Amasya'da çekilen bu fotoğraftaki iki kişi, şimdi çok daha üst görevde olan, fakat aynı dönemde Malatya'da "üst" düzey memuriyet görevinde bulunan isimler. Biri İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu, diğeri fotoğrafta yanında görülen Amasya Valisi Erhan Tanju. Amasya'da yapılan ve aralarında Malatya Belediye Başkanı Cemal Akın'ın da bulunduğu 32 kent belediye başkanının katıldığı "Belediye Başkanları Semineri" için Amasya'ya giden İçişleri Bakanı Aksu, 1975-1976 yıllarında Malatya Emniyet Müdürü idi. Kendisini karşılayan Amasya Valisi Tanju ise, aynı dönemde Arapgir ilçesi Kaymakamı idi..
AKIN'IN DA KATILDIĞI TOPLANTI..
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Amasya'da 32 belediye başkanının katılımıyla yapılan İl Belediye Başkanları Semineri'ne iştirak etmek üzere kente geldi. Seminerde bir konuşma Bakan Aksu, sadece kendi partilerinin değil, tüm halkın başkanları olduklarını hatırlattığı belediye başkanlarına, adaletten ayrılmamaları tavsiyesinde bulundu. Bakan Aksu, başkanların emeklilikleriyle ilgili olarak da, "Başkanlarımızın farklı sosyal güvenlik kurumlarından emekli olmasından dolayı ortaya çıkan uygulamanın giderilmesi için çalışma yapıyoruz" dedi.
İçişleri Bakanı Aksu ile beraberindeki AKP Genel Başkan Yardımcısı Akif Gülle ve AKP Amasya Milletvekili Hamza Albayrak'ı taşıyan helikopter, Köy Hizmetleri Etüt Proje Müdürlüğü'nün sahasına indi. Aksu'yu, Vali Erhan Tanju, Belediye Başkanı İsmet Özarslan, AKP İl Teşkilatı Başkanı Mustafa Yıldız karşıladı. Özel bir otelin toplantı salonunda yapılan İl Belediye Başkanları seminerine Şırnak, Batman, Sivas, Adıyaman, Kütahya, Bartın, Yozgat, Kilis, Erzincan, Çanakkale, Bayburt, Osmaniye, Muğla, Kırşehir, Trabzon, Giresun, Bingöl, Denizli, Isparta, Nevşehir, Bolu, Bitlis, Malatya, Çankırı, Burdur, Elazığ, Çorum, Tokat, Uşak, Kırşehir, Hakkari ve Amasya belediye başkanları katıldı.
Sözlerine, başkanlara Yerel Yönetim Kanunu hakkında bilgi vererek başlayan Bakan Aksu, yerel yönetimlerin etkinliğinin önemine değindi. Aksu, "Demokratik yönetim anlayışını geliştirmenin temel öğelerinden birisi de yerel yönetimlerin etkinliğinin sağlanmasıdır. Öyle ki, bir ülkenin demokratik rejiminin geldiği seviye, o ülkenin yerel yönetimlerine ayrılan yetki, sorumluluk ve mali kaynaklarıyla ölçülmektedir. Gerek hükümet programlarımız gerek Acil Eylem Planı'nda saydam, katılımcı, etkin ve verimli çalışan bir kamu yönetimini taahhüt ettik. 3 yıla yakın süredir hem uygulama hem de mevzuatta önemli yeniliklere imza attık. Buna rağmen ülke olarak yapmamız gereken daha çok iş olduğuna inanıyoruz" dedi.
Yerel Yönetimler Reformu'nun senelerdir hükümetlerin gündeminde olan; ancak cesur adımların bir türlü atılamadığı bir konu olduğunu dile getiren Aksu, "Bu noktada pek çok ciddi çalışma yapıldı, biz de sözümüzde durduk. 22. dönem parlamentomuz bu yasaları parlamentodan geçirdi. Yeni Kamu Yönetimi anlayışı çerçevesinde Büyükşehir Belediye Kanunu, Belediye Kanunu, Özel İdare Müdürlükleri Kanunu da yasallaştı. Mahalli İdare Birlikleri Kanunu da çok önemliydi. Bugüne kadar Mahalli İdare birlikleriyle ilgili mevzuat 1580 sayılı yasanın içerisinde birkaç maddeden ibaretti. Biz yeniden düzenledik. Yerel Yönetim Birlikleri'ne önem veriyoruz. Köye Hizmet Götürme Birlikleri'ne yeni fonksiyonlar yükledik. 2007 yılına kadar yeterli içme suyu olmayan, yolu standart olmayan köy kalmasın istiyoruz. Bunları bu birliklerle yapıyoruz. Birliklere para göndermeye başladık" şeklinde konuştu.
"TÜM HALKIN BELEDİYE BAŞKANISINIZ"
Belediye Kanunu'nda yapılan yeni değişikliklerin kanunun temel mantığını değiştirmediğini ifade eden Bakan Aksu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"5272 sayılı Belediye Kanunu bir defa cumhurbaşkanından geri gelmişti. Biz yasayı, cumhurbaşkanının geri gönderme gerekçelerini de dikkate alarak parlamentoda yeniden düzenleyip kendisine onay için gönderdik. Nitekim Cumhurbaşkanımız da onayladı ve kanun yürürlüğe girdi. Ancak, Anayasa Mahkemesi yasayı şekil yönünden iptal etti.
Görüşülmesi için 6 aylık süre verildi. Yasanın son ilave edilen bir ek madde oylaması, nitelikli çoğunluk isteyen bir maddeydi. O madde için geneli oylarken aranılan nitelikli çoğunluğa ulaşılmadı, ancak kanunun kabulü için gerekli çoğunluk vardı, Meclis Başkanlığı tarafından bu böyle kabul edildi. Anayasa Mahkemesi oylamayı şekil yönünden iptal etti. Biz zannediyorduk ki, sadece yasa gelecek, son oylamayı yeniden yapacağız, yani mantıken öyle gözüküyor; fakat öyle değilmiş, yasayı tasarı olarak yeniden hazırladık ve komisyona sunduk. Geçtiğimiz hafta yeni tasarıda kanunun uygulanması sırasında ortaya çıkan, sizlerden bize intikal eden bazı değişiklikleri de yapmak suretiyle; ama yasanın temel özelliğine dokunmadan hazırladık, Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunduk. Bu hafta ya da önümüzdeki hafta kanunu TBMM Genel Kurulu'nda görüşüp cumhurbaşkanının onayına sunacağız. Bu yeni düzenlemeler, kanunun temel mantığında bir değişikliğe gidilmeden, daha mükemmel ve daha uygulanabilir bir hale gelmesi için yapılan değişikliklerdi."
Belediye başkanlarının emeklilikleri konusunda yeni düzenleme yapılması için çalışmaların sürdüğünü de kaydeden Aksu, "Emekli olan belediye başkanlarımızda bazı farklılıkların olduğu gündeme geldi. Emekli Sandığı'ndan emekli olmuş belediye başkanımız, emekli maaşıyla birlikte makam tazminatını da alıyor. Bir eşitsizlik vardı. Bizim hükümet olarak Sosyal Güvenlik Reformu Yasası'nda bu sosyal güvenlik kuruluşlarının da bir çatı altında toplanması hedefimizdi. Nasıl hastaneler bir çatı altında toplanacak dedik ve gerçekleştirdik, sosyal güvenlik kuruluşları da bir çatı altında toplanacak, bu çalışmaları yapıyoruz. Başkanlarımızın farklı sosyal güvenlik kurumlarından emekli olmasından dolayı farklı bir uygulamanın giderilmesi konusunda bir çalışma yapıyoruz" şeklinde konuştu. Belediye başkanlarına nasihatte bulunmayı da ihmal etmeyen Aksu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Artık belediyelerimizin yönetim ve sorumluluğu sizlerde. Mensubu olduğunuz partiye oy verenlerin değil, tüm belde halkının, o ilin, ilçenin tümünün temsilcisi olduğunuzu asla unutmayın. Ayrım gözetmeksizin herkese doğru adil, doğru ve saygılı davranın. Evsiz ve sokakta yaşayan insanlar, sokakta yaşayan çocuklar, madde bağımlısı insanlar, engelli vatandaşlar, yardıma muhtaç yaşlı ve kadınlar artık sizlerin güvenli ellerine emanet. Bu konuda yapacaklarınız bir görev olmaktan öte, insan olmanın insanı sevmenin ve toplumsal dayanışmanın da en tabii gerekleridir. Birlikte yaşadığımız ve birçok şeyi paylaştığımız aziz milletimize karşı borcumuzu ödemenin en iyi yolu ve fırsatıdır. İnsanımıza ve geleceğimize sahip çıkalım."
