüm duyduklarımızı, gördüklerimizi, konuşulanları, herkesin görmek isteyip de göremediklerini şiir tadında anlatırdık.. El yapımı klişelerle süslemeye çalışırdık haberi, röportajı..

Bazen patronumuz sevgili Cevdet Barış yeni aldığı arabasıyla bizi büyük kentlere gezmeye götürdü. O zaman bir oturuşta 3-4 günlük gazete için stok hazırlardık. Hem de tümü yerel haberlerden oluşmuş türden…  

Haber ya da röportaj çıkmadan; haberin, röportajın başlayacağı günü, konuyu ve başlığı yazardık.

Serde de, kelimelerimizde, her satırımızda dürüstlük ve tarafsızlık vardı.. Kendi siyasi görüşümüzü asla yansıtmazdık satırlara..

Görüşlerimiz bir olmasa da Valisi, Emniyet Müdürü, Jandarma Komutanı, Belediye Başkanı velhasıl tüm yerel yöneticiler, hemen her gün uğrardı bu okula.. Siyaset konuşulmaz yalnızca Malatya ve haber konuşulurdu.

GÖRÜŞ o nedenle, yani başlangıcındaki çizgisinden taviz vermediği için bugünlere geldi ya..

O gün ne yazdıysak bugünde o yazdıklarımızın altına göğsümüzü kabartarak imzamızı atacağımızı söyleyerek…

Hak yemeyen patronluğu Cevdet Barış'tan gördük. Patron gibi patron olmayı..Aslında patrondan çok arkadaş, dost, kardeş olmayı..

Neyse o zamanların çok çok zorluklarla gazetenin nasıl çıkarıldığını anlatmak  sayfalarca bize de siz okurlara da sabır gerektirir.

Şimdiki gazetecilik dijitalleşti. Yani hurufattan dijitale geçtik.

Gençler artık kağıt ve mürekkepli gazeteleri okumuyor ve gazeteler yeni okur kitlesi oluşturamıyor.. Peki şimdiki gençler gazete okumuyorlar mı? Elbette okuyorlar.

Artık bunu internet aracılığıyla yapıyorlar. Dijital teknolojinin akıllı telefonlarla bizim cebimize girmiş olmasıyla artık iletişimin cereyan ettiği ekran ve alan da değişti. Artık iletişimi büyük ekranlarla değil, gittikçe küçülen akıllı telefonlarla gerçekleştiriyoruz. Bu olgu her şeyi değiştiriyor. 

Şimdi  başta bulunan, siyasete egemen olanlar muhalif yazıları tepkiyle  karşılıyor. Bekliyor ki sürekli kendisinden bahsedilsin ve her satırda da övgüler dizilsin.

O yazıya ne haber, ne röportaj denir aslında. Bu tür yazıya denilse denilse METHİYE denir. 

Gerçek gazetecilik bir muhalefet mesleğidir. Aksayan, iyi işlemeyen, yanlış yapılan, yasalara aykırı olan, toplum vicdanını sızlatan, vatan ve milletin zararına olan şeyleri yakalayıp teşhir etmek ve bunların iyi işlemesi için birtakım fikirler, görüşler  bulup onları yayınlamaktır.

Bunu yaptın mı senden kötü gazeteci yoktur. En azından ilan ambargosu yer gazeten. Sense eleştirine muhatap olanın yaygarası ile ya faşist, ya komünist ya da dinsizsin! Ne alakası varsa? 

Muhalif yazı yazdın mı; ya şucu ya bucu yapıverirler hemen.

Yazanı sosyal etkinliklerine bile dahil etmezler..Sanırsın o koltuklarında ölene kadar kalacaklar..Kimler geldi kimler geçti oysa o makamlardan …

Var mı geçmişteki yalakalardan hiç bahseden?

Var mı anılan hatırlanan, özlenen?.. 

Allaha şükür, dün  mesleğimizi nasıl yapıyorsak bugünde aynıyız..

İşte bu nedenle GÖRÜŞ 40 yılı doldurdu. Çizgisinden ödün vermeden.  Çok “kulp” takılmak istendi ama hiç biri tutmadı..

Neyse...   

Teknolojik değişim 40 yılda gerçekleşmiş demek ki!

İşte koca bir ömür!

Benim hurufatlı yıllardaki GÖRÜŞ okulunda 8 yılım geçti…

Helal olsun..

Daha sonra  Cumhuriyet, TRT,Hürriyet, Söz, Nokta, Anadolu Ajansı  Vs..

30'u aşkın ödülümün üçte biri GÖRÜŞ zamanında aldığım ödüller. Gazetecilik başarı ödülleri..Haber, Röportaj, dizi yazı vs..

2000 yılı emeklilik.

Şimdi ise kitap yazımı…  Araştırma kitapları…

İki yeni kitabım yayıncımın matbaasında. 26 kitap olacak iki yeni kitapla.  “İL İL YÖRESEL SÖZLÜK” ile “SIKIYÖNETİM KOMUTANLIĞINDAN BİLDİRİLMİŞTİR” kitapları.

Zaten şimdi gazeteciyim demeye de utanıyorum ya..

Çünkü şimdiki gazetecilik (istisnalar dışında) dijital ve yandaş demekte ondan!!.

Biz 40 yıl önce de mutluyduk şimdi de mutluyuz gururluyuz..

Çizgimizden hiç ödün vermediğimiz için mutluyuz. GÖRÜŞ'ü aynı çizgide görmekten mutluyuz, gururluyuz, sevinçliyiz.

Değerli Cevdet Barış  ile 40 yılda emeği geçen tüm yazarı, çizeri, dizeri, dağıtanı, satanı ve tüm okurlar haklarını helal etsin bize..

BİZDEN YANA TÜM OKURLARA VE MALATYALILARA, VARSA HAKKIMIZ KOCAMANINDAN HELAL OSUN! 

GÖRÜŞ'ÜMÜZE DAHA NİCE MUTLU YILLAR DİLER, SAYGILAR SUNARIM..

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız